GÜNDEM - 04 Mayıs 2021 Salı 09:22

Kibrit kutusunda getirdi, 3 yıl terlik içerisinde büyüttü, şimdi evladı gibi seviyor

A
A
A
Kibrit kutusunda getirdi, 3 yıl terlik içerisinde büyüttü, şimdi evladı gibi seviyor

Amasya'nın Suluova ilçesinde yaşayan 70 yaşındaki Zekiye Artut, 15 yıl önce çocukların elinden ölmesinde aldığı kaplumbağaya gözü gibi bakıyor. Artut'un sevgisi öyle büyük ki bahçesine ise kaplumbağanın yiyebileceği bitkiler ekiyor.

"Kargalar yedi diye düşündüm günlerce ağladım"

Bir zaman sonra özenle baktığı ve "Kaplum" adını verdiği kaplumbağasının kaybolmasına çok üzülen Artut, "Ben nereye gidersem peşimden gelir, benden hiç ayrılmaz. Küçükken bir gün bahçede olmadığını fark ettim. Toprağa girmiş bilmiyordum. Günlerce ağladım ve çok üzüldüm. Aradan bir ya da iki yıl geçmişti, bahçe işleri ile uğraşırken birde baktım yanıma gelmiş. O zaman nasıl sevindim anlatamam" ifadelerini kullandı.

Kaplumbağayı kibrit kutusunun içerisinde memleketi Suluova'ya getirdiğini ve 15 yıldır özenle baktığını belirten Artut, "Çocuklar onunla oynarlarken buldum. Bir yere bırakmaya kıyamadım. 'Ormana götür bırak' dediler ama bırakmak istemedim. 15 yıldır bakıyorum. Kaplumbağa çok yaşıyor diyorlar. Küçük bir bahçem var, yediriyorum içiyorum. Bahçeme ise onun yiyebileceği bitkiler ekiyorum" dedi.

Kibrit kutusunda getirdi, 3 yıl terlik içerisinde büyüttü, şimdi evladı gibi seviyor

Annesinin kaplumbağayı sobanın başında terlik içerisinde üç yıl baktığını söyleyen kızı Aynur Kara ise, "Bizler ailecek hayvanları çok seviyoruz. Bizlerin de hayvan sevgisi annemden geliyor, annem bu kaplumbağayı üç yıl terliğin içerisinde besledi. Annem nereye giderse peşinden gelir, kaybolduğunda da kargalar yedi diye günlerce üzüldü.

Kibrit kutusunda getirdi, 3 yıl terlik içerisinde büyüttü, şimdi evladı gibi seviyor

Soğanların içerisinden çıkıp yanına gelince çok sevindi. Her kış geldiğinde toprağa gömülür ve mevsim boyunca toprakta kalır. Çıkınca da bir güzel yıkar bakımını annemle birlikte yaparız. Bahçemizde şuan iki tanede kirpimiz var. Onlar akşam çıkar, erkek kardeşim ise her gün düzenli olarak beslediği 15 köpeği var. Hayranları özellikle sokak hayvanlarını severim koruyalım" şeklinde konuştu.

Seyfullah Uzun
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.