Diyarbakır’da yaşayan uluslararası nakliyat firması sahibi Abdurrahman ve ev hanımı Hayriye Alkış çiftinin kızları Rengin’e 8 yaşındayken akut miyeloid lösemi (AML) teşhisi konuldu. Bir süre Diyarbakır’daki hastanelerde tedavi gören Rengin, durumunun kötüye gitmesi nedeniyle Adana Acıbadem Hastanesi’ne sevk edildi. Aile, kızlarının tedavisi için ise Adana’ya taşındı.
8 yıl süren tedavi serüveni başladı
Rengin, Çocuk Hematolojisi Uzmanı Prof. Dr. Hatice İlgen Şaşmaz ile Çocuk Hematolojisi ve Kemik İliği Nakli Merkezi Uzmanı Prof. Dr. Bülent Antmen’in kontrolünde tedaviye başladı. 8 yaşındayken kemoterapi alan Rengin’in vücudu enfeksiyon kaptı ve 45 gün yoğun bakımda kaldı. Daha sonra durumu iyiye giden Rengin, hastaneden taburcu edildi ancak 8 yıl boyunca tedavisi devam etti.
Babadan ilginç teşekkür
Rengin, 16 yaşına geldiğinde akut miyeloid lösemi hastalığından kurtuldu. Baba Abdurrahman Alkış ise doktorlara teşekkür etmek için 54 SL 813 plakalı tırının dorsesinin bir yüzüne ‘Lösemi tedavi edilebilir. Kızımı kurtaran tüm sağlık kahramanlarına teşekkürler’ diğer yüzüne ise ‘Siz de kök hücre bağışlayın. Lösemili çocuklar hayat bulsun’ yazdırdı.
Hastane önüne tırını getirdi
İngilizce ve Türkçe yazdırdığı yazıyla bugün Adana Acıbadem Hastanesi’nin önüne gelen baba, kızı ve eşiyle birlikte doktorlar başta olmak üzere bütün sağlık çalışanlarına teşekkür etti.
“Görenler şaşırıyor, önünde fotoğraf çektiriyor”
Doktor olup kendisi gibi lösemili çocuklara şifa dağıtmak istediğini söyleyen Rengin Alkış, “8 yaşındayken lösemi teşhisi konuldu. Çok küçüktüm, çok zordu ama iyiyim şu anda. Babam bunu bütün çocukların sesini duyurmak için yaptı. Bu yazıyı yazdıracağını söyleyince çok şaşırdım ama sonra bu fikri çok beğendim. Görenler şaşırıyor, önünde fotoğraf çektiriyor. Bütün lösemili çocuklar yılmasın, onlar da başaracaklar. Doktor olup hasta çocukları iyileştirmek istiyorum” diye konuştu.
“Beni çok mutlu etti”
Prof. Dr. Hatice İlgen Şaşmaz ise Rengin Alkış’ın sağlık durumu hakkında bilgiler verdi. Şaşmaz, babanın yazdırdığı yazıdan da çok etkilendiğini söyleyerek, “Rengin, hayatta olabilecek en kötü hastalığı atlattı. Akut miyeloid lösemi bir kan kanseri türü ve lösemilerin en ağırı. Bu hastalık çok zor. Tedavi süreci zor, tedaviyi atlatabilmek ve Rengin olabilmek gerçekten çok zor. Rengin’in tedavisinin ilk aşamalarında sorun yaşamadık ama kemoterapi sonrasında ciddi bir enfeksiyon geçirdi. Şu anda ama çok iyi durumda. Normal bir çocuktan farklı değil. İnşallah o da doktor olacak. Gerçekten ben hayatımda böyle bir teşekkür görmedim. İnanın beni çok mutlu etti. Belki çok yorucu bir işimiz var, kolay değil ama böyle bir şey görmek benim için mutluluk verici” ifadelerini kullandı.
“Kök hücre bağışı çok önemli”
İngilizce ve Türkçe yazılan yazıyla tüm dünyayı dolaşacağını söyleyen baba Abdurrahman Alkış ise şunları söyledi:
“Bu yazıları tır yolda giderken birileri okur, akşam eşine dostuna söyler. Lösemi hastalıklarının tedavi edilebilir olduğu gerçeğini görecekler. Ben de kızımla beraber bugünden itibaren sosyal sorumluluk projesi başlatıyorum. Lösemi ailelere yardım etmek, umut vermek amacıyla bu projeyi başlattım. Kök hücre bağışlanması çok önemli. Benim kızım ihtiyaç duymadı ama bazı ailelerin çocukları kök hücre bağışıyla hayatta kalabilirler. Tüm toplumdan benim ricam kök hücre bağışı yapılması.”
Konuşmaların ardından Alkış ailesi tıra binerek hastaneden ayrıldı.
Umutcan İşledici - Elif Ayşenur Bay
