GÜNDEM - 18 Mayıs 2021 Salı 14:42

Kabus geri döndü, öldürücülüğü Covid’den yüksek

A
A
A
Kabus geri döndü, öldürücülüğü Covid’den yüksek

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Bulaşıcı Hastalıklar alanınca çalışmaları olan Prof. Dr. İlhan Çetin, KKKA’nın Covid’e oranla daha öldürücü olduğunu hatırlatıp bu yıl vakalarla erken karşılaşıldığını açıkladı.

Türkiye’de özellikle Kelkit vadisinde her yıl insanların korkulu kabusu olan ölümcül keneler bu yıl kendini erken gösterdi. Sivas’ta Nisan ayının ortalarında görülmeye başlayan keneler dolayısı ile 50 kişi Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına yakalandı. Üç kişi hayatını kaybetti. Son beş yıla kadar ağırlıkla Kelkit vadisinde görülen ölümcül kenelerin Batı’ya doğru yayılmasından endişe ediliyor.

Vakalarda artış var
Konuyla ilgili açıklama yapan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Bulaşıcı Hastalıklar alanınca çalışmaları olan Prof. Dr. İlhan Çetin, KKKA vakalarında artış gözlendiğini belirtip, “Kırık Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Dünya’nın gündemine 1940’lı yıllarda Kongo’da daha sonrada Kırım’da kanamalı bir ateş olarak girdi. Özellikle kene ile bulaşan bir hastalık olarak Dünya’nın gündemine girdi. KKKA’nın ülkemizde görülmesi ise 2002 yılına dayanmaktadır. Tokat bölgesinde bir sağlık çalışanında ilk defa tespit edildi. 2010 yılına kadar vaka sayılarında ciddi bir artış oldu. Ardından verilen mücadele ile vaka sayısı önemli derecede azaltıldı. Ancak son yıllarda KKKA’da ülkemizde olduğu gibi Sivas’ta da ciddi bir artış var.” Dedi.

Kabus erken döndü
Çetin bu yıl KKKA vakalarının önceki yıllara oranla erken gözlenmeye başlandığını ifade edip, “Bu hastalık özellikle Kelkit vadisi içerisinde kümelenmekte. Erzincan, Giresun’un Güney’i, Bayburt, Sivas, Tokat, Çorum ve Yozgat’ta daha fazla anılmakta. Bu yıl geçen yıllara göre vaka sayılarında daha erken bir dönemde karşı karşıya kaldık. Geçtiğimiz yıllarda Mayıs ayının ortalarında vaka sayılarında artış görülürken bu yıl Nisan ayının ortalarından itibaren vakaları görmeye başladık” dedi.

Kabus geri döndü, öldürücülüğü Covid’den yüksek

Covid’e göre daha öldürücü
Prof. Dr. İlhan Çetin, KKKA’nın Covid’e göre daha öldürücü olduğunun altını çizerek, “KKKA hastalığında ölüm oranları Covid-19’a göre daha yüksek seyretmekte. Hatta zaman zaman 3-4 kat daha fazla öldürücülüğü olan bir hastalık. Bu nedenle mutlaka gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz. İnsanlarımız bunun farkında olmalı ve dikkat etmeliler” dedi.

Ölümcül hastalığın kaynağı kene
Çetin, insanı ölüme getirebilen hastalığın kaynağının keneler olduğunu vurgulayarak, “KKKA’nın e yaygın bulaşma şekli, KKKA virüsü kaşıyan kenelerin insanları ısırması ve kanını emmesi ile ortaya çıkıyor. En büyük bulaş yolu budur. KKKA hastasının kadından da bulaşmaktadır. Kene insanları ısırdığı sırada o bölgeden düzgün bir şekilde çıkartılmıyorsa kusabiliyor. Kene kusma ile virüsü insan vücuduna veriyor. Ölüme kadar götüren ciddi bir hastalığa neden olabiliyor. Bu nedenle kene ile temas etmiş olan insanların vücutlarına yapışan keneleri mutlaka uzman kişiler tarafından çıkartmalarını öneriyoruz. Aksi taktirde hastalık riski çok daha yüksek oluyor.” Şeklinde konuştu.

Beyaz ve uzun giysi
Çetin, keneye karşı alınması gereken tedbirler arasında beyaz ve uzun giysilerin yer aldığını belirtip, “kenenin yoğun yerlerde bölgelerde uzun kollu gömlekler giyilmesini, pantolonlarına paçalarını çoraplarının içerisine koymalarını tavsiye ediyoruz. Kenelerin en çok yapıştığı yer bacaklardır. Otlak alanlarda çalışanlar, piknik yapanlar evlerine geldiklerinde mutlaka vücutlarında kene kontrolü yapmaları gerekmektedir. Piknik yapılan alana beyaz bir örtü serilmesi çok önemli. Eğer bölgede bir kene popülasyonu varsa bunu gözle görmek mümkün olmaya bilir. Beyaz örtü üzerinde tespiti çok daha kolay olabilir. Kene popülasyonu bulunan arazilerde çalışanlarında beyaz giysiler giymesini öneriyoruz” dedi.

Bir ayda 50 vaka 3 ölü
Çetin Sivas’ta bir ay içerisinde görülen 50 vaka arasından 3 hastanın öldüğünü hatırlatıp, “Şuan 50’ye yakın vakamız oldu. Maalesef 3 hastamızı kaybettik. 15 hastamız halen tedavi olmaktadır. KKKA hastalığının öldürücülük oranı Covid’e göre 4 kat daha fazla olabiliyor. Vatandaşlarımızın özellikle Mayıs, Haziran ve Temmuz ve Ağustos aylarında dikkat etmelerini tavsiye ediyoruz. Özellikle hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın keneye karşı mutlaka ilaç kullanmalarını tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.
Çetin kenelerin Batı’ya doğru yayılabileceği uyarısında bulunarak şunları kaybetti.“2014 yılına kadar KKKA virüsü taşıyan keneleri Kelkit vadisinde görüyorduk. Son yıllarda özellikle Batı’ya doğru kaydığını görüyoruz. Ülkemizin Kuzey Batı’sında da vakalar görülüyor. Batı Karadeniz bölgesinin Güney kısımlarında, Marmara bölgesinin Güney kısımlarında da vakaların yayılma ihtimali var. Bu bölgelerde de dikkat etmekte fayda var.”

Onur Erden

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Babasına verdiği sözü tutan şehit kızı Mirayşah’ı Vali Dağlı yalnız bırakmadı Çorum’da şehit babasının doğum gününü kutlamak için kabrine bıraktığı çiçekteki not ile herkesi duygulandıran 9 yaşındaki Mirayşah, katıldığı jimnastik yarışmasında dereceye girerek mansiyon ödülü kazandı. Vali Dağlı, Mirayşah’ı en heyecanlı gününde yalnız bırakmadı. 2016 yılında Şırnak’taki operasyonlar sırasında bölücü terör örgütü üyelerince tuzaklanan el yapımı patlayıcıların patlatılması neticesinde şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Habib Gökçe’nin kabrine, önceki gün doğum günü sebebiyle 9 yaşındaki Mirayşah tarafından bırakılan çiçek üzerindeki notta yazanlar görenleri duygulandırmıştı. Katılacağı jimnastik yarışması için yaşadığı heyecanı babasına bıraktığı çiçek notu ile anlatan Mirayşah’ın, "Senin beni izlediğini ve hep yanımda olduğunu biliyorum" sözleri ise yürek burktu. "Senin beni izlediğini ve hep yanımda olduğunu biliyorum" Şehit Habib Gökçe’nin kızı Mirayşah tarafından bırakılan çiçekteki not üzerinde, “Canım babacım, seni çok seviyorum iyi ki doğdun. Biliyor musun babacım çok heyecanlıyım. Jimnastik yarışmam var. Senin beni izlediğini ve hep yanımda olduğunu biliyorum. Seni gururlandırman için elimden geleni yapacağım. Benim kalbim, babam, cennet yaşın kutlu olsun” ifadeleri yer aldı. Dereceye giren Mirayşah’ı Vali Dağlı yalnız bırakmadı 2023-2024 Artistik Jimnastik Okul Sporları İl Seçmelerine katılan Mirayşah ve arkadaşları takım halinde mansiyon ödülü kazandı. Çorum Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, Gençlik ve Spor İl Müdürü Cemil Çağlar ve Türkiye Harp Malülü Gaziler-Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Çorum Şube Başkanı Galip Deniz ve şehit Habib Gökçe’nin eşi Kübra Gökçe Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen ödül törenine katılarak Mirayşah’ı mutlu gününde yalnız bırakmadı. Ödül töreni öncesi Mirayşah Şah ve arkadaşları mini bir gösteri yaptı. Mirayşah ve arkadaşlarının madalyalarını tek tek takarak kutlayan Vali Dağlı, öğrencilere başarılar diledi. Mirayşah’ın babasına yazdığı mektup üzerine gelerek onu yalnız bırakmadıklarını vurgulayan Dağlı, “Güzel bir başarı elde etti. Madalyasını takdim ettik. Başarısına şahitlik ettik. Başarılarının artarak devam edeceğine inanıyoruz. Seçmelere katılan tüm sporcularımızda spor yaşamlarında başarılar diliyorum” ifadelerini kulandı.
İstanbul ‘MAHZEN-14’ operasyonlarında organize suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 11 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen ‘MAHZEN-14’ operasyonlarında elebaşılığını Onurcan Bildik’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini duyurdu. Bakan Yerlikaya, İstanbul merkezli 11 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen ‘MAHZEN-14’ operasyonlarında elebaşılığını Onurcan Bildik’in yaptığı organize suç örgütü çökertilirken operasyonlarda elebaşında içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 50 şüphelinin yakalandığını açıkladı. Yerlikaya, operasyona ilişkin paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Halkımızın huzurunu kaçıranlara, organize suç örgütlerine ve çetelere göz açtırmayacağız. Organize suç örgütlerine karşı operasyonlarımız şafak sökerken de gün batarken de kararlılıkla devam edecek. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, Asayiş Şube Müdürlüğünce; karşılıklı ticaret yapan firmaların birbirlerine kargo üzerinden gönderdikleri çeklerin çalınmasıyla ilgili yapılan çalışmalar sonucu; İstanbul merkezli Ankara, Gaziantep, İzmir, Hatay, Aksaray, Batman, Balıkesir, Çanakkale, Mersin ve Tekirdağ’da düzenlenen operasyonlarda organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Çalınan çeklerin şüpheli şahıslar tarafından kurulan paravan şirketler üzerinden birçok kez ciranta edilerek ticari faaliyet yapıldığı izlenimi verildiği, Avukatlar aracılığıyla mağdur şirketlere icra takibi başlatıldığı ve Mağdur şirketlerin icra yoluyla banka hesaplarına bloke konulup, çekin bedelini ödemeye zorlanarak yaklaşık 78 Milyon TL haksız kazanç elde edildiği tespit edildi. Operasyonlar sonucu, Suçtan elde edildiği değerlendirilen 150 milyon TL değerinde taşınmaza el konuldu.”
İzmir Belediye-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Savaş Atalay: Belediye-İş Sendikası ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında devam eden TİS görüşmelerimin tıkanması sonucu yaklaşık 6 bin işçi eyleme çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Egemenlik Evi Binası önüne basın açıklaması yapan, “Emekçiler, alın terinin karşılığını almak için iki ayı aşkın süredir belediye yönetimi ile görüşüyor. Ancak emekçinin yaşadığı geçim sıkıntısını görmüyorlar. Belediye yönetiminin sorunlarımıza karşı duyarsızlığı karşısında öfkeleniyoruz. Biz emekçiler, huzur içinde çalışmak, alın terimizin karşılığını almak istiyoruz” dedi. Belediye-İş Sendikası ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında devam eden ve İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZSU, İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ’da çalışan emekçileri kapsayan toplu iş sözleşmesinin (TİS) yapılan görüşmeler sonrasında tıkanması sonucunda yaklaşık 6 bin işçi eyleme çıktı. Saat 10.00’da Konak Pier Binası önünde toplanan binlerce işçi, İzmir Büyükşehir Belediyesi Egemenlik Evi Binası önüne sloganlar atarak yürüdü. "Emekçinin yaşadığı geçim sıkıntısını görmüyorlar İzmir Büyükşehir Belediyesi Egemenlik Evi Binası önünde bir basın açıklaması yapan Belediye-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Savaş Atalay, “Bizler İzmir’imizi alın teriyle güzelleştirenleriz. Bizler su, kanal, arıtma, otobüs hizmeti, asfalt, mezarlık ve itfaiye hizmetlerini sabahın kör karanlığından gece yarılarına, yaz demeden kış demeden günün 24 saati durmaksızın yerine getiren emekçileriz. İzmir’in her evinde, her sokağında, her caddesinde emekçilerin alın teri ve emeği var. Ancak bu kadar önemli ve vazgeçilmez olan bu hizmetleri yapan bizler, yaşanan ekonomik sıkıntılar ve enflasyon altında eziliyoruz. Belediye yönetimi sesimizi duymuyor, yaşadığımız yoksulluğu geçim sıkıntısını görmüyor. Belediye yönetiminin sorunlarımıza karşı duyarsızlığı karşısında öfkeleniyoruz. Biz emekçiler, huzur İçinde çalışmak, alın terimizin karşılığını almak istiyoruz” dedi. "Kabul edilemez tekliflerle gelerek neden bizi eyleme, protestoya, greve zorluyorsunuz?" “Toplu iş sözleşme masasında emekten yana tavır sergilemek zor iş mi?” diye sözlerini sürdüren Atalay, “Kabul edilemez tekliflerle gelerek neden bizi eyleme, protestoya, greve zorluyorsunuz? Kim, neyi tatmin etmeye çalışıyor? Buradan bir kez daha haykırıyoruz; yaşanan siyasi çekişmelerin, kavgaların parçası, tarafı sorumlusu biz emekçiler değiliz. Olmayacağız. Bizim amacımız, alın terimizin karşılığını alarak, toplu sözleşmemizi halaylarla coşkuyla tamamlamak. Biz insanca bir yaşam için, enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret talep ediyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZSU, İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ iş yerlerince çalışan emekçiler, alın terinin karşılığını almak için iki ayı aşkın süredir belediye yönetimi ile görüşüyor. Ancak emekçinin yaşadığı geçim sıkıntısını görmüyorlar. Belediye emekçileri esnaf gibi her maliyet artışında ürettiği ürün veya verdiği hizmete zam yapamaz. Çünkü, emekçinin tek geçim kaynağı, alın teri olan ücretidir” ifadelerini kullandı. “Bu sesi duyun” Sözlerini sürdüren Atalay, şunları söyledi: "Biz insanca bir yaşam için enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret istiyoruz. Enflasyonun sebebi emekçiler değil. Belediyenin bütçesini de emekçiler yapmıyor. Biz seçim derdinde değiliz. Biz geçim derdindeyiz. Hiç kimse, emekçilere ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye kalkmasın. Uyarıyoruz; artık zaman daralıyor, grev çanları çalıyor. Buradan belediye yönetimine sesleniyorum; yangında hayatını ortaya koyan itfaiye emekçisinin, yazın 40 derece sıcağında çalışan İZBETON emekçisinin, kışın soğuğunda suyun içinde çalışan su arıza emekçisinin, kanalizasyonda lağımın içinde çalışan kanal emekçisinin, atık su arıtma ve atık su pompalarda koku gaz ve lağımın içinde çalışan arıtma İZSU ve İZDOĞA emekçisinin, sabah-akşam, yağmur-sıcak demeden sabahın dördünde yola çıkıp her türlü riski alan ve can taşıyan İZULAŞ emekçisinin, kenti güzelleştirmek için ter döken ‘kent ustaları’ emekçisinin sesine kulak verin. Bu sesi duyun. Çünkü bu ses emeğin emekçinin sesidir.” Eylemde kısa bir konuşma yapan Türk-İş İzmir 3. Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak ise “Bu dava kutsal dava, bu dava emek davası, ekmek kavgası, seçim kavgası değil. Bir an önce masanın yeniden kurulup bu davayı seçim sonucuna kadar bitirip; davamıza, ekmeğimize, kentimize sahip çıkmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Öte yandan, işçilerin belediye binası önündeki oturma eylemi sürüyor.