SAĞLIK - 25 Kasım 2020 Çarşamba 10:09

Kanser hastalarının mücadelesi belgesel oldu

A
A
A
Kanser hastalarının mücadelesi belgesel oldu

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD) kanser hastalarının mücadelesini belgesel yaptı. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından yürütülen ve Pfizer Onkoloji’nin katkıları ile hazırlanan ‘Adım Adım Umuda' belgeseli hakkında bilgi veren Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mahmut Gümüş, “Hasta yakınlarıyla bir araya geldik ve bizim için hem moral olacak hem geleceğimize ışık tutacak güzel bir çalışma oldu” dedi.

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından kanser hastalarının mücadelesi belgesel haline getirildi. 'Hayat için bilimin izinde' sloganı ile hayata geçen belgeselde meme, prostat ve akciğer kanseri teşhisi alan üç farklı hastanın iç dünyaları, duyguları, tanıklıkları, adanmışlıklarıyla adım adım umuda olan yolculukları birebir hasta ve hekimlerin ağzından anlatılıyor. Hekimlerin de konuştuğu belgeselde kanserle mücadelede tıbbın geliştiğinden bahsedilerek, umut ve mücadeleyle bu hastalıktan kurtulmanın mümkün olduğuna dikkat çekiliyor.

“Halkımıza bu belgeseli seyretmesini, bizimle ve hastalarımızla o empatiyi yaşamasını öneriyorum”
Belgesel hakkında bilgi veren Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mahmut Gümüş, “Biz onkologlar olarak kedimizi hastalarımız ile birlikte büyük bir aile olarak düşünüyoruz. Bu aile içerisinde tarihe bir not düşelim istedik. Hastalarımız, yakınları, bizler yaşadığımız sıkıntılar, sevindiğimiz ve üzüldüğümüz durumlar daha kalıcı olsun diyerek bizden sonrakilere yol gösterici olsun diye böyle bir belgesel projesini Türk Tıbbi Onkoloji Derneği olarak planladık. Bu belgesel çerçevesinde İzmir’den, Bozcaada’dan ve Trabzon’dan hastalarımızla konuştuk. Hasta yakınlarıyla bir araya geldik ve bizim için hem moral olacak hem geleceğimize ışık tutacak güzel bir çalışma oldu. Ben tüm halkımıza bu belgeseli seyretmelerini, bizimle ve hastalarımızla o empatiyi yaşamlarını öneriyorum. Belgeseli kanser.org veya adimadimumuda.org adreslerinden ulaşarak seyredebilirler” ifadelerini kullandı.

“Ülkemizde Batı’ya göre bir miktar daha az kanser görüyoruz”
Türkiye'deki kanser vakalarına da değinen Prof. Dr. Gümüş, “Kanser günümüzde ciddi bir sağlık sorunu, biz kanser sıklığını 100 bin kişide görülen kanserler olarak değerlendiriyoruz. Ülkemizde de bu oranlar 100 bin kişide yaklaşık 250 ile 300 arasında, Batı ülkelerinde bu oran 450’ler civarında. Batı'ya göre bir miktar daha az sayıda kanser görüyoruz ama bu nüfusumuzun gençliğiyle ilgili, zaman içerisinde yaşlanmayla birlikte Batı'daki değerler kadar göreceğimizi düşünüyoruz. Bu da kanserin bir miktar daha fazla görüleceği anlamına geliyor ve bizim tedbirlerimizi, yapacaklarımızı buna göre planlamamız gerekiyor” diye konuştu.

“Türkiye’de 200 bine varan bir yıllık kanser hasta sayısı var”
Prof. Dr. Gümüş, “Dünyada ve Türkiye’de en sık kanser türü olarak erkeklerde akciğer ve prostat kanseri, kadınlarda ise meme kanseri, akciğer kanseri, kolorektal kanserini görüyoruz. Türkiye’de 200 bine varan bir yıllık kanser hasta sayısı var. Bunu biz geçen 100 yılda daha çok kemoterapiyle tedavi ettik. Son 20 yılda hastalıkların nasıl oluştuğuna dair mekanizmaları da anlamış bulunuyoruz. Kemoterapinin yanında bu mekanizmalara yönelik olarak hedefli tedaviler dediğimiz, akıllı tedaviler dediğimiz, immünoterapi dediğimiz tedavileri uygulamaktayız. Artık tek başına kemoterapi ile tümör hücrelerini öldürmek yerine onun oluş mekanizmalarını anlayıp, o mekanizmaları düzelten ilaçları da kullanıyoruz” dedi.

Aykut Zor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir merkezli “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İzmir merkezli 3 ilde gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütünün çökertildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından paylaşım yaparak operasyonlar hakkında bilgi verdi. Bakan Yerlikaya’nın verdiği bilgilere göre, İzmir merkezli olarak Mersin ve Van’da gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında elebaşılığını Tahsim Aktaş ve Murat Hanaylıoğlu’nun yaptığı 2 ayrı suç örgütü çökertildi. Operasyonlarda toplam 25 şüpheli yakalanırken 16 adet tabanca, 2 adet tam otomatik uzun namlulu silah, 10 adet tüfek, çok sayıda fişek, tüfek kartuşu ve muhtelif miktarda uyuşturucuya ise el konuldu. Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İzmir merkezli Mersin ve Van’da düzenlenen operasyonlarda, organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, eğlence mekanlarını cebir ve tehdit kullanarak ele geçirmeye çalıştıkları, esnaflara ait işyerlerini kurşunladıkları, silahlı tehdit ile mağdur şahıslara zorla senet imzalattırdıkları, 3’üncü şahıslar adına para tahsilatı yaptıkları, silah ticareti yaptıkları, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlarını işledikleri tespit edildi.
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."