ASAYİŞ - 05 Ekim 2015 Pazartesi 09:47

İstanbul'dan Edirne’ye uzanan insanlık dramı

A
A
A
İstanbul'dan Edirne’ye uzanan insanlık dramı

İnsan tacirleri tarafından kandırılan mültecilerin Kazlıçeşme’den başlayan çileli yolculuğu Keşan ve Gelibolu’da polis ve jandarmanın yaptığı operasyonla son buldu.

Zeytinburnu'ndan Çanakkale'ye uzanan insanlık dramı, İHA kamerası tarafından saniye saniye görüntülendi.
Suriye'deki iç savaştan kaçarak Avrupa'ya gitme hayaliyle Türkiye'ye gelen mülteciler, insan tacirlerinin hedefi oluyor. İstanbul Zeytinburnu sahilde yaşananlar ise bu kadarına da pes dedirtecek cinsten.

SIĞINMACILAR AKŞAM SAATLERİNDE ZEYTİNBURNU SAHİLDE TOPLANIYOR
Ülkelerinde bulunan savaştan kaçan birçok sığınmacı hemen her akşam Zeytinburnu sahiline gelerek kaçak yollardan Avrupa ülkelerine gitmeye çalışıyor. İnsan tacirleri ise kişi başına yaklaşık 900 TL aldıkları insanları adeta ölüme gönderiyor.
Avrupa’ya kaçma ümidiyle yola çıkmaya hazırlanan bir grup mülteci, yanlarına alabildikleri eşyalar ve çocuklarıyla Zeytinburnu sahiline geliyor. Burada bulunan çimlerde bekleyen sığınmacılar çıkacakları uzun yolculuk öncesi yemeklerini de burada yiyor. Uzun bir bekleyişin ardından daha önceden anlaştıkları insan tacirleri buraya gelerek otobüsleri sahil yoluna yanaştırıyor. Sığınmacılar hızlı bir şekilde adeta balık istifi otobüslere bindirilerek yola çıkılıyor.

ÖLÜME YOLCULUK İHA KAMERASINDA
Sığınmacıların çileli kaçış yolculuğu ise bundan sonra başlıyor. Otobüs ilk olarak tüm ışıklarını kapattıktan sonra sahil yolundan Eminönü istikametine doğru yola çıkıyor. Herhangi bir takip olmadığından emin olan insan tacirleri daha sonra tekrar aynı istikametten geri dönerek basın ekspres yolunu takip ederek Tem otoyoluna çıkış yapıyorlar. Tem otoyolunda dikkat çekmek istemeyen araç şoförleri çok yavaş bir şekilde ilerliyor. Otobüsler herhangi bir ihbar olabilir endişesiyle mola vermeden yoluna devam ediyor. İstanbul çıkıldıktan hemen sonra otobüsler Tem otoyolunda olabilecek herhangi bir polis çevirmesine karşı D-100 Karayolu'na dönüyor. Göçmelerin bir kısmı Çanakkale’ye bir kısmı ise Edirne’ye götürülüyor. Çanakkale’ye giden otobüs herhangi bir çevirme ihtimaline karşın ana yoldan çıkarak çok kötü durumda olan dağ yollarını kullanarak Gelibolu’ya ulaşıyor. Edirne’ye gidecek otobüs ise D-100 Karayolu'nu kullanıyor.

SIĞINMACILAR İÇİN UMUTLAR GELİBOLU VE ÇANAKKALE’DE SON BULDU
Sığınmacıları taşıyan ve takip edilen otobüsler’den bir tanesi Keşan yolu üzerinde hazır bekleyen Jandarma ekipleri tarafından durduruldu. Otobüste inceleme yapan ekipler 50’nin üzerinde sığınmacı olduğunu tespit etti. Başka bir otobüs ise Gelibolu İskelesi'nde polis ve jandarma ekipleri tarafından durduruldu ancak kalabalıktan yararlanan üçüncü otobüs feribota binerek karşıya geçmeyi başardı. İskele’de durdurulan ve ilk incelemesi yapılan otobüs’ün 54 kişilik olduğu ancak 70’e yakın sığınmacının otobüste olduğu tespit edildi. Otobüs daha sonra iskeleden Gelibolu İlçe Emniyet Müdürlüğü bahçesi’ne çekildi ve incelemesi burada devam etti.

Otobüsler’de yapılan incelemeler sonucu çok sayıda can yeleği ele geçirilirken otobüs şoförlerinden bir tanesi içeride bulunan yolcuları tanımadığını ve turist olduklarını bildiğini bir otelden aldığını iddia etti. Yaşananlara kayıtsız kalamayan jandarma komutanı ise İnsan tacirlerine ders niteliğinde sözler söyledi. Komutan içeride bulunan yolcuların yarısından fazlasının çocuk olduğunu belirterek “Siz bu insanları ölüme götürüyorsunuz. Yazık değil mi? bu nasıl vicdan sizde vicdan var mı? Küçük yaşta çocuklar sahillere vuruyor nasıl vicdanınız var doldurmuş götürüyorsunuz. Bu otobüs’ün yarısından fazlası çocuk bu çocuk karşıya geçecek öldüğü zaman nasıl vicdanın rahat edecek. Senin çocuğun yok mu”dedi.

SIĞINMACILAR’DAN KAÇAK YOLCULUK İÇİN 900 TL ALINMIŞ
Ekipler otobüste bulunan bazı sığınmacılarla konuşarak İnsan tacirleri ve verdikleri ücret hakkında bilgi aldı. Bir sığınmacı ise nereye götürüldüğünü bilmediğini ama yurt dışı için çok fazla para istediklerini, kendisinin de çok parası olmadığı için 900 TL vererek Edirne’ye gitmek istediğini belirtti. Yapılan incelemelerin ardından mülteciler, başka illerde bulunan kamplara gönderilirken, otobüs şoförleri ise gözaltına alındı. 

TURGAY BALCI - VOLKAN KAYALAR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.