GÜNDEM - 11 Mayıs 2019 Cumartesi 10:27

Kızlarından annelerine ikinci hayat

A
A
A
Kızlarından annelerine ikinci hayat

Biri İzmirli, diğeri Aydınlı karaciğer hastası iki annenin kurtuluş reçetesini evlatları yazdı. Beyzide Topaloğlu’na (62) kızı Feyza Topaloğlu (36), Gülşen Erikli’ye (64) kızı Yeliz Erikli (40) canlı donör olup hayat verdi. 1.5 ay arayla aynı kaderi paylaşıp karaciğer nakli olan iki kadın sağlıklarına kavuşmanın mutluluğunu yaşarken, “Hayırlı evlatlarımız sayesinde hayattayız, ne mutlu bize” dedi.

Önce meme kanseri, ardından nakil 

Aydın’da yaşayan 2 kız çocuk annesi Beyzide Topaloğlu’nu karaciğer nakline götüren süreç 1996’da “Primer sklerozan kolanjit” tanısı koyulmasıyla başladı. Mayıs 2000’e kadar ilaç tedavisiyle hastalığı kontrol altında tutulan Topaloğlu, safra kanallarının tıkanması üzerine ciddi bir ameliyat geçirdi. Topaloğlu bu ameliyatın ardından 15 yıl daha rahat nefes aldı. 2015’te halsizlik, kaşıntı gibi sağlık şikayetleri başlayan Topaloğlu’nun değerleri bozuldu ve bir yıl sonra nakil kararı verildi.

Bu arada karaciğerine takılan direnle 8 ay yaşayan Beyzide Topaloğlu, kendini nakle hazırlamaya çalışırken rutin kontrollerinde memesinde tümör saptandı. Meme kanseri tanısı koyulan, ameliyatın ardından ışın tedavisi gören Topaloğlu gittikçe kötüleşirken, nakil için 2 yıl geçmesi gerektiği söylendi. Bu süreçte sürekli hastaneye yatıp çıkan Topaloğlu için zaman aleyhine işlemeye başladı ve acil olarak İzmir Kent Hastanesi’nde nakil ameliyatına alındı. Doç. Dr. Murat Kılıç başkanlığında Dr. Opr. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Kamil Kılıç, Opr. Dr. Rasim Farajov, Opr. Dr. Zaza Iakobadze’den oluşan ekip tarafından 29 ocak 2019’da gerçekleştirilen operasyonla Beyzide Topaloğlu’na kızı Feyza Topaloğlu’ndan alınan karaciğer parçası nakledildi.

Yürüyemez hale gelmişti

İzmir’de yaşayan 3 çocuk 4 torun sahibi Gülşen Erikli’ye 5 yıl önce “otoümmin hepatit” tanısı koyuldu. 64 yaşındaki Erikli, siroz tanısıyla yıllarca çeşitli hastanelerde tedavi ve kontrollerini sürdürdü. Halsizlik, kilo kaybı ve sarılık şikayetleri giderek artan Erikli için nakil kararı alındı. Karaciğer değerleri sürekli yükselen Erikli nakil için İzmir Kent Hastanesi’ne başvururken, büyük kızı Yeliz Erikli bir an bile düşünmeden gönüllü oldu. Kızının uygun verici olduğunun saptanması üzerine Gülşen Erikli 12 Mart 2019 günü nakil operasyonuna alındı. Doç. Dr. Murat Kılıç başkanlığındaki ekip tarafından Yeliz Erikli’den annesine karaciğer nakli gerçekleştirildi.

Zor süreci gözyaşlarıyla anlattılar

Yolları Kent Hastanesi’nde kesişen Beyzide- Feyza Topaloğlu ve Gülşen- Yeliz Erikli, kontroller sırasında tanışıp dost olurken, Anneler Günü öncesinde bir araya geldi. İki anne kızın buluşmasında duygulu anlar yaşandı. Evlatları sayesinde yeniden yaşama dönen anneler zaman zaman gözyaşı dökerek o zor süreçleri anlattı.

Hayat veren ameliyat

Annesinin nakil öncesinde adeta ölüm döşeğinde olduğunu belirten Feyza Topaloğlu, “Annem meme kanseri olunca nakil operasyonu için üzerinden iki yıl geçmesi önerildi. Kanserin nüksedebileceği söylendi, annemin masada kalabileceği de. Meme kanseri ameliyatını üzerinden 15 ay geçmişti ki annem artık kendi başına tuvalete bile gidemez hale gelmişti. Mecburen erkene alındı nakil ameliyatı. Önce benim ameliyata alınmam gerektiği halde safra kanalı ve damarı tıkandığı için annemi aldılar. Doktorlar 5 saat uğraştı bunun için, sonra da nakil ameliyatını gerçekleştirdiler.

Ameliyat 12 saat sürdü. Doktorlarımıza minnettarız, çok emek, çaba sarf ettiler. Anneme donör olmak konusunda bir dakika düşünmedim. Gönüllü oldum. Annem tekrar hayata döndü. Bu benim için çok önemli. Zaten yapılan her şey bunun içindi. Çok mutluyum” diye konuştu.
Kızının hayat verdiği Topaloğlu da, “Bu mutluluk tarif edilir gibi değil. Bir evladın bu kadar gözü kapalı anne için canını feda etmesi çok güzel bir şey, çok teşekkür ediyorum kızıma. Ben ona can verdim ama o bana ikinci hayat verdi. Benim üzerimde çok hakkı var” dedi.

“Kızım bana en güzel hediyesini verdi”

Karaciğer nakli kararı alınmasından çok kısa bir sürede ameliyat masasına yattığını belirten Gülşen Erikli de şunları söyledi:
“Günden güne kötüleşiyordum, zaman aleyhime işliyordu. Sağ olsun kızım gönüllü oldu. Evladımdan can kabul etmek çok zordu, hiç istemedim. Ama çıkış yolumuz yoktu. Ben ona bir hayat verdim ama o bana 10 hayat verdi, en güzel hediyesini verdi” derken, kızı Yeliz Erikli de duygularını şöyle dile getirdi:

“Karar verilmesiyle nakil olmamız arasında çok zaman yok. Acil nakil gerekiyordu, düşünecek de bekleyecek de zamanımız yoktu. Ben hiç düşünmedim, anneye verebilecek hediye olarak değil de annemi kaybetmeye hazır değildim. Hediye olarak da düşünmedim sadece yaşamasını istedim. Çok zor bir süreçten geçtik, şu anda annemin bu duruma gelmesi gerçekten çok güzel.”

Öte yandan iki hastanın da acil nakil olması gereken vak'alar olduğunu belirten İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli Bölüm Başkanı Doç. Dr Murat Kılıç şöyle konuştu:
“Nakil olmamaları halinde kısa sürede kaybedilecek hastalardı, ikisi de. Karaciğer değerleri sürekli yükseliyor, yaşamsal riskleri artıyordu. Kızları gönüllü donör oldu, nakilleri başarıyla gerçekleşti. İki hastamızın da vericilerinin de sağlık durumları gayet iyi.”  

Sinan Yeniçeri - Akın Küçükkurt

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Ordu’da yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi iftar sofrasında buluştu Ordu İl Müftülüğü tarafından üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Programa, yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi katıldı. Ordu İl Müftülüğü tarafından ildeki üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Müftülük hizmet binası bahçesinde düzenlenen iftar programında öğrencilere, Osmanlı Devleti dönemi geleneği olan ‘diş kiraları’ verildi. Programda, din görevlileri tarafından ilahiler okunurken, dualar da edildi. İftar programı hakkında açıklamalarda bulunan Odu İl Müftüsü Dr. İsmail Çiçek, “Bugün artık klasik hale gelen 3’üncü yılımızı öğrencilerle birlikte iftar programı ile geçiriyoruz. Binin üzerinde üniversiteli arkadaşımız bizlere eşlik ettiler. Osmanlı Dönemi’nden gelen ‘diş kiraları’ vardı, bir tarafından onları dağıttık, diğer taraftan ikramlarımız oldu. Hocalarımız tarafından ilahiler seslendirildi. İstedik ki üniversite öğrencilerimiz il müftülüklerimizi ziyaret edebilsinler, müftülerimize dokunabilsinler ve müftülüğümüzü tanıyabilsinler. Onlar bizi camilerde ziyaret ediyorlar, bir de müftülükte ziyaret etsinler istedik, onlar bizim genç neslimiz ve geleceğimiz. Biz hep onlar için dua ediyoruz. Bu ikrama katılan ve destek veren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum” diye konuştu. Programa Ordu Valisi Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, Milliyetçi Hareket Partisi Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, protokol üyeleri ve yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi ile vatandaşlar katıldı.
İstanbul Sağlık Bakanı Koca: "Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ziyaret eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Zeytinburnu’nda esnafları ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. Bakan Fahrettin Koca’ya Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, eşlik etti. Öğle namazını Millet Camii’nde kılan Bakan Koca, 58. Bulvar esnafını ziyaret etti. Ziyaretin ardında Bakan Koca, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine geldi. Başhekimlik binasında hastane yöneticileri ve çalışanları ile bir araya gelen Bakan Koca, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. "Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda” Hekimlerin yapmış oldukları operasyonlardan sonucu kötü olan ve hekimlerin tazminat ödemelerini sonlandıran yasa ile konuşan Bakan Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor. Kasıt olmadıkça sağlık çalışanına veya hekime rücu edilme durumu söz konusu değildir. 1 buçuk yıldan fazla zaman geçti, devam eden davalar dahil olmak üzere bugüne kadar hiçbir hekim arkadaşımıza rücu söz konusu olmadı. Kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Kasıt varlığı mahkeme kararıyla sabitse o zaman cezaevinde olan bir kişiden bahsediyoruz. Bu anlamda beyaz reformun en büyük kazanımlarından bir tanesi Malpraktis Yasası oldu. Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda. Türkiye uygulamada dünyada örneği olmayan bir ülke hekim arkadaşlarımızın uygulamadaki başarılarını biliyoruz” dedi. “Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz” Özel sektörde çalışan bir hekimin 39 milyon tazminat ödemesiyle ilgili konuşan Bakan Koca, “Malpraktis, bu uygulamadaki başarımızı sürdürmek için son derece önemli bir yasaydı. Bu yasa ile kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz. Kamuda çalışan hiç kimsenin bu anlamda kasıt olmadıkça rücu durumu söz konusu olmayacak. Özel sektör ayrı. Kamuyla ilgili güvence sağlanmış durumda. Bu anlamda hiçbir hekim arkadaşımız endişe etmesin. Devam eden ve bundan sonra olacak olan davalarla ilgili kasıt, mahkeme kararıyla sabit değilse hiçbir şekilde rücu söz konusu olmayacak. Bu yasa dünyada benzeri olmayan hekimleri güvence altına alan bir yasa olduğunu bilelim” şeklinde konuştu. “700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz” Zeytinburnu’nda yeni bir hastanenin yapım ihalesine çıkıldığını söyleyen Bakan Koca, “Zeytinburnu’yla ilgili ciddi bir sağlık kuruluşuna ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz. Buradan arsasını planladığımız, imar durumunu belediye başkanımın da bu noktada bitirdiği ve projesini de bitirmiş olduğumuz 700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz. Var olan hastanenin 300 yataklı hastane ile birlikte sağlık kampüsünde toplam 1000 yataklı eğitim, araştırmasın Zeytinburnu kavuşmuş olacak. Bununla ilgili 2026 yılı sonunda bitirmeyi planladık. Burada göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önemli olduğunu biliyoruz. Göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önde olduğu ama onkoloji, KVC dahil bütün birimleriyle yetkin olan hastanın bir başka hastaneye sevk edilmediği, şehir hastanesi standartlarında bir hastaneye Zeytinburnu kavuşmuş olacak. 2026 yılı sonu için bitirmeyi planladık” ifadelerini kullandı. Zeytinburnu’na yeni bir sağlık kompleksine ihtiyacı olduğunu söyleyen Bakan Koca, “Başkanımla da konuştum, var olan alanın sağlık alanı olarak, sağlık kuruluşu yapılmasından yanayım. Bu konuyla da ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Mehmet Özhaseki’yle onunla görüşmüş olacağım. Burayı da sağlık alanına katmak istiyoruz. Çabamız o yönde olacak” cümlelerini kullandı. Bakan Koca, açıklamaların ardından hastaneden ayrıldı.