ÇEVRE - 20 Şubat 2021 Cumartesi 15:27

Kıyı erozyonu birçok ağacı kökünden söktü

A
A
A
Kıyı erozyonu birçok ağacı kökünden söktü

Samsun’un 19 Mayıs ilçesinde meydana gelen kıyı erozyonu dolayısıyla endişelenen vatandaşlar, birçok ağacın deniz tarafından yutulduğunu söyledi.

Samsun’un Atakum İlçesi Çakırlar Yalı Mahallesi’nden Dereköy Balıkçı Barınağı’na kadar olan sahil şeridinde yaklaşık 6 senedir yaşanan kıyı erozyonu, sahili yemeye devam ediyor. Mahalleli, yıllar öncesi yapılan limanın denizin batıdan doğuya kum taşımasını engellediği için barınağın doğusunda kalan kısımda kıyı erozyonu olduğunu, bu nedenle de hem ağaçların hem de sahildeki kumların deniz tarafından yutulduğunu ifade ettiler.

'Deniz birçok ağacı yuttu, bazı evleri de yıktı'

Denizin sürekli olarak sahilden yediğini ifade eden mahalle sakini Levent Birinci, “22 yıldır burada oturuyorduk. O zamanlardan beri deniz sahilden yiyordu. Liman yeni yapılmıştı. Limanın yapılmasının denizin batıdan doğuya doğru getirdiği kumu kesmesine neden olduğunu düşünüyorduk. Bu da kanıtlandı. Limanın batı yakasında zaten kumsal denizin 200 metre kadar içerisine girdi. 22 yıl önce deniz 100 metre daha ilerideydi.Deniz, bazı evlerin kapılarına kadar dayandı. Birçok ev yıkıldı. Daha sonra denize taştan set yapıp, bir müddet bunu engellediler. Bu kayma Dereköy’den Samsun’a kadar gidiyor. Denizden kum gelmedikçe deniz dalgalarla sahildeki kumu yiyor. Batı tarafta kumsal daha da büyüyüp, kumu batıya salarsa belki yıllar içerisinde düzelme olabilir. Denize setler yapıldı bizim arsalarımız kurtuldu ama tehlike 20 km’lik sahil alanında devam ediyor. Yol yapıldı. Yolu korumak için denize yapılan setler de çökmeye başladı. Belli bir süre sonra yollar da çökecek. Tabiatla mücadele ediliyor” dedi.

Kıyı erozyonu birçok ağacı kökünden söktü

'Kıyı erozyonu bu sene daha çok arttı'

Büyümesi yıllar alan çam ağaçlarının bir bir deniz tarafından yutulduğunu dile getiren bir vatandaş ise, “Burada birçok ağaç telef oldu. Birçok kez ağaçların kurtarılması için ilgililerle görüştük. Herkes kulağının üzerine yattı. Görülen manzara hepimizi üzüyor. Daha önceki senelerde de deniz ufak ufak sahili oyuyordu ama bu sene daha fazla oldu. Ağaçların kökleri zaten dışarıdaydı. Kaç senede yetişen çamlar bir anda denize döküldü. Ağlayacak durumdayım. Emekli bir öğretmenim. Çocuklara hep doğa sevgisini aşıladık. En ufak bir fidanın bile kopartılmamasını öğrettik ama koca koca insanlar bu ağaçları ölüme terk ettiler” diye konuştu.
Karadeniz, Samsun’un batı sahilinde hırçın dalgaları ile karadan kum yemeye devam ediyor.

Erdi Demür-Furkan Abrek Ünal
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.