GENEL - 22 Şubat 2020 Cumartesi 05:31

İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mücahid Ören: Onlardan çok şey öğrendik

A
A
A
İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mücahid Ören: Onlardan çok şey öğrendik

Babam işi ile dinlenirdi, pek tatil yapmazdı. Onun gezileri de iş ile alakalıydı. Bazen ben de katılırdım. Şimdi geriye doğru bakınca ondan ne kadar çok şey öğrendiğimi görüyorum. Bana içini açardı, memleket ve müessese meselelerini o kadar çok anlatmış ki, şimdi bir hadiseyle karşılaştığımda “Galiba ben bunun cevabını biliyorum” diyorum.

Mücahid Ören Bey anlatıyor: 
Rahmetli babam anneme, kayınvalidesine, kız kardeşlerine ve bütün akrabalarına karşı çok merhametliydi. Bana “Babanın evladına duası, peygamberin ümmetine duası gibidir. Her evlat babasının elini öper ama sen üç defa öpeceksin” derdi.  “Birincisi senin babanım, onun hakkı... İkincisi sana dinini öğrettim, hoca hakkı. Üçüncüsü ise iş ve para veriyorum, patron hakkı” 
Çok hayır duasını aldım. Elini açar “Ya Rabbi, ben Mücahid’den razıyım, sen de razı ol” diye dua ederdi. 
Hayatını “Her Allah’ın kulu özünde şereflidir, ben onların daha iyi olması için ne yapabilirim” prensibi üzerine kurmuştu. İnançlı olsun olmasın, kimsenin kötü tarafını aramazdı. Ben ondaki insan sevgisini başka kimsede görmedim.
Çok cömertti. Yıllar önce İlahiyat Fakültesinin yöneticileri kendisini ziyarete geliyor. Diyorlar ki “Biz iki tane KIA minibüs alacağız. Sağ olsun arkadaşlar indirim yaptılar ama biraz daha yapılamaz mı acaba?”  

"Babam “Kavgalar hep almaya gelenler arasında çıkar” derdi, “vermeye çalışanlar arasında kavga olmaz."

“İkisi de hediyemiz olsun, bizim de tuzumuz bulunsun çorbada” diyor. 
Bir cuma günü yolu o İlahiyat Fakültesinin camisine düşüyor. Hutbeye çıkan hoca minibüs için ricaya gelenlerden biri. Babamı tanıyor saflar arasında. Ve Resulullah Efendimizin şu güzel sözünü okuyor: 
“Bir kişi verdiği zaman alandan daha fazla seviniyorsa, onun imanı kâmildir. Kim bilir belki de öyle biri var aramızda…” 
Babam “Kavgalar hep almaya gelenler arasında çıkar” derdi, “vermeye çalışanlar arasında kavga olmaz.”
O yoğun temposuna rağmen babaydı. Çok çalışıyordu ama bir şekilde hatırımızı alıyor, gönlümüzü yapıyordu. Baktı eve pek gelemiyor, ayrı kalıyoruz, beni iş yerine götürmeye başladı. Yani benim gazeteciliğim ortaokul yıllarına dayanır. Kâğıt ve mürekkep kokusunu erken soludum, bir daha da kopamadım. En kıymetli hatıralarımı gazete çatısı altında yaşadım.  
İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mücahid Ören: Onlardan çok şey öğrendik
Babam işi ile dinlenirdi, pek tatil yapmazdı. Onun gezileri de iş ile alakalıydı. Bazen ben de katılırdım. Şimdi geriye doğru bakınca ondan ne kadar çok şey öğrendiğimi görüyorum. Bana içini açardı, memleket ve müessese meselelerini o kadar çok anlatmış ki, şimdi bir hadiseyle karşılaştığımda “Galiba ben bunun cevabını biliyorum” diyorum. 
Hiçbir şekilde hakkını ödeyemeyiz. Sadece ben değil çalışan bütün arkadaşlar olarak. 
Yine Cenab-ı Hakk’a şükürler olsun ki, kendisini hiç üzmedim, kırmadım, hayır duasını aldım. Çok pişman olurdum yoksa. 
Babam da ana baba duası almış, büyüklerine hep saygılı davranmıştı. 
Bu hürmet zincirleme olarak devam ediyor. Çalışma arkadaşlarım bilir; rahmetli babam telefonla arasa bile ayağa kalkarak konuşurdum. Evet, o beni görmüyor ama benim ona saygım bunu yaptırıyor. Ben ona nasıl davranırsam, çocuklarım da bana öyle davranacaklar. Bunlar bizi biz yapan değerler, unutulmasınlar. 
Babamın kaybı çok acıydı. Ama dünya böyle zaten, yarın bir kabre de bizi koyacaklar. Orada para cüzdanlarının, çek defterlerinin, kredi kartlarının kıymeti var mı? İyilikleriniz ve bıraktıklarınızın iyilikleri işinize yarayacak. 
Babam gibi müstesna bir insanın yerini dolduramayız. Ama onun gibi olmaya, bu kutlu mirası sonraki nesillere aktarmaya çalışmalıyız. 

"Babam gibi müstesna bir insanın yerini dolduramayız. Ama onun gibi olmaya, bu kutlu mirası sonraki nesillere aktarmaya çalışmalıyız."

Babam üniversite hocalığını bırakıp gazete kuracak kadar gözü karaydı. Rahmetli Turgut Özal’ın başlattığı yeniden yapılanma programında yerini aldı. Ancak herkesin gittiği yoldan gitmenin bir manası yok derdi, biz farklı bir yol bulalım. Gazetenin abone sistemi ile dağıtılması gibi mesela. İhlas Haber Ajansını kurma planını kime açtıysa karşı çıktılar. “Anadolu Ajansı var ya” dediler, “devlet zaten bu işi yapıyor.” Bugün İHA, dünyanın en büyük haber ajanslarından biri. Kârlı ve başarılı... Keza TGRT’nin kurulma safhasında da aynı şeyler yaşandı. O zaman bütün medya kuruluşları Cağaloğlu’ndaydı, yakın bir otelin salonlarında sayısız toplantı yapıldı. Sağ kesimi temsil eden düşünürler ve iş adamları bir türlü beklenen adımı atamadı. Sonunda babam “Ben tek başıma yola çıkıyorum” dedi, “sizin yapacağınız yardım, reklam vermek olur bundan sonra.”
Rahmetli Sakıp Sabancı, babamı çok severdi. Bir gün İzmit tarafındaki fabrikalarını gezdirmek için bizi davet etti. Büyük bir VIP otobüsle yola çıktık. Sabancı bir ara bana “Seninle biz sonradan geldik. Hâlbuki baban ve babam ortada bir şey yokken kollarını sıvadılar” dedi. 
Babam müdahale edip “Kuruluşu yapan babanız ama siz de İstanbul’a gelerek Sabancı Holding’i bu duruma getirdiniz” dedi. Sakıp Bey bana döndü “Biz bir şeyleri aldık devam ettirdik. Sen de devam ettirirsin. Başlangıcı yapanların hakkı hiçbir zaman ödenmez. Onların feraseti başkadır. Elde hiçbir şey yokken bir hayal üzerinden yola çıkıp cesaretle yürümek, herkesin harcı değil.”
Babam gazetemizde dinî yazıların yer aldığı “Bizim Sayfa’ya” çok değer verirdi. 28 Şubat’ın sıkıntılı günlerinde bir paşa “Şu orta sayfayı yayınlamasanız olmaz mı?” diye soruyor. Babam “Biz gazeteyi zaten onun hatırına çıkarıyoruz” diyor, “gazeteyi hepten kapatalım gitsin o zaman!” Paşa bakıyor muhatabı kararlı, üstelemiyor. 
Babam İhlas Film Prodüksiyon AŞ (İFPAŞ) tarafından yapılan filmlerden çok heyecanlanırdı. Bu millete yol gösteren âlimlerin, ediplerin, komutanların, kahramanların hayatlarını izlerken gözyaşlarını tutamazdı. Mehmed Emin Tokadi ve Aziz Mahmud Hüdayi gibi büyükleri semtinin çocukları bile tanımazlardı. “Rol icabı da olsa TGRT sayesinde Yeşilçam’da namaz kılmayan kalmadı” diye latife yapardı.
Babamın defni uzun sürmüş, akşam vakti yaklaşmıştı. Kabristandan Holding’e döndük, bodrum katındaki büyük mescidimizde taziyeye gelen binlerce insan vardı. Belki 5-6 saat müsafaha ettik, tokalaştık. Kollarım koptu âdeta. Gece de uzun müddet ayakta kaldım, vakit girince sabah namazını kıldım, dalmışım. Rüyamda Fatih’te doğup büyüdüğüm evdeyim. Yukarıdaki misafir odasına çıktım. Divanda babam yatıyordu. İçeri girince şöyle doğruldu “Hay Allah senden razı olsun” dedi. Uyandım ve Cenab-ı Hakk’a şükrettim. 
Resulullah Efendimizin hadis-i şerifi var, “İnsanlar uykudadır. Ölünce uyanırlar.” 
Bu âlem geçici, biz bu dünyada uykudayız. Onlar hakiki âlemde ve uyanıklar. 
Sevincim şu, dünyada rızasını ve duasını almıştım, oradan da duasını almak nasip oldu elhamdülillah. 
İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mücahid Ören: Onlardan çok şey öğrendik
Enver abi en çok garibanı severdi
Öyle derdi: Gazete bir şekilde dolar, siz garibanların dramını yazın. Bir garibin ayağına diken batsa, içimizde hissetmemiz lâzım. 
Pozisyonu gereği siyasilerle, iş adamlarıyla, yöneticilerle bir araya gelir, sohbet ederdi. Ama en büyük huzuru hep çalışanlarıyla ve garibanlarla yaşardı.
“Keşke gazete dağıtıcısı olsaydım. Kim bilir, belki de ahirette bir dağıtıcı bizi peşine takıp cennete götürecek” derdi.
Gazetenin Anadolu’daki bürolarını, matbaalarını dolaşır, çalışanlarla birlikte karavanaya kaşık sallardı. Onlara sarılırken muhabbeti aşikârdı. 
Şaka yapar, gönül alırdı. Onun yanında herkesin yüzü güler, kahkahalar patlardı.
29 Mayıs 2000 tarihinde açıkladığı vasiyetinde bazı satırlar şöyleydi:
“Holding imkânlarından ve arkadaşlarımın çalışmalarından milyonda bir kendi menfaatimi düşünmedim.
Herkesi kendimden kıymetli gördüm. Hiç kimseyi incitmemeye çalıştım. Onlara işçi, eleman diye bakmadım. Birini diğerine ezdirmemeye çalıştım.
Taleplerini karşılama gayreti içinde oldum. Bazılarına karşılıksız yardımlarda bulundum. Hep vermeyi düşündüm. Almak hiç aklıma gelmedi.
Çok zarar ettim, çok sıkıntı çektim. Ama hiç kimsenin yüzüne vurmadım, sabrettim.”
İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mücahid Ören: Onlardan çok şey öğrendik
KÜÇÜK CÜMLELERLE BÜYÜK MESAJLAR VERİRDİ
¥ Ölümün büyük bir habercisi var, doğmak!
¥ İki şeye dikkat eden rahat eder: Ağzına girene… Ağzından çıkana!
¥ İtirazda küfür kokusu var. Fitne tenkitle başlar.
¥ Size gelen her hasta benim misafirimdir. (Türkiye Hastanesi çalışanlarına)
¥ Beyin bilgi, kalp sevgi yeridir. Son nefeste beyindekiler silinir, kalptekiler kalır. İmanla veya imansız ölmek kalpteki sevgiye bağlıdır.
¥ Kim olduğun değil, kiminle olduğun önemli.
¥ Kindarla dindar bir arada olamaz.
¥ Enver Abi parayı sevmez. Parayı seveni de sevmez.
¥ Nazlanmayın, naz çeken olun.
¥ Kim günahım yok derse, en büyük günahkâr odur.
¥ Kalp kırmayın, kalbi kırıklardan olun.
¥ Kişi ile değil işi ile uğraşın.
¥ Kim Allah içinse, Allah da onun içindir.
¥ Parayı cebinize koyun, kalbinize değil.
¥ İnsanın parası arttıkça düşmanı artar, ilmi arttıkça dostu artar.
¥ Toprak olursan rahmet üzerine yağar, kaya olursan kayıp gider aşağıya. Denizin seviyesi sıfır ama nehirler denize akar.
¥ Topraktan yaratıldık... Her şey toprağa muhtaç... Ama bakın şu tevazua ki, toprak ayaklarımızın altında.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Komşusunu öldüren sanığa müebbet hapis talebi Kocaeli’nin İzmit ilçesinde beraber alkol içtiği komşusunu nişanlısına küfür ettiği iddiasıyla tüfekle vurarak öldüren sanık hakkında müebbet hapis cezası talep edildi. Olay, 21 Haziran 2023’de Durhasan Mahallesi’ndeki ağaçlık alanda meydana geldi. İddiaya göre, İsmail Kütük (54) ile Erdem D. (35) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle Erdem D., pompalı tüfekle İsmail Kütük’e ateş etti. Kurşunlar vücuduna isabet eden Kütük, olay yerinde yaşamını yitirdi. İlçe Jandarma Komutanlığına giderek teslim olan Erdem D. ise tutuklandı. Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Erdem D., maktulün ailesi ve taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanığın jandarmaya verdiği ilk ifadesinde maktulün annesine yönelik küfür ettiğini söylediği, ancak mahkeme huzurunda ise nişanlısına yönelik küfür ettiğini beyan ettiğini belirtti. Sanığın suçtan kurtulmaya ve tahrik hükümlerinin uygulanmasına yönelik çelişkili ifade verdiği göz önüne alındı. Bu sebeple sanık hakkında kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası talep edilirken, tahrik indirimi ise uygulanmaması istendi. Mahkeme heyeti, avukatların süre talebi üzerine sanığın tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi. Maktulün nişanlısına küfür ettiğini iddia etmişti Sanık ilk celsede verdiği ifadesinde, "Maktul ile beraber alkol içiyorduk. İsmail Kütük müstakbel eşi hakkında çirkin sözler söyledi. Hamile nişanlım hakkında, ’O çocuk senden değildir, çocuğun kimden olduğu belli değil’ diyerek nişanlıma küfür etti. Söyledikleri karşısında İsmail’e karşı çıkınca yüzüme tükürüp küfür etti, tokat attı. Yerde duran tüfeği kendisine doğrultum. İsmail tüfeğin namusunu tutarak ’Beni mi vuracaksın?’ diyerek küfür etti. Aramızda arbede oldu, tüfeği doğrulttuğumda elim tetikteydi ve tüfek patladı. Neresine isabet ettiğini hatırlamıyorum. Yere düşmeyince yine bana saldıracak düşüncesiyle 2 kez daha tetiğe bastım. Sonra olay yerinden uzaklaştım" ifadelerini kullanmıştı.
Samsun Başkan Dündar: "Gayretimiz, bu başarıyı örnek belediyecilik ile taçlandırmak" Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar, “Türkiye’nin her yerinden beni arayan, bu başarı hikâyesini merak eden ve nasıl başarıldığını merak eden dostlar var. Bizim bundan sonraki mücadelemiz ve gayretimiz, bu başarıyı Çarşamba’da örnek ve modern bir belediyecilik çalışmaları ile taçlandırmak" dedi. 31 Mart yerel seçimlerinde Bağımsız Çarşamba Belediye Başkanı olarak seçilen Hüseyin Dündar, seçim süreci boyunca kendisini yalnız bırakmayan gönüllü vatandaşlarla, teşekkür yemeğinde bir araya geldi. Çarşamba’da bir düğün salonunda gerçekleşen yemek programına katılım yoğun oldu. “Çarşamba olarak 31 Mart seçimlerinde elde edilen başarı hikâyesi, gelecekte çocuklarımıza bırakacağımız güzel bir başarı hikâyesi olacak" ifadeleri ile konuşmasına başlayan Başkan Dündar, “Türkiye’nin her yerinden beni arayan, bu başarı hikâyesini merak eden ve nasıl başarıldığını merak eden dostlar var. Bizim bundan sonraki mücadelemiz ve gayretimiz, bu başarıyı Çarşamba’da örnek ve modern bir belediyecilik çalışmaları ile taçlandırmak. Başarılı belediyecilik hizmetleri yeniden vatandaşlarımızın hizmetinde olacak. Çarşamba’nın verdiği destek ve güvenin karşılığı olarak gerekli hizmeti vereceğiz. Çarşambamızın bundan sonraki süreci Allah’ın izni ile çok daha farklı olacak. Çarşambalılar olarak kenetlenerek başarıya inanan ve bununla ilgili tavrını koyan bir memleket olduğumuzu göstermiş olduk. Ben bu şehrin ve sizlerin belediye başkanı olmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Seçim süreci boyunca desteklerinizden dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşma sonrası yemek ikramı yapıldı. Yemek ikramı sonrası, program son buldu.
Ankara TESK Başkanı Palandöken: “Zincir marketlerin sigara ve ekmek satışı sınırlandırılmalı" Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Zincir marketlerin sigara ve ekmek satışı sınırlandırılmalı” dedi. Merkez İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grubu ile Meslek Eğitimini Geliştirme Kurulu Toplantısı Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın katılımı ile TESK Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Birlik Başkanları ve Oda Başkanlarının da hazır bulunduğu toplantının açılışında konuşan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf ve sanatkarımız enflasyonla mücadelenin kilit noktasıdır. Kendi işini yapamayan ne kadar yatırımcı varsa gıda sektörüne birikti. Öyle bir rant olmuş ki fiyatları kontrol etmek artık mümkün değil. Bir kişinin 10 bin tane işletmesi olursa böyle olur. Ülkede haksız rekabet çok ciddi boyuta ulaştı. Esnafı tezgahtar, çiftçiyi tarlada işçi yaptılar. Tüketici artık enflasyondan illallah etti. Bari bu işletmelerin sigara ve ekmek satmasının önüne geçilsin” dedi. “Sanayide çırak, demirci, marangoz, usta, betoncu bulunamıyor” Esnaf ve sanatkarların büyük sermaye karşısında cılız kaldığını ve haksız rekabetin bir an evvel önlenmesi gerektiğini belirten Palandöken, “Esnafı da vatandaşı da artık bu çileden kurtarın. Sanayide çırak, marangoz, demirci, usta, betoncu bulunamıyor. Yeni nesil babadan kalan zanaata sahip çıkamıyor. Çünkü 50 sene çalışan esnafın yanına bir market açılıyor her şeyi bitiriyor. Memlekette kasap, manav kalmadı. Tüm fiyatlar büyük sermayenin tekelinde. Bunlar hem toptancı hem servisçi, ithalatçı ve imalatçı oldular. Esnaf ve halk büyük sıkıntıda. Esnafın tütün mamullerinden elde ettiği kar marjı yüzde 12’den yüzde 4’e kadar düştü. Zincir marketlerin sigara ve ekmek satışı muhakkak sınırlandırılmalı” diye konuştu. “Bütün dünya küçük işletmeyi ayakta tutmaya çalışıyor” Tüm dünyada küçük işletmelerin öneminin arttığına dikkati çeken Palandöken, “Tüm dünya küçük işletmeleri ayakta tutmaya çalışırken bizde ne yazık ki büyüyünce küçüğü döv gibi bir zihniyet var. Oysa küçük esnafımız enflasyonla mücadelenin olmazsa olmaz ayağıdır. Her şeyi bol olan bir ülkede fiyatları düşürememenin sıkıntısı var. Sorunun çözümü belli. Perakende Yasası acilen esnafın ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmeli. Açılış kapanış saatleri kurala bağlanmalı. Her türlü ürünü satmalarının önüne geçilmeli ve haftada bir gün mutlaka tatil edilmeli” şeklinde konuştu.