GÜNDEM - 15 Nisan 2020 Çarşamba 00:36

İnfaz düzenlemesi yürürlüğe girdi

A
A
A
İnfaz düzenlemesi yürürlüğe girdi

Yeni infaz düzenlemesini içeren Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmi Gazete’de yayımlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan yeni infaz düzenlemesine göre, infaz hakimliğinin mevcut görevleri arasına Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikayetleri incelemek ve karara bağlamak ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin hakim veya mahkeme tarafından verilmesi gereken tüm kararları vermek ve işleri yapmak görevleri de eklendi.

Bu Kanunla ve diğer kanunlarla verilen görevleri yerine getirmek amacıyla her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca infaz hakimliği kuruldu. İnfaz hakimliğinin mevcut görevleri arasına Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikayetleri incelemek ve karara bağlamak ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin hakim veya mahkeme tarafından verilmesi gereken tüm kararları vermek ve işleri yapmak görevleri de eklendi.

İnfaz süreleri yeniden belirlendi
Buna göre, koşullu salıverilme oranı 2/3'ten yarıya, mükerrirler ve örgütlü suçlar bakımından infaz oranı 3/4'ten 2/3'e indirildi. Uyuşturucu ticareti ve cinsel istismar suçlarıyla, terör suçlarının 3/4 olan koşullu salıverilme oranları aynen muhafaza edildi. Bu suçların çocuklar tarafından işlenmesi halinde 2/3 olan koşullu salıverilme oranı değişmedi.
Kasten öldürme, yüzün sürekli değişikliğine sebebiyet veren kasten yaralama suçu, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar ve devlet sırlarına karşı suçlar ile işkence ve eziyet suçları bakımından herhangi bir indirim yapılmadı.

Denetimli serbestlik süresi
Kanuna göre, denetimli serbestlik uygulamasındaki mevcut 1 yıllık maktu uygulama muhafaza edilirken açık ceza infaz kurumunda bulunup da koşullu salıverilmesine 1 yıl kalan iyi halli hükümlülerin cezalarının denetimli serbestlik altında infaz edilebileceğine ilişkin hüküm korunacak.

Hükümlü, denetimli serbestlik uygulaması kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmez veya denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmez ise cezasını açık ceza infaz kurumunda infaz edecek. Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra hükümlü hakkında alt sınırı 1 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmışsa infaz hakimi tarafından hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilecek.

Denetimli serbestlik ile ilgili yapılan geçici düzenleme kapsamında, terör, uyuşturucu ticareti, cinsel saldırı ve istismar suçları, kasten öldürme, yüzün sürekli değişikliğine sebebiyet veren kasten yaralama suçu ve kadına karşı şiddet, işkence ve eziyet suçları ile özel hayatın gizliliğine dair suçlar hariç 3 Mart 2020'ye kadar işlenen suçlarda, 1 yıllık denetimli serbestlik süresi 3 yıla çıkarılacak.

Öte yandan 30 Mart 2020'ye kadar işlenen suçlar bakımından, terör, cinsel saldırı ve istismar, kasten öldürme suçları ve özel hayatın gizliliğine ilişkin suçlar hariç; 0-6 yaş grubu çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile 70 yaşını bitiren hükümlüler hakkında denetimli serbestlik süresi 4 yıl olarak uygulanacak. Hükümlülerin maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını cezaevinde yalnız idame ettiremeyen ve 65 yaşını bitiren hükümlülerin cezası, Adalet Bakanlığının belirleyeceği devlet hastanesinden alınacak sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmek koşuluyla, denetimli serbestlik tedbiri altında infaz edilecek.

30 Mart 2020'ye kadar suç işleyen çocuk hükümlülerin 15 yaşını dolduruncaya kadar cezaevinde kaldığı 1 gün, 3 gün; 18 yaşını dolduruncaya kadar kaldığı 1 gün ise 2 gün sayılacak. Kovid-19 salgını nedeniyle açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanan hükümlüler, 31 Mayıs 2020'ye kadar izinli sayılacak. Bu süre, gerektiğinde Sağlık Bakanlığının önerisiyle her defasında iki ayı geçmemek üzere Adalet Bakanlığınca üç kez uzatılabilecek.

İyi halin belirlenmesi
Hükümlüler, ceza infaz kurumlarında bulunduğu tüm aşamalarda, kurallara uyumları, yükümlülüklerini yerine getirmeleri, toplumla bütünleşmeye hazır olmaları, tekrar suç işleme riskleri bakımından İdare ve Gözlem Kurulu tarafından iyi halin belirlenmesine esas olmak üzere en geç 6 ayda bir değerlendirmeye tabi tutulacak.

Salgın nedeniyle infaz kurumuna dönemeyenler ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak alınan bilgilerin doğruluğunun araştırılması bakımından zorunlu görülen hallerde, hükümlü veya tutuklular, rızaları alınmak koşuluyla ilgili makamın ve Cumhuriyet başsavcılığının talebi üzerine Sulh Ceza Hakimi kararı ile geçici sürelerle ceza infaz kurumundan alınabilecek. Teklifle, hükümlülerin mazeret iznini kullanabilmesi için ceza infaz kurullarında iyi halli olarak geçirmesi gereken süre de kısaltılıyor. Hasta ziyareti amacıyla verilen mazeret izin hakkı ikiye çıkarılıyor. Düzenlemeyle hükümlülere, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini veya güçlendirmelerini ve dış dünyaya uyumlarını sağlamak amacıyla verilen özel izin süresi üç günden yedi güne çıkarılıyor. Hastalık veya doğal afet gibi zorunlu hallerde bu izinler birleştirilerek kullanılabilecek. Salgın hastalık, doğal afet, savaş veya seferberlik durumunda bu sebeplerden dolayı izinden dönemeyen veya geç dönen hükümlülere ceza verilmeyecek. İzinden dönmeyen veya iki günden fazla bir süre geçtikten sonra dönen hükümlüler ile firar eden hükümlülere bir daha özel izin verilmeyecek.

Teklifle, Türk Ceza Kanununda yer alan kısa süreli hapis cezasının yaptırım seçeneklerinden kamuya yararlı bir işte çalıştırma cezasına ilişkin düzenleme yapılıyor. Buna göre hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilebilecek. Hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilebilecek. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce belirlenecek.

Özel infaz usullerinin kapsamı ve koşullu salıverilme
Koşullu salıverilme şartları, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkum olan çocuklar hakkında, koşullu salıverilme oranı üçte iki olarak uygulanacak. Koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından ise tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanacak.

Mahkumiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukuki sorumlulukları saklı kalmak üzere; kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam bir yıl, 70 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam iki yıl, 75 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam dört yıl, veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine infaz hakimi tarafından karar verilebilecek. Toplam 5 yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlülerden maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilenlerin cezasının konutunda çektirilmesinde infaz hakimi tarafından karar verilebilecek.

Doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçen ve toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan ya da adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlü kadınların cezasının konutunda çektirilmesine infaz hakimi tarafından karar verilebilecek. Bu fıkra uyarınca talepte bulunulabilmesi için kadının doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş olması gerekecek.

Konutta infaza karar verdikten sonra çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa infaz hakimi konutta infaz uygulamasına ilişkin kararını kaldıracak. Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesi kararı, infaza başlandıktan sonra da verilebilecek. İnfaz hakimi talep üzerine, cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesi sırasında bu usulün uygulanmasına son verebilecek.

Özel infaz usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması halinde ise bu usulün uygulanmasına son verilecek ve bu halde infaza açık ceza infaz kurumunda devam edilecek. Özel infaz usulüne göre geçirilen süre, infaz aşamasında mahsup edilecek. Bu hükümler, terör suçları ile örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkum olanlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar, adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler, koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hakkında uygulanamayacak.

Açık ceza infaz kurumuna geçecekler
Kanuna göre, aşağıdaki hallerde hükümlüler hakkında verilen cezalar doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir:

Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar ile ikinci defa mükerrir olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere, kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olanlar.
Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum olanlar. Adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler. İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlar.
Hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına, yapılan değerlendirme sonucunda karar verilecek.

Ayrıca, Toplam on yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkûm olanların kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına ilişkin idare ve gözlem kurulu kararları, infaz hakiminin onayından sonra uygulanacak.

Doğrudan açık ceza infaz kurumuna alınanlar dahil olmak üzere bu kurumlarda bulunan hükümlülerden;
Firar edenler veya başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı verilenler, kınamadan başka bir disiplin cezası alıp, bu cezası kesinleşmiş olanlar veya asayiş ve düzenin sağlanması amacıyla disiplin cezası kesinleşmemiş olsa bile eylemi kurum düzeni ya da kişi güvenliği bakımından tehlike oluşturanlar ile açık ceza infaz kurumu şartlarına veya çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar idare ve gözlem kurulunun kararı ve infaz hakiminin onayıyla kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Baharda çıkıp yazın kayboluyorlar Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Gülaçar köyünde her yıl bahar aylarında yaşanan ilginç doğa olayında köyün her iki yamacında da aynı anda ortaya çıkan ve aynı anda kaybolan su kaynakları 2 ay boyunca görsel şölen oluşturuyor. İkisu-Şiran karayolu kenarındaki Gülaçar köyünde her bahar mevsiminde ilginç bir doğa olayı yaşanıyor. Hem köyün üst tarafında hem de Gülaçar deresinin karşısındaki yamacında her yıl bahar mevsiminde akmaya başlayan dereler yaklaşık 2 ay boyunca dağın ortasından çıkıp akmaya devam ediyor ve daha sonra kayboluyor. Hiç su akmayan bölgede birdenbire adeta dere olup şelaleye dönüşen sular için bölgede çeşitli efsaneler dilden dile dolanırken, suların karla kaplı dağlarda karların eriyip dağın içindeki mağaralara dolduktan sonra taşması sonucu aktığı değerlendiriliyor. Sosyal medyada doğada yaptığı yemek ve doğa videolarıyla bilinen Yusuf Oral ilk başlarda az olan suyun alt kısımlara doğru adeta büyük bir dereye dönüştüğünü görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Yılın aynı gününde akmaya başlayıp yaklaşık 2 ay sonra aynı gününde kuruyan sulardan sadece tek bir kaynaktan saniyede 200 litreye yakın su çıktığını aktaran Oral, gördüğü manzara karşısında “Muazzam, serinliği çok güzel, gerçekten keyfi çok güzel” ifadelerini kullandı. “Bu muhtemelen birbirine bağlı bir yeraltı havuzunun olduğunu bizlere gösteriyor” Yıllardır merak ettiği bölgenin kaynağına geldiğini ve bir saat yürüyerek şelalelere ulaştığını kaydeden Oral, “Buradaki şelale 4 noktadan çıkıyor o yüzden ismini ’4 göze’ koyuyorum. Belki bir ismi vardır onu bilmiyorum. Bu vadide yaşıyorum. Bu şelalelerin Gülaçar köyünün üzerinde bulunan bir yerde yılın aynı gününde akmaya başladığı ve aynı gün kurumaya başladığı söylenir. Burası Gülaçar’a giderken ki vadi. Vadinin sağıdan ve solundan bu sular çıkıyor ve ortada Gülaçar deresi var. Şelaleler karşılıklı yani. Aralarında yaklaşık 2 kilometre kuş uçuşu mesafe olan noktalar. Ama kot olarak hemen hemen aynı. Aynı gün aktığı söyleniyor köylüler tarafından. Biz de yıllardır aynı şeyi burada gözlemliyoruz. Bu yeraltı su sistemine bakıldığında muhtemelen birbirine bağlı bir yeraltı havuzunun olduğunu bizlere gösteriyor. Gerçekten görülmeye değer bir yer. Özellikle suyun çıktığı bu nokta insanın ruhunu dinlendiriyor. Gerçekten çok mutluluk verici, çok keyifli” dedi.
İstanbul Kolay morarma hemofili habercisi olabilir Hemofilinin ömür boyu takip edilmesi gereken kronik bir hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Işık Odaman Al, “Hemofili kanda pıhtılaşma proteini olarak görev yapan faktör VIII ve faktör IX’un eksikliğidir. Kızlar taşıyıcı, erkekler ise hastadır. Hastaların üçte biri sünnet sonrası uzamış kanama şikayeti ile başvurup tanı alır. Vücutta kolay morarma, kas içi ve eklem içi kanamalar, kan alınan yerden sızıntı şeklinde uzun süren kanama, uzamış adet kanamaları, kafa içi kanaması olan hastalarda hemofili akla gelmelidir” dedi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Işık Odaman Al, 17 Nisan Dünya Hemofili Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Işık Odaman Al, hemofilinin kanda pıhtılaşma proteini olarak görev yapan faktör VIII ve faktör IX’un eksikliği olduğunu belirterek “Hemofili A ve hemofili B olarak iki tipi vardır. Hemofili A’da eksik olan, faktör VIII’dir. Tüm hemofili hastalarının yüzde 85’ini oluşturur. Hemofili B’de ise faktör IX eksikliği mevcuttur ve hastaların yüzde 15’ini oluşturur. Hemofili kalıtsal (doğumsal) bir hastalıktır. X’e bağlı çekinik olarak kalıtılır. Yani kızlar taşıyıcı, erkekler ise hastadır. Öte yandan sonradan kazanılmış mutasyonlar da hemofili hastalığına neden olabilmektedir. Toplumdaki sıklığı hemofili A için 5 bin erkek çocukta 1 iken hemofili B için 30 bin erkek çocukta 1’dir” şeklinde konuştu. Sünnet sonrası uzayan kanamaya dikkat Hemofili A ve B’de klinik bulguların benzer olduğuna işaret eden Doç. Dr. Işık Odaman Al, şöyle devam etti: “Eklem ve kas içi kanamalar en sık görülen bulgulardır. Hastaların üçte biri sünnet sonrası uzamış kanama şikayeti ile başvurup tanı alır. Hastalık faktör düzeyinin kandaki seviyesine göre ağır (faktör düzeyi < yüzde 1), orta (yüzde 1-5) ve hafif (yüzde 5-40) olarak sınıflandırılır. Klinik bulgular ise hastanın yaşına, faktör düzeyine göre değişir. Ağır hemofilide bulgular daha ciddi olup yenidoğan döneminde ve erken çocukluk döneminde ortaya çıkar. Hastalar emeklemeye ve yürümeye başlama döneminde eklem içi kanamalar ile başvurur. Hafif hemofilide ise bulgular daha ileri yaşlarda, ağır bir travma ya da cerrahi işlem sonrası kanama şeklinde ortaya çıkar. Hastalığın tanısı şüphelenilen kişilerde kan faktör seviyesine bakılarak konulur. Vücutta kolay morarma, kas içi ve eklem içi kanamalar, kan alınan yerden sızma şeklinde uzun süren kanama, sünnet sonrası beklenmedik kanama, uzamış adet kanamaları, kafa içi kanaması olan hastalarda hemofili akla gelmelidir. Tanı konulmasında aile öyküsü mutlaka sorgulanmalıdır. Erken tanı konulması özellikle ağır hemofili hastalarında hayat kurtarıcıdır.” Ciddi kanama olmadan koruyucu tedavi şart Doç. Dr. Işık Odaman Al, tedavinin esasını eksik olan faktörlerin yerine konulması olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Günümüzde plazma kaynaklı ve rekombinant olarak üretilen faktör konsantreleri mevcuttur. Ağır hemofili hastalarında ciddi kanamalar gelişmeden koruyucu tedaviye başlanmalıdır. Koruyucu tedavi hemofilinin tipine, hastanın kilosuna, kanama sıklığına ve şiddetine ve faktör düzeyine göre bireyselleştirilir. Genellikle haftada 1 olarak başlanıp, haftada 3’e kadar arttırılır. Bu tedavide amaç hastanın kan faktör seviyesini yüzde 1’in üzerinde tutmak ve ciddi kanamaların önüne geçmektir. Diğer tedavi şekli ise ‘kanadıkça’ olarak isimlendirilen hastanın kanaması olması durumunda uygulanan faktör yerine koyma tedavisidir. Faktör konsantreleri hastalara damar içi infüzyon yolu ile uygulanmaktadır. Hemofili ömür boyu takip edilmesi gereken kronik bir hastalıktır. Bu süreçte hasta ve ailesinin bilgilendirilmesi ve tedaviye uyumu çok önemlidir. Hastalar hematoloji, fizik tedavi, ortopedi hekimi, fizyoterapist, psikolog gibi bir çok disiplinden profesyonel uzmanlarca takip edilmelidir. Hastalar hastalığın ismi, ağırlık derecesi, kullandığı faktör konsantresi, takip eden merkez ve hekimin bilgilerini içeren kimlik kartları taşımalıdır. Tedavide amaç hayatı tehdit eden, ani gelişen kas içi, beyin içi kanamaların önüne geçmek olduğu kadar, uzun vadede hastaların bebeklikten, erken çocukluk, okul dönemi, ergenlik ve erişkin dönemlerine geçişte karşılaşabileceği kronik sorunları da tespit edip çözmektir. Tekrarlayan eklem içi kanamalar kısa ve uzun vadede hastaların hayat kalitesini önemli düzeyde etkilemektedir.” Uzun dönemde sakatlığa ve psikolojik sorunlara yol açabilir Tekrarlayan kanamalarda uzun dönemde sakatlığa yol açabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Işık Odaman Al, “Tekrarlayan kanamalar sonucu eklem içinde inflamasyon (yangı) oluşmakta ve kısa dönemde ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığına; uzun dönemde ise eklem hareket yeteneğinin kaybına yani sakatlığa neden olmaktadır. Bu tür sakatlıklar ise hastalarda fiziksel aktivitede azalmaya ve osteoporoz, obezite, sosyolojik ve psikolojik sorunlara da neden olur. Fiziksel aktivite her yaş grubunda oldukça önemlidir ve desteklenmelidir. Böylece sinir ve kas gelişimi desteklenir ve eklem hareket açıklığı artar. En çok önerilen sportif aktiviteler yürüyüş ve yüzmedir. Erken çocukluk döneminde hastaların aşıları aşı takvimine uygun olarak yapılır. Ancak kas içi yerine cilt altı uygulama tercih edilmelidir. Eğer kas içi uygulama zorunlu ise koruyucu olarak uygulanan faktör tedavisi ile aynı güne denk getirilmeli ve aşı sonrası aşı uygulanan bölgeye baskı uygulanmalıdır. Okul dönemindeki hastalar için ise okul yönetimi ve öğretmenleri hastalığın tedavisi ve acil durumlar hakkında bilgilendirilmelidir. Aile ve öğretmen iş birliği içinde olmalı ve çocuk bu dönemde psikososyal olarak desteklenmelidir. Ergenlik dönemi ise tedaviye uyumun en çok bozulduğu dönemdir. Hastalar kronik sürecin vermiş olduğu bıkkınlık, kanama ataklarının eskisi kadar sık olmaması, bağımsız olma arzusu gibi nedenler ile tedavilerini aksatabilmektedir. Son yıllarda klasik faktör uygulamalarının yanı sıra uzun yarı ömürlü faktörler, faktör VIII’ e benzer etki gösteren bisipesifik antikor (Emicizumab) ve faktör dışı tedaviler geliştirilmiştir. Emicizumab henüz ülkemizde kullanım onayı almamıştır. Gen tedavisi çalışmaları ise devam etmektedir” değerlendirmesi yaptı.
Mersin Mersin’in ilk kadın muhtarları mazbatalarını alıp göreve başladı Mersin’in Mut ilçesinde iki kadın muhtar adayı ilk defa seçimleri kazanarak muhtar seçildi ve mazbatalarını alıp göreve başladı. 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde muhtar adayı olan Fatma Ayan (59), 120 oydan 63’ünü alarak erkek rakibini geride bırakıp Tuğrul Mahallesi’ne muhtar seçildi. Fatma Dorla ise (49) erkek muhtar adayı karşısında 244 oyun 125’ini alarak Çömelek Mahallesi’nde muhtar seçildi. Muhtar seçildiği için çok mutlu olduğunu ifade eden Tuğrul Mahalle Muhtarı Fatma Ayan, “İlk defa Mut ilçemizde 2 kadın aday muhtar olarak seçildik. Atatürk’ün biz kadınlara vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkından yola çıkarak biz de aday olduk. Mut’a bir kadın eli değsin istedik ve çalışmalarımız sonucunda gece gündüz çalışarak bu hedefimize ulaştık. Mahallemizi bir üst seviyeye getirmek için elimizden gelen çabayı göstereceğiz” dedi. Çömelek Mahalle Muhtarı seçilen Fatma Dorla ise, “Önceki seçimde adaylığımı koymuştum. Bir kadın olarak köye kadın eli değmesini istiyordum önceki seçimde kaybettim. 6 adayın içinde ikinci sıraya yerleştim. Benim için avantaj olacağını düşündüm. İkinci sıraya gelmek benim için büyük bir başarıydı. Tekrarını denemek istedim tekrarında da 31 Mart 2024 tarihinde bir seçime girdik. Karşımdaki rakibim eski muhtardı. Bir tane aday vardı eski muhtar. 119 oy o aldı 125 oy ben aldım. Ben birinci geldim. Köyüm için en iyi hizmeti güzel bir şekilde yapacağıma eminim kendime güveniyorum. İstiyorum ki her yerde bir kadının eli değsin istiyorum. Çömelek için de benim elim inşallah uğurlu gelecek her şey güzel olacak” diye konuştu. Çömelek Mahallesi’nin eksiklerine değinen Dorla, “Yollarda şu anda gerçekten ciddi anlamda sıkıntı var. Sularımız yazın yetersiz. Ulaşımımız yok. Gögden yaylasının yolu şu anda çok berbat durumda oranın asfalt yapılması için elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz inşallah. Daha çok sorunlar var ama ileriye dönük yavaş yavaş tek tek inşallah bunları çözeceğime eminim bir kadın olarak” diyerek sözlerini bitirdi.