ASAYİŞ - 21 Eylül 2020 Pazartesi 15:03

Kayıp kardeşin bulunması için Munzur Çayı didik didik arıyor

A
A
A
Kayıp kardeşin bulunması için Munzur Çayı didik didik arıyor

Tunceli’de 9 gün önce kaybolan Elazığlı iki kardeşten birinin cansız bedenine ulaşılmasının ardından diğerinin de bulunması için başlatılan çalışmalar aralıksız sürüyor. Çok sayıda ekibin katılımıyla ağabeyin cansız bedeninin bulunduğu Munzur Çayı didik didik aranıyor.

Olay, 13 Eylül Pazar günü Tunceli ile Ovacık ilçesi arasında Munzur Vadisi Milli Parkı’nda meydana geldi. Tunceli’de özel bir doğal gaz şirketinde çalışan Elazığlı Mehmet (41) ve Bozkurt (48) Aydemir kardeşler, özel araçlarıyla vadide dağ sarımsağı toplamaya gitti. Burada araçlarını park eden kardeşlerden bir daha haber alınamadı. Bunun üzerine çok sayıda ekibin katılımıyla havadan, karadan ve suda arama çalışmaları başlatıldı. Çalışmalar kapsamında dün Ağabey Bozkurt Aydemir’in cansız bedenine araçlarını park ettikleri yerden 750 metre aşağıda Munzur Çayı’nda ulaşıldı. Kardeşlerin çaya düştüğünün kesinleşmesi üzerine, kırsal alandaki arama çalışmalarına son verilerek aramalar Munzur Çayı’nda yoğunlaştırıldı.

Bugün günün ilk ışıklarıyla Van ve Diyarbakır’dan gelen Jandarma Sualtı Arama Kurtarma (SAK), Elazığ Emniyet Müdürlüğünden gelen dalgıç polisler, AFAD, AFAD gönüllüleri, AFAD dağcılık eğitmenleri, Munzur Dağcılık Kulübü (MUDAK), Munzur Adrenalin ve Doğa Sporları Kulübü (MADOSK) ve vatandaşlardan oluşan 50 kişilik grup Munzur çayında arama yapıyor. Kıyı taramalarının da devam ettiği çalışmalar kapsamında jandarmaya ait “Penya” isimli kadavra köpeği de arama çalışmalarına katılıyor.

İki seyyar baz istasyonu, Kızılay aracı ve çok sayıda jandarma ekibinin de destek olduğu arama çalışmalarını Vali Mehmet Ali Özkan ve İl Jandarma Komutanı Albay Durali Ceylan ile İl Afet ve Acil Durum Müdürü Cem Erdoğan da kayıp kardeşin yakınlarıyla birlikte takip ediyor.

Munzur Çayı'nda süren arama çalışmalarının belirlenen bölgelerde aralıksız devam edeceği aktarıldı.

Ercan Topaç - Serhat Ozan Yıldırım
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.