POLİTİKA - 06 Eylül 2021 Pazartesi 10:45

İçişleri Bakan Yardımcısı Çataklı: '98 terörist etkisiz hale getirilmiştir'

A
A
A
İçişleri Bakan Yardımcısı Çataklı: '98 terörist etkisiz hale getirilmiştir'

İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, “Terör arananlar listesinde turuncu kategoride 3 ve gri kategoride aranan 4 terörist olmak üzere toplam 7 sözde üst düzey teröristin de aralarında bulunduğu 98 terörist etkisiz hale getirilmiştir” dedi.

İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, bakanlığın konferans salonunda düzenlediği aylık basın bilgilendirme toplantısında ülkede son bir ayda yaşanan olaylar ve gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu.

Rize ve Artvin’de meydana gelen sel felaketinde 4 bini aşkın personelin görev aldığını belirten Çataklı, “Rize ve Artvin sel afetinde; ilgili bakanlıklar, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile STK’lar toplam 4 bin 737 personel ve bin 292 araç veya iş makinesi, çalışmalara katılmıştır. Her iki ilimizde toplam 7 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, Rize’de kaybolan 2 vatandaşımızın arama çalışmaları halen devam etmektedir. Her iki ilde toplam 367 konut, 528 iş yeri ve 411 araçta hasar meydana gelmiş ve bu zararlar karşılanmıştır.

Acil ihtiyaçların karşılanması için; AFAD tarafından bölgeye 45,6 milyon, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından toplam 22 milyon TL ödenek gönderilmiştir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye afet müdahale planı çerçevesinde, çalışmalar ilgili tüm birimler tarafından sürdürülmüştür”

Yurdun çeşitli bölgelerinde meydana gelen orman yangınları hakkında açıklamalarda bulunan Çataklı, “Sel afetlerinin hemen ardından, 28 Temmuz’dan itibaren Antalya, Muğla, Aydın, Isparta, Karabük, Denizli, Osmaniye, Mersin, Adana, Kilis ve Hatay illerimizde orman yangınları çıkmış, Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerimiz, itfaiye ekipleri, İçişleri Bakanlığımıza bağlı AFAD, jandarma, emniyet ve sahil güvenlik ekipleriyle başta olmak üzere ülkemizin her köşesinden 27 bin 900 personel ve aralarında 16 uçak, 64 helikopter, 11 İHA, 69 TOMA’nın da bulunduğu 5 bin 467 araçla yangınlara müdahale edilmiştir. Türkiye afet müdahale planı çerçevesinde, çalışmalar ilgili tüm birimler tarafından sürdürülmüştür. Yangınlar neticesinde bin 775 bina, 2 bin 704 bağımsız bölüm ağır hasarlı olarak tespit edilmiştir. AFAD tarafından hak sahibi olan vatandaşlarımıza konut yapılacaktır. Konut, iş yeri ve araçlarda meydana gelen zararların tespiti ve ödemesi büyük oranda tamamlanmıştır. Bölgeye acil ihtiyaçların karşılanması için; AFAD tarafından 18 milyon 400 bin, Çevre ve Şehircilik, Aile ve Sosyal Politikalar, Tarım ve Orman Bakanlıkları tarafından toplam 80 milyon 300 bin TL ödenek gönderilmiştir” diye konuştu.

“Kastamonu-Bartın ve Sinop’ta sel afetiyle karşı karşıya kaldık”

Kastamonu-Bartın ve Sinop’taki sel felaketleri nedeniyle 82 vatandaşın hayatını kaybettiğini söyleyen Çataklı, “Gerçek anlamda bir küçük kıyamet olarak nitelendirebileceğimiz bu afet neticesinde 71’i Kastamonu’da, 10’u Sinop’ta, biri de Bartın’da olmak üzere toplam 82 vatandaşımız hayatını kaybetmiş; Kastamonu’da 9 ve Sinop’ta 6 olmak üzere toplam 15 vatandaşımız da halen kayıptır. Arama çalışmaları her iki ilimizde şu anda 605 personel, 1 sahil güvenlik gemisi, jandarma emniyet ve sahil güvenlikten toplam 9 bot, bir uçak, bir JİKU ve yine bu üç kurumdan toplam 12 helikopter ile devam etmektedir. Afetin ilk anından itibaren bin 345 kişi helikopterlerle, 501 kişi de kurtarma botlarıyla tahliye edilmiştir. Kastamonu, Sinop ve Bartın illerimizde meydana gelen sel afeti sonuncunda tüm çalışmalarda kamu ve STK’larla birlikte toplam 11 bin 338 personel, 2 bin 862 araç ve iş makinesi görev yapmıştır. Her 3 ilimizde Kızılay koordinesinde beslenme çalışmaları eksiksiz yürütülmüştür. Toplam 928 bin 796 öğün sıcak yemek verilmiştir” dedi.

“Çalışmalara devam edilmektedir”

Sel felaketinin ardından gerekli çalışmaların devam ettiğini aktaran Çataklı, "Üç ilimizde de AFAD ve SYDV tarafından araç, iş yeri ve konut için doğrudan nakdi yarım olarak ve Tarım Orman Bakanlığımızın yardımlarıyla birlikte 8 bin 236 aileye toplam 106 milyon 435 bin 921 TL nakdi ödeme yapılmıştır. Cumhurbaşkanlığı, AFAD, İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından bu afet için bölgeye aktarılan toplam ödenek miktarı 287 milyon 283 bin 580 TL olup, bunun 246.5 milyonluk kısmı nakdi yardım ve altyapılar için ilk elde harcanmıştır. Çalışmalara devam edilmektedir” şeklinde konuştu.

“Bu yıl 40 bin 98 Afganistan uyruklu düzensiz göçmen yakalanmıştır”

Ülkede 2021 yılından itibaren 40 binden Afganistan uyruklu düzensiz göçmenin yakalandığını belirten Çataklı, “Ülkemizde 2018 yılında 268 bin; 2019 yılında 454 bin; 2020 yılında salgından kaynaklı tüm olumsuzluklara rağmen 122 bin, yani pandemiye rağmen geçen yıl göçü engelledik. Yılbaşından bugüne kadar da 94 bin 915 düzensiz göçmen yakalanmıştır. Afganistan özelinde ise 2019 yılında 201 bin 437, 2020 yılında salgın koşulların 50 bin 161 ve bu yıl halen, 40 bin 98 Afganistan uyruklu düzensiz göçmen yakalanmıştır”

“Düzensiz göçmen sayısında, geçmiş yıllara oranla bir artış söz konusu değildir”

Şu an için büyük bir göç akımının söz konusu olmadığının altını çizen Çataklı, “Türkiye’ye Afganistan’dan gelen düzensiz göçmen sayısında, geçmiş yıllara oranla farklı bir artış, son olaylara bağlı anormal bir yükseliş, ülkemiz sınırlarına dayanmış kafileler halinde yeni büyük bir göç akımı şu an için asla söz konusu değildir. 2019 yılında sınırda girişi engellenen yabancı sayısı 442 bin 800, 2020 yılında 505 bin 375; bu yıl da, yılın yarısı geçmesine rağmen 307 bin 850’dir. Dolayısıyla yeni ve anormal bir artış iddiası, rakamlarla teyit edilmemektedir. Bununla birlikte Afganistan’da yaşanan gelişmeler ve siyasi istikrarsızlığın göç hareketliliğini tetikleme ihtimalinin farkında olarak bakanlığımız birimlerince gelişmeler yakınen takip edilmektedir. Sınırlarımızda görevli arkadaşlarımız gecesini gündüzüne katarak çalışmaktadırlar. Bu kapsamda düzensiz göçün önlenmesi için her türlü tedbir de duraksanmadan alınmaktadır” ifadelerine yer verdi.

“Ağustos ayında toplam 18 terör eylemi engellenmiştir”

Ağustos ayı içerisinde sözde 7 üst düzey teröristin yakalandığının bilgisini veren Çataklı, “İçişleri Bakanlığı koordinesinde yürütülen iç güvenlik operasyonları çerçevesinde 2021 Ağustos ayında kırsal alanda 3’ü büyük, 24’ü orta çaplı olmak üzere 12 bin 3 kırsal operasyon ve terör örgütlerinin şehirlerde faaliyet yürüten hücre yapılanması ve iş birlikçilerine yönelik 996 operasyon yapılmıştır. Bu operasyonlarda aralarında İçişleri Bakanlığı terör arananlar listesinde turuncu kategoride 3 ve gri kategoride aranan 4 terörist olmak üzere toplam 7 sözde üst düzey teröristin de aralarında bulunduğu 98 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bunlardan 36’sı ölü, 38’i sağ, 24’ü teslim şeklindedir. Ayrıca 2021 yılı ağustos ayında toplam 18 terör eylemi engellenmiştir” dedi.

Uyuşturucuyla mücadeleye yönelik gerçekleştirilen operasyonlar hakkında da bilgi veren Çataklı, şöyle konuştu:

“Uyuşturucu ile mücadeleye yönelik Ağustos ayında gerçekleştirilen 15 bin 469 operasyonda 19 bin 966 kişi gözaltına alınmış, bin 473 kişi adli makamlar tarafından tutuklanmıştır. Yapılan operasyonlarda; geçen aya göre yüzde 94 artışla 5 ton 165 kg esrar; bin 109 kg skunk, geçen aya göre yüzde 60 artışla bin 555 kg eroin; 79 kg kokain, 106 kg sentetik kannabinoid (bonzai) 154 kg metamfetamin, yine geçen aya göre yüzde 166 artışla 834 bin adet ekstasy; 93 bin adet captagon, geçen aya göre 6 kat artışla 647 bin adet sentetik ecza ve 7 milyon kök kenevir ele geçirilmiştir.”

Ali Nargüner - Yunus Özkan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Çin’den Antalya’ya dostluk köprüsü kuruluyor Antalya Valisi Hulusi Şahin, Çin Halk Cumhuriyeti Anhui İl Komitesi Sekreteri, Halk Kongresi Daimi Komite Başkanı Bay Han Jun ve beraberindeki heyeti Hükümet Konağı binasında misafir etti. Vali Yardımcısı Mustafa Hulusi Arat, Dışişleri Bakanlığı Antalya Temsilcisi Büyükelçi Deha Erpek ile birlikte Antalya Valilik Makamını ziyarete gelen Komite Başkanı Bay Hun Jun Valilik şeref defterini imzaladı. İki ülke arasındaki ticaret, ekonomi ve insanlar arası alışverişlerde işbirliğini teşvik etmek için Bay Jun’a Anhui eyaleti ticaret komisyonu temsilcileri ve farklı sektördeki firmaların temsilcileri de eşlik etti. Anhui Eyaleti heyetini Antalya’da ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ifade eden Vali Şahin Çin Halk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında önemli yatırımların devlet başkanları nezdindeki ilişkilerin güçlü olmasından ötürü son yıllarda giderek arttığına vurgu yaptı. Antalya’nın önemli bir turizm ve tarım şehri olduğunu belirten Vali Şahin, Çin ile özellikle tohum üreticiliği ve mermer sektöründe Antalya’nın önemli bir ticaret hacmi olduğunu, her yıl binlerce Çinli turistin Türkiye’ye geldiğini ve ikili ilişkilerin güçlendirilmesi Antalya’nın tanıtımının artırılması ile birlikte bu sayının daha da artacağını belirtti. Ziyarette Antalya ile Anhui eyaleti arasında başta turizm olmak üzere, tarım, teknoloji, madencilik, sanayi, otomotiv gibi birçok alanda işbirliğinin daha ileri aşamalara taşınması için atılabilecek adımlar değerlendirildi. Anhui eyaleti ile Antalya arasında kardeş şehir ilişkisi tesis edilmesine yönelik çalışmaların konuşulduğu görüşmede Bay Hun Jun, kültürel ilişkilerin güçlendirilmesi ve Anhui eyaletinden bir şehir ile Antalya’nın kardeş şehir olmasını sağlayabilmek amacıyla Vali Hulusi Şahin ve beraberinde sektör temsilcilerinden oluşacak heyeti Çin’e davet etti. Valilik ziyaretinin ardından Anhui heyeti ile Vali Hulusi Şahin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, kurum müdürleri, iş dünyası sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin yer aldığı Antalya heyeti, Anhui Eyaleti ve Antalya arasındaki karşılıklı ticari ve kültürel ilişkileri güçlendirmek ve daha ileriye taşımak için atılacak adımların görüşüldüğü bir toplantı gerçekleştirdi.
İzmir İzmir’in geleneksel festivaliyle Bayındır’da yine çiçekler açtı İzmir’in Bayındır Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Uluslararası Çiçek Festivali’nin 25’incisi ilçedeki Atatürk Caddesi’nde açılan 450 stant ile başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay 25-28 Nisan tarihlerinde düzenlenen 25’inci Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali’nin açılış törenine katıldı. Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu’nun ev sahipliği yaptığı programda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mahir Polat, Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Bayındır Kaymakamı Emin Kaymak, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları, oda, kooperatif ve siyasi partilerin temsilcileri, belediye meclis üyeleri, mahalle muhtarları yer aldı. “Halkımız seçimden sonra tüm Türkiye’nin dağlarını çiçekle bezedi” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, festival alanına kendisini ilçe girişinde karşılayan Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir ile geldi. Kortej ve bando eşliğinde yürüyen Başkan Tugay, halkın yoğun ilgisiyle karşılaştı. Bayındır’da rengarenk bir görüntü oluşturan ve dört günü kapsayacak geleneksel festivalin açılış töreni ilçe stadında halk oyunları ve gösterilerle başladı. Çiçek üreticilerinin yanında başta tarım olmak üzere farklı sektörlerden stantların da açıldığı, konserler, gösteriler ve yarışmaların düzenleneceği festivalin açılışını yapan Başkan Cemil Tugay, “Bayındır’ı Türkiye’de çiçeğin başkenti yapan herkese teşekkürler ediyorum” dedi. Başkan Tugay, “Çiçek bize doğanın sunduğu en güzel nimetlerden birisi. En özel günlerimizdeki en güzel hediyelerimizden birisi. Bir evin, bahçenin, balkonun çiçekli olmasının ne demek olduğunu gözünüzü kapatıp bunu hayal ederek anlayabilirsiniz. Böylesine özel ve değerli bir ürünü üretmek gerçekten en çok Bayındır ve Bayındırlılara yakışırmış. Yıllar öncesinden o faaliyeti başlatan o teyzemizi rahmetle anmak isterim. O günden bugüne bu emeği büyüterek bugünlere getiren herkesi de tebrik etmek isterim. Bize üretmek, güzellikler ortaya çıkarmak yakışıyor. Son seçimden sonra halkımız sadece İzmir’in değil Türkiye’mizin dört bir köşesinin dağlarını çiçeklerle bezedi. Bu güzel sonucun bizlere nasıl umut verdiğini ve geleceğe dair nasıl bir sorumluluk yüklediğini biliyoruz” dedi. “Verdiğimiz sözleri tek tek yerine getireceğiz” Seçimden önce olduğu gibi yine bir araya geleceklerini, birlikte çalışacaklarını belirten Başkan Tugay, “Bugün festivalde güç birliği yaptığımız değerli Davut Başkan’ımızı ve onun nezdinde Bayındır Belediyesi’nin tüm çalışanlarını saygıyla selamlıyorum. Önümüzdeki günlerde Bayındır, Küçük Menderes ve İzmir’imizin dört bir köşesinin daha iyi yaşam şartlarına sahip olabilmesi için ve ayrıca verdiğimiz tüm sözlerin hepsini tek tek yerine getirmek için iş birliğimizi sürdüreceğiz. Bayındır’da 25’inci kez çiçek festivali kutlanıyor. İnanıyorum bir gün 50’ncisi olacak. İnanıyorum bir gün şu an aramızda olan küçük çocuklarımız 100’üncüsünü kutlayacaklar. Bayındır’ımıza kutlu olsun. Nice güzel günlerde birliğimiz, beraberliğimiz devam etsin” ifadelerini kullandı. Başkan Tugay’a teşekkür Festivale katkılarından dolayı Başkan Tugay’a teşekkür eden Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu ise “Başladığı günden beri ilçemizin gelişimine katkı sağlayan, sosyal, kültürel ve ekonomik hayatımıza hız kazandıran, her sene sabırsızlıkla beklediğimiz çiçek festivalimizde birlikte olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Festivalimizin ilçemiz için hayırlı olmasını diliyorum” dedi. “Altın yıllarını da görecek” 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasını hatırlatan Bayındır Kaymakamı Emin Kaymak, “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla, hürmetle anmak istiyorum. Bayındır, gümüş yıl diyebileceğimiz 25’inci yılını idrak etmekte. İnanıyorum altın yıllarını da görecektir” diye konuştu. “Türkiye’ye çiçeği biz tanıttık” Bayındır Çiçek Üreticileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (BAYÇİKOOP) Yönetim Kurulu Başkanı Ersoy Sümerkan da çiçekçiliğin Bayındır’daki tarihine değindi. Hikayenin bir evde başladığını ve arazilere yayıldığını belirten Sümerkan, “Türkiye’ye çiçeği tanıtan Bayındırlılardır. Önce mahallede satmaya başlamışlar, sonra pazarlara gitmişler, büyümüş. Çiçeği tanıtmışlar. Bu bir gerçektir. İddialıyız; Türkiye’ye çiçeği biz tanıttık” dedi. Başkan Tugay ve renkli anlar Açılışın ardından festival alanını gezen Başkan Tugay ve vatandaşlar arasında renkli görüntüler ortaya çıktı. Gösteriler eşliğinde stantlar boyunca yürüyen Başkan Tugay, üreticilerle sohbet etti, esnafla şakalaştı. Başkan Tugay, daha sonra Bayındır Belediyesi’ne geçerek Başkan Davut Sakarsu’nun makamını da ziyaret etti. Tugay ayrıca AK Parti’den istifa eden Karahalilli Muhtarı Hasan Sarıyeri’ye CHP rozeti taktı. Festivalin ilçeye kattıklarıyla en önemli sektör çiçekçilik Bayındır, son yıllardaki artışla dış mekân süs bitkileri üretiminde ilk sıraya yerleşti. İlçede çiçekçilik sektöründe yaklaşık 5 bin kişi istihdam ediliyor. Kooperatifler aracılığı ile yurtiçi ve yurtdışında belediyelere, otellere, site yönetimlerine, peyzaj şirketleri ile diğer özel ve resmi kuruluşlara mevsimlik, yer örtücü, çalı ve ağaç grubu, saksılı süs bitkilerinin üretimi ve satışı yapılıyor. Bayındır’da 1998 yılından beri çiçek festivali düzenleniyor. 8 üretici ile başlayan festival artık tüm Türkiye ve dünyada bilinen bir etkinlik halini aldı.
İstanbul Tekstilde çevreci dönüşüm vurgusu GAİB Başkanı Fikret Kileci, “Tekstili dönüştürmemiz gerekiyor. Şu ana kadar ki yaptığımız konvansiyonel üretimlerden çıkıp, günümüz şartlarına uygun daha çevreci, doğa dostu, insanları yok saymayan yöntemlere doğru geçmemiz lazım” dedi. Türkiye’de İş Dünyası dergisi tarafından başlatılan Mahkeme Sohbetleri 18 Nisan’da dokuzuncu kez iş dünyasıyla bir araya geldi. Bu kez “Tüm Sektörlerde Sürdürülebilir İnovasyon” başlığı altında toplanan farklı sektörlerden bir araya gelen temsilciler konuya ilişkin bilgi ve fikir alışverişinde bulundular. “Sürdürülebilirliğin düşmanı modadır” Sürdürülebilir inovasyonu bir tekstilci gözüyle değerlendiren GAİB Başkanı Fikret Kileci, bu kavramların eskiden bir moda ve satış argümanı olduğunu ancak işlerin artık değiştiğini söyledi. Bu dönüşüme ayak uydurmak adına bir an önce aksiyon almak gerektiğini dile getiren Kileci, “Burada da en öncelikli konu eğitim. Bu eğitim ve farkındalıkları oluştururken de konuya inanan, bunun öneminin farkında olanlarla süreci yönetip bu alanda bir başarı hikayesi yazmamız gerekiyor, bu sayede de toplumun geriye kalan kısmının da bu alanı takip etmesini sağlamamız lazım. Bugün bu adımları atmazsak daha sonra çok daha büyük bedeller ödemek zorunda kalırız” diye konuştu. “Sürdürülebilirliğin düşmanı modadır” diyen Kileci, hızlı tüketimin sürdürülebilirliği öldürdüğünü de aktararak, “İklim değişiyor, mevsimler değişiyor, dünyamız tümüyle değişiyor. Birileri var ki bu durumu çok erken fark ettiler ve hızlı aksiyon aldılar. Ama bir kesim de var ki durumun kendi menfaatlerine yarar sağlamayacağını fark edip değişime direniyor. Her eylemin mutlaka doğru yapanı da vardır, yanlış yapanı da. Geçen haftalarda Brüksel’deydim, bir platforma katıldım. Orada şunu fark ettim ki; Hindistan, Pakistan, Malezya, Bangladeş gibi rakip ülkelerimiz bizden çok öndeler. Mesela Pakistan ciddi anlamda olayın farkında. Bu durumu herkes biliyor, Avrupa’da konuşuluyor, dünyada konuşuluyor ama aksiyon alınmıyor. Aslında haksız da değiller, durumda bir bilinmezlik var” dedi. Tekstil özelinde de bir değerlendirmede bulunan Kileci, şöyle konuştu; “Tekstil bugün en önemli sektörlerden bir tanesi. Dolayısıyla bizim sektörümüzde bugün Türkiye’de milyarlarca Dolarlık yatırımlar var. Planlı ve programlı bir şekilde devletinde öncülüğünde tekstili dönüştürmemiz gerekiyor. Şu ana kadar ki yaptığımız konvansiyonel üretimlerden çıkıp, günümüz şartlarına uygun daha çevreci, doğa dostu, insanları yok saymayan yöntemlere doğru geçmemiz lazım.” “Gelecek, zanaati olan insanın elinde olacak” TİAD Başkanı Murat Akyüz, sürdürülebilirlik kavramının inovasyona olan etkisine değinerek şu sözleri kullandı; “Sürdürülebilirlik gelişebilir olmalı. Dolayısıyla sürdürülebilirlik ve inovasyon birlikte değerlendirilebilecek bir süreç. Sürdürülebilirliğin kendisi başlı başına kadındır. Kadın olmazsa sürdürülebilir olamayız.” TİAD’ın bu kapsamdaki çalışmalarına değinen Akyüz, “Sürdürülebilirlik adına TEMA ile çalışmalar yapıyoruz. Örneğin artık birini ziyaret etmek için gittiğimizde ona çikolata almak yerine adına bağışladığımız ağaç sertifikasını veriyoruz. Bunun bir de teknolojik tarafı var. Bu alanda sürdürülebilirliği birazda kopyalıyoruz diyebiliriz. Yurt dışında bu işin öncüsü olan firmalardan bize uygun olan gelişmeleri ülkemize transfer etmeye çalışıyoruz” dedi. Teknolojinin büyük bir hızla ilerlediğini de sözlerine ekleyen Akyüz, derneğin yapay zekâyı ve makineleşmeyi oldukça aktif olarak kullandığını ifade etti. Akyüz, son olarak gençlere de bir çağrıda bulunarak şunları söyledi; “Üniversite mezunu arkadaşlarımızı mutlaka teknoloji fuarlarını özellikle de endüstri ve üretim ile ilgili olan fuarlarını gezmelerini öneriyorum. Çünkü gelecek, elinde bir zanaati olan insanın elinde olacak. Ekim ayında Maktek Avrasya Fuarı var. Gelip orada teknoloji ile tanışmalarını rica ediyorum.” “İthalata bağlı olmayan tek sektör yazılım” Sürdürülebilir inovasyon tüm dünyada yaygınlaşmaya devam ediyor. Bu kavramı yazılım ve teknoloji açısından ele alan TÜYAFED Başkanı Mustafa Çalış, “İnovasyon konusunda temel hedefimiz sürdürülebilirlik ve teknoloji. Bugün ülkemizi ilk 10 ekonomiye taşıyacak yegane güç; teknoloji ve yazılımdan geçiyor. Eğitim ve ihracat özelinde inovasyonları birleştirip, şirketlerin kombinasyonlarını sağlayarak dünyaya adapte etmemiz gerekiyor. Şu anda ilk 10 ekonominin yedisi teknoloji alanındaki şirketleri kapsıyor. Biz ise ülke olarak 21’inci sırada yer alıyoruz. Endüstri 3.0 ya da 4.0’dan artık yazılım devrimine doğru geçmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla buraya yapacağımız yatırımlar ülkenin kaderini değiştirecek unsurlardır” şeklinde konuştu. İhracat özelinde değerlendirmelerde de bulunan Çalış, “Ülkemizde şu anda 3,5 milyar Dolarlık yazılım ve teknoloji ihracatı var. Bu da Türkiye’nin bugün 255 milyar Dolarlık ihracatının yüzde 1,4’üne tekabül ediyor. Sürdürülebilir inovasyon tarafındaki çalışmalarla kamu, sanayi ve STK entegrasyonlarıyla beraber ülkemizi yukarıya doğru taşıyabiliriz. Dünya trilyon Dolarlık hacme doğru giderken Türkiye’nin de bu pazarda yerini alması gerekiyor. Bu da inovasyonla, dijital dönüşümle gelişebilir. Bugün ithalata bağlı olmayan tek sektör yazılım.” “Sürdürülebilirliğe bireysel bakmak gerek” Konuyu hukuki yönüyle ele alan Stratejik Satın Alma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Arya Kadın Girişim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özlem Kurt ise tüm alanlarda karşılaşıldığı gibi sürdürülebilirlik alanında da bazı rezistanslarla karşılaşıldığını aktardı. Konuya bireysel bakmak gerektiğini belirten Kurt, “Özellikle sürdürülebilirlik konusuna biraz bireysel bakmak gerektiğini düşünüyorum. Kanunla desteklenmesi gerektiğine de inanıyorum ancak diğer yandan da eğitimden şirket politikalarına kadar uygulamalarda alışkanlıkların değiştiriliyor olmasına çalışılması lazım. Örneğin bu konunun okullarda ders niteliğinde öğretilmesi gerekiyor. Çünkü çocukların dijital dünyadaki etiğin nasıl olduğunu doğru anlaması önemli. Aynı şekilde sürdürülebilirliği de anlatmak gerekiyor. Çünkü bu kavram iki çöpü birbirinden ayrıştırmak demek değil” dedi. “Fikrimize sahip çıkalım” Dijital ortamda sınırların e-ticaret ile ortadan kalktığını söyleyen Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, bu durumun bazı riskleri de beraberinde getirdiğini dile getirdi. Bu risklerden de söz eden Yamankaradeniz; “Markanızı, tasarımlarınızı tescil işlemleriyle koruma altına almazsanız çok ciddi maddi kayıplara uğrayabilirsiniz. Üstelik bunun için artık markanızı veya buluşunuzu ülke çapında tescil ettirmek de yeterli değil. Uluslararası marka tescili, küresel pazarda rekabet avantajı elde etmek için kritik bir adımdır. Öte yandan tescilli markaların dahi taklit edilebilmesi, global marka izlemenin önemini de ortaya koyuyor” dedi.