SAĞLIK - 18 Ekim 2020 Pazar 12:36

Kış aylarında bağışıklık sistemini korumanın yolu yeterli ve dengeli beslenme

A
A
A
Kış aylarında bağışıklık sistemini korumanın yolu yeterli ve dengeli beslenme

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Merkezi Diyetisyeni Banu Özbingül Arslansoyu, kış aylarında sık yaşanılan hastalıklardan korunmak için güçlü bir bağışıklık sisteminin öneminden bahsettiği açıklamalarında, vitamin ve mineral takviyesinden, yeterli ve dengeli beslenme kriterlerine kadar birçok konuya değindi.

Bağışıklık sistemi dediğimiz vücut savunma mekanizmasının, enfeksiyona yol açabilecek virüs, bakteri, mantar, parazit gibi yabancı maddelere karşı vücudu koruduğunu kaydeden Banu Özbingül Arslansoyu, sağlıklı bir yaşam için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olunması gerektiğinin önemine dikkat çekti. Arslansoyu, bağışıklık sisteminin, vücudun, virüs ve zararlı bakterilerin sebep olduğu enfeksiyon ve hastalıklara karşı savunan doğal koruyucusu olduğunu belirtti.

Diyetisyen Banu ÖzbingülArslansoyu; “Tek yönlü beslenme ya da sadece vitamin takviyeleri ile bağışıklık sistemi güçlendirilemez.”

Güçlü bir bağışıklık sisteminin doğal besinlerle desteklenmesi gerektiğini söyleyen Diyetisyen Arslansoyu, soğuk havaların etkisini sürdürdüğü, kışın kendini hissettirmeye devam ettiği şu günlerde, üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak ya da hasta olunduğu durumlarda, hastalığı daha kısa sürede atlatabilmek için yeterli ve dengeli beslenmenin öneminin büyük olduğunu söyledi.

“Yeterli ve dengeli beslenme bağışıklık sistemini destekleyen, yaşam kalitesini arttıran en önemli faktörlerden biridir.” diyen Arslansoyu, yetersiz ve dengesiz beslenen kişilerin bağışıklık sisteminin, yeterli ve dengeli beslenen kişilere göre çok zayıf olduğunu, tek yönlü beslenme ya da sadece vitamin takviyeleri ile ise bağışıklık sisteminin güçlendirilemeyeceğini kaydetti. Arslansoyu şöyle devam etti; “Bağışıklık sisteminin güçlü olması tüketilen öğünlere, alınan karbonhidrat, protein, yağ miktarı, vitamin ve minerallere bağlıdır. Unutulmaması gereken, hiçbir öğenin tek başına vücutta görev yapamadığıdır. Örneğin bazı minerallerin daha iyi emilimi için vitaminlere, bazı vitaminlerin ise yağa ihtiyacı vardır. Dolayısıyla bağışıklık sistemini güçlendirmek için bazı yiyeceklere ya da vitamin takviyelerine yönelmek yerine yeterli ve dengeli bir beslenme programı oluşturmalı, günlük beslenmede tüm besin gruplarına yer verilmelidir. Et grubu, süt grubu, meyve ve sebze grubu ile ekmek grubunda yer alan besinler her gün beslenme listelerinde yer almalıdır. Böylece bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlayan tüm öğeler besinler yoluyla alınmış olur.”

Hangi vitamin ve mineral ne işe yarar?

C vitamininin her gün yeterli miktarda alınmasının bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli rol oynadığını ifade eden Arslansoyu, C vitamini denilince akla ilk gelenin portakal olduğunu, her gün tüketilen bir portakal ile günlük C vitamini ihtiyacının karşılandığını söyledi. C vitamininin sadece portakalda bulunmadığını da hatırlatan Arslansoyu, günlük tüketilecek bir porsiyon kivi, mandalina ya da brokoli ile yine günlük ihtiyacın karşılanabileceğini belirtti. “C vitamini erken kayba uğrayan hassas bir vitamindir.” diyen Arslansoyu, meyveleri kesip beklettikçe, metal bıçaklarla dilimledikçe ya da suyunu sıktıkça C vitamini değerinin azaldığını, o yüzden meyve ve sebzelerin dilimledikten sonra bekletilmeden tüketilmesi gerektiğini ifade etti.

Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli rol oynayan A vitaminin ise en çok balık, karaciğer, süt, yumurta sarısı, ıspanak, havuç gibi besinlerde bulunduğunu söyleyen Arslansoyu, bir küçük boy patatesin günlük A vitamini ihtiyacını karşılamak için yeterli olduğunu belirtti. Arslansoyu, vitaminlere ilişkin açıklamalarına ise şöyle devam etti; “Bu aylarda güneşin etkisinin de yetersiz olması nedeniyle D vitamini alımı azdır. D vitamini, bağışıklık sistemimizin güçlenmesinde büyük önem taşır. Eksikliğinde hastalıklara karşı direncimiz düşer. Somon, tuna, sardalya gibi yağlı balıklar, yumurta ve karaciğer D vitamini içeren besinlerdir. Fakat hiç biri zengin kaynak değildir. Günlük beslenme ile D vitamini eksikliğini gidermek imkânsızdır. En önemli kaynak güneştir. Ancak güneşten az faydalanılabilen bu soğuk günlerde eksikliğine sık rastlanmaktadır. B vitamini de bağışıklık sistemini güçlendiren diğer vitaminlerdendir. Tahıl ürünlerinde, süt ve süt ürünlerinde, yeşil yapraklı sebzelerde, et ve balıkta bulunur. E vitamini yönünden zengin ceviz, fındık, badem, ayçiçek yağı ve zeytinyağının da her gün yeterli miktarlarda alınması gerekmektedir. Gün içerisinde ara öğünlerde tüketilecek ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar bağışıklık sistemine olumlu etki sağlamaktadır.”

Diyetisyen Banu Özbingül Arslansoyu: “Hazırlama ve pişirme yöntemleri, besin değerinin artırılması ya da azalmasında etkilidir.”

Besinlere uygulanan hazırlama ve pişirme yöntemlerinin, besin değerinin artırılmasına ya da azalmasına neden olabileceğini ifade eden Arslansoyu, besinlerin tüketim şekilleri ile ilgili şu önerilerde bulundu; “Sebze ve meyveleri çiğ tüketin. Kabukları yenilebilir olanları soymayın. Eğer soyulması gerekiyorsa mümkün olduğunca ince soyun. Birçok vitamin ve mineral, sebze ve meyvelerin özellikle dış yapraklarında, kabuklarında veya kabuğun hemen altındaki kısmında bulunur. Taze sebzeleri önce ayıklayın, akan bol su altında iyice yıkayın, sonra doğrayın ve az suda pişirin. Yeşil yapraklı sebzelerin su oranı diğer sebzelere göre daha yüksektir. Bu nedenle hiç su koymadan veya az su ile pişirin. Sebzeleri yıkarken uzun süre suda bekletmeyin. Sebzeleri pişirmeden hemen önce ve büyük parçalar halinde doğrayın. Sebzeleri dirilikleri korunacak şekilde kısa sürede pişirin. Pişirme suyu dökülürse ve uygun olmayan ısı koşullarında pişirilirse, C ve bazı B vitaminleri gibi besin öğeleri kolayca kayba uğrayacaktır. Sebze ve meyveleri pişirirken tencerenin kapağını kapalı tutun. Böylece pişme süresini kısaltacak ve besin öğesi kayıplarını en aza indireceksiniz.”

Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkili evde hazırlayabileceğiniz çay tarifi

Kış Çayı

Yeşil çay, zencefil, bal, limon ve karabiberle hazırlananacak bitki çayı ile bağışıklığın güçlendirilmesine destek olunabilir. Siyah çayın doğada bozulmamış ve işlenmemiş hali yeşil çaydır. Bu nedenle yapısında çok fazla mineral bulunmaktadır. Çaya eklenecek bal ile hem çayın lezzeti hem de antioksidan etkisi arttırılabilir. Zencefil de bal gibi iyi bir antioksidandır. Toz yerine tazesini kullanmak daha fazla yarar sağlamaktadır.
Hazırlanışı
Yarım litre kaynar suyun içerisine 1 yemek kaşığı yeşil çay, 1 fındık kadar zencefil, 2-3 iri tane karabiber ekleyip 4 dakika boyunca demlemeye bırakınız. İçerisine 1 tatlı kaşığı bal ve 2-3 damla limon ekleyip tüketiniz.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Başkan Tavlı, seçim öncesinde barıştırdığı kırgın esnaflarla buluştu Ordu’nun Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı seçim çalışmaları sırasında, kırgın olduklarını öğrendiği ve barıştırdığı iki esnafın misafiri oldu. Başkan Hüseyin Tavlı, Kaledere Mahallesi 20 Temmuz Caddesi’nde bulunan esnaflarla bir araya geldi. Seçim çalışmaları sırasında birbirlerine kırgın olduklarını öğrendiği esnafları barıştıran Başkan Tavlı, seçim sonrası da esnaflarla bir araya gelerek dostluklarını pekiştirdi. Cadde esnaflarından Süleyman Tez ve Turan Demir ile buluşan Tavlı keyifli sohbet gerçekleştirdi. Cadde esnafının da katıldığı buluşmada konuşan Başkan Tavlı, “Allah bize seçim sürecinde Ramazan ayında, bu kardeşlerimizle birlikte kucaklaşmayı nasip etti. Bu birliktelik neticesinde de esnaflarımızdan Muharrem Som kardeşimiz bayram sonrası kahvaltı programına bizleri davet etmişti. Biz de esnaflarımızla bir araya gelerek sohbet ettik. Her iki esnaf kardeşimize bizlerle beraber kucaklaştığı için, ev sahipliği yapan Muharrem kardeşime de ikramları için teşekkür ediyorum, Allah razı olsun. Onların dostluklarıyla beraber bu sofra bereketlendi. Onların birbirine olan sevgileriyle biz de lezzet aldık. Küslükten bir şey çıkmaz. Birlik, beraberlik ve dostluk bakidir. Kendilerine bunu sağladıkları için teşekkür ediyorum” diye konuştu. Keyifli sohbet çay ikramlarının ardından sona erdi.
Denizli Denizli OSB’de ‘Örme teknolojisi ve kumaş hataları’ konusu ele alındı DENİZLİ(İHA) – Denizli Organize Sanayi Bölgesi, Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tekstil Mühendisliği işbirliğinde, “Örme Teknolojisi ve Kumaş Hataları” konulu seminer gerçekleştirildi. Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü (OSB), tekstilin başkenti Denizli’de sektör paydaşları, sanayiciler ve personellerine yönelik önemli bir seminere ev sahipliği yaptı. Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tekstil Mühendisliği işbirliğinde, Denizli OSB Konferans Salonu’nda “Örme Teknolojisi ve Kumaş Hataları” konulu seminer gerçekleştirildi. Seminerde Yuvarlak Örgü Satış Müdürü Mehmet Erdem Aktenk, Teknik Müdürü Atılım Kasapçopur ve Çorap- Triko ve Raşel Örgü Teknik Müdürü Muhittin Kaya konuşmacı olarak yer alırken, seminerin moderatörlüğünü PAÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Ali Serkan Soydan gerçekleştirdi. Yoğun katılımın olduğu seminerde katılımcılara bilgi ve deneyimlerini aktaran konuşmacılar merak edilen soruları da yanıtladı. Ev sahipliği için Denizli OSB yönetimine teşekkür Denizli’nin tekstil alanında önemli bir şehir olduğunu vurgulayan Yuvarlak Örgü Satış Müdürü Mehmet Erdem Aktenk, “Denizli’de tekstil sektöründeki paydaşlarımızla birlikte olabilmek, onlara firmamızın son teknolojilerini sunabilmek ve ortak mesleki bir dil oluşturabilmek adına çok güzel bir fırsat oldu. Bizleri burada ağırlayanlara, ev sahipliği için Denizli OSB Yönetimine çok teşekkür ederiz.” diye konuştu. Etkinliğin moderatörlüğünü yapan PAÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Ali Serkan Soydan, “Etkinliğimizi Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ile ortaklaşa düzenledik. Ev sahipliğimizi yapan Denizli OSB Yönetim Kurulumuza çok teşekkür ederiz.” dedi. “Düzenlediğimiz etkinliklere hız kesmeden devam edeceğiz” Denizli OSB Yönetim Kurulu Başkanı M. Abdülkadir Uslu ise bölge müdürlüğü olarak ev sahipliği yaptıkları etkinliklere katılım sağlayan herkese teşekkür ederek, “Denizli’deki sivil toplum kuruluşlarımız ve Pamukkale Üniversitesi ile işbirliğinde pek çok etkinliğe imza atıyoruz. Sanayicilerimize yarar sağlayacak, kentimizin gelişiminde taş üstüne bir taş daha koyacak her türlü eğitim, seminer, panel vb. etkinliklerde yer almak ve ev sahipliği yapmak bizim için bir mutluluktur. Düzenlediğimiz etkinliklere hız kesmeden devam edeceğiz.” diye konuştu.
Erzurum Moleküler Biyoloji ve Genetik öğrenci kongresinin ilki ETÜ’de gerçekleştirildi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) ev sahipliğinde I. Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi düzenlendi. Moleküler Biyoloji ve Genetik alanındaki güncel gelişmeleri konuşmak ve Türkiye’nin her bölgesinden akademisyenler ile öğrencileri bir araya getirmek amacıyla birincisi düzenlenen Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi’nin açılışına ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Fatih Yetim, Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Programın açılışında konuşan ETÜ Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Kara, moleküler biyoloji ve genetiğin modern bilimde önemli bir role sahip olduğunu ifade ederek, kongrenin öğrencilerin kariyer gelişimine önemli katkılar sunacağını dile getirdi. Prof. Dr. Kara’nın ardından konuşan Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit İncekara, ETÜ Fen Fakültesinde eğitim kalitesinin ortalamanın oldukça üzerinde olduğuna dikkat çekerek, kısa zamanda önemli bir mesafe kaydettiklerini ve birçok yenilikçi uygulamayı hayata geçirdiklerini belirtti. Konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Rektör Çakmak ise öğrenci kongrelerini çok önemsediklerini söyleyerek: “Değerli arkadaşlar bu ve benzeri organizasyonlara katılımınız sizlere ilerleyen süreçlerde çok önemli kazanımlar sağlayacaktır. Kongre, sempozyum ve çalıştay gibi programlara katılımınız sizlerin aynı zamanda ortak çalışma kültürünü çok önemsediğiniz anlamına da geliyor. Nitekim iş hayatına adım atarken derslerde elde ettiğiniz başarıların yanı sıra bu ve benzeri programlara katılımınız size referans olacak. Eğitim öğretim hayatınız boyunca kendinizi geliştirmek için neler yaptığınız sorusu her zaman karşınıza çıkacak. ETÜ olarak Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi’nin birincisini yaparak bir geleneği başlattık. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda bu kongrenin devamı da gelecek. Bu vesileyle kongremizin düzenlenmesinde emeği geçen öğrencilerimize ve hocalarımıza teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum” diye konuştu Türkiye genelinden 13 üniversiteden 400’e yakın öğrencinin katıldığı kongrede çok sayıda poster ve sözlü sunumun yapılırken Bitki ve İnsan Çalışmalarında Bor, Nörodejeneratif Hastalıklar, Protein Mühendisliği ve Kanser Çalışmalarında hedef moleküllerin Tespiti ve Aday İnhibitörlerin Sentezi konuları ele alındı.