GÜNDEM - 31 Ocak 2010 Pazar 19:01

"Kimse Türkiye'yi karanlığa sürükleyemeyecek"

A
A
A
"Kimse Türkiye'yi karanlığa sürükleyemeyecek"

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, partililere gündemi meşgul eden konularla ilgili açıklamalarda bulundu.


Ergün, AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı'nın Korel Termal Otel'de düzenlediği İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, toplantıya katılan partililere gündemi meşgul eden konularla ilgili açıklamalarda bulundu. Bu insanların farklı inanacaklarını, farklı söz söyleyeceklerini anlatan Ergün, şöyle konuştu:

 

"Bu farklılıklardan dolayı insanlar sıkıntımı çeksin? Demokrasiden söz ediyoruz. Nasıl bir demokrasiden? İleri bir demokrasiden. Sadece iktidarın seçimle
belirlendiği bir demokrasi ileri bir demokrasi mi? Seçim var diye bir yerde demokrasi var mı demek? Tek başına seçim demokrasinin var olduğunu göstermiyor ki"

 

Seçim varsa bile seçimin adil, seçim kanunlarının adil, oyların gizli verilmesi ve açık sayılması gerektiğini anlatan Ergün, şunları söyledi: "Oy verecek insanların kadın diye, erkek diye, köylü diye, şehirli diye ayrılmaması gerekir. Maalesef önceden bunlar oluyordu böyle. Hâla böyle olsun isteyenler var."

 

CHP'lilerin 1946 seçimlerini çok özlediğini anlatan Ergün, sözlerine şöyle devam etti: "Keşke bütün seçimler böyle olsun diye. Niye? Seçim kanunu şöyle. Oy verilecek, yalnız sandık başında Cumhuriyet
Halk Partililerin temsilcisi olabilecek. Seçim kanunundan bahsediyoruz. Başka partilerin temsilcisi sandık başında olamayacak. Oy verirken herkesin nereye oy verdiği görülecek, yalnız oylar sayılırken kime çıktığı görülmeyecek. Öyleydi işte 1946'da. Açık oy, gizli tasnif bu değil mi? Oy verirken herkesin nereye oy verdiğini göreceksin, fakat oylar sayılırken nereye çıktığını kimse görmeyecek. Sadece onlar görecek. Böyle bir seçim olursa, bundan seçim diye söz edebilir miyiz. Demek ki seçim olsa bile adil,
dürüst bir seçim olması lazım."

 


SİYASETİN ÇETEYE AVUKATLIK YAPMA GİBİ BİR HAKKI OLAMAZ

 


Siyasetin de kendine çeki düzen vermesi gerektiğini söyleyen Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, siyasetin demokrasiye sahip çıkan, insan haklarına ve özgürlüklere sahip çıkan bir siyaset olması gerektiğini dile getirdi. Siyasetin çeteye avukatlık yapmak gibi bir hakkı olamayacağını söyleyen Ergün, silahın, patlayıcının, suikast planlarının üstünü örtmek gibi bir hakkının olamayacağını anlattı. Siyasetçinin bunlarla mücadele etmesi gereken adam olduğunu belirten Ergün, bunların üstünü örtme görevi olmadığını ifade etti.

 

Siyasetçinin bu işlerden nemalanmayacağını anlatan Ergün, şöyle konuştu: "Nemalanmaya kalkarsa onun adı siyasetçi olmaz. Böyle bir ortamda demokrasiye ne kadar ihtiyaç olduğunu adalete ne kadar ihtiyaç olduğunu AK Parti doğarken bunları hatırlatma ihtiyacı duydu. AK Parti böyle bir ihtiyacın üzerine doğdu."

 

TÜRKİYE'Yİ KİMSE KARANLIKLARA SÜRÜKLEYEMEYECEK


AK Parti'nin bir daha Türkiye'yi kimsenin karanlıklara sürükleyemeyeceği bir noktaya getireceğini ifade eden Ergün, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de bir daha karanlık bir plan yapamayacak kadar demokratikleştirecektir. Bırakın plan yapmayı, böyle bir şey yapmak kimsenin aklına bile gelmeyecek. Aklına geldiği zaman aklını sorgulayacak. Benim aklımdan zorum mu var da böyle bir plan yapıyorum diyecek. Böyle bir Türkiye'yi inşa etmek bizim görevimizdir, boynumuzun borcudur. Milletimizin bize yüklediği
bir misyondur. Bu misyonu bu can bu tende durduğu müddetçe devam ettirmemiz lazımdır."

 


DEMOKRASİ İNSANLARIN FARKLILIKLARINI ORTA YERE KOYABİLMELİ


Bakan Nihat Ergün, demokrasi de insanların kendi farklılıklarını ortaya koyabilmeleri ve özgürce doya doya yaşayabilmeleri gerektiğini söyledi. İnsanlar farklı inanıyorlarsa, farklı düşünüyorlarsa o zaman demokrasiden söz edilebileceğini anlatan Ergün, bir insanda yara açan en önemli sorunun etnik veya dini farklılık nedeniyle yaşadığı sorun olduğunu belirtti.


Siyasette nerelerde nasıl müdahale yapıldığını, nerelerde ne planlar yapıldığının bir kısmının bu gün ortaya çıktığını belirten Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Efendim bu planlar gerçekleştirilmedi. Gerçekleştirilse miydi yani. Gerçekleştirilseydi de ondan sonra onun gerçekleştirilmiş haliyle mi uğraşsaydık. İyi ki gerçekleştirilememiş bazı şeyler. Şimdi bugün ortaya çıkan bazı planlar suikast planı, bombalar, lav silahları bütün bunlar. Canım bunlar ne olacak, bunlarla darbe mi olur. Bunlar uydurma diyenler var. Bir gemi dolusu çocuğu havaya uçurma planları var. Yargı bunlarla ilgili gereğini yapıyor ama dışarıda bakıyorsunuz ana muhalefet lideri başta olmak üzere bunları küçümsemek için küçük göstermek için adeta hiç olmamış göstermek için 'yakalananlar planlımıydı bunlara başkası tuzak kuruyor' diye yaklaşımını da kolayca sergileyebilen bir tutum var.

 

Yazıktır, günahtır. Şimdi bir gemi dolusu çocuk havaya uçurulsaydı da sonra biz bunları kim havaya uçurdu diye onu mu arasaydık. Böyle bir Türkiye daha iyi bir Türkiye mi olurdu. İyi ki bunlar yapılamadan yakalanmış. İyi ki Türkiye'de bu işleri yapmak isteyen takip eden güvenlik güçleri var. İyi ki bunları yargılayan hakimler, savcılar var. Bunlar olmasaydı, eskisi gibi bu işler faili meçhul kaysaydı iyimi olur. İyimi oldu geçmişte birçok şey faili meçhul kaldı da. Ne sıkıntılar yaşadık. İşte 20. yüzyılın sonlarında bu sıkıntıların üzerine AK Parti doğdu. AK Parti'ye adeta millet senin döneminde böyle işler olmasın, bunları kalkışan olursa yakasına yapışılsın diye görev verdi."

 


SATILMIŞ AKKAŞ - AFYONKARAHİSAR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir