GÜNDEM - 13 Haziran 2021 Pazar 23:34

Kimyasal madde tankından sızan asit gökyüzünü turuncuya boyadı

A
A
A
Kimyasal madde tankından sızan asit gökyüzünü turuncuya boyadı

Antalya’da Organize Sanayi Bölgesi’ndeki (OSB) sıvı temizlik kimyasallarının üretildiği bir fabrikada nitrik asidin bulunduğu tankta kimyasal sızıntı meydana geldi. Tanktan sızan nitrik asit havayla karışınca gökyüzü turuncuya büründü.

Olay, saat 20.30 sıralarında Döşemealtı ilçesi sınırları içerisindeki OSB 1. Kısımda bulunan sıvı temizlik kimyasallarının üretildiği bir fabrikada meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kapalı olan fabrikada yaşanan kimyasal madde sızıntısı sebebiyle ihbar üzerine olay yerine OSB itfaiyesi, jandarma ve AFAD ekipleri sevk edildi. Bu sırada fabrikadaki kimyasal gaz sızıntısı havayla karışmaya başladı. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler, sızıntının fabrika içerisinde 10 tonluk kireç çözücünün ham maddesinde kullanılan nitrik asit tankından kaynaklandığını tespit etti. Jandarma ekipleri, fabrikanın bulunduğu sokağı trafiğe kapatıp çevre güvenliği alırken, itfaiye ekipleri de nitrik asidin yayılımını önlemek için soğutma çalışması gerçekleştirdi. Sızıntı kontrol altına alınırken, 30 kişiye yakın personelin çalıştığı öğrenilen fabrikanın olay sırasında kapalı olduğu bildirildi.

Gökyüzü turuncuya büründü

Sızıntı anında çevredekilerin cep telefonu kamerasına yansıyan görüntülerde ise havayla karışan sitrik asidin, gökyüzünü turuncuya bürüdüğü gözlendi. Olayla ilgili inceleme devam ediyor.

Suat Metin - Akif Yılmaz

Kimyasal madde tankından sızan asit gökyüzünü turuncuya boyadı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da Hıdırlık Kulesi Seyir Terası projesi hızla ilerliyor Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından tarihi Hıdırlık Kulesi çevresinde yürütülen arkeolojik kazı çalışmasında ortaya çıkarılan kalıntı ve eserlerin sergileneceği ve Akdeniz manzarasının da izlenebileceği seyir terası projesi hızla ilerliyor. Büyükşehir Belediyesi, kentin simge tarihi yapıları arasında yer alan Hıdırlık Kulesi’ni kültürel ve turistik çekim merkezi haline getirmek için 2020 yılında Koruma Kurulu kararı doğrultusunda kazı çalışmaları başlatmış ve antik dönem kalıntıları ve yapıları gün yüzüne çıkarılmıştı. Eserlerin ziyaretçilere sunulması amacıyla Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımına başlanan ’Hıdırlık Kulesi Çevresi Arkeolojik Kazı ve Seyir Terası Projesi’nde çalışmalar devam ediyor. Koruma onarım çalışması Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından alanda restorasyon ve konservasyon işleri yapılıyor. Taşıyıcı niteliğinde olan kuru duvar imalatlarının üzerine ahşap ve cam zemin kaplamaları altyapısında yer alan taşıyıcı kolonların çelik imalat montajları büyük oranda tamamlandı. Cam yüzeylerin montajına başlandı. Antalya Müze Müdürlüğü ve KUDEB denetiminde sürdürülen proje kapsamında kazı sonrasında ortaya çıkan tarihi kalıntıların koruma-onarım çalışmaları da devam ediyor. Açık hava müzesi Seyir terası projesi ile alanda bulunan antik dönem kalıntılar ile diğer yapı kalıntılarının zemin altında kalan kısımlarının yürüyüş yolu kotundan cam yüzeylerle izlenmesi sağlanacak. Antalyalılar, yerli ve yabancı ziyaretçilerin eşsiz Akdeniz manzarasını da izlemesine imkan veren ahşap yürüme yolları da projede yer alıyor.
İstanbul Dursun Özbek: "Türk futbolunun geleceği önemliyse PFDK’nın alacağı kararlar da o derece önemli" Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşanan olaylardan sorumlu herkesin ceza alması gerektiğini vurgulayarak, "Türk futbolunun geleceği önemli ise Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun (PFDK) alacağı kararlar da o derece önemli. Burada Türkiye Futbol Federasyonu’na büyük iş düşüyor. Artık Türk futbolunu bu kaostan çıkarması lazım" dedi. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, RAMS Park’ta yapılan sponsorluk anlaşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özbek, takımda sözleşme yenileyecekleri futbolcular hakkında bilgiler vererek, "Muslera’nın, Kerem’in, Barış’ın ve Torreira’nın sözleşmeleri yenileniyor. Bunla ilgili görüşmelerimiz sonuçlandı. Muslera ile bizzat ben görüştüm. Onlar da Galatasaray’a hizmet etmekten dolayı memnunlar. Galatasaray da onların başarılı performansını değerlendirmek durumundadır. Söz konusu futbolcularla ilgili sözleşmelerin yenilenmesi yapılıyor. Herhangi bir problem yok. Muslera ile 1+1 yıllık sözleşme yapacağız" diye konuştu. "Federasyondan, Galatasaray’a ulaşmış herhangi bir talep mevcut değildir" Fenerbahçe ile 7 Nisan Pazar günü Şanlıurfa’da oynayacakları TFF Süper Kupa’nın ertelenmesiyle alakalı Türkiye Futbol Federasyonu’ndan herhangi bir talep gelmediğini söyleyen Başkan Özbek, "Türkiye Futbol Federasyonu bir tarih açıkladı, 7 Nisan’da Urfa’da oynanacak diye. Bütün hazırlıklar buna göre yapıldı. Urfalı kardeşlerimiz de bizleri arıyorlar. Onlar da iki büyük kulübün mücadelesini izlemek için hazırlıklarını yapıyorlar. Son derece heyecanlı olduklarını da görüyoruz. Bundan sonraki gelişmeler tamamen TFF’nin inisiyatifinde olan gelişmelerdir. Konuyla ilgili Türkiye Futbol Federasyonu’ndan bana ve kulübüme iletilmiş herhangi bir çağrı yoktur. Bize iletilmiş olan, 7 Nisan’da bu karşılaşmanın Urfa’da oynanacağı şeklindedir. Bunun üzerinde yorum yapmak, o gündemimize geldiği zaman cevaplamamız gereken bir husustur. Federasyondan, Galatasaray’a ulaşmış herhangi bir talep mevcut değildir. Olduğu zaman değerlendirebileceğimiz bir konu. Geldiği zaman yönetimle değerlendirilecek. Böyle bir soru Galatasaray’a sorulmamışken fikir beyan etmek yanlıştır" şeklinde konuştu. "Türk futbolunun geleceği önemliyse PFDK’nın alacağı kararlar da o derece önemli" Trendyol Süper Lig’in 30. haftasında oynanan Trabzonspor - Fenerbahçe maçının ardından yaşanan olayların detaylı incelenmesi gerektiğini belirten Dursun Özbek, "Bu olaylara sebebiyet veren yönetici, taraftar, futbolcu kim varsa adil bir şekilde değerlendirilip, Türkiye Futbol Federasyonu’nun gerekli cezalar vereceğinden eminim. Böyle yapması gerekiyor. Trabzon’daki olaylar bir milat olması lazım. Olayların bugüne nasıl geldiğinin dikkate alınması lazım. Olayların sahada oluşmuş günlük bir olay olarak değerlendirmiyoruz. Bunun sezon boyunca bir akışı var. Sezon boyunca bizim söylemlerimiz var. Bu olayların bu seviyeye gelmesine neler sebep olmuştur, incelenmesi lazım. Artık TFF’nin buna sebep olanlara, bu olaya karışanlara her kimse adil bir yargılanma sonucunda gereken cezaları almaları lazım. Çünkü geçmişte çok iyi olmayan olaylar var. Tekrar aynı hataya düşmemek lazım. Türk futbolunun geleceği önemli ise Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun (PFDK) alacağı kararlar da o derece önemli. Burada Türkiye Futbol Federasyonu’na büyük iş düşüyor. Artık Türk futbolunu bu kaostan çıkarması lazım" açıklamasında bulundu. "Bu yangının üzerine benzin dökmeye gerek yok" Yabancı hakem tartışmalarına da değinen Özbek, "Olayları bence yabancı hakem seviyesine getirmek son derece yanlış. Biz birbirimizi boğazlama seviyesine nasıl geldik? Bence bunu yabancı hakemle açıklayamazsınız. Yabancı hakem gereklidir, değildir, bu ayrı bir tartışma. Herkes söylediğinin sorumluluğunu almak zorundadır. Artık öz eleştiri yapmanın zamanı geldiğini düşünüyorum. Hata nerede yaptık, bunu tespit edelim. Bütün futbol camiası için söylüyorum. Artık sözün bittiği yere geldik. Herkes haddini bilerek konuşsun. Bu yangının üzerine benzin dökmeye gerek yok. İş kontrolden çıkma noktasına gelmiştir. Bunu söndürmemiz lazım. Herkesin üzerine büyük görev düşüyor. Önemli olan Türk futboluysa herkes sorumluluğu almak zorundadır" diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul Galatasaraylı futbolculara özel üretilen formaların çalınmasına ilişkin davada mütalaa açıklandı Galatasaray Spor Kulübünün futbolcu ve teknik heyeti için özel üretilen kıyafetleri tesislerden çalıp daha sonra sattığı iddia edilen 6 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada savcı mütalaasını açıkladı. Kulüpte çalışan 4 sanığın 17 yıl 5 aya kadar hapsi istenirken 1 sanığın da 5 yıl 3 ay kadar hapsi talep edildi. Bir sanığın ise beraatı istendi. Galatasaray Spor Kulübünün futbolcu ve teknik heyeti için özel üretilen kıyafetleri tesislerden çalıp daha sonra sattığı iddia edilen 6 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 3 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Müşteki Galatasaray Mağazacılık ve Perakendecilik Anonim Şirketi’nin, Nike firması tarafından, sponsorluk bedeli de ödeyerek, Galatasaray ve sadece kulüp oyuncularıyla teknik heyetin kullanımına sunulan, orijinal yeni sezon forma, antrenman yeleği, şort, çorap gibi ürünlerin, Galatasaray’ın Florya tesislerinde çalınarak, sanıklar tarafından internet ortamında satışa sunulduğunun tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, Galatasaray ile firma arasındaki sponsorluk anlaşmasına göre Galatasaray A Futbol Takımının oynaması gereken futbol müsabakaları sayısınca, her müsabakaya üçer adet olmak üzere futbolcuların ve teknik heyetin kullanması amacıyla verilen ürünlerin yüksek bedelli olup, piyasada satışının yapılmadığı, firma tarafından kulübe verilen ürünlerin öngörülen süreden önce tükendiğinin tespit edildiği, sezon ortasında eksik kalan ürünlerin firmadan istenmesi durumunda bu kez ücret talep edildiği veya sponsorluk ücretinde kesintiye gidileceği kaydedildi. Şahısların Metin Oktay Tesislerinde çalışan görevliler olduğu tespit edildi Olay sonrası Florya Metin Oktay Tesislerinde yapılan sayımlarda 2020 ve 2021 sezonuna ait kullanıma hazır orijinal 2 bin 43 adet ürünün çalındığının tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, çalınan ürünlerin internet üzerinden ikinci el eşya satışı yapılan uygulama üzerinden satışa sunulduğu, satış firmasıyla yapılan yazışmalarda şahsın, Galatasaray’da şoför olarak çalışan Ahmet K.’nın eşi olduğu, ‘Kelepir’ market isimli kullanıcının ise sanık Buğra F. olduğu tespit edildiği, kulüp yetkililerince alıcı gibi hareket ettirilen Murat K.’nın, sanık Buğra F.Ü. ile iletişime geçtiğinde sanığın formaları satmaya çalıştığı, Buğra F.’nin Antalya’da ikamet edip, sanığın kulüpte malzeme sorumlusu olarak çalışan sanık Gürsel P., çamaşırhane, temizlik sorumlusu sanık Turgut U., masör olarak görev yapan Sedat P. ile irtibatının tespit edildiği kaydedildi. Piyasa değeri 30 bin 57 TL olduğu tespit edildi Sanık Buğra F.Ü.’nün evinde 6 koli halinde toplam 276 adet kısa kollu forma, 50 adet uzun kollu forma, 16 çift çorap ve 30 adet şortun ele geçirildiği, bu ürünlerin 2022 yılı itibariyle piyasa değeri toplam 30 bin 57 TL olduğunun tespit edildiği, sanıkların savunmalarında belirttikleri “Kullanılmış olup maç sonrası hediye, soyunma odasında bırakılan veya unutulan ürünlerden” olmadığı, satışa sunulmayan, futbolcu ve teknik heyetin kullanımı için üretilen, sıfır, orjinal olup üretim barkod ve etiketi bulunan ve yapılan sayımda eksik olduğu belirlenen 2 bin 443 adet üründen olduğunun tespit edildiğinin anlatıldığı mütalada, bu konuda kolluk tutanağının bulunduğu, bilirkişi raporuna göre de Sanık Buğra’nın evinde ele geçen ürünlerden bir çoğunun eksik olduğu tespit edilen ürünler olduğu, Sanık Buğra F.Ü.’nün el konulan cep telefonunun galerisinde çok sayıda Galatasaray’a ait forma, şort, çorap ve atkı resimlerinin yer aldığı kaydedildi. Ürünlerin eski yıllara ait olmayıp, koleksiyon yapmaya uygun olmadığı ifade edildi Mütalaada ayrıca sanık Buğra F.Ü.’nün Gürsel P.’den Galatasaray ürünleri aldığını, güvenlik görevlisi şahıslardan da forma ve antrenman ürünleri satın aldığını, bunların bedelini ödediğini, kendisinin koleksiyoner olduğu, bunun dışında GS Store’dan da birçok ürün satın aldığını savunmuşsa da, yapılan tespitlerde ürünlerin eski yıllara ait olmayıp, koleksiyon yapmaya uygun olmadığı, ürünlerin yeni üretim, kullanılmamış ve depodan çalınan ürünler olduğunun tespit edildiği belirtildi. Görevlilerin kullanması için verilen malzemeleri internet ortamında satışa çıkardığı belirtildi Hazırlanan mütalaada, Metin Oktay Tesislerinde her görevliye kullanılması için birer takım malzeme verildiği, bu malzemelerin internet ortamında satışa çıkarıldığı Ahmet K.’nın çamaşırhane görevlisi olması sebebiyle çamaşırhaneye atılmış formaları ve futbolcuların kendisine hediye ettiği formaları da internet üzerinden satışa sunduğu belirtildi. 2 yıl boyunca Galatasaray Kulübünün deposundan çaldıkları ürünlerin satışa sundukları tespit edildi Sanık Ahmet K.’nin, 2021 yılı başından, 2022 yılı sonlarına kadar 2 yıla yakın sürede sayıları binlerce olan Galatasaray’a ait forma, antrenman malzemeleri gibi ürünleri internet sitelerinde satışa çıkardıkları tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, sanıkların koleksiyon amacı, unutulan eski eşya olmadığı, internet üzerinden satışa çıkarılan ve sayımı yapılan eksik ürünler olduğu, bu eksik ürünlerden ele geçirilen bir takım ürünlerin sanık Buğra F.’nin evinde ele geçirilen ürünler olduğu, sanıkların 2 yıl boyunca Galatasaray Kulübünün deposundan çaldıkları ürünleri satışa sundukları tespit edildiği söylendi. 4 sanık hakkında 17.5 yıla kadar hapis cezası istendi Mütalaada Yılmaz Yanık, Ahmet K. Gürsel P. ve Turgut U. hakkında “Zincirleme şekilde Nitelikli hırsızlık” suçundan 17,5 yıla kadar, Buğra F. Ü. hakkında ise “suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi” suçundan 5 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. Savcı, Buğra F. Ü’nüm kastının yoğunluğu, suç işlenmekte kullanılan araçlar, tespit edilebildiği kadarıyla 2 yıl gibi uzun bir süre boyunca çalınan ürünleri internetten satışa sunması gözetilerek temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesini talep etti. Savcı ayrıca sanık Sedat P. nin hakkında delil yetersizliğinden beraatini talep etti. Duruşma ertelendi Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme, Cumhuriyet Savcısının açıkladığı mütalaaya karşı tarafların gelecek celse savunma yapmaları için süre vererek duruşmayı erteledi. İddianameden: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Galatasaray Mağazacılık ve Perakendecilik AŞ tarafından, kulüp oyuncuları ile teknik heyeti için ürettiği orijinal yeni sezon forma, antrenman yeleği, şort, çorap gibi ürünlerin, şirketin rızası dışında üçüncü kişiler tarafından internet ortamında satışa sunulduğu gerekçesiyle savcılığa şikayetçi olunduğu aktarıldı. Firmanın kulübe verdiği ürünlerin profesyonel standartlarda olduğu, özellikle antrenmanda ve müsabakada görev yapan futbolcuların performansını artırma ve terlemeyi önleme gibi birçok özelliği bulunduğu ve piyasada bu ürünlerin satılmadığı da iddianamede belirtildi. İddianamede, 13 Ocak 2022’de yapılan bir sayımda tesiste bulunması gereken 2 bin 443 parça ürünün çalındığının anlaşıldığı belirtilerek, bunların ikinci el eşyaların sunulduğu internetteki bir sitede satıldığı da kaydedildi. Araştırmada, sanık Yılmaz Yanık’ın berber olduğu, bazı Galatasaraylı futbolcuyla tıraş yapmak için irtibat kurduğu anlatılan iddianamede, diğer sanıklardan Sedat Peker’in kulüpte masörlük, Ahmet Kör’ün de futbol takımında şoförlük yaptığı, Turgut Uygun’un çamaşırhanede çalıştığı, Gürsel Polat’ın ise akademi sorumlusu olduğu açıklandı. Sanıkların futbolcuların ve teknik heyetin kullanımına sunulmuş ürünleri hukuka aykırı şekilde ele geçirdikleri belirtilen iddianamede, ürünlerin piyasaya arz edildiği ve satıcıların haksız kazanç sağladıkları ifade edildi. 6 sanığın "iştirak halinde zincirleme şekilde bina ve eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık" suçundan ayrı ayrı 6 yıl 3 aydan 17 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Ankara Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: "(Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sonrasındaki olaylar) Görüntüler incelendiğinde iki tarafın da sporcuları tarafından karşılıklı arbedeler söz konusu" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sonrasında yaşanan olaylara ilişkin, "O görüntüler incelendiğinde iki tarafın da sporcuları tarafından karşılıklı arbedeler söz konusu" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Tunç, iftar sonrasında basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Oğluyla birlikte önce Mısır’a ardından Amerika Birleşik Devletleri’ne kaçan Eylem Tok hakkında sorulan soruyu cevaplayan Tunç, "Amerika Birleşik Devletleri’yle adli yardımlaşma kapsamında biz yazışmalarımızı gerçekleştirdik. 7 Mart tarihinde de Amerika Birleşik Devletleri’ne iade talebinde bulunduk. İade dosyamızı ilettik ve geçici tutuklama evrakımızı da gönderdik. Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığından bize cevabi yazı geldi. Bu cevabi yazıda istenen bazı belgeler var. Bu belgeleri de tamamladık. Buradaki süreci takip ediyoruz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızın takip ettiği bir soruşturma. Hem diplomatik yollardan talep ediyoruz hem de Interpol aracılığıyla bunlar gerçekleşiyor ve umut ediyoruz ki Amerika Birleşik Devletleri iade konusundaki talebimizi olumlu karşılasın ve buradaki yargılama süreci de devam etsin" diye konuştu. "Dosyada bir eksiklik yok şu anda iadeyle alakalı" "Amerikan makamlarının Eylem Tok’un yer değiştirmesine karşı ayrıca bir tedbir alma mekanizması var m" sorusunu yanıtlayan Tunç, "Bizim geçici tutuklama kararının uygulanması. Yani biz diyoruz ki, geçici tutuklama kararımız var, tutuklayın ve bize teslim edin. Biz yargılama yapacağız diyoruz. Şimdi oradan cevap bekliyoruz. Dosyada bir eksiklik yok şu anda iadeyle alakalı" dedi. "Amerika, kendi kanununa göre yargılayabilir" "Kendi vatandaşı diye etmediklerini varsayalım. Kendi ülkesi bir şey yapabiliyor mu" sorusu sorulması üzerine Tunç, "Biz soruşturmayı açarız ama yargılama yapabilmemiz için ifadesinin alınması lazım. Kaçak şahıs statüsüne giriyor. Dolayısıyla biz ifadesini almadan cezalandırma yoluna gidemiyoruz. Amerika makamları yargılayabilir. Yani der ki ’sen yabancı ülkede bir yabancıya karşı suç işledin, benim vatandaşımsın, dolayısıyla seni benim kanunuma göre yargılayacağım’ diyebilir" ifadelerini kullandı. "Savcılık bu paraların kaynağını elbette ki soracaktır, sorgulayacaktır" Cumhuriyet Halk Partisindeki (CHP) para sayma soruşturması hakkında kendisine soru yöneltilen Bakan Tunç, şunları kaydetti: "Sosyal medyada ve bazı basın yayın kuruluşlarında bu görüntüler yayınlanınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bir adli soruşturma başlattı o görüntülerdeki kişilerle ilgili ifadeler alınmaya başladı. Onlar Cumhuriyet Savcılığımızın takibinde. Bu sayılan paraların kaynağı nedir? Tabii bir açıklama yapıldı. Bunların partiye yapılan bir bağış olduğu söylendi. Tabii bu bağış neticede bunların da kuralları var. Siyasi Partiler Kanununa göre bağışın şekli bellidir. Miktarı da bellidir. Yapılan kampanyada verilen hesap numaraları var. Bu hesap numaralarına yatan paralar mıdır bunlar? Acaba bir başka kaynaktan mı geliyor? Yani savcılık bu paraların kaynağını elbette ki soracaktır, sorgulayacaktır. Çünkü kamuoyunda büyük bir tereddüt ve tepki ortaya çıktı. Böyle miktarda bir paranın özellikle sadece bir belgeyle bir alışveriş söz konusu, bir il binasının bu şekilde bir satışının nasıl söz konusu olabildiğini elbette ki cumhuriyet savcılığı bu tereddütleri ortadan kaldıracak bir soruşturma gerçekleştirecektir. Bu konuda lehte aleyhte çok beyan var. Yani önceki dönem avukatları yine o partinin mensuplarından siyasiler yani bu İstanbul İl Başkanlığı binasının alınmasıyla ilgili bir para olduğu söyleniyor. Yani bu paranın genel merkez tarafından mı ödendi, yoksa bu paradan mı ödendi? Tüm bunlar hepsi muallakta olan konular. Tabii belgeyle görüntü kaydının tarihlerinin tutmamış olması tüm bunlar cumhuriyet başsavcılığının inceleyeceği hususlar bu incelemeler neticesinde ortaya çıkacaktır. Eğer bir suç varsa, bir suç unsuru varsa bir kara para varsa varsa yani bir suçtan kaynaklanan bir gelir varsa tüm bunlar ortaya çıkacaktır." "Benim yargıya talimat vermem, savcılığa talimat vermem söz konusu olamaz" "Bizim savcılığa talimat vermemiz söz konusu değil" diyen Bakan Tunç, "Sosyal medyada ’adalet nerede’ diye yazmaya başladılar. ’Savcılık niye el koymuyor’ dediler. Savcılık benim beyanatımdan önce zaten soruşturmayı başlattı. Benim yargıya talimat vermem, savcılığa talimat vermem söz konusu olamaz. O görüntülerdeki kişilerin ifadeleri alınıyor. İfadeleri biz de bilmeyiz. Savcılık ifadeden yola çıkarak başka ifadeye ihtiyaç duyuluyor, o da çağırılıyor" dedi. "Bu tür olayların sahalarımızda olmaması lazım" Bakan Tunç’a geçtiğimiz gün Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sonrasında yaşanan olaylara ilişkin de soru yöneltildi. Tunç, yaşanan olaylarla ilgili şunları aktardı: "Bu tür olayların sahalarımızda olmaması lazım. Spor kardeşliktir diyoruz ama maalesef düşmanlığa dönen bir durum söz konusu olabiliyor. Dünkü olaylarda 12 kişi gözaltına alındı ve soruşturma başlatıldı. Sahaya inen ve saldıranlarla ilgili görüntüler inceleniyor. O görüntüler incelendiğinde iki tarafın da sporcuları tarafından karşılıklı arbedeler söz konusu. Bu görüntüleri değerlendirecek olan Cumhuriyet Savcılığı. Meşru savunmanın da ötesine geçip karşı tarafa zarar verecek kendini savunmanın ötesine giden bir durum söz konusu mu? Bir saldırı var mı? Taraftar da olsa futbolcu da olsa he iki taraf için de bir suç işlenmişse soruşturulur. Soruşturma devam ediyor. 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunumuz var. Bu kanunda hangi fiillerin hangi yaptırımları var, hepsi yazılı. Sahaya girmek, taşkınlık yapmak, sahaya yasak madde sokmak, spor alanı dışında yine sporu etkileyecek şekilde tahrik edecek şekilde beyanatta bulunmak basın yayın aracılığıyla. Tüm bunların hepsi bu olay çerçevesi içerisinde kimin hangi fiili hangi kanun maddesine uyuyor? Bu soruşturmayı şu anda Cumhuriyet Savcılığı yapıyor." "Özel güvenliklerin de tedbir alması gerekiyor" Spor kulüplerinin görevleri ve sorumlulukları olduğuna dikkati çeken Bakan Tunç, "Onların özel güvenlikleri var. Tedbir almaları gerekiyor. Emniyet güçlerinin yanı sıra orada bir de özel güvenlikler var. Onların sahaya birilerinin girmemesi için gerekli tedbirleri alması lazım. O noktada da detaylı bir soruşturma yapılıyor şu anda" dedi. "Bunu siyasete alet etmek bir kere hiç doğru değil" diye konuşan Tunç, şunları söyledi: "Bunu siyasete alet etmek bir kötü niyeti gösterir. Dolayısıyla ona da müsaade etmemek lazım. Mevzuatımız gerekli cezaları öngörüyor. Ama biz buna rağmen ’acaba para cezalarında, hapis cezalarında yeniden bir düzenleme ihtiyacı var mı, yok mu?’ konusunu değerlendirdik arkadaşlarımızla. O konuda bir taslak çalışmamız oluştu. Tabii bunu yargı paketinde de olabilir ama madde sayısına göre. Önümüzde seçim sonrası Meclisimizin takdirine sunacağımız birkaç madde değişikliği, caydırıcılık açısından bir taslak olacak." Bakan Tunç, sporda şiddete yönelik yeni düzenlemelerin de geleceğini söyledi. "Eros’un bu şekilde canice katledilmesi hepimizi derinden yaraladı" Eros isimli kedinin öldürülmesine ilişkin soruyu da yanıtlayan Tunç, "Önce 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi aynı mahkeme. Yani yaklaşık 1 ay tutuklu kaldı, 1 yıl 3 ay ceza verdi. Tahliye oldu. Tahliye olduktan sonra bir infial oluştu. Cumhuriyet Başsavcılığı da itiraz etti. İtiraz üzerine ağır ceza bu kararı kaldırdı. Yeniden yargılama için gün verildi. Herkes adliyeye koştu. Hatta o ilk karardan sonra serbest kaldığında Sayın Cumhurbaşkanımızın aradığını da ben söyledim. Yeniden yargılamada mahkemenin vereceği karara bizim önceden şu kararı ver şeklinde bir müdahale etmemiz söz konusu değil. Tabi bu sefer verdiği kararda alt sınırdan uzaklaştı. Yani bu tür cezalar Hayvanları Koruma Kanunu’nda hapis cezaları yoktu eskiden. Sahipli-sahipsiz hayvan ayrımı vardı. Tüm bunlar bizim zamanımızda yasalaştı. Önceki kararında 1 yıl 3 ay vermişti. Bu sefer 3 yıl verdi. İyi hal indirimi yaptı. 2 yıl 6 aya düşmüş oldu. Tabi bu da bir tepki oluşturdu. Cumhuriyet savcımız bu konuda istinafa başvuracaktır. Eros’un bu şekilde canice katledilmesi hepimizi derinden yaraladı. Bir cana bu şekilde eziyet edilerek 6 dakika boyunca tekmelenmesi bir caniliktir. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu tür fiillerin hiç cezası yoktu. Para cezası vardı" dedi. "Bütün suçlarda kadına karşı işlenen suçların cezalarını daha da arttırdık" Bakan Tunç’a son olarak kadına şiddetle ilgili yapılan çalışmalar hakkında bir soru yöneltildi. Tunç, o soruya yönelik şöyle konuştu: "Kadına şiddetin önlenmesiyle alakalı olarak 6284 sayılı yasamız var. Bu yasada birtakım tedbirler var. Ceza mevzuatımızda, cezaların arttırılmasıyla ilgili çalışmalar yaptık. Hatta geçen yasama döneminin son paketinde cezaları arttırdık. Yani kasten öldürme suçu bir erkeğe karşı işlenmişse müebbet hapis, kadına karşı işlenmişse ağırlaştırılmış müebbet hapis. Kasten yaralama, eziyet, işkence bütün suçlarda kadına karşı işlenen suçların cezalarını daha da arttırdık. Israrlı takibi ayrıca yeni bir suç tipi olarak ihdas ettik. Bu konuda meclisimizin yasama anlamında üzerine düşeni ben yaptığı kanaatindeyim. Suçu önleme bakımından asıl bahsettiğiniz ’benim hayatım tehlikede’ diyen bir kadın hakkında mahkeme kararına gerek olmadan o tedbir mutlaka hemen gecikmeksizin verilmeli."