KÜLTÜR SANAT - 01 Temmuz 2020 Çarşamba 16:17

İzin çıktı ancak sinema salonları açılamadı

A
A
A
İzin çıktı ancak sinema salonları açılamadı

Salgın önlemi olarak kapatılan sinema salonlarının faaliyetine bugünden itibaren izin verilmişti ancak Türkiye genelindeki zincir ve yerel işletme sinema salonları finansal ve vizyon filmi eksikliğinden açılamadı.

Yeni tip koronavirüs (Covid-19) pandemisi dünya genelinde sinema sektörüne ağır bir darbe vurdu. Dünya genelindeki sinema salonları, virüsün bulaşma riskini azaltmak amacıyla alınan kararla geçici bir süre kapatılmıştı. Türkiye’de de sinema sektörü açısından durum aynı olmuştu. Ancak ülkemizdeki normalleşme süreciyle birlikte alınan bakanlar Kurulu kararıyla sinema salonlarının bugünden itibaren kapılarını açabileceklerine karar verilmişti.

Perde boş kaldı
1 Temmuz itibarıyla açılması beklenen sinema salonları kapılarını açamadı. Türkiye genelinde bugün 15-20 civarında sinema salonu işletmesi misafir kabul etmeye başladı. Vizyonda salgının Türkiye’de görülmediği Ocak ayından Mart başlarına kadar yayınlanan filmler bulunuyor. Mart ayında vizyonu yarım kalan filmler şimdi açılışla beraber ikinci perdede izleyicilerini bekliyor. Dünya genelindeki gibi Türkiye’deki sinema sektörü de yüksek gişe yapacak filmlerin vizyona girmesini bekliyor.

Tam açılış Ekim’de planlanıyor
Bu süreçte dünya ile paralel şekilde ilerlediklerini anlatan Genç, Türkiye genelinde Ağustos ayında sinema salonlarında açıklık oranının yüzde 40’lara ulaşacağını, Ekim başı itibarıyla da tam olarak açılışı öngördüklerini söyledi.

“500 sinema salonu kapanacak”
Sektör, geçen sene yapımcılar ile yaşanan bilet ücreti krizinin ardından bir de pandemi ile karşılaşınca finansal olarak zor duruma düştü. Konuyla ilgili görüş veren Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği (SİSAY) Genel Sekreteri Fevzi Genç, finansal olarak zor durumda olan yaklaşık 500 salonun önümüzdeki dönemde kapılarını kapatmak zorunda kalacağını belirtti. Türkiye genelinde 2 bin 400 salon bulunduğu bilgisini veren Genç, “Sektörümüz 2019 yılında yaralıydı, dolayısıyla bu sezonu finanse edecek gücü kalmadı” diye konuştu.

“2019 yılı gibi 2020 yılı da bizim için kayıp oldu”
Normalleşme sürecinde katkı veremediklerinden bahseden Genç, sektördeki bu sıkıntıları bir kaç nedene bağladı. Sinema sektörünün salonlardan oyuncu ve yapımlara kadar geniş bir sektör olduğunun altını çizen Genç, “Sektörde salgından dolayı doğru planlamalar yapılamadı. Sinema sektörü genelde yaz aylarını düşük gelir ile kapatıyor. Bir de buna mevcut salgın engelleri eklenince 2019 yılı gibi 2020 yılı da bizim için kayıp oldu” şeklinde konuştu.

Ali Canberk Özbuğutu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Ermeni katliamı izleri 104 yıldır duruyor Adana’da Ermeniler tarafından 1920 yılında Camili köyü basılarak 500 Türk’ün katledilmesinin izleri bir çiftlikte hala dün gibi duruyor. Ermeni Diasporası 24 Nisan’ı "sözde Ermeni soykırımı" diye ilan etse de Adana’nın bir çok yerinde Ermenilerin yaptığı katliamların izleri görünüyor. Bunlardan biri de Yüreğir ilçesine bağlı Camili Mahallesinde 1920 yılında meydana geldi. Kayseri’den Adana’ya doğru inen sayıları yaklaşık bin Ermeni silahlı komitacılar, 15 Haziran 1920 yılında Adana’nın Camili köyüne saldırdı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi kurşuna dizen silahlı Ermeniler, son kale olan Camili çiftliğinde katliam yaptı. Kapıları, duvarları ve çiftliğin ortasında yer alan tulumbayı kurşun yağmuruna tutan silahlı Ermenilerin kurşun izleri hala çiftliğin kapı ve duvarlarında yer alıyor. 19. yüzyılda yapılan ve hala ayakta olan bu tarihi çiftlik Ermeni mezaliminin izlerini taşımaya devam ediyor. “Kadın, çocuk ve hayvanları yukarıda ki mağaralara saklamışlar” Tarihi Camili Çiftliğinde yaşayan Abdullah Özdemir, o dönem de köyün yaşadığı olayları anlatırken şu ifadelere yer verdi; “Ermeniler 1920 yılında Kilikya bölgesi, yani bu bölgede topladıkları insanları buraya, Camili çiftliğine yığmışlar. Kaçan kadın, çocuk ve hayvanlar yukarıda ki mağaralara saklanırken erkekler çiftliğin içerisinde kalmışlar. Bazı bilgilere göre katledilen Türk sayısının 500’ü aşkın olduğu söyleniyor. Silahlı Ermenilerin bıraktığı mermi izleri hala kapı ve içeride yer alan Osmanlı armasında kendini gösteriyor. Türkler gelen Ermeniler tahılları yağmalamasın diye çiftliğin içerisinde kuyularda tahıllarını saklamışlar. Geçmişte burada çok büyük bir katliam yapılmış”. “1920 yılında Ermeni çeteleri katliam yapmıştır” Ermeni çetelerin Kayseri’den aşağıya inerek ne var ne yok her yerde katliam yaptıklarını ifade eden Özdemir, 1920 yılında çor çocuk demeden silahlı Ermeni çeteleri Kayseri’den bu tarafa doğru ne var ne yok toplayıp, buldukları yerde katliam yaparak buralara kadar gelmişlerdir” dedi
Bursa (Özel) Toz taşınımında solunum rahatsızlığı olanlar risk altında Meteoroloji Genel Müdürlüğü; Kuzey Afrika’dan beklenen toz taşınımı uyarısı yaptı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlı hamile ve çocukların da toz taşınımı sırasında risk altında olduğunu ifade etti. Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini söyleyen Cengiz, zorunlu durumlarda maske takılması gerektiğini kaydetti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelerde Marmara’nın güneyi, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı beklenildiği açıklandı. Kuzey Afrika’dan beklenen çöl tozlarının hava kirliliği ve görüş mesafesini düşürmesine karşı yerel yönetimler vatandaşlara tedbirli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca uzmanlar toz taşınımına uzun süreli maruz kalınması durumunda solunum yetmezliğine varabilecek rahatsızlıklar nedeniyle en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlılar, hamileler ve çocukların risk altında bulunduğunu ifade eden uzmanlar, mümkün olduğunca toz taşınımı geçene kadar dışarı çıkılmaması, mecburi durumlarda ise maske takılması gerektiğini kaydetti. Uzmanlardan maske uyarısı Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini ifade eden Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, “Toz taşınımı dediğimiz dönem 3 gün boyunca ülkemizde çöl tozlarının yoğun olarak görülmesi demek. Hava kirliliğine neden olarak görüş mesafesini bozabildiği gibi özellikle solunum rahatsızlığı bulunan hastalarımızda, solunum sıkıntısına neden olabilir. Özellikle astım ve alerjisi olan kişilerde astım atağı gibi solunum sıkıntılarının yoğun olduğu dönemlere neden olabilir. KOAH’lı (kronik obstrüktif akciğer) ve kronik hastalığı olan kişilerde de solunum sıkıntısı ataklara neden olabilir. Bu dönemde en önemlisi toza maruz kalmamaktır. Kronik ve ciddi hastalığı olan kişilerin bu dönemde mümkünse dışarıya çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Dışarıya çıkmaları gerekiyorsa özellikle toza karşı koruyu N95 gibi kullanmaları, bulamıyorlarsa bile normal maske faydalı olabilir. Maske kullanmak bu dönemde çok önemli. Astım hastalıklarında özellikle atağı tetikleyebilir, astım krizine neden olabilir. Böyle bir durum oluştuğunda hastaların bir sağlık kuruluşuna başvurarak etkili bir astım tedavisi almaları gerekebilir” şeklinde konuştu. Solunum rahatsızlığı bulunanlar kadar yaşlı, hamile ve çocuklar da risk altında Kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra çeşitli grupların da risk taşıdığını belirten Cengiz, “Yaşlılarda ek hastalıklar, kronik rahatsızlıklar daha fazla olduğu için onlar daha hassas. Hamileler ve çocuklar etkilenebilir. Solunum hastalığı olanlar ekstra risk altında. Çünkü bu tozlar çok küçük partiküller halinde olup solunum yollarını etkileyebilmekte, hastalarda atakları tetikleyebilmektedir. Uzun süreli maruz kalma durumunda solunum yetmezliğine görülebilir Toz taşınımına uzun süreli maruz kalınmaları durumunda solunum yetmezliğine varan ciddi rahatsızlıklar görülebileceğine dikkat çeken Cengiz, “Kriz atak dediğimiz kriz tablosuna neden olabilir. Ciddi solunum sıkıntısı, hatta çok fazla maruz kalınırsa solunum yetmezliğine bile neden olabilir. Bizim en çok beklediğimiz tablo, öksürük ile birlikte nefes darlığı ve atak tablosudur” ifadelerini kullandı.