GÜNDEM - 28 Temmuz 2021 Çarşamba 10:48

İnci kefalinin 3 aylık muhteşem yolculuğu

A
A
A
İnci kefalinin 3 aylık muhteşem yolculuğu

Van Gölü'nde yaşayan ve yılın belli döneminde üremek için suyun akışının tersine yüzerek tatlı sulara giden inci kefalinin 3 aylık muhteşem göçü tamamlandı.

Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan ve üreme döneminde suyun akışının tersine yüzerek tatlı sulara göç eden inci kefalinin engel tanımayan "muhteşem yolculuğu" sona erdi. 15 Nisan’da Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyundan çıkıp tatlı sulara gelen inci kefalleri burada yaklaşık 20 gün bekleyip burada fizyolojik uyumu sağladıktan sonra gidebildiklerinde en uzak noktaya gidiyorlar. Bu yolculukta balıkların en büyük engeli martılarla, kaplumbağalarla, yılanlarla mücadelesinin yanı sıra kaçak avcılarla mücadele ediyor. Alınan tedbirler karşısında kaçakçılığın büyük anlamda önüne geçiliyor. Zirveye ulaşan inci kefalleri yumurtalarını tatlı sulara bıraktıktan sonra geri dönüş yoluna geçiyor. Bu yolculuk tam tamına 3 ay sürüyor. 3 ayın sonunda inci kefalleri yavruları ile birlikte Van Gölü’nün turkuaz rengi sularına kavuşarak bu yılki yolculuklarını tamamlıyor. Türkiye'nin 3 bin 712 kilometrekare yüz ölçümüne sahip en büyük gölünde neslini devam ettiren inci kefalinin göç yolculuğu sırasında İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, havadan, karadan ve gölden çalışma yürüttü. Jandarma ekipleri bu yıl ilk kez uygulamaya koyduğu gece görüşlü termal drone ile de kaçak avcıların korkulu rüyası oldu.

Vali Bilmez inci kefalinin göç yolunda incelemelerde bulundu
Van Valisi ve Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez beraberinde Van Emniyet Müdürü Atanur Aydın ile birlikte inci kefali balığının yumurtalarını bırakmak için yoğun göçün yaşandığı Muradiye ilçesi sınırları içerisinde bulunan Bendimahi Çayı’nın geçtiği tarihi Bendimahi Köprüsü'ne gitti. Vali Bilmez ve beraberindekiler, burada Muradiye Kaymakamı Erkan Savar, İlçe Jandarma Komutanı Yarbay Evren Kaptan ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş tarafından karşılandı. Çalışmalar hakkında Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş’tan bilgi alan Vali Bilmez, inci kefalleri 3 yaşından sonra yumurta bırakmaya geldiğin, yavru balıklar büyüdüklerinde hangi derede büyüyüp göle geldiyse yaşamı boyunca hep ayrı dereye girdiğini söyledi.
İnceleme ile ilgili açıklama yapan Vali Bilmez, "Balık göçü başladığından bu yana bu dördüncü gelişim bölgeye. Ben 20 yıl önce de Muradiye’de görev yapıyordum o zaman balığın korunması gerektiği hususunda vatandaşı ikna etmekte ciddi sıkıntılar yaşıyorduk. Elhamdülillah şimdi yöre halk artık balığa sahip çıktı. Hem jandarmamız, hem vatandaşımız, hem Tarım ve Orman İl Müdürlüğüne ait görevlerimiz hepsi balığa sahip çıkıyor. Jandarma ilçe merkezinden Karahan bölgesine kadar 23 kilometrelik yol güzergahında her 3 kilometrede sabit arama kontrol noktasını oluşturup buradaki balığı korumak için tedbir alıyor. Balığın büyüdüğünü, sayısının arttığını da görüyoruz. 20 yıl önce burada 13 balık bir kilo geliyordu, şimdi 6-7 balık bir kilo gelmeye başladı. Buda balığın korunduğunun işareti. Bu sene balık biraz erken derelere akın etmeye başladı. Sezona biraz önden gidiyoruz. Şimdi ise tam zirve dönemde. Öyle tahmin ediyoruz Haziran ortasını artık yavaş yavaş bitecek. Eskiden de Haziran sonuna kadar devam ediyordu. Burada görev alan kaymakam arkadaşlarımız, jandarma komutanlarımız, korucu arkadaşlarınız, ilçe tarım yetkilerimiz hepsini tebrik ediyorum. Sadece burada değil Erciş’te de, Gevaş tarafında da balık 110 civarında dereye akın ediyor ama en büyüğü Bendimahi çaydır. Balığın büyük bir kısmı bu derede. Vatandaşın da devletin de bu balığa sahip çıktığını görmenin mutluluğunu yaşıyoruz emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Basın mensupları da özellikle sizleri de sürekli balığı takip ettiğiniz için tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. İnşallah bu bir değer oldu. Artık bütün Türkiye’nin ve Van’ın da ekonomisine ciddi katkı sunar. Geçen sene sadece balığın istihdam ettiği katma değer 12 milyon dolar civarında. İnşallah bu rakam gittikçe daha da büyüyecek” dedi.

“600 bin yıllık geçmişe sahip olan Van Gölü, bin 650 metrelik yüzey rakımı ve 3 bin 712 kilometrekarelik yüzölçümüne sahip”
Konuyla ilgili açıklama yapan üzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Van Gölü 600 bin yıllık devasa geçmişe sahip bir göl olduğunu söyledi. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü'nün bin 650 metrelik yüzey rakımı ve 3 bin 712 kilometrekarelik yüzölçümü ile Marmara Denizi'nin üçte biri büyüklüğünde adeta bir deniz olduğunu ifade eden Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Geçmiş uygarlıklar hep ‘nairi’ yani yukarı deniz demişler ve yukarı denizin kalbinde hep bir sır barındırdığına inanmışlar. Bu sır kim zaman canavar olmuş, kim zaman katır yükle defineler olmuş ama hep bir sır barındırmış. Fakat Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya göre Van Gölü'nün kalbindeki en büyük sır gölde yaşayan inci kefalleri. İnci kefalleri Van Gölü'nde yaşamını sürdürüyor fakat her yıl Nisan ve Temmuz ayları geldiğinde gölde yaşayan inci kefalleri üremek için sürüler halinde Van Gölü'ne dökülen akarsulara göç ediyor” dedi.

“Van Gölü ilk oluştuğunda tatlı su gölüydü”
Van Gölü ilk oluştuğunda tatlı su gölü olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Pırıl pırıl tertemiz duru bir suydu. Fakat daha sonra etrafındaki yer alan volkanik dağlardan dolayı zamanla tuzlu ve sodalı bir hale geldi. Van Gölü’nün şu anda pH’sı 9.8 kimi zaman 9.9. Yani çok yüksek bir pH’ya sahip. İlk oluştuğunda tatlı su gölüydü dolayısıyla inci kefali köken olarak tatlı su balığı. Fakat daha sonradan göl tuzu ve sodalı bir hale geldi ve göl kapalı bir göl yani inci kefalinin gölün dışına herhangi bir yere gitme şansı yok. Bu nedenden dolayı üremek için her yıl yaz ayları geldiğinde Nisan ve Temmuz ayları arasında Van Gölü'nde yaşayan inci kefalleri üremek için sürüler halinde göle dökülen akarsulara doğru göç yolculuğuna başlıyor. İnci kefali derya kuzusu balık değil, ama hamsi kadar küçük bir balık da değil. Otalama boyu 23-24 santim civarında. İnci kefalleri her yıl üremek için akarsulara giriyor. Fakat gölden akarsuyu geçmek çok çok zor bir iş. Çünkü gölün tuzluluğu binde 21 iken tatlı suların tuzluğu binde 5, binde 7 civarında değişiyor. Dolayısıyla bir anda inci kefalleri gölden akarsulara giremiyorlar. İlk önce akarsuların ağızlarında yani mansap kısımlarında toplanıyorlar. Buralarda ozmoregülasyon fizyolojik uyum için en az bir hafta on gün buralarda bekliyorlar. Fizyolojik uyumu tamamladıktan sonra inci kefalleri üremek için akarsulara giriyor ve çıkabildikleri kadar yukarılara çıkıyorlar. Çünkü akarsuların üst kısımları her zaman daha temiz ve buradan yumurtadan çıkacak olan bireylerin yaşama şansı çok daha yüksek oluyor” diye konuştu.

“İnci kefalleri 600 bin yıldır atalarının devam ettirmiş olduğu yolculuğu devam ettirmekte”
Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “İnci kefalleri akarsuya girdikten sonra akıllarında tek bir tane düşünce var o da 600 bin yıldır atalarının devam ettirmiş olduğu bu kutsal yolculuğu devam ettirmek ve Van Gölü'ndeki nesillerini sürdürmektedir. Bu sebepten dolayı sadece ve sadece göçü odaklanıyor. Yaklaşık 2 hafta akarsuda kaldığı süre boyunca hiçbir şekilde yem almıyor enerji ihtiyacını karşılamak için hep kas dokudan artık tüketmeye başlıyor. İnci kefalleri dereye giriyor her bir dişi balık yumurtasını bırakıyor erkek balık da sütünü bırakarak suda döllenme oluyor. Yumurtasını bırakan balıklar tekrardan gerisingeri Van Gölü'ne dönüyor. Burada döllenen yumurta su sıcaklığına bağlı olarak ortalama 10-14 gün içerisinde yumurtadan çıkıyor ve tıpkı annesinin izlediği yol gibi gerisingeri Van Gölü'ne doğru yolculuğuna başlıyor. Van Gölü’ne dönen yavrular yaklaşık 2 yıl 3 yıl gölde dolaşıyorlar. Hiçbir akarsuya girmiyorlar ta ki 2 yaşlarının sonunda yani cinsel olgunluğa üreme dönemi ne geldikleri zaman tekrardan annelerinin izlemiş olduğu bu yolu izleyerek Van Gölü'ne dökülen akarsulara doğru göç ediyorlar. Bu bahsettiğimiz, kısacık anlattığımız hikaye Van Gölü ve çevresinde 600 bin yıldır devam eden bir hikaye. Hikayenin son bulmaması için hepimizin üreme dönemi kaçak avcılığın önüne geçmemiz lazım ve inci kefalleri ne sahip çıkmamız lazım. Buradaki sahip çıkma sadece bir canlının neslini devam etmesi değil. Elbette ki her hepimiz bir canlının yok olmasını istemeyiz. Fakat bölgede 15 bin, 20 bine yakın insan inci kefali balıkçılığından geçimini sağlıyor. Kış aylarında Van Gölü'ne çıktığımız zaman adeta her yerin tekne olduğunu balıkçı tekneleriyle dolduğunu görüyorsunuz. İşte bu bölgedeki 20 bine yakın insanın geçim kaynağı olan inci kefallerinin neslini devam ettirebilmesi, ülkemiz için ekonomik açıdan çok çok büyük bir öneme haiz. İnci kefalinin stokunu sürdürebilmemizin ana şartı yaz aylarında akarsulara gerçekleşen üreme göçünün devam etmesine bağlı. İnci kefali hepimizin elbirliği ile sahip çıkmamız gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor” dedi.

“İnci kefalleri göç sırasında akıntılarla kendi boyunun 10 katı yüksekliğindeki kayalarla mücadele ediyor”
Dere ağızlarında toplanan inci kefalleri fizyolojik uyumu tamamladıktan sonra akarsulara giriş yaptığını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Fakat göç çok zor bir hadise. Çünkü inci kefali akıntılarla kendi boyunun 10 katı yüksekliğindeki kayalarla, martılarla, kaplumbağalarla, yılanlarla mücadele etmek zorunda. Bunların hepsini yeniyor hepsine Galip geliyor fakat İnci kefalinin yenemediği tek bir tane düşmanlar o da insanoğlu. İşte insanoğlundan inci kefalini korumak için her yıl üreme dönemi yani nisan ayı geldiği zaman Jandarma teşkilatına ait askerler dere boylarında 24 saat esasına göre nöbet tutuyorlar. İnci kefalinin zorlu yolculuğunda İnci kefalini insanlardan korunmak için. İnci kefalinin akarsularında ki kat ettiği mesafe akarsuların uzunluğuna göre değişiyor. inci kefali Van Gölü havzasındaki en büyük göç yolculuğu Bendimahi çayında yani 23 kilometre uzunluğunda. Bendimahi çayında inci kefalleri akarsulara girdikten sonra 23 kilometre kat edip akarsudan yukarıya doğru akıntı ile mücadele ederek ten 23 kilometrelik bir yol kat ediyor. Tabi bu mesafe akarsulara göre değişiyor. Çolpan suyunda 1,5 kilometre iken Zilan Çayı'nda bu rakam 10 kilometre, Deliçay da yine hakeza 5-6 kilometreye kadar rahatlıkla çıkabiliyor“ şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van Gölü’ne dökülen Karasu Çayı eski günlerine kavuştu Van Gölü’ne dökülen Karasu Çayı, bu yıl yağışların bol olması nedeniyle eski günlerine döndü. Van Gölü’nü besleyen 102 derenin arasında bulunan Karasu Çayı, bu yıl yağışların bol olması nedeniyle eskisi gibi akmaya başladı. Birçok yabani kuşa ev sahipliği yapan çay, inci kefali göçünde önemli bir yere sahip. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan küresel ısınma sonucu kuruyan Karasu Çayı’nın bu yıl bol yağış almasıyla eski günlerine dönmesi uzmanları sevindirdi. Konuyla ilgili açıklama yapan an YYÜ Su ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Ülkemizde özellikle 2020 yılından sonra yağışların azalmasına bağlı olarak çok ciddi kuraklık yaşadıklarını söyledi. Bu noktada Van Gölü havzasının kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Van Gölü havzası kapalı bir havza. Dışarıdan hiçbir su girdisi yok. Son 4 yıldır yaz mevsimlerine geldiğimiz zamana kadar su debilerinde ciddi bir oranda üşüş yaşanıyordu. Bazı akarsular Van Gölü’ne ulaşmakta zorluk çekiyordu. Şuanda Karasu Sulak alanındayız. Bu havzasın suyla doluluğunu yıllardır hiç görmemiştik. Son kar yağışı ve yağmurla beraber akarsuyun taşması neticesinde tekrar burası suyla buluştu. Özellikle Karasu Çayı’nın debisinin düşük olması nedeniyle hemen etrafında birçok tarla oluştu. Fakat akarsu tekrardan taştı buraları geri aldı. Bizler akarsulara yakın yerlerde ne yaparsak yapalım akarsu bir gün kendisine ait olan yeri geri alacak. Şu anda bunu bariz bir şekilde görüyoruz. Akarsu yatakları suyla dolduğu zaman güzel. Hem balıklar için hem de etrafımızdaki birçok canlı için. Umut ediyoruz ki bu sene geçen yıllara göre suyun bolluğu bereketi devam eder" dedi.
Adıyaman Belediye başkanı sular gelene kadar musluk başında bekledi Deprem bölgesi Adıyaman’da, konteyner kentte yaşanılan su sorununu dile getirmek isteyen vatandaşların yaptığı eylem yerine gelen Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, sular gelene kadar muslukların başında bekledi. 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan iller arasında bulunan Adıyaman’da K-2 Konteyner Kentte birkaç gündür yaşanan su kesintilerinden dolayı vatandaşlar eylem yaptı. Konteyner kentin giriş ve çıkışlarının vatandaşlar tarafından kapatılması üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Polis ekiplerinin ısrarlarına rağmen giriş ve çıkışlara izin verilmedi. Vatandaşların su sorunu yaşadığını ve bundan dolayı eylem yapıldığını duyan Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, ilgili birim amirleri ve müdürleriyle birlikte konteyner kentte geldi. Konteyner kentin giriş ve çıkışlarının açılmasını sağlayan Başkan Tutdere, “Yaşadığınız sorundan dolayı hepinizden özür diliyoruz. Özel bir firmanın yaptığı kazı çalışmalarından dolayı şebeke hattına zarar verilmiş ama bizler bu hattı hemen onardık. Sular gelene kadar sizinle beraber bekleyeceğim” sözlerini kullandı. Vatandaşlarla birlikte bekleyen ve vatandaşların aynı zamanda taleplerini dinleyen Başkan Tutdere, daha sonra bir konteynere geçerek buraya misafir oldu. Başkan Tutdere, konteyner içerisinde musluk başında bekleyerek suları kontrol etti. Suların musluktan akmasıyla birlikte her sorunu vatandaşların yanında çözüm sağlanana kadar bekleyeceklerini her sorunu çözmek için uğraştıklarını dile getiren Başkan Tutdere, “Su hattında sorunlar yaşanıyordu. Ekiplerimizin de hızlı müdahalesiyle sorun giderildi şuan konteyner kentteyiz ve sularımızda akmaya başladı. Ne kadar istediğimiz bir tablo olmasa da vatandaşlarımız mağdur oldular ve bundan dolayı bütün halkımdan özür diliyorum. Bizler vatandaşlarımızın mağdur olmasını asla istemeyiz. Ama dediğimiz gibi belediyemizin dışındaki bir müteahhit firmanın yaptığı alt yapı kazıları nedeniyle bu patlaklar ve arızalar meydana gelmiştir. Bizler belediye olarak gerekli çalışmaları yaptık ve sularımız akmaya başladı. Adıyaman halkıyla beraber nerede sorun varsa sorunlar çözülene kadar takipçisi olmaya onların yanında olmaya devam edeceğim” diye konuştu.
Bingöl Bingöl’de Hesarek Kayak Merkezi "Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi" ilan edildi Bingöl’de kış turizminin gözde tesislerinden biri olan Hesarek Kayak Merkezi, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi (KTKGB) ilan edildi. Bingöl’de her yıl kış aylarında binlerce misafiri ağırlayan ve bölgenin gözde kayak tesisleri arasında yer alan Hesarek Kayak Merkezi ile ilgili önemli bir gelişme yaşandı. 12 Mart 2024 tarih ve 32487 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi (KTKGB) ilan edilen Hesarek Kayak Merkezi, Türkiye’de 28’inci kış temalı KTKGB arasında yer aldı. Söz konusu gelişmenin Bingöl ve Hesarek Kayak Merkezi için önemli olduğunu belirten Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, ’’Cumhurbaşkanımızın imzasıyla yayımlanan kararla Hesarek Kayak Merkezimiz Kültürel Gelişim ve Kalkınma Merkezi olarak ilan edildi. Bu Türkiye’deki değişik temalardaki 236’ncı merkez ve kış turizmi olarak 28’inci merkez olarak kabul edildi. Bunun bize sağladığı fayda ne; bildiğiniz gibi şu anki Hesarek alanına yatırım yapamıyoruz mera alanı olduğu için. Yatırım yapmanın maliyetleri var. Dolayısıyla biz burayı Kültür ve Turizm Bakanlığınca merkez ilan ettiğimiz zaman bununla ilgili altyapının planlanması veya hazırlanması tamamen Kültür ve Turizm Bakanlığının ukdesinde olduğu için bütün çalışmalar yapıldıktan sonra yatırım kanalları da yine Bakanlık tarafından açıldığı için ulusal ve uluslararası düzeyde açılacak yatırım taleplerinde Bingöl bir cazibe merkezi haline gelecek. Yurt içinden veya yurt dışından yatırımcıları kabul edecektir diye düşünüyoruz” dedi.