SPOR - 13 Temmuz 2020 Pazartesi 12:56

Kenan Koçak: 'Yabancı kuralının gençlerin önünü açmayla alakası yok'

A
A
A
Kenan Koçak: 'Yabancı kuralının gençlerin önünü açmayla alakası yok'

Türkiye Futbol Federasyonu’nun yabancı kuralıyla ilgili yaptığı değişikliği değerlendiren Alman ekibi Hannover 96'nın Türk teknik direktörü Kenan Koçak, "Eğer bu yabancı kuralı Türk gençlerinin önünü açmak içinse bence yanlış bir karar. Çünkü onunla alakası yok. Türk gençlerinin önünü açmak istiyorsak öncelikle gençlere bu platformu sağlamamız lazım. Platform nedir; tesisleşme, eğitim, futbolcuyla iletişim" dedi.

Bundesliga 2 ekiplerinden Hannover 96’yı çalıştıran Türk teknik direktör Kenan Koçak, takım olarak hedeflerinden, kariyer planlamasına ve Türk futbolu hakkındaki görüşlerine kadar birçok konuda İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. Ligin 14. haftasında Hannover’in başına geçen ve 21 maçta 10 galibiyet ve 4 beraberlik alarak Alman temsilcisini 6. sıraya kadar taşıyan Koçak, elde ettikleri bu başarıyı, “İnanmak lazım. Ben bu göreve geldiğim zaman bu takımı zor durumdan kurtaracağımıza dair inancımız tamdı. Ekibimiz ve futbolcu kardeşlerimizle beraber bu inancı taşıdık. Gecemizi gündüzümüze kattık. Sonuçta inanarak bu yola çıktık. Sonucunda da takımı 6. sıraya kadar yükselttik" sözleriyle anlattı.

"İnşallah Türk milletini daha iyi temsil ederiz"
Bundesliga’da tek Türk olarak görev aldıklarını hatırlatan başarılı çalıştırıcı, "Bunun avantajları da var, dezavantajları da var. Zaman zaman her türlü kulvarda fark ediyoruz. Ama biz bunun üstesinden gelecek güce de sahibiz. Çalışıyoruz, inanıyoruz, herkesten de dua bekliyoruz. İnşallah Türk milletini orada daha iyi şekilde temsil ederiz. Orada tek Türk teknik direktör olarak bulunduktan sonra belli bir anlam kazanıyor yaptığımız görev. Biz de bu görevi layıkıyla yapmaya çalışıyoruz. Almanya’da gurbetçi sayımız yüksek oranda. Dediğim gibi insanımızı en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz" diye konuştu.

"Hannover 96’yı tekrar Bundesliga’ya çıkarmak istiyoruz"
Hannover 96’da teknik direktörlük koltuğuna oturduğunda kendilerine iki aşamalı hedef koyduklarını dile getiren Koçak, "Benden bir yıl önce Bundesliga’da oynuyorlardı. Kendileri maalesef küme düşünce hedef tabii ki önümüzdeki 2-3 yıl içinde tekrar Bundesliga 1’e çıkmak. Önemli olan bu seneyi kazasız atlatmak. Başkan beni aradığında çok tedirgindi. Küme düşmekten korktuğunu söyledi. Takımı, kulübü küme düşmekten kurtarmamı istedi ve ondan sonraki yıllarda da tekrar Bundesliga’da görev almak istediğini söyledi. İlk etabı başardık, takımı küme düşmeden kurtardık. Önümüzdeki ikinci etap da Hannover 96’yı tekrar Bundesliga’ya çıkarmak" şeklinde konuştu.

"Herkesin kendi felsefesini belirlemesi lazım"
Örnek aldığı teknik direktörler olup olmadığına ilişkin gelen soruyu ise Kenan Koçak, şu şekilde cevaplandırdı:
"Görüştüğüm, samimi dostluğumun bulunduğu teknik direktörler var. Guardiola, Tuchel, Heynckes bunlar tabii samimi dostlarım. Futbolla alakalı akıl alışverişinde bulunduğum dostlarım. Ama ben hoca olarak şuna inanıyorum; herkesin hoca olarak kendi yolunu belirlemesi lazım. Herkesin kendi felsefesini belirlemesi ve inandığı yolda gitmesi lazım. Dostlarım var ama kendime örnek aldığım bir teknik direktör yok. Bence her hoca eğitime açık olmalı. Herkesten bir şey kapmaya çalışması lazım ama kendi yolunu da belirlemesi lazım."

"Zaman zaman teklifler geliyor"
Türkiye’den bazı teklifler aldığını da açıklayan Koçak, "Biz de profesyoneliz. Profesyonelliğin içinde zaman zaman teklifler geliyor. Fakat kendimce etik olmayan bir konu var. O da; 'şu kulüp beni istiyor' dememin o kulübe, oradaki hocaya saygısızlık olacağını düşünüyorum. O yüzden kendimle alakalı spekülasyonlara yorum getirmedim, getirmem. Çünkü ben meslektaşlarıma, kulüplere saygı doluyum. Ama tabii ki görüştüğüm kulüpler oluyor. Açık mıyım bu tür tekliflere; söylediğim gibi biz profesyoneliz. Ben kendi insanını, devletini, ülkesini seven biriyim. Gönül ister ki tabii ilerleyen zamanlarda gelip burada kendi insanıma hizmet edeyim futbol çatısı altında" dedi.

"Türk futbolunda dengesizlik var"
Türk futbolunu takip ettiğini ve bir takım izlenimler edindiğini de aktaran tecrübeli antrenör, "Dıştan sezgilediğim kadarıyla Türk futbolunda çok önemli bir dengesizlik var. Hem maddi açıdan hem vizyon açısından bir dengesizlik var. Bakıyoruz, bir takımda senede 6-7 hoca oluyor. Her transfer döneminde 10 futbolcu gidiyor, 15 tane geliyor. Yeni hocalar geliyor, o kendi ekibini getiriyor. Bunun maddi hasarları da oluyor kulüplere. Herhangi bir strateji, plan, çalışma doğru düzgün göremiyorum. Size örnek olarak Liverpool’u gösterebilirim. Bu başarıları dünden bugüne olan olay değil, senelerin birikimi. Bir şeyi halletmek istiyorsanız sabır lazım, bir plan, vizyon lazım. Başarı bence istikrardan geçer. Umarım Türk futbolu da istikrarı kendi çerçevesi altında sağlar" ifadelerini kullandı.

“Okan hoca müthiş bir iş çıkardı”
Süper Lig’de istikrar sahibi teknik adamların olduğunu da söyleyen Koçak, "Başakşehir bu saatten sonra şampiyonluğu vermez. Okan hoca müthiş bir iş çıkardı. Sadece Başakşehir’de değil, son yıllarda çıkışı büyük olan bir hocamız. Erol hoca da çok başarılı Alanyaspor’da. Yani başarılı, istikrarı sağlayan hocalarımız var. İnşallah başarılarının devamı gelir" diye konuştu.

"Milli Takım’ı çalıştırmak isterim"
Bir gün A Milli Futbol Takımı’nı çalıştırma hedefinin olduğunu da sözlerine ekleyen Kenan Koçak, şunları söyledi:

"Zaten bir Türk olarak teknik adam veya futbolcu nezdinde ay-yıldızlı forma altında çalışmak istemeyen olmaz diye düşünüyorum. Tabii ki bizim de kendimize göre hayallerimiz var. Tabii ki günün birinde A Milli Takım’ı da çalıştırırsak dünyada benden mutlusu olmaz. Hedefimiz tabii ki var. Ama yine söylüyorum, hakkımızda hayırlısı neyse o olsun."

"Yabancı kuralı gençlerin önünü açmak için alındıysa yanlış"
Önümüzdeki sezondan itibaren Türkiye’de uygulanacak yabancı kısıtlaması hakkında görüşlerini bildiren Koçak, "Bir kararın sonucunda hedef oluşturulması lazım. Boş karar alınmaz, bu her branşta geçerli. Eğer bu yabancı kuralı Türk gençlerinin önünü açmak içinse bence yanlış bir karar. Çünkü onunla alakası yok. Türk gençlerinin önünü açmak istiyorsak öncelikle gençlere bu platformu sağlamamız lazım. Platform nedir; tesisleşme, eğitim, futbolcuyla iletişim. Bence bu yoldan geçiyor. Biz önce eğitmene değer vermemiz lazım. O gençlere en iyi eğitmenleri verip en iyi eğitimleri sağlamamız lazım. Bence en büyük sorun burada. Bu sorunu çözersek eminim Türk futbolunun alt yapısıyla beraber yabancı sayısı ne olursa olsun yetenekli gençlerimiz çıkacak. Çıkıyor da zaten o kadar kötü değiliz, karamsar olmaya gerek yok. Yeteri kadar gençlerimiz var ama daha da çok olabilir" şeklinde konuştu.

Uygar Aydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun En ucuz protein kaynağı: “1 kilosuyla 3 kişi doyuyor” Kırmızı et ve tavuk etine göre oldukça uygun olan somon balığının 1 kiloluk etiyle 3 kişi rahatlıkla doyabiliyor. Kilosu 100 TL’den satılan somona vatandaşlar oldukça fazla ilgi gösteriyor. Kırmızı etin kilosunun 500 TL’ye dayandığı Samsun’da tavuk etinin kilosu da her geçen gün zamlanıyor. Vatandaşlar, bu Ramazanda ayında protein ihtiyacını ise hem lezzetli hem yağlı hem de protein kaynağı deniz somonundan yana kullanıyor. Vatandaşlar ve balıkçılar kilosu 100 TL’den satılan somonun 1 kiloluk etiyle 3 kişinin, 2 kiloluk somonun etiyle de 6-7 kişinin rahatlıkça doyduğunu ifade ettiler. “2 kilo somon aldım 3 kişi 2 öğünde bu balığı tüketeceğiz” 2 kiloya yakın somonla 3 kişinin karnının 2 öğün doyacağını dile getiren Mustafa Okutken, “Ben somonu tercih ediyorum. Somon çok lezzetli ve faydalı bir balık. Bunların yanı sıra somonun fiyatı da oldukça uygun. Bugün 2 kiloya yakın somon aldım. 3 kişi 2 seferde bu balığı tüketeceğiz. Somonun buğulaması, tavası çok güzel oluyor. Zorlasak 2 kiloyla 6-7 kişi doyarız. 2 kilo kırmızı et alsak pahalı gelir. Biz hem faydalı hem de ucuz olduğu için somonu tercih ediyoruz” dedi. “Kalabalık aileler için en uygunu balık” Balığın özellikle kalabalık aileler için en uygun yiyecek olduğunu vurgulayan Osman Bütüner, “Ramazan’da en fazla tükettiğimiz balık somon oluyor. 1 kilo balıkla 3-4 kişi doyuyoruz. Lezzeti güzel ve ayrıca kilosu da 100 TL. Kıyma veya kuşbaşı et salsak kilosu 500 TL’ye dayanıyor. Balık 50 TL’den 200 TL’ye kadar var. Kalabalık aileler için en uygun giden balık olduğu için tercih ediyoruz” diye konuştu. “1 kilo somonla 3 kişi rahatlıkla doyuyor” Ramazan ayında somona olan ilginin arttığını belirten balık satıcısı Onurcan Köse ise “Sezonun bitmesine az bir süre kaldı. Vatandaşların yakında avlanması yasak olacak mezgit, istavrit, barbun ve hamsi gibi küçük balıklara ilgi göstermesi gerekiyor. İstavrit, mezgit kilo 50, barbun da kilo 100 TL’den gidiyor ama vatandaşın gözdesi somon balığı. Ramazan ayında doyurucu olması ve kılçıksız olmasından dolayı en çok somona rağbet gösteriliyor. Tezgaha gelen 100 kişiden 90’ı somon alıyor. 1 kilo somonla 3 kişi rahatlıkla doyuyor. Çorba ve salata ile birlikte iftarı açıp, salata ile balığı tükettiğinde 3 kişi doyarak sofradan kalkabiliyor. Bunu da 100 TL’ye hallediyorlar. Şu anda memlekette en ucuz et kaynağı balık. Tavuk da kırmızı et de çok pahalı. Vatandaşlar bunu bildiğinden balığa, özellikle somona rağbet gösteriyor” şeklinde konuştu. Ayrıca Samsun’da çipura kilo 220 TL, levrek kilo 220 TL, tirsi kilo 100 TL ve hamsi de kilo 100 TL’den alıcı buluyor.
İstanbul ’’İşletmeler, hızlı teslimat için profesyonel kurye şirketlerini tercih ediyor’’ Online sipariş alan işletmeler hızlı teslimat konusunda yatırımlarını artırıyor. Bu konuda işletmelerin tercihi ise sektörün profesyonelleri oluyor. Restoran ve marketler online siparişlerin artması ile birlikte hızlı teslimat markalarına yöneldi. Hızlı teslimat markalarının restoran ve marketlerle yaptıkları iş birlikleri ve sektördeki gelişmelerle ilgili olarak Vigo’nun Satış Direktörü Fatih Yıldız açıklamalarda bulundu. Vigo Satış Direktörü Fatih Yıldız, hızlı teslimat sektörünün her geçen gün potansiyelini artırdığını, işletmeler için hızlı teslimat markaları ile iş birliği yapmanın ise artık bir gereklilik haline geldiğini belirtti. “Restoran ve marketler için artık olmazsa olmaz” Hızlı teslimat markalarıyla iş birliği yapmanın restoran ve marketler için artık olmazsa olmaz olduğunu anlatan Fatih Yıldız, sektörün her geçen gün büyüdüğünü ve Vigo’nun küçük, orta ve büyük tüm işletmelere uygun koşullar oluşturduğunu dile getirdi. Yıldız, işletmelerin hızlı teslimat için profesyonel kurye şirketlerini tercih ettiğini vurguladı. Yıldız, konu hakkında şöyle konuştu: “Hızlı teslimat evde ya da ofiste insanların en önemli konforu haline geldi. İstediğiniz zaman istediğiniz siparişi verebiliyorsunuz ve siparişiniz çok kısa sürede kapınızda oluyor. Bu imkan tabi ki insanların zamandan kazanmasını sağlıyor. Restoran ve marketler de artık bu durumun kendileri için önemli bir gelir kalemi olduğunun farkına vardı. Ancak tabi işin operasyonel ve mali boyutlarını düşündüklerinde ortaya büyük bir efor çıkıyor. Burada da Vigo olarak biz devreye giriyoruz. “5 bini aşkın kuryemizle 40 şehirde müşterilerimize hizmet veriyoruz” Şirketimiz bugün 5 bini aşkın kuryesiyle 40 şehirde müşterilerine hizmet sağlayan bir hızlı teslimat markası. Müşterilerimize sunduğumuz teknolojiyle onların canlı kurye takibini, sipariş takiplerini kolaylıkla yapmalarını, gün sonunda ve ay sonunda yapacakları hesaplamaları kolaylıkla yapabilmelerini sağlıyoruz. Bugün bir restoran kendi kurye operasyonunu yapmak istese; motosiklet almak zorunda, kuryenin maaşı, sigortası var sonra motorun bakımı, yakıtı derken birçok şeyle uğraşmak zorunda kalacak. Hatta motor arızalansa ya da kuryesi rahatsızlansa yerine birini bulmaya çalışacak ya da siparişlere dönemeyecek bu da yine maddi kayıplara sebep olacak. “Vigo ile çalışan işletmeler sadece kazançlarını düşünüyorlar” Bir de işletmenin Vigo ile çalıştığını düşünelim. Bizden kaç kurye talebinde bulunduysa istediği saatlerde istediği sayıda kuryemiz hazır oluyor. Olası bir aksilikte kuryemizin yerine başka bir kurye arkadaşımız geliyor ve hiç eksilmeden operasyonlarını devam ettirebiliyorlar. Kuryenin alacağı ücreti, motosiklet masraflarını da düşünmüyorlar. Profesyonel hizmet almanın en güzel yanı da tam olarak bu. Bu yüzden şirketimiz ile çalışan işletmeler sadece kazançlarını düşünüyorlar diyebilirim. “Kurye ihtiyacı olan restoran ve marketler ne yapmalı?” Kurye ihtiyacı olan restoran ve marketler kendilerine uygun şartlarda ve bütçede hizmet almak için Vigo’nun resmi web sayfasına girerek ‘Kurye ihtiyacım var’ seçeneği üzerinden bizlere başvuru yapabilirler. Satış ekibimiz hemen kendileriyle iletişime geçerek onlara destek olacaklar. Sonrasında şirketimizle ile çalışmanın rahatlığını yaşamak onlara kalıyor.”
Sivas Uçurumun kıyısındaki türbeye ziyaretçi akını Sivas’ta uçurumun kıyısında bulunan, Peygamber Efendimizin sancaktarlarından Abdulvahap Gazi hazretlerinin türbesi, Ramazan ayında ziyaretçi akınına uğradı. Sivas’ta Yukarı Tekke mevkiinde uçurumun kıyısında bulunan, Abdulvahap Gazi hazretlerinin türbesi Ramazan ayında ziyaretçi akınına uğradı. Türbenin ziyaretçilerinden Kemal Baklacıbaşı, türbede yatan zatın büyük bir zat olduğunu belirterek, “Abdulvahap Gazi büyük bir zattır. Peygamber efendimizin sancağına nail olmuş çok değerli bir insan. Buraya gelmenin maneviyatı çok farklı, huzur veriyor. Geldiğimde huzur içinde oluyorum.” Dedi. Erdal Polat ise, “Mübarek Abdulvahap Gazi hazretlerinin camisi ve türbesindeyiz. Kendisi burada şehit düşmüş. Tekke dediğimiz bu yerde yatmaktadır. Her cuma buraya geliyorum. İnsan buraya gelince huzur buluyor” dedi. Abdulvahap Gazi kimdir? Kültür Bakanlığı kayıtlarına göre Abdulvahap Gazi, Emeviler döneminde yaşamış ve İslam kuvvetleriyle Anadolu seferine katılmış ünlü bir ordu komutanıdır. Taberi ve İbnü’l Kesir, Abdulvahap Gazi’nin 731 yılında şehit düştüğünü belirtir. Abdulvahap Gazi, Battal Gazi’nin ve Ahmet Turan Gazi’nin silah arkadaşıdır. Abdulvahap Gazi’nin Sivas’tan başka İznik, Elazığ ve Bayburt’ta da türbe ve makamları bulunmaktadır. Peygamber Efendimizin sancaktarı Rivayetlere göre Abdulvahap Gazi, Peygamber Efendimizin sancaktarıdır. Peygamber Efendimize ait mübarek emanetleri Malatya’ya gidip Battal Gazi’ye teslim etmiştir. Daha sonra Battal Gazi ve Ahmet Turan Gazi, Anadolu’yu İslamlaştırmak için birlikte hareket etmişlerdir. Abdulvahap Gazi, Soğuk Çermik yakınlarındaki bir savaş sırasında Ahmet Turan Gazi ile birlikte şehit düşmüş; sel sularına kapılarak kaybolmuştur. Daha sonra görülen bir rüyanın ardından bedeni bulunarak, Yukarı Tekke’de uçurumun kenarında defnedilmiştir.
Artvin Trafik kazasında hayatını kaybeden İHA Artvin eski muhabiri son yolculuğuna uğurlandı Artvin’de önceki gün meydana gelen kazada hayatını kaybeden İHA Artvin eski muhabiri Tolga Gül son yolculuğuna uğurlandı. Kaza, Çarşamba günü merkeze bağlı Oruçlu köyünde saat 18.00 sıralarında meydana geldi. Alınan bilgiye göre, 34 FZJ 841 plakalı Dacia Duster aracın sürücüsü gazeteci Fatih Tüysüz’ün (37), Yusufeli’nden Artvin’e dönüş yolunda iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu otomobil yol kenarında bulunan kayalara çarptı. Çarpmanın etkisiyle sürücü ve yanında bulunan İHA’nın Artvin eski muhabiri Tolga Gül (48) yaralandı. Hastane kaldırılan Gül, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Hayatını kaybeden gazeteci Gül için bugün veda töreni düzenlendi. Bir dönem Artvin Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yapan Gül’ün cenazesi veda töreni için cemiyetin önüne getirildi. Burada yapılan veda töreninde meslektaşları fotoğraf makinesi, kalem, bilgisayar, gazeteler ve Trabzonspor bayrağı ile Gül’ün tabutunu karşıladı. Gül, cenaze namazının kılınması için Merkez Camii’ne götürüldü. Gözyaşları içerisinde kılınan cenaze namazının ardından gazeteci Gül, aile kabristanlığına defnedildi. Cenazeye katılan Gül’ün 5 yaşındaki kızı Irmak, 19 yaşındaki oğlu Eray ve eşi Arzu Gül gözyaşlarına hakim olamadı. Veda töreninde konuşan gazeteci Tolga Gül’ün eşi Arzu Gül, “Tolga ile önce arkadaş olduk. Sonra dost olduk. Sonra baktık ki bizden çok güzel eş olur ve nişanlandık. 24 yıldır Tolga ile evliydim. Tolga ile hep tartıştık. Tolga’nın Artvin sevdası üzerine tartıştık. Bizim sesimiz evde başka bir şeyden ötürü çıkmadı. Tolga’yı hep eleştirdiler ben üzüldüm. Tolga’ya dedim ki seni çok eleştiriyorlar ben dayanamıyorum. Sen bunları hiç hak etmiyorsun diyordum. O da boş ver derdi. Ben iddia ediyorum ki Artvin’i Tolga’dan daha fazla seven olmadı. Biz son 15 gündür Tolga ile bir araya gelemedik. Sürekli Arzu cumartesi işim bitiyor. Pazar günü çok yoğun olacağım. Cumartesi sizle ilgileneceğim dedi. Bekledik ama olmadı” şeklinde konuştu.