EKONOMİ - 21 Ekim 2021 Perşembe 09:45

Kartlı ödemeler yüzde 50 artışla 159 milyar TL’ye ulaştı

A
A
A
Kartlı ödemeler yüzde 50 artışla 159 milyar TL’ye ulaştı

Eylül ayında kartlı ödeme tutarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 artışla 159 milyar TL’ye ulaştı. Yabancı kartlarla 2021 yılı haziran-eylül döneminde yapılan ödemeler geçen yılın 4 katına, 2019’un ise 2 katına ulaşarak 59 milyar TL oldu. Yabancı kartlarla en fazla ödeme ise havayolları, giyim ve konaklama sektörlerinde gerçekleşti.

Eylül ayında kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50 artarak 159,2 milyar TL oldu.

Eylül ayındaki kartlı ödeme tutarının 130,1 milyar TL’si kredi kartları ile yapılırken, 26,6 milyar TL’sinde banka kartları, 2,5 milyar TL’sinde ise ön ödemeli kartlar kullanıldı.

Kredi kartı ile ödemelerde önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranı yüzde 48, banka kartı ile ödemelerde yüzde 54 olurken, ön ödemeli kartlar ile yapılan ödemelerde ise bu oran yüzde 169 olarak gerçekleşti.

Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) açıkladığı verilere göre eylül sonu itibarıyla Türkiye’de 82,1 milyon adet kredi kartı, 146,1 milyon adet banka kartı ve 53,2 milyon adet ön ödemeli kart kullanılıyor.

2020 yılının eylül ayı ile kıyaslandığında kredi kartı adedinde yüzde 11’lik, banka kartı adedinde yüzde 4’lük, ön ödemeli kart adedinde ise yüzde 33’lük artış yaşandı. Toplam kart sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 oranında artış göstererek 281,4 milyon adede ulaştı.

Yabancı kartlarla yaz döneminde yapılan ödemeler 59 milyar TL’ye ulaştı

Haziran ve Eylül ayları arasını kapsayan yaz tatili döneminde yabancı kartlarla yurtiçinde 59,4 milyar TL’lik kartlı ödeme yapıldı. 2020 yılının haziran ve eylül ayları arasında bu tutar uluslararası sağlık tedbirlerinin etkisiyle 15,3 milyar TL olarak gerçekleşmişti. 2019 yılında ise iyi geçen turizm sezonu ile beraber 33,8 milyar TL ile yabancı kartlarla ülkemizde yapılan ödemelerde rekor seviyeye ulaşılmıştı.

Büyüme olarak bakıldığında bu yıl yabancı kartlarla yapılan ödemeler yüzde 288 büyüyerek geçen yılın 4 katına ulaştı. Bu yüksek artışta 2020 yılında alınan tedbirlerle beraber yabancı kartlarla yapılan ödemelerde meydana gelen yüzde 55’lik daralma (baz etkisi) etkili oldu. Ancak iyi geçen 2019 yılına göre de yüzde 76 oranında yüksek bir büyüme görüldü, bu büyüme yabancı turistler tarafından ülkemizin daha çok tercih edildiğine işaret etti.

Yabancı kartlarla en fazla ödeme havayolları, giyim ve konaklama sektörlerinde gerçekleşti

Yaz döneminde yabancı kartlarla yurtiçinde yapılan ödemelerin sektör detayında dağılımı incelendiğinde en fazla ödemenin 12,2 milyar TL ile havayolları sektöründe olduğu görülüyor. Havayolları sektörünü 11,8 milyar TL ile giyim ve aksesuar, 7 milyar TL ile konaklama, 5,8 milyar TL ile kuyumculuk ve 4,1 milyar TL ile market-gıda sektörleri takip etti. İlk 5 sektör yabancı kartlarla yapılan ödemelerin yüzde 69’unu oluşturdu. Yabancı kartlarla yaz döneminde yapılan ödemelerin ortalama işlem tutarı 985 TL olurken, internetten yapılan kartlı ödemeler yabancı kartlarla yapılan ödemelerin yüzde 23’ünü oluşturdu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."
İzmir Üretken yapay zeka teknolojisi, en çok fotoğrafçılığı etkiliyor İki yıl önce hayatımıza hızlı bir giriş yapan üretken yapay zeka teknolojisi fotoğraf sanatı başta olmak üzere grafiksel anlamda çeşitli görseller üreten sektörler üzerinde etkisini giderek arttırıyor. Özellikle reklam tanıtım sektöründe obje, ürün veya bir olayın fotoğraflarını üretmek stüdyo ortamı yerine bilgisayarın başında birkaç satırlık komut yazarak sanayiler içinde gerçekleştiriliyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan üretken yapay zeka teknolojisinin prodüksiyon maliyetlerini düşürmesi gibi faydasının yanında gerçeklikten uzaklaşma ve manipülasyon gibi tehlikeleri de beraberinde getirdiğini söylüyor. “Yapay zeka prodüksiyon maliyetlerini düşürüyor, üretim süreçlerini hızlandırıyor” Aynı zamanda reklam ajanslarının en çok başvurduğu stok fotoğraf ajansları ve buralara görsel üreten fotoğrafçıları ekonomik anlamda olumsuz etkilediğini söyleyen Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan; “Üretken yapay zeka ile buluşmamız 2022 yılının ortaları gibi çok yakın bir zamanda oldu. Üretken yapay zeka ile üretilen ilk fotoğraflar ve grafikler gerçeklik bakımından önceleri hatalar barındırıyor kollar, eller gibi farklı uzuvların canlandırılmasında bozukluklara rastlayabiliyorduk. Ancak çok kısa bir sürede üretken yapay zeka programlarının yeni sürümleri piyasaya sürüldükçe bu hatlarında hızlıca giderildiğini çok daha gerçekçi görüntülerin üretilebildiğini gördük. Şu anda işin uzmanları dışında kimsenin neredeyse gerçekle ayırt edemeyeceği kusursuz görseller üretilmeye başlandı. Özellikle fotoğraflar gerçeklik açısından kusursuza yaklaşmış durumdalar. Üretilen bir insan fotoğrafının gerçek mi yapay mı olduğunu anlamak oldukça güçleşti. Yapay zeka ile üretilen gerçekliği yüksek fotoğraflar sosyal medya hesaplarını yönetenleri, haber sitelerini ve çeşitli reklam şirketlerini önemli bir prodüksiyon maliyetlerinden kurtarırken üretim süreçlerini hızlandırdı. Ancak işin gerçeklik açısından baktığımızda özellikle işleri gerçeği aktarmak olan haber, medya siteleri ve yüksek takipçili sosyal medya hesaplarını yeni tehlikeler bekliyor. Bu teknoloji kişileri ve toplumları ciddi şekilde manipüle etmede kullanabiliyor. Bu da beraberinde sayısız hukuk davlarını beraberinde getiriyor. Bu yolla üretilen görsellerin altına mutlaka uyarıcı yazıların konulması ya da uzmanlar tarafından gözden geçirilmeleri gerekiyor.” dedi. Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan, bilgisayarının başında uygulamalı olarak yapay zeka yazılımlarıyla “orman yangınından kaçan geyik” ve “çölde gezen kutup ayısı” gibi örnek görsellerin komut satırı yazarak nasıl oluşturulduğunu paylaştı.