GÜNDEM - 14 Temmuz 2019 Pazar 11:13

Heyelan yüzünden restorasyonu geciken cami yıkılmak üzere

A
A
A
Heyelan yüzünden restorasyonu geciken cami yıkılmak üzere

Tokat'ta meydana gelen heyelanda büyük zarar gören Horuç Camii yaklaşık 4 yıldır ibadete kapalı bulunurken, vatandaşlar heyelanın durdurularak caminin bir an önce restore edilmesini istiyor.

Akdeğirmen Mahallesi'nde yaklaşık 4 yıl önce bir inşaat temel kazısı çalışmaları sonrasında Horuç Camii'nin duvarlarında derin çatlaklar meydana geldi. Cami yıkılma tehlikesine karşı ibadete kapatılırken, kubbe kısmı ve dış duvarları ağaç direklerle desteklendi. Mahalledeki evlerin de kayma riskine karşı bölge riskli alan ilan edildi. Fore kazıkları çakılarak kaymaya karşı önlem alındıktan sonra cami ve çevresindeki evler 2018 yılında riskli alandan çıkarıldı. Son olarak Nisan ayında Sivas Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu üyeleri ile İstanbul Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Özden camide incelemelerde bulundu. Yüzeysel kaymanın devam ettiği öngörüsü ile henüz restorasyon çalışmaları başlatılamazken, yıllardır camileri ibadete kapalı olan mahalle sakinleri ise heyelanın durdurularak biran önce restorasyon çalışmalarının başlatılmasını bekliyor.
Mahalle sakinlerinden Fikret Aydemir, daha önce yangın tehlikesi de atlatan caminin alt tarafına inşaat için yapılan temel kazısı sonrasında kullanılamaz hale geldiğini söyledi. Aydemir, “Camimizin alt tarafında inşaat yapılıyordu. Temel kayması sonucu bu hale geldi. Yaklaşık 4 yıldır camimiz bu şekilde duruyor. Gelip bakıyorlar, güçlendirme yapıp gidiyorlar. Yolda da kayma var. Gittikçe hasar büyüyor. Bunun biran önce yapılmasını istiyoruz. İlgilenmelerini istiyoruz. Caminin içine girenler var, tinerciler giriyor çıkıyor. Kablolarını çalıyorlar, yani bakımsız. Tarihi bir camimize sahip çıkmalıyız. Başka ülkede olsa böyle olmazdı” diye konuştu. 

Öte yandan Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, statik raporları ve restorasyon projesi hazırlanan caminin zemininde yüzeysel kayma olduğunun gözlemlendiği kaydedildi. Sivas Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunun alacağı karara göre restorasyon çalışmalarının planlanacağı bildirildi


Nurhan İçmez

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya Amasya’da koyun sürülerinin yayla göçü erken başladı Amasya’nın Taşova ilçesinde mevsim normallerinin üstünde artan sıcaklıklar nedeniyle koyun sürülerinin yaylaya göçü bir ay erkenden başladı. Sürülerin renkli yolculuğu havadan dronla görüntülendi. Amasya’da hava sıcaklıkları 30 dereceyi gördü. Mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden hava sıcaklıkları sebebiyle yaylaya göç de erken başladı. Besiciler hayvanlarını yaz boyunca yüksek rakımlı arazilerde otlatarak verimliliği artırmayı hedefliyor. Taşova’da hayvancılık yapan Recep Taş (44) havaların ısınmasıyla birlikte kendilerine ait 500 koyun ile birlikte Akdağ Başyurt Yaylası’na ulaşabilmek için yola çıktı. Koyun sürülerin yolculuğu 24 saat sürdü. “Bu sene havaların kurak olmasından dolayı 40-45 gün erken gitmek zorunda kaldık” Dedelerinden kalan çobanlık mesleği devam ettiren Recep Taş, “Bu sene havaların kurak olmasından dolayı 40-45 gün erken gitmek zorunda kaldık. Nasip bundan sonrası. Yolculuğumuz 24 saat sürecek. Zorlanmamak olur mu? Uykusuzluğu var, yol yürümesi var. Muhakkak her mesleğin bir zorluğu vardır” dedi. Koyunlarının sürü halinde yaylaya göç etmesinin dedelerinden gelen bir gelenek olduğunu anlatan Taş, “Dedelerimizden sonra babam yapmış bu işi. Ondan sonra biz yapmaktayız. Bizim çocuklarımız yapacak bu işi. Yaylada Ekim ayının 15’ine kadar durmamız gerekiyor. Ondan sonra aynı tekrar bu şekilde buraya ineceğiz” diye konuştu. “Orta Asya’dan beri göç halindeyiz, Yörük’tür kökenimiz” Göçebe geleneğinin kökeninin Orta Asya’ya dayandığını hatırlatan Besici Şamil Soyal da “Orta Asya’dan beri göç halindeyiz. Kökenimiz Yörük’tür. Bu sene de havaların kurak gitmesinden dolayı hayvanlarımızı biraz erken yaylaya yolculuk yaptırdık. Yayla adı üzerinde mera alanı. Burada insanlarımız sonuçta tarım arazisinde yapıyor. Ama mera alanı olduğu zaman yayılım, hava değişimi var. Burada koyunlar ağrıma yapıyor ama yaylada ağrıma yapmıyor soğuk. Sağım yapmak isteyen sağımını yaparak peynirini ve sütünü alıyor” şeklinde konuştu. Yaptıkları işin günden güne kaybolduğuna dikkat çeken Soyal, “Devletimiz acil bu işe destek vermesi lazım. Ne gerekiyorsa onu yapması lazım. Yani küpe parası veriyor devletimiz, yıllık 100 lira hayvan başı. Ama bu yeterli gelmiyor. ’Devletimiz bize sigorta versin, maaş versin, hayvancılığımız 100 ise 200-300 yapalım’ şeklinde hayvancılarımızın talepleri var” ifadelerini kullandı.
Batman Yüksek dağlardan toplanan ışkın bitkisi hastalıklara iyi geldiği gerekçesiyle adeta kapışılıyor Batman’ın Sason ilçesinde yüksek rakımlı dağlarda karların erimesiyle ortaya çıkan ve bölgede yayla muzu olarak adlandırılan ışkın bitkisi, bir çok hastalığın şifa kaynağı olduğu gerekçesiyle kilogramı 150 lira olmasına rağmen yoğun rağbet görüyor. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki yüksek kesimlerde yetişen, kuzu kulağıgiller familyasının ekşimsi tadıyla kiviyi andıran ve muz gibi soyularak yenildiği için ’yayla muzu’ da denilen ışkın bitkisinin olgunlaşmasıyla bölgede yaşayan bir çok vatandaşa gelir kaynağı oldu. Sason ilçesine bağlı köylerde yaşayan vatandaşlar sabahın erken saatlerinde dağlardan kopardığı Işkın bitkisini ilçe merkezine getirerek kilosunu 150 liradan satarak aile geçimini sağlıyor. Işkın bitkisinin başta kalp rahatsızlığı olmak üzere bir çok hastalığa iyi geldiği için yoğun talep gördüğünü belirten vatandaşlardan Zülküf Ebinç, yüksek dağlardan kopardığı ışkın bitkisini ilçede satarak ailesini geçindirdiğini söyledi. Ebinç, “Bu bitkinin adı ışkındır. Yayla muzu olarak da biliniyor. Işkın Sason ilçesinde yüksek kesimlerde yetişiyor. Bir çok hastalığa ilaç olduğunu biliyoruz. Başta kalp rahatsızlığı olmak üzere tansiyon rahatsızlığı ve şeker hastalığına ilaçtır. Biz bunu aile geçimimizi sağlamak için sabah erken saatlerde grup olarak çıkıp yüksek dağlardan kopararak getirip kilosunu 150 liradan satıyoruz” dedi. “Bu bitki şifalı olduğu için çok tercih ediliyor” Işkın bitkisini koparmak için gece saatlerinde yola koyulduklarını belirten vatandaşlardan Hasan Yıldırım, “Bu bitki yüksek kesimlerde yetişiyor. Bu bitki şifalı olduğu için çok tercih ediliyor. Şu anda kilosunu 150 ile 200 lira arasında satıyoruz. Herkes çok tercih ediyor. Günlük 150 kilo toplayarak satıyoruz. Bu bitkiyi koparabilmek için gece saat 03.00 gibi yola çıkıyoruz. Yaklaşık 5 saat yol yürüyoruz. Çok yüksek yerde yetiştiği için dönüşümüz akşamı buluyor” diye konuştu.
Denizli Başkan Çavuşoğlu, CHP İlçe Örgütünü ağırladı CHP Merkezefendi İlçe Örgütü, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu ziyaret ederek görevlerinde başarı ve kolaylıklar diledi. Başkan Çavuşoğlu ziyarette, “Denizli’nin geleceği için hep beraber güzel işlere imza atacağız” dedi. 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Yerel Seçimlerinin ardından görevine başlayan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, CHP Merkezefendi İlçe Başkanı Müjdat İlhan ve yönetim kurulu üyelerini makamında ağırladı. CHP Merkezefendi İlçe Başkanı Müjdat İlhan misafirperverliği için Başkan Çavuşoğlu’na teşekkür ederek, görevinde başarılar diledi. CHP Merkezefendi İlçe Başkanı İlhan, “Sokaktaki yurttaşımız gibi biz de size teşekkür ediyoruz. Çünkü uzun zamandır hepimiz için Cumhuriyet Halk Partili kadroların hizmet üreteceği bir alanı sizinle kazanmış olduk. Değerli yönetim kurulu üyelerim, kadın kollarım, gençlik kollarım bu çabanın içinde emek harcadılar, çok güzel sonuçlar aldık. Kimsenin inanmadığı noktalarda sizdeki inançla, biz de ona inanmıştık ve ilçe belediyelerimizle beraber Denizli’ye damga vurdunuz. Uzun yıllardır sizi tanımış olmak sebebiyle gayet rahat söylüyorum, eminim bu görevi layıkıyla yapacaksınız, başarınızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Zor bir süreç, çabalarınızı ilk günden beri takip ediyorum. Hiçbir bahaneye sığınmayacağınızdan da adım gibi eminim. Başarılarınız daim olsun” dedi. “Denizli’nin geleceği için hep beraber güzel işlere imza atacağız” Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Çavuşoğlu ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti belirterek, “Bu yolculuğumuzda hepinizle birlikte yoğun bir sürecin içinden geçtik. Denizli’nin geleceği için hep beraber güzel işlere imza atacağız. Güzel şeyleri yaşama geçirmek için bir mücadele içerisinde olacağız. Bu güzel ziyaretiniz için teşekkür ediyorum. Dayanışma ile her zaman Denizli halkının menfaatine istekleriniz olacağına şüphemiz olmadığı için isteklerinizi yerine getirmek için de bizler elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı.