POLİTİKA - 17 Ekim 2020 Cumartesi 00:17

KKTC Cumhurbaşkanı Adayı Tatar: 'Esareti değil, cesareti seçin'

A
A
A
KKTC Cumhurbaşkanı Adayı Tatar: 'Esareti değil, cesareti seçin'

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Ersin Tatar ulusa seslenerek, “Esareti değil, cesareti seçin“ dedi.

KKTC’de 11 Ekim’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri hiçbir adayın yeterli oyu alamaması nedeni ile ikinci tura kalmıştı. 18 Ekim’de yapılacak olan ikinci turda ise Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Ersin Tatar ve mevcut Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yarışacak.

Başbakan Tatar bugün ulusa seslenerek, 18 Ekim’de yapılacak olan seçim için vatandaşları sandığa çağırdı. Tatar, Rumların değişmeyen zihniyetiyle federal çözümü görüşmenin yararı olmayacağına vurgu yaparak, "Esareti değil, cesareti seçin" ifadelerini kullandı. Çok farklı bir seçim sürecinde olduklarını belirten Tatar, “Biz hala bir yandan salgınla mücadele etmeye, diğer yandan ekonomik sıkıntıları aşmaya çalışıyoruz.

Sorunlarımız büyüktür. 3,5 milyar TL’lik bir bütçe açığımız olacağı öngörülmektedir. Çok çalışacağız ve Anavatan Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olup bize katkılarını sağlayacağız. Bunu görmeden, bilmeden ahkam kesenler yanlış yapıyor. Sanki bize başka yardım eden, bizim varlığımıza, devletimize, egemenliğimize saygı duyan varmış gibi yalan yanlış bir şekilde Türkiye’ye saldırıyorlar” dedi.

Kıbrıs Türk halkının çok büyük bir varoluş mücadelesi verdiğini, varlığını, kültürünü ve kimliğini koruduğunu hatırlatan Tatar, “Türkiye bize yardım etmeseydi, destek sağlamasaydı bugünlere gelebilir miydik? Peki, bugün eğer Türkiye bize destek çıkmazsa ekonomik sorunlarımızı aşabilir miyiz? Kalkınmamızı ileri götürebilir miyiz? Hayır. Dolayısı ile Türkiye ile iyi ilişkileri savunuyoruz, milletimiz, devletimiz, ülkemiz için Türkiye ile birlikte çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

"Akıncı başarısız oldu”

Akıncı'nın hem iç konularda hem Kıbrıs konusunda hem de Türkiye ile ilişkilerde başarısız olduğunu belirten Başbakan Tatar, Akıncı’nın söyleyecek bir şeyi kalmadığı için mağdur edebiyatı ile seçimi kazanabileceğini zannettiği ifade etti. Tatar, “Rum tarafına karşı egemenlik mücadelesi vermekten kaçınan, devletimizi tanıtacağız dediğimiz zaman ‘olmaz’ diyerek önümüzü kesmeye çalışan Sayın Akıncı, Türkiye ile ilişkiler söz konusu olduğunda yalan yanlış iddialarda bulunuyor” dedi.

Sıkıntıları mutlaka aşacaklarını ifade eden Tatar, yeni geleceğin güzel olacağını vurguladı. Birilerinin cumhurbaşkanlığı seçim döneminde ortaya konulan görüşleri kirletmeye çalıştığına işaret eden Tatar, “Sizin adayınız olarak ne söylüyorsam er ya da geç gerçekleşti, gerçekleşiyor. Maraş açıldı. KKTC iki devletli çözüm için masada olacak ve bunu da başaracak” ifadelerini kullandı.

“Federasyon görüşmeleri Crans Montana’da çöktü”

Kıbrıs konusundaki federasyon görüşmelerinin Temmuz 2017’de Crans Montana’da çöktüğünü hatırlatan Başbakan Tatar, “Rum tarafı federasyon derken başka şey istiyor, bizim federasyon talebimizin hedefi ise başka. Biz, kendi kendimizi yönetmeye devam edeceğiz, ortağı olacağımız merkezi devletin işleyişinde de etkili olacağız diyoruz. Rum tarafı, bizi var olan kendi devletlerine güçlendirilmiş azınlık hakları ile ortak yapmaya çalışıyor. Bizden, çok önemli toprak tavizleri istiyorlar. Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü ile buradaki askeri varlığını sıfırlamak için meclislerinden oy birliği ile karar aldılar ve bunu masaya, ‘olmazsa olmaz’ bir talep diye koydular. 2017’de görüşmeler çöktü, hala bir zihniyet değişikliği yok ama biz yine federasyon için masaya oturacağız” dedi.

"Aynı zihniyetle federal çözüm görüşmenin yararı olur mu?"

Başbakan Tatar, “Aynı parametrelerle, aynı zihniyetle federal çözüm için görüşmenin bir yararı olur mu? Olmaz. Eğer olsaydı 50 yıldır olurdu. Ancak olmadı. Bunu hepimizi bilmiyor muyuz? Denenmiş ve başarısız olunmuş şeyleri tekrar tekrar yapmakla farklı bir sonuç elde etmek mümkün mü? Değildir. İşte bu nedenle biz de, Anavatan Türkiye de artık alternatifleri de ele alalım diyoruz. Bizimkiler, ‘hayır olmaz. Rum tarafı federasyonu bile kabul etmez, o nedenle bunları hiç kabul etmez’ diyorlar. Değerli arkadaşlar iki devletli çözüm olmaz demeyiniz. Bu gibi olaylar konjonktüre bağlıdır. Rum tarafı şimdi ‘2 devletli çözümü görüşmem’ diyor ama göreceksiniz, Doğru Akdeniz’deki gelişmeler, bizim izleyeceğimiz aktif siyaset ve Türkiye’nin giderek güçlenmesi karşısında gün gelecek bizimle 2 devletli çözümü görüşmek durumunda kalacaklar. Yeter ki önce biz kendimize inanalım, yeter ki biz bunun doğru yol olduğunu görelim” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin kalkmasına izin vermeyeceğiz”

Açık bir yol ayrımında olduklarına işaret eden Tatar, “Doğu Akdeniz’de yaşananlar, doğal gaz ve petrol konularındaki gelişmeler olayların bizimle ilgili boyutunu federal çözüm olur mu olmaz mı, noktasından çıkarmış, Türk ve Yunan ulusları arasında bir sorun boyutuna taşımıştır. Bu yüzden, Doğu Akdeniz’de inanılmaz bir gerginlik yaşanıyor. Türk savaş gemileri ile Yunan savaş gemileri, Türk savaş uçakları ile Yunan savaş uçakları burun buruna geliyor. Bu yüzden Türkiye Kıbrıs konusu üzerinde çok büyük hassasiyetle duruyor” dedi.

Başbakan Tatar, “Nereye, kiminle, nasıl yürüyeceğimize iyi düşünerek karar vermeliyiz. Kıbrıs Konusunda yeni bir durum vardır. Kıbrıs Konusu hidrokarbon kaynakları nedeniyle yeni bir evreye girmiştir. Artık denizleri, gökyüzünü de kapsayan bir mücadele vardır ve egemenlik çok daha fazla önem kazanmıştır. bizim hedefimiz çok açıktır. Biz egemen, eşitliğe dayalı bir çözüm istiyoruz. Bu da iki devlet demektir. Kalınan yerden masaya oturmayacağız. Yeni bir sürece başlamadan önce mutlaka Rum tarafının vizyonunun değişip değişmediğini görmek istiyoruz. O nedenle hidrokarbon konusunda bir geçici özel komite kuralım diyoruz. Eğer yeni bir süreç başlayacaksa da bu süreç için koşullarımız vardır. Ucu açık bir süreç olmamalıdır. Sonuç odaklı bir süreç olmalı ve daha baştan bu süreç sonucunda bir neticeye ulaşılmazsa, Kıbrıs Türkü’nün uluslararası alandaki yerini almasına artık engel konulmayacağı bize taahhüt edilmelidir. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin kalkmasına izin vermeyeceğimiz bilinerek bu sürece girilmelidir” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türk halkının artık Kıbrıs Konusunda Rum Tarafının peşine sürüklenmesinin söz konusu olmayacağını vurgulayan Tatar, “Geliniz yeni bir geleceğe, güzel ve aydınlık günlere ulaşmak için oylarınızı lütfen boşa harcamayınız. Bana güveniniz. Sizleri mahcup etmeyeceğim. Kavgayı değil uzlaşmayı, Masaya esir olanı değil yeni bir gelecek için cesaret göstereni seçiniz” dedi.

Emir Abdurrahman Bulut

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.