QNET Uzman Diyetisyeni Işın Sayın, soğuk havalarla birlikte kilo kontrolünü kaybetmemek adına dengeli beslenmenin ilk şartı olan kahvaltıda yumurta ve süt öneriyor. Sayın; “Özellikle mevsim geçişinde kahvaltınızda 1-2 yumurta ve laktozlu/laktozsuz süt mutlaka bulunsun. Güne çok daha tok ve dinamik başlamanıza yardımcı olacaktır. Kahvaltı sonrası rehavete neden olmayan bir ikilidir” dedi.
“Düşük kalorili besinlerle ilk 20 dakika kendinizi oyalayın”
Öğle ve akşam yemeklerine önce salatayla başlanmasını tavsiye eden Sayın; “Salatadaki yüksek lif, sindirim sistemini uzun süre çalıştırarak meşgul edecektir. İlk lokmanızı takip eden yirminci dakikada ‘leptin’ adlı tokluk hissi veren hormon etkisini göstermeye başlıyor. Bu nedenle en tehlikeli ilk 20 dakikayı, düşük kalorili oyalayıcı besinlere ayırın. Salatayı çok çiğneyerek ve zamana yayarak bitirin” dedi.
“Tokluk hissi için yoğurt yiyin”
Ana öğünler için tavsiyelerine devam eden Sayın, yoğurtta yağ yakıcı bir bileşim olduğunun altını çizerek salatadan sonra yoğurt yenebileceğini belirti. Sayın; “Yoğurt, sindirim sistemini uzun süre meşgul eder, bu nedenle tokluk hissi kaçınılmazdır. Bu alışılmış, geleneksel yeme sıralamasının tam tersi gibi görünse de çok işinize yarayacaktır. Önce salata, sonra yoğurt Biri bitmeden diğerine geçmeyin” dedi. Yoğurt bitince ana yemeğe geçilmesini öneren Sayın, sıra karbonhidratlara geldiğinde iştahın epeyce frenlenmiş olacağını; iradenizi kullanabilme olanağınız daha yüksek olduğunu vurguladı.
Şiddetli ara öğün ihtiyacına dikkat
Ara ve ana öğünlerinizin toplamı hafta sonunda 4, hafta içi en çok 6 olması gerektiğini aktaran Sayın; “Çok tatlı olmayan ve fazla olgunlaşmamış meyveler, fındık, fıstık, badem, kaju, ceviz gibi kuruyemişler, yoğurt ya da ayran tercih edilebilir. Kahve içiliyorsa içine inek/soya veya keçi sütü eklenebilir” şeklinde konuştu.
“Soğuk havalarda da su içmeye devam”
Hava soğudukça su içme isteğinin azalmasına karşın, az su içmenin kilo yönetimi konusundaki planları işlevsiz kılabileceğine karşı uyaran Işın; “Böbrekler, ter bezleri, bağırsaklar, akciğerler detoks yapmak için suyu kullanır. Bu organlara yeterince su ulaşamazsa, toksik maddeler vücutta birikir. Bu durum karaciğeri harekete geçirir. Karaciğer kendini mecburen detoksa adar ve yağ yakımı yavaşlar. Vücut yediklerinizi daha fazla depolayabilir. Üstelik yetersiz su tükettiğinizde, sıra dışı acıkmaların önüne de geçemeyebilirsiniz” diye konuştu.
Sayın; “Yaşam boyu her gün ölçerek 2,5 lt su tükettiğinizde, detokstan sorumlu organlar çok çalışır ve 150 kcal fazladan enerji harcarlar. Karaciğer detoksla uğraşmaz ve tam kapasite yağ yakımı yapar” diyerek su içmenin özellikle iştahı frenlemek adına da büyük bir rol oynadığını söyledi.
