SPOR - 23 Aralık 2014 Salı 15:45

İleri yaşta zatürre ölüm getiriyor

A
A
A
İleri yaşta zatürre ölüm getiriyor

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selma Metintaş, kış aylarında yaşlıları sağlık yönünden tehdit eden en önemli problemin, akciğerin iltihabı olan zatürre olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Metintaş, günümüzde insanların ortalama yaşam süreleri giderek arttığını belirterek, Türkiye’de de ortalama yaşam süresinin 76 yıl civarına ulaştığını ifade etti. Prof. Dr. Metintaş, yaşlı nüfusun toplum içindeki oranının arttıkça yaşlılara özgü sağlık sorunlarının da arttığını kaydederek, “Kış aylarında yaşlıları sağlık yönünden tehdit eden en önemli sağlık problemi, akciğerin iltihabı olan zatürredir. Çünkü yaşlılarda zatürre olgularının yüzde 90’ının hastaneye yatırılarak tedavisi gerekmekte hem de zatürre nedenli ölüm oranı yaşlılarda yüksek olmaktadır” dedi.

İleri yaşta diyabet, kalp hastalıkları, inme, böbrek hastalıkları, kronik obstrüktif akciğer hastalığının da sık olduğunu aktaran Prof. Dr. Metintaş, “Bu nedenle zaten hastalığı olan bir yaşlıda zatürre de olunca tedavi sırasında diğer hastalıkların da şiddetinde artma olabilir ve bu nedenle zatürre tedavisi güçleşir, diğer organ yetersizlikleri olabilir ve bu nedenlerle ölüm riski daha yüksek olur” diye konuştu.

Prof. Dr. Metintaş, yaşlılarda zatürre riskini arttıran en önemli nedenlerin, grip, sigara kullanımı ve beslenme yetersizlikler olduğunu dile getirerek, “Özellikle kış mevsiminde grip çok önemli bir sorundur ve yaşlılarda zatürre gibi diğer önemli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle yaşlılar grip olduklarında en azından aile hekimlerinin aktif kontrolüne girmeli, iyileşirken tekrar kötüleşme durumunda mutlaka bir uzmana danışmalıdırlar. Gribin bu yüksek riskli yan etkileri nedeniyle 65 yaş üstü grupta her yıl grip aşısı yapılması da zatürrenin önlenmesinde yararlı olabilir” şeklinde konuştu.

“Zatürre yaşlı bir kişide, ateş yükseldiğinde, rahatsız edici öksürük, kokulu veya iltihabi balgam, nefes almayla batan yan ağrısı, önceden olmayan nefes darlığı, genel durum bozukluğu, iştahsızlık, keyifsizlik, günlük keyifle yapılan meşguliyetleri yapamama durumlarında akla gelmelidir” diyen Prof. Dr. Metintaş, “Yaşlılarda zatürre tipik klinik tablo yapmayabilir. O nedenle yaşlı birisinde günlük aktivite bozulursa, isteksizlik, halsizlik, iştahsızlık ve keyifsizlik olursa ateş, öksürük, balgam, ağrı, nefes darlığı şikayetleri beklenmeden hekime başvurulmalıdır” ifadelerini kullandı.

Yaşlılarda beslenmenin de önemli olduğunu değinen Prof. Dr. Selma Metintaş, şöyle devam etti:
“Her yıl ekim aylarında grip aşısı, hava cereyanlarına karşı korunma, aşırı terleme ve terli iken açıkta-hava cereyanından korunma, iç ve dış ortam arasında yer değiştirirken giyinmeye dikkat etme, pamuklu veya yünlü giysi kullanma, sigara içmeme ve beslenmeye dikkat edilmesi zatürre riskini azaltır.

Yaşlılarda beslenme çok çok önemlidir. Normal günlük beslenmeye ilaveten her gün bir tabak yeşil salata, bir tabak meyve salatası, günde 2 bardak evde yapılmış komposto veya meyve suyu, 2 bardak ayran ve bir bardak süt yaşlılar için çok önemli temel beslenme destekleridir. Tabii bütün bunlar sigara kullanılmadığı takdirde yararlı olacaktır. Kanser tedavisi olanlar, kortizon türü ilaç kullananlar da zatürre riskine karşı daha dikkatli olmalıdırlar. Yaşlılar hekim önerisi olmadan antibiyotik kullanmamalıdır. Çünkü önceden antibiyotik kullanırken zatürre olanlarda da ölüm riski yüksek olur.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.