POLİTİKA - 13 Mart 2018 Salı 15:55

Kılıçdaroğlu’ndan ‘seçim ittifakı kanunu’na ilişkin açıklama

A
A
A
Kılıçdaroğlu’ndan ‘seçim ittifakı kanunu’na ilişkin açıklama

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaşan siyasi partilerin seçim ittifakı kanun teklifine ilişkin, "Bu yasa teklifinin 7 özelliği var. Haksız temsil artıyor, milli irade gasp ediliyor, baraj fiilen artarak devam ediyor. Bu teklif seçim güvenliğini ortadan kaldıracak niteliktedir. Mühürsüz oy pusulaları geçerli hale getiriliyor. Bu teklif aynı zamanda sopalı bir seçim hazırlığıdır" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili, “Cumhuriyeti kuranlar ağır bedeller ödediler, yemediler içmediler Osmanlı'nın borçlarını ödediler, şeker fabrikalarını kurdular. Kendi Merkez Bankalarını kurdular ve milli paramızı kendi bankamızda bastık. Yakın tarihimizi unutmayacağız. Şimdi şeker fabrikalarını özelleştirmek istiyorlar. Size sözüm söz, özelleştirseler dahi CHP iktidarında onları alıp köylüye yeniden vereceğiz” diye konuştu. 

İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü'ne değinen Kılıçdaroğlu, Mehmet Akif Ersoy'u ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını saygı ve sevgi ile andığını ifade etti. 

Köprüde askerin boğazının kesilerek linç edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir askeri linç etmek suçtur ve onların da yakalanıp yargının önüne çıkarılması lazım dedim. Bana söz verdiler. Bahçeli de, Erdoğan da, Binali Yıldırım da söz verdi, talimat vereceğiz dediler. Tam tersi oldu bir KHK ile linç edenlerin tamamı için bunlar hakkında tahkikat yapılmaz diye karar çıkardılar. Bunlar Müslüman mı? Bunlarda insan sevgisi var mı? Bir asker linç edilecek, sen linç edenleri koruyacaksın. Demokrasi rafa kalkmış, anayasa rafa kalkmış, bunların hiçbirisi çalışmıyor” ifadelerini kullandı.

“Ben seslerini duydum, onlara destek veriyorum” 

Kılıçdaroğlu, Çanakkale’den Dilek Taş, Hülya Kurt ve Nursel Karagöz’ün Türkiye'de yaşanan çocuk tecavüzlerini, cinsel istismarları, kadına şiddeti engellemek için Ankara’ya yürümeye başladıklarını ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Ben seslerini duydum, onlara destek veriyorum. Bütün kadınlarımıza güveniyorum. 2019'da demokrasi devrimini yapacak olanlar da bu ülkenin kadınları olacaklardır. Kadınlara yürekten sonsuz güveniyorum” açıklamasında bulundu.

“Tedavi olan çocuk sayısı 35 bin 792 kişi” 

Kadınların bir derdinin olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Uyuşturucu bataklığına sürüklenen çocuklar. Bu ülkede uyuşturucu aldı başını gidiyor. Tam bir batak içinde. 2004 yılında 12 bin 656 kişi uyuşturucu tedavisi görürken, 2016’da 273 bin 81 bin kişi tedavi görüyor. 12 binden 273 bine çıkmış durumda. Hani herkesin keyfi yerindeydi. Her evde huzur, bereket vardı. Ne oluyor bu çocuklara? Daha acı olanı uyuşturucu yaşının 10'a inmiş olması. Uyuşturucu madde kullanan çocukların yüzde 85'i 15-17 yaş grubunda. Tedavi olan çocuk sayısı 35 bin 792 kişi. Uyuşturucu ile mücadele edeceğine, gazetecilerle, milletvekilleri ile mücadele ediyorsun. Şeker fabrikalarını kapatıyorsun, çiftçilerin burnundan getiriyorsun” dedi. 

Medya özgürlüğünün bütün demokrasilerin olmazsa olmazı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet, Sözcü gazetelerine yapılan operasyonlarla ilgili konuştu. Sözcü’nün sahibi Burak Akbay’ın FETÖ'cü olduğu için tutuklandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: 

“Her Cumhuriyet çalışanı Uğur Mumcu'nun öğrencisidir. Meclisi bombalayanlar ile gazetecilere aynı ceza veriliyor. Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç.Ne yaptılar, kimi öldürdüler? Biz görüşü ne olursa olsun bütün gazetecilerin serbest bırakılmasını isteriz.” 

“Sağlıkta reform tamam ama bir bakıyorsunuz tamamı yalan” diyen Kılıçdaroğlu, “Evde musluğu açtığında 5 çeşit vergi ödüyorsun. Elektrik düğmesine bastın 4 çeşit vergi ödüyorsun. Hastaneye gittin, 9 çeşit vergi ödüyorsun. Bir genelgeleri vardı. Acil servise gidince bu paralar ödenmiyor. Gayet güzel. Herkes acile gitmeye başladı. Kaç kişi acile gidiyor? ABD'nin nüfusu 324 milyon, acile giden 130 milyon. İngiltere 53 milyon, acile giden 23-25 milyon. Türkiye'de acile giden 78 milyon nüfus var 2015’te, şu anda acile giden 110 milyon 915 bin 407 kişi. Türkiye nüfusundan daha fazla insanlar acile gidiyorlar. Türkiye nüfusundan fazla kişi acile gidince önlem aldılar. Bir genelge çıkardılar. 24 saati geçerse ödeyeceksin parayı. Acile giden 24 saat içinde nasıl tedavi olacak, belki yoğun bakım. Bütün bunların tamamını paralı hale getirdiler. Emeklilik yaşını 65'e çıkardılar. Emekli aylığı bağlama oranını düşürdüler ve ne oldu? Benim zamanımda açık 2 milyar 200 milyon liraydı. Şimdi açık 30 milyar lirayı aşmış durumda. Recep Bey niye demiyorsun bunları, bu SSK'yı kim batırdı? 30 milyar açık var” şeklinde konuştu.

“Bu yasa teklifinin 7 özelliği var” 

Dün akşam sabaha kadar TBMM’nin çalıştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“İttifak ve seçim hileleri kanunu görüşüldü. Kanunda nasıl dolanabiliriz, yani oyumuzu arttırmadan masa başında milletvekili sayısını nasıl artırırız, kanun bunun üzerine kurulu. Recep Bey nasıl bir daha cumhurbaşkanı seçilebilirim diyor. Devlet Bey ben barajı aşamam, barajı aşmam lazım diyor. Birisi seçim, birisi baraj derdiyle yan yana geldiler. Biz bir seçim hileleri kanunu hazırlayalım. Bunu da Meclisin görev yapmadığı, oturum yapmadığı pazartesi gününe denk getirelim, sabaha kadar biz bunu geçiririz dediler. İttifak yapacaklarmış. Yaparlar ittifak biz ittifaka karşı değiliz. İttifak ne zaman yapılır? Parlamento vardır, parlamentoda partiler ittifak yapar. Ama parlamentodan bakan seçmiyorsanız parlamentonun işlevini sıfırlamışsanız sizin ittifak yapmanıza ne gerek var? Neden ittifak yapıyorsunuz? Cumhurbaşkanı için ittifak yapıyorlar. İttifaka hiç gerek yok bu modelde. Ama yasayı çıkardılar. Bu yasa teklifinin 7 özelliği var. Haksız temsil artıyor, milli irade gasp ediliyor, baraj fiilen artarak devam ediyor. 12 Eylül darbecileri getirmiş. Kim savunuyor? 20 Temmuz darbecileri savunuyor. İki baraj getiriyorlar. Bir yüzde 10 bir yüzde 51. Anayasanın eşitlik ilkesine ve temsilde adalet ilkesine aykırı. Bu teklif seçim güvenliğini ortadan kaldıracak niteliktedir. Mühürsüz oy pusulaları geçerli hale getiriliyor. Bu teklif aynı zamanda sopalı bir seçim hazırlığıdır. Herhangi bir kişi polisi jandarmayı çağırabilir. Baktı ki orada CHP’nin oyları önde hemen polise, jandarmaya telefon gelin burada hile yapılıyor diyebilir. Partilerin denetiminin azaltılması amaçlanmaktadır. Parti devletinin memurları sandıkların başında olacak. Sandığı seçmenden kaçırma planları var. Vali, istediği sandığı istediği yere kurdurabilecek. Buradan bütün milletime sesleniyorum. Masa başında, biz milletvekili sayısını artıracağız diye yola çıkanları, sandığa gömeceğiz. Sözüm sözdür, bütün sandıklara sahip çıkacağız. Bütün sandıklarda bizim elemanlarımız, bizim arkadaşlarımız olacak. Ne yaparlarsa yapsınlar, 2019'da o zatı oradan aşağı indireceğim. Sözüm sözdür. Sel gibi akacağız ve sandıklarda kazanacağız.”

"Şeker pancarının ürettiği oksijen ormanın ürettiği oksijenin üç katı” 

Grup toplantısında Eskişehir'den gelen çiftçilerin, şeker pancarı üreticilerinin de yer aldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Şeker fabrikalarını satıyorlar. Şeker pancarı üretimi vasıfsız iş gücüne eleman anlamında çok önemli. Okuma yazma bilmeyen çok sayıda vatandaşlarımız var. Vasıfsız iş gücü, bunların da bir şekilde değerlendirilmesi lazım. şeker pancarı posası çok kıymetli. Şeker pancarının ürettiği oksijen ormanın ürettiği oksijenin 3 katı” değerlendirmesinde bulundu. 

Şeker fabrikalarının Türkiye genelinde dağıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, ekonomisi çok fazla gelişmemiş olan yerlere yapıldığını ve şeker pancarının o il, ilçe için hayati bir ekonomik değere sahip olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, "Afyon, Niğde, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Turhal, Yozgat şeker fabrikalarını satacağız diyorlar. Yozgatlı gitsin yine oyunu AK Parti'ye versin bakalım. Yarın elinizden ekmeği de alacak. Yozgat’ın kokulu yeşil mercimeğini de bitirdiler. Erzurum'un bir şeker fabrikası var onu da kapatacaklar. Zaten hayvancılığı öldürdün. Diyorlar ki fabrikalar zarar ediyor, özelleştirilince kar edecek daha fazla istihdam oluşturulacak. Vallahi de billahi de yalan. Şeker fabrikaları zarar etmiyor, zarar ettiriliyor” açıklamasında bulundu. 

Başbakan Binali Yıldırım’ın "Şeker fabrikaları özelleştikten sonra kapanacak gibi bir şey yok, en az 5 sene boyunca üretim yapacak" açıklamasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Süreyi vermiş. 5 sene üretim yapacak, 6. sene kapanacak. Şeker fabrikalarının çalıştırılması ile katma değer 3 milyarı aşıyor. Kapatılacak nişasta bazlı şekere imkan sağlanacak. Nişasta bazlı şekeri kim kullanıyorsa onun ürünlerini satın almayın. Şeker pancarından kim şeker üretiyorsa o ürünleri alacağız” ifadelerini kullandı. 

Grup toplantısına katılan şeker pancarı üreticilerinin getirdiği şeker pancarları da grup toplantısı sıralarında yer aldı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Göztepe CEO’su Kerem Ertan: “Şampiyonluğu Bodrum FK maçında kutlayacağız” Trendyol 1. Lig ekiplerinden Göztepe’nin CEO’su Kerem Ertan, her ne olursa olsun şampiyonluğu hafta sonu oynanacak Gençlerbirliği maçında değil, ligin son haftasındaki Bodrum FK müsabakasında kutlayacaklarını ifade etti. Gürsel Aksel Stadyumu’nda basın mensuplarıyla bir araya gelen Göztepe CEO’su Kerem Ertan, Trendyol 1. Lig’in 32. haftasında iç sahada oynanacak Gençlerbirliği maçında şampiyonluklarını ilan etme durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Alınacak ve çıkacak her türlü sonuca rağmen şampiyonluğu son hafta oynanacak Bodrum FK müsabakasında kutlamak istediklerini belirten Göztepe CEO’su Kerem Ertan, "Gençlerbirliği maçında planlanmış bir kutlama yapmayacağız. Süper Lig’e çıkarsak Bodrum FK maçında kutlama yapacağız. Kupa töreni son maçımızda olacak" dedi. “Bodrum FK maçında sanatçı Levent Yüksel bizimle olacak” Gençlerbirliği mücadelesinde ceza almamak için taraftarları sağ duyulu davranmaya çağıran Ertan, “Pazar günü kutlama yaparsak taraftarımızın sahaya girme ihtimali bulunur. Taraftarımızın sahaya girmesi halinde Bodrum FK maçında cezalı oluruz. Son maçımızı seyircisiz oynama ihtimali ortaya çıkar. Bunu asla istemeyiz. Taraftarımızdan rica ediyoruz, sonuç ne olursa olsun sahaya girişle ilgili bir aksiyon alınmasın. Diğer bir müjdemiz de Bodrum FK maçında sanatçı Levent Yüksel bizimle olacak. Taraftarımız ’Medcezir’ şarkısını gerçek sesinden dinleyecek. O nedenle taraftarımız Gençlerbirliği maçında sahayla ilgili bir aksiyon almasın ki ceza yemeyelim" diye konuştu. “Gürsel Aksel Stadı’ndaki mağazalar için son aşamaya geldik” Kerem Ertan, Urla Adnan Süvari Tesisleri’yle ilgili de müjde vererek, "Dün itibarıyla özel mülkiyete sahip olan ek sahamızın kontratını 1 yıl daha uzattık. Yeni sezonda saha problemimiz kalmadı ama bizim arayışlarımız sürecek. Akademi tarafındaki 70-80 dönümlük kendimizin yapacağı tesis için arazi arayışımız devam edecek. Gürsel Aksel Stadı’ndaki mağazalar için son aşamaya geldik. Bakanlıkların mutabakatlarını aldık. Yönetmelik, Gençlik ve Spor bakanlığı tarafından Cumhurbaşkanımıza sunuldu. Tek beklediğimiz Resmi Gazete’de yayınlanması. Kısa bir süre içerisinde olacağını düşünüyoruz. Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra Gençlik ve Spor Bakanlığı ile sözleşme yapacağız. Her şey düşündüğümüz gibi giderse yılın son çeyreğinde kiralamalar ve kiracıların inşaat işleri başlar. 100. yılımıza dolu işleyen bir kompleksle başlarız” şeklinde konuştu. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı çocuklarla İnciraltı’nda kutladıklarını da aktaran sarı-kırmızılı kulübün CEO’su, sözlerine şöyle devam etti: "İnciraltı’nda inşallah o olimpik branşlara ait, olimpik sporların yapılabileceği ve olimpik ölçütlerde tesislerin yapımına da en kısa sürede başlanacak. 23 Nisan’daki organizasyonu Göztepe olimpik branşlarındaki gençlerin, genç neslin ilk çiviyi çaktığı, temel attığı gün olarak görüyorum."
Kayseri Öğrencilerin geliştirdiği bu proje ile binalar 8 şiddetindeki depreme dayanıyor Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı tarafından düzenlenen 18. Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Kayseri Bölge Yarışması’na Nevşehir’den katılan öğrenciler, binaları 8 şiddetindeki depremde dayanıklı hale getiren çift yönlü sismik izolatörü tanıttı. Kayseri, Aksaray, Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Sivas ve Yozgat olmak üzere 7 ilden 101 proje, Süleyman Demirel Spor Salonu’nda ziyaretçilerle buluştu. 18. Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Kayseri Bölge Yarışması’na Nevşehir Halil İncekara Bilim ve Sanat Merkezi’nden katılan 5. sınıf öğrencileri Beren ve Duru, depremde koruyucu etkisi daha yüksek olan çift yönlü sismik izolatöre sahip prototip binalarını tanıtırken, geleceğin mühendislerine de yaptıkları çalışmalarla ilham olmak istiyor. Projenin amacı hakkında bilgi veren Beren Çakacı, “Bu projemizin amacı okullarda deprem afet bilincinin hayata geçirileceği, çocukların mühendislik sürecini takip ederek, simülasyon ortamlarında yaparak ve yaşayarak öğrenecekleri, soruna çözüm ürettiği sağlam, özgün, yıkılmayan bina prototipleri oluşturmalarına katkı sağlamaktır. Bu projede binalar 8 şiddetinde depreme kadar dayanabilecek. Deprem değil, bina öldürür” dedi. Projede görev alan 5. sınıf öğrencisi Duru Karakaya da, geliştirdikleri sistemle geçen yıl yaşanan depremde bile binaların ayakta kalabileceğini düşündüklerini söyleyerek, "Burada görünen izolatörler depremin enerjisinin kuvvetini absorbe ederken, rezonans etkisini de engellemeye çalışırlar. Normal binalarda burada görünen bilyeler oyuk şeklindeki yuvaların içindeyken, bizim binamızda düz yuvaların içinde duruyorlar. Aslında binalarda ya sadece bilye sistemi ya da sadece yay sistemi kullanılabilir. Eğer sadece yay sistemi kullanılırsa da bu sadece yatay düzlemde işlevseldir. Fakat biz bu bina prototipimizde hem bilyeleri hem de yayları kullanarak hem yatayda hem de dikeyde işlevsel olan bir bina prototipi oluşturduk. Geçen sene yaşadığımız Kahramanmaraş depremi de kötü bir tesadüf oldu. O deprem de hem yatay hem de dikeyde meydana gelen bir depremdi. Bu yüzden bu stabil bina prototipimizin Kahramanmaraş depreminde yıkılmadan ayakta kalabileceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Karakaya, “Binamızın alt temelinde 5 tane kolon bulunmakta. Bu 5 kolonun 4’ünün etrafında tavana 45 derecelik açıyla sabitlenmiş yerler var. Bu yerlerin sabitlendiği kolonların üst kısmında sürtünme sarkacı adını verdiğimiz bilye sistemlerimiz bulunmakta. Bu bilye sistemleri de tüm kolonların üstünde bulunmakta. Ortada da ağırlık merkezinden esinlendiğimiz bir kolon daha bulunmakta. Dünyadaki her şey, hatta dünya bile taneciklerden oluşmaktadır ve tanecikler dünyanın üst kısmına yani kuzeye doğru gittikçe hafiflemektedir. Dünyanın en bilinen yapılarından biri olan Pisa Kulesi’nin ağırlık merkezi deplasman alanının yani temas alanının dışına çıkacaktır. Eğer ağırlık merkezi kulenin deplasman alanının dışına çıkarsa kule yıkılacaktır. Bu yüzden halatlarla sabitlenmiştir. Biz binamıza yapay bir deprem vermek için altında ’salınım tabakalı titreşim aracı’ adını verdiğimiz bir spor aleti var. Bu alet binamıza yapay bir deprem veriyor ve bu yapay depremi ölçmek için de bir aplikasyon var. Bu aplikasyonla titreşim aracının ne kadar büyüklükte bir deprem verdiğini ölçebiliyoruz” dedi.