DÜNYA - 29 Ocak 2020 Çarşamba 09:27

Japonya vatandaşları Çin'den tahliye ediliyor

A
A
A
Japonya vatandaşları Çin'den tahliye ediliyor

Korona virüsünün yayıldığı Çin'in Wuhan kentinden tahliye edilen Japonya vatandaşlarının ilk grubu Tokyo'ya ulaştı.

Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyayı alarma geçiren korona virüsü nedeniyle daha önce bölgedeki vatandaşlarını tahliye edeceğini açıklayan Japonya, ilk grubun tahliyesini tamamladı. Hükümetin tahsis ettiği uçakla Wuhan'dan Tokyo'daki Haneda Havaalanı'na gelen 200 Japonun, ilk olarak uçakta sağlık testlerinden geçirildiği belirtildi. Japonya'ya getirilen ilk kafiledeki kişilerin bazılarında virüs belirtilerinin gözlendiği öğrenilirken, kafilenin detaylı test ve tıbbi muayene için sağlık kuruluşlarına gönderildiği ifade edildi.

Daha fazla kişi tahliye edilecek

Japon yetkililer, Wuhan'da bulunan diğer Japon vatandaşlarının tahliyesi için hükümetin bölgeye yeniden uçak göndereceğini kaydetti. An itibariyle yaklaşık 650 Japonun Wuhan'dan Japonya’ya dönmek istediği belirtildi.

Vaka sayısı artıyor

Tüm dünyada olduğu gibi Japonya'da da paniğe neden olan korona virüsü Japonya’da son olarak 7 kişide tespit edilmiş, virüsü taşıyanlardan birinin hiç Wuhan'da bulunmayan Japon bir otobüs şoförü olduğu açıklanmıştı. Japonya'da hükümet, salgınla mücadele önlemleri kapsamında, enfekte olan kişileri gerektiğinde zorla hastaneye yatırma gibi tedbirleri de içeren bir dizi kararı onaylamıştı.

Burak Ersoy
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.