GÜNDEM - 30 Eylül 2019 Pazartesi 15:49

KKTC Başbakanı Tatar: 'Tatar oğlu Tatar’ım herkese kafa tutarım'

A
A
A
KKTC Başbakanı Tatar: 'Tatar oğlu Tatar’ım herkese kafa tutarım'

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin tatar, “Kıbrıs halkı kendi topraklarında bağımsız ve haysiyetli bir şekilde yaşamak istiyor. Atılan adımlar yerinde gelişmelerdir. Bu yolun geri dönüşü artık yok. Atalarımın bütün özelliklerini taşıyorum. Türk oğlu Türk, Tatar oğlu Tatar’ım. Bu kadar adama kafa tutuyorum. Erdoğan’ın açıklamaları bizi cesaretlendiriyor” dedi.

Türkiye Gazetesi'ne açıklamalarda bulunan Tatar, Türkiye'nin bölgede emniyet supabları olduğunu belirterek, “Kimsenin hakkını almıyoruz, hakkımızı almak için mücadele ediyoruz” dedi. Cesareti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan aldığını söyleyen Tatar, “Adada bu saatten sonra atılan adımlardan geri dönüş söz konusu olamaz” dedi.

Tatar, Adada şu an son durum konusunda, "Kararlı bir yolda emin adımlara yürüyoruz. Kıbrıs halkı kendi topraklarında bağımsız ve haysiyetli bir şekilde yaşamak istiyor. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya da söyledim. Buralarda tanınmayabiliriz ama iki devlet vardır. Bu gerçeği kimse değiştiremez. Gerçekten iki devletin yaşaması için elden gelen her şey yapıldı. Büyük uğraşlar verildi. KKTC olarak biz de yolumuza devam ediyoruz. Çünkü bu topraklarda yasal ve anayasal kuruluşlarıyla bir halk vardır" dedi.

KKTC’nin değeri arttı

'Türkiye’nin bölgede attığı peş peşe adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna Tatar, "Doğu Akdeniz girişimleri ile KKTC daha da önem kazandı. Atılan adımlar yerinde gelişmelerdir. Daha önce birçok şeyi böyle ifade edemezdik. Kuzeyin değeri arttı. Türkiye Cumhuriyeti ile her alanda yoğunlaşan olumlu ilişkiler ve dev projeler yürütülmekte. Son yıllarda daha da ilerleyen bir kaynaşma yaşanıyor. Burada sonradan gelen Karadenizlisiyle Hataylısıyla birlik yaşandı. Bunların evladının çoğu buralarda doğdu. Bu saatten sonra bu insanlara şu kadar kota verelim gönderelim demek olur mu?.. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in hazırladığı rapor aşağılayıcı... Böyle bir saçmalık olamaz. Dört Rum çoğalacak, bir Türk çoğalacak. Biz bunların anlayışını kabul etmeyiz. Kıbrıs adasının kuzey ve güney yönetim olmak üzere iki devletli bir yapıyla devam etmesi gerekiyor. Bütün bu gerçekleri anlattığımızda bölge halkı da benzer düşünceler içinde" cevabını verdi.

Cumhurbaşkanı Akıncı’yı eleştirdiği konularla ilgili Tatar, "Bir açıklama yaptığımda hemen ‘Cumhurbaşkanı Akıncı’nın aleyhinde konuşuyor’ derler. Kimsenin karakteriyle işim yok ama siyasetini eleştirmek en tabii hakkım. Siyasi görüşüm ve partim olarak bazı konularda farklı düşünüyoruz. Bu manada bu görüşlerimizi halkımıza, Türk ve dünya kamuoyuna paylaşmak durumundayım. Elli sene sonra ortaya çıktı ki, Rumlarla bir ortaklık temelli anlaşma mümkün gözükmüyor. Bu, herkesin bildiği bir sonuçtur" dedi.
Türkiye emniyet supabımız

Tatar, Türkiye'nin bölgede emniyet supabları olduğunu belirterek, "Akıncı, bunları görüyor ama hâlen müzakere görüşmelerine devam diyor. Buyur devam et ama Guterres çerçevesinde sunulan şartlarda büyük tuzaklar var. Türkiye’yi buradan dışlamak istiyorlar ama buranın garantörüdür. Türkiye dışında sunulan hiçbir şey kabul edilemez. Türkiye’nin garantörlüğü emniyet supabımızdır. Güvenliğimizin ana noktası Türkiye’nin buradaki varlığıdır. Kesin ve net. Aslında Türkiye’nin güvenliği bir bakıma KKTC’nin yaşamasından geçer. Burayı kaptırırsak bütün bu Doğu Akdeniz’deki zenginlikler ve Türkiye’nin hava sahası etkinlikleri ve sahillerin güvenliği tehlikeye girer. Türkiye elinden gelen desteği gösteriyor güzel ama karşılığında kendi güvenliklerini de sağlıyorlar. Bir bakıma KKTC’ye sağladığı avantajlardan besleniyor. Karşılıklı birtakım ilişkiler var" dedi.

Elli yılın zirvesindeyiz

Tatar sözlerini şöyle sürdürdü: "Gerek Orta Doğu’daki gelişmeler gerek Suriye meselesi ile Türkiye, KKTC’nin önemini daha da ciddiye aldı. Şu an Türkiye ile ilişkilerde zirve noktadayız. Son 50 senenin en tepe konumundayız. Türk hükûmeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları ve duruşu KKTC ile ilgili değerlendirmeleri bu önemin ivmesini yükseltiyor. Geriye değil sürekli ileriye giden bir iş birliği var".
Tatar, 'Soy isminiz aynı zamanda etnik kimliğiniz. Tatarlar, ata binmekte mahir. Osmanlıda posta teşkilatı onlardan sorumluydu. Atalarınızdan gelen özellikleri taşıyor musunuz?' sorusuna şu cevabı verdi:
"Atalarımın bütün özeliklerini taşıyorum. Türk oğlu Türk, Tatar oğlu Tatar’ım. Zaten belli olmuyor mu? Bu kadar adama kafa tutan kaç kişi var? Tatar oğlu Tatar olarak geldim buralara Bu kadar adama kafa tutuyorum! Hem Rum’a hem Yunan’a hepsine. Buralara mücadeleyle geldik. Vatanımız, milletimiz ve Türklük için... Buradaki halk gerçek Türk’tür. Kimliğimizi bütün bu emperyalistlere rağmen koruyabildik, ne mutlu bize".

Cesaretimiz Erdoğan'dan

'İsminiz Cumhurbaşkanlığı için geçiyor. Politikalar kişilere göre değişir mi? Cumhurbaşkanı olursanız ne yapacaksınız?' sorusu üzerine Tatar, "Kıbrıs’ta millî bir dava var. Herkesin destekleyip omuz vermesi gerekir. Millî davada başta kim olursa olun değişmemeli. Ama hakkını vermek lazım, Recep Tayyip Erdoğan mücadeleci bir kişi. Bütün dünyaya karşı dik duruşuyla ün yapmış. Gerek Doğu Akdeniz’de gerek Maraş konusunda açıklamaları bize cesaret veriyor. Çok teşekkür ederiz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ismim geçiyor doğrudur. Biraz daha zaman lazım. Bakalım nereye gidecek? Şu an hükûmeti yönetiyorum, Başbakan’ım Bir de hükûmet ortağımız var. Karar verme sürecinde partimizin yetkili organlarının aldığı duruş önemli. Getirisi götürüsü konuşuluyor. Onların açıklaması sonrası değerlendiririm" dedi.

Tatar, 'Maraş meselesi niye şimdi gündeme geldi? Doğu Akdeniz’deki çalışmalara itiraza cevap mı? Nasıl bir süreç işleyecek?' sorusuna,

"Maraş, Doğu Akdeniz’e bir cevap değildir. Uzun süredir konuşuluyordu ama kimse Kapalı Maraş için adım atmadı. Yılardır Rumlar birçok adımı tek taraflı attı. Biz ise insan hakları çerçevesinde burayı açmak üzere yerleşmeyi teklif ettik. Süreç başladı. Envanter çalışmaları sürüyor. Vakıflar İdaresinin iddialarına göre, güçlü belgelerle bu arazinin büyük bir bölümünün Vakıflar İdaresine ait olduğu söyleniyor. Maraş, Gazimağusa’nın bir parçasıdır. Bölgenin iadesi söz konusu olamaz. Vakıf malı devredilmez. Taşınmaz Mal Komisyonu, bölgeyi görsün dedik. Onların vereceği kararlara göre adım atacağız" cevabını verdi.

Tatar, Doğu Akdeniz’le ilgili de, "Yıllarca Osmanlı, bu topraklarda yaşadı. Sonra İngilizler... Hiçbir zaman bu ada bir Rum ya da Yunan Cumhuriyeti olmadı. Ama Türkler buraları yaklaşık 400 yıl yönetti. Yunan-Rum ikilisinin hayali, Büyük Yunanistan’ı oluşturmak. Biz buna karşıyız. Belgelerinde bu fikirleri açıkça söylüyorlar. Bu saatten sonra geri dönüş söz konusu olamaz. Çok bedeller ödendi. Büyük fedakârlıklar yapıldı. Çok şehit kanı aktı. Türkiye ile Doğu Akdeniz’de, Mavi Vatan’daki haklarımızı ve KKTC üçgeninde pozisyon ve gücümüzü korumak en tabii hakkımız. Bambaşka bir durum ortaya çıkmış durumda. Türkiye, Doğu Akdeniz’de en uzun sahil şeridi olan ülkedir. Seksen milyon nüfusuyla büyük hakları var. Bu kadar sahili olan bir yerin bu kadar az hakkı olması kabul edilemez. O yüzden mücadelemiz sürecek. Kimsenin hakkını almıyoruz, hakkımızı almak için mücadele ediyoruz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisin alkollü sürücü ile imtihanı: Üfleme eğitimi verilen kadın 44. seferde başardı Aksaray-Konya Karayolunda jandarmanın "dur" ihtarına uymayarak kaçan kadın sürücü, jandarma ve emniyeti alarma geçirdi. 53 kilometre kaçan kadın sürücü E-90 Karayolunda kovalamaca sonucu yakalandı. Alkolmetreye üflermiş gibi yapıp üflemeyen ve 3 alkolmetre değiştirerek kadına üfleme eğitimi veren polis, üfletme imtihanına girdiği kadın sürücünün 44. üflemesinde promilini alabildi. 0.97 promil alkollü çıkan kadın sürücüye ceza kesilerek ehliyetine el konuldu. Olay Aksaray - Konya Karayolu Eşmekaya Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Konya Karayolunda yol kontrolü yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri durumundan şüphelendikleri kadın sürücünün kullandığı 68 AAN 849 plakalı otomobile ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan kadın sürücü hızla denetim noktasından kaçtı. Aksaray istikametine kaçan kadın sürücünün plakası jandarma ekipleri tarafından hem jandarma hem de emniyet haber merkezine bildirildi. Bunun üzerine jandarma ve polis ekipleri karayolu ve aracın geldiği istikamete yönelik adeta bölgeyi abluka altına aldı. Jandarma ekipleriyle kısa süre kovalamacaya giren kadın sürücü 53 kilometre kaçtıktan sonra şehir merkezi girişinde polis ekiplerinin de "dur" ihtarına uymadı. Ekiplerin kaza riskine karşı kontrollü bir şekilde takip ettiği kadın sürücü çok gidemeden Tacin Mahallesi E-90 Karayolu üzerinde yakalandı. 44. üflemesinde pes eden kadın sürücü 0.97 promil alkollü çıktı Durdurulduktan sonra araçtan indirilen ve isminin Gülten Nas Y. (49) olduğu belirlenen kadın sürücü rahat tavır ve hareketleriyle dikkat çekti. Ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirilen kadın sürücüye alkol kontrolü yapmak isteyen polis memurlarının üfleme eğitimi ile imtihanı burada başladı. Alkol kontrolünden geçirilmek istenen kadına polis memurlarınca alkolmetre üfletilmek istendi. Alkolmetreyi üflemeye çalışan kadın üflermiş gibi yapıp üflemekten çekinirken, polis memurları kadına adeta üfleme eğitimi verdi. Bir polis memuru ağzıyla kadına üflemeyi gösterirken, bir değir polis memuru da elindeki üfleme çubuğunun poşetiyle üflemeyi anlattı. Eğitimin ardından polis memurlarının üfletme imtihanı başladı. Kadına defalarca alkolmetreyi üfletmeye çalışan polis memurları kadının üflemeyip üflüyormuş gibi göstermesiyle büyük bir sınav verdi. Alkolmetreye de güvenmeyen kadın sürücüye 3 farklı alkolmetre üfletildi. Zaman zaman su içen ve dinlenmeye geçen kadın sürücü 1 saat boyunca polis memurlarına ecel teri döktürdü. 43 kez alkolmetreyi üflemeyerek kandırmaya çalışan kadın sürücü 44. üflemesinde pes ederek normal bir şekilde üfledi. Üflemenin ardından kadının 0.97 promil alkollü olduğu belirlendi. Polis ve kadın arasındaki yaşanan ilginç diyaloglar ise anbean kameralara yansıdı. Alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilen kadın sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.