EĞİTİM - 17 Mayıs 2018 Perşembe 12:27

"KKTC’de Televizyonculuğun Güncel Değerlendirmesi Semineri" gerçekleşti

A
A
A
"KKTC’de Televizyonculuğun Güncel Değerlendirmesi Semineri" gerçekleşti

"KKTC’de Televizyonculuğun Güncel Değerlendirmesi Semineri " KKTC’nin önemli medya kuruluşlarının katılımlarıyla gerçekleşti

GAÜ İletişim Fakültesi ve Kariyer Merkezi Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen seminere; Kanal SİM Genel Yayın Yönetmeni Sami Özuslu, STAR Medya Grubu Yönetimi Başkanı Ali Özmen Sefa, Genç Tv Genel Yayın Yönetmeni Nazan Erişkin, Mağusa Haber Ajansı Genel Yönetmeni Metin Ziya Güngör, Kıbrıs Tv ve Kıbrıs FM Genel Müdürü Mustafa Ersenal ile devlet yayıncılığını temsilen BRTK Müdürü Meryem Özkurt katıldı.

Girne Amerikan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kutsal Öztürk; Konuşmasında medyanın özgür olduğunda, çok büyük güç olduğuna inandığını vurgulayarak; "Bugün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, daha özgür bir medyaya sahiptir. Dolayısıyla, bu toplantıda ülkedeki televizyonculuğun güncel sorunlarını değerlendirirken, özellikle basın özgürlüğünün çok önemli olduğunu kişisel kayıtlarımıza bir kez daha alacağız. Bu görüş ve veriler ile, medya organlarımızın özellikle halkın sesi olduğunu daha iyi kavrayacağız” ifadelerini kullandı.

GAÜ İletişim Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Remziye Terkan ise; Konukların, sektördeki gerçek hayat deneyimlerini paylaşırken, kullanacakları samimiyet ölçüsünün, özellikle öğrenim durumundaki gençlerde değerli önseziler oluşturacağını belirterek; "yayıncılıkta konuların ele alınışı, işlenişi ve kamuoyuna yapılan paylaşımlar; toplumların da olaylara bakışını ve olayların da akışını hızlıca değiştirebilir. Bu bağlamda; KKTC' deki televizyonculuk süreci ve yayın politikalarının nasıl işlediği ile ilgili yapılacak değerli yorum ve analizlerin, öğrencilerimizin güncel değerlendirmelerine büyük katkısının olacağı aşikârdır." şeklinde konuştu.

“Radyo ve televizyonculuk, milli değerleri ileriye götürecektir”

Yayın Yüksek Kurulu Üyesi Feyzi Hansel televizyon yayını yapmanın yüksek maliyete haiz olduğunu öne çıkartarak; içeriklerin, finansman ile ilintisinin önemine işaret etti. Hansel;" Radyo ve televizyonculuk, milli değerleri ileriye götürecektir. Televizyonculuğu, arzu ettiğimiz gibi kurumsallaştıramadık ama, gelecek 10 yıl da daha güzel yerlere geleceğiz." dedi. 

“Televizyonun mutfağında olan yapımcı bir kuruluşuz“

Seminere, yayın kurum ve kuruluşlarına haber sağlayıcı bir konumda katılan, Mağusa Haber Ajansı (MHA) Genel Yayın Yönetmeni Metin Ziya Güngör de öğrencilerin sorularını yanıtlarken; "KKTC’de kanallara görüntülü haber geçen tek ajansın sahibiyim. Televizyonun mutfağında olan yapımcı bir kuruluşuz. Herhangi bir politika gütmüyoruz. KKTC’ de var olan tek özel haber ajansıyız. Getirileri, yalnızca reklam olan ve devlet katkılı olmayan bir ajans olarak, 10 yıldır çalışmak çok kolay değil. Ajansı ilk açtığımda, yalnız ben çalışıyordum. Ancak, şu zaman diliminde yedi kişilik bir personel sayısına ulaşabildik" dedi.

“Medya kurumları, ne olursa olsun bağımsız ve nötr olmak durumundadır “

Kıbrıs Tv ve Kıbrıs FM Genel Müdürü Mustafa Ersenal: "Medyanın ana görevi olan, halkı bilinçlendirme ve bilgilendirme eylemini gerçekleştirirken; bunu koşulsuz yapmasına bağlıyoruz. Özellikle yayın kalitesi açısından, yeni atılımlara yönelmekteyiz. Medya kurumları, ne olursa olsun bağımsız ve nötr olmak durumundadır. Aksi takdirde, medya kurumu işlevselliğini kaybeder." 

“ KKTC‘nin tanınmama durumu, medyayı uluslararası anlamda olumsuz etkilemektedir”

Genç Tv Genel Yayın Yönetmeni Nazan Erişkin: " Meslek; yerel gazeteleri ve yerel televizyon kanallarını takip etmekle ilk adım olarak başlar. KKTC de editöryel özgürlüğüm var. KKTC‘nin tanınmama durumu, medyayı uluslararası anlamda olumsuz etkilemektedir. Artık medya ve televizyon çok farklı yerlere gidiyor. Artık telefonlarınızdan bile yaptığınız canlı yayınlar, sizlerin canlı yayın kuruluşu olduğunu ima edebilir" dedi. 

” İçerik üretmek için dünyayı bilmek gerekir”

" Devletten katkı alarak, kamu hizmeti yayıncılığı yapan bir kurumun başındayım. Her şey maddiyata dayanmaz. Kendi kurumuma öz eleştiri de yaparak, konuşuyorum. İçerik üretmek için dünyayı bilmek gerekir ancak artık içerik üretmek zor değil. Türkiye de, KKTC de de montaj çok önemlidir. Özel kanallarımızın işleri daha zordur. Haber bulmada zorluk çekmiyoruz" dedi.

“Sektöre, dıştan bir rekabet var”

STAR Medya Grubu Yönetimi Başkanı Ali Özmen Sefa : "Baştaki sıkıntımız rekabet. Sektöre, dıştan bir rekabet var. Sosyal medya, internet televizyonculuğu, internet gazeteciliği ve benzeri platformlardan gelen bir rekabet var. Esas sektör sıkıntımız, devletin ilgisizliğidir. İç rekabete değil, desteğe ihtiyacımız var. Devletin, Türkiye gibi büyük bir medyaya sahip olmasını istiyorsak, devletin buna destek çıkması gerekir" diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Karısını ve kayınpederini öldüren damat adliyeye sevk edildi Bolu’da tartıştığı eşi ve 65 yaşındaki kayınpederini bıçaklayarak öldüren, olayı ayırmak isteyen kayınvalidesini ise yaralayan damat adliyeye sevk edildi. Olay, saat 00.30’da Sağlık Mahallesi Songül Sokak üzerinde bulunan apartmanda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, fabrikada işçi olarak çalışan Meltem Zengin ile 14 yıldır evli olduğu Serkan Zengin, bir süredir aralarında yaşanan tartışmalar nedeniyle geçimsizlik yaşamaya başladı. Tartışmaların son günlerde artmasıyla 2 çocuk annesi Meltem Zengin’in durumu ailesine anlattı. Baba Turgut Doğanyiğit, Zengin’in çalıştığı fabrikanın gece vardiyasından çıkan kızını alarak evine götürdü. Eşini, kayınpeder ve kaynanasını bıçakladı Baba evine giden Meltem Zengin ile konuşmak için gece saatlerinde Serkan Zengin kayınpederinin evine gitti. Konuşmanın başlamasıyla birlikte taraflar arasında tartışma yaşandı. Tartışma sırasında Serkan Zengin, evde bulunan bıçakla eşi Meltem Zengin ile kayınpederi Turgut Doğanyiğit’e saldırdı. Zengin, araya giren kayınvalidesi Emine Doğanyiğit’i de kolundan bıçaklayarak kaçtı. Apartmandan yükselen çığlıklar üzerine Doğanyiğit’in komşuları polise ihbarda bulundu. İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Eşini ve kayınpederini öldürdü Vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanan kayınpeder Turgut Doğanyiğit olay yerinde hayatını kaybetti. Bıçaklı tartışmada ağır yaralanan Meltem Zengin ise ambulansla İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi’ne sevk edildi. Hastaneye kaldırılan ağır yaralı kadın, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Emine Doğanyiğit ise durumunun iyi olduğu öğrenildi. 2 kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olan damat, polis ekiplerinin takibi neticesinde kısa süre içerisinde yakalanarak gözaltına alındı. Serkan ve Meltem Zengin çiftinin 13 ve 15 yaşlarında 2 kız çocuklarının olduğu öğrenildi. Polis ekipleri tarafından yakalanan Serkan Zengin’in emniyette verdiği ifadesinde eşiyle sık sık geçimsizlik yaşadıklarını, olayın da bu nedenle yaşandığını söylediği öğrenildi. Gözaltına alınan Serkan Zengin, adliyeye çıkartılarak mahkemeye sevk edildi.
Ankara "Genç Şefler ile Ankara’nın Coğrafi İşaretli Lezzetlerinin İzinde" etkinliği ilgi gördü Ankara Kalkınma Ajansı, Gölbaşı Kaymakamlığı ve Gölbaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde düzenlenen "Genç Şefler ile Ankara’nın Coğrafi İşaretli Lezzetlerinin İzinde" etkinliği büyük ilgi gördü. Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ev sahipliğinde Ankara’nın coğrafi işaretli ürünlerinin tanıtımı amacıyla düzenlenen etkinlikte yemek yarışmaları, tematik sunumlar ve tanıtım faaliyetleri gerçekleştirildi. Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında yapılan organizasyonun açılışında konuşan Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten, turizmin ekonomilerdeki değerine vurgu yaptı. Ökten, bakanlık olarak ihtiyaç duyulan insan kaynağını yetiştirmek için mesleki eğitimde önemli adımlar atıldığını kaydetti. "Coğrafi işaretli ürünler ve turizm birbirini destekleyen ve birlikte büyüyen iki alandır" Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek ise, coğrafi işaretli ürünlerin öneminden bahsetti. Geleceğin şeflerine seslenen Şimşek, coğrafi işaretli ürünleri tercih etmeleri için çağrıda bulunarak, şunları kaydetti: "Coğrafi işaretli ürünler, bölgenin tanıtımının yapılmasında güçlü bir araçtır. Coğrafi işaretli ürünler ve turizm birbirini destekleyen ve birlikte büyüyen iki alandır. Coğrafi işaretli ürünler, yerel tohumlar, yöreden elde edilen hammadde ve üretim teknikleri kullanılarak üretildiğinden, biyoçeşitliliğin korunmasına ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlar. Yeni nesillerin zengin kültürel mirasımızı keşfetmelerine ve bu mirası daha geniş kitlelere taşımalarına olanak sağlayacak bu tür etkinlikler, yerel kalkınmanın yanı sıra kültürel mirasımızın sürdürülebilirliğini de destekleyecektir. Coğrafi işaretli ürünlerimiz, yerel ve ulusal ekonomimiz için büyük bir değer taşımaktadır." Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreter Vekili Emine Doğrukök, konuşmasında Ajansın çalışmalarından bahsederek, coğrafi işaretli ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması için yürütülen faaliyetler hakkında bilgi verdi. Turizmin bölgesel kalkınmanın önemli araçlarından olduğunu kaydeden Doğrukök, bu alanda Ajansın çalışmalarının devam edeceğini bildirdi. Son olarak Ankara Kalkınma Ajansı Kırsal Kalkınma Birim Başkanı Zekai Efeoğlu bir sunum gerçekleştirerek, Ankara’da coğrafi işaretli ürünler hakkında bilgi verdi. Konuşmaların ardından öğrenciler tarafından halk oyunu gösterisi gerçekleştirildi. Alandaki stantları gezen katılımcılar, coğrafi işaretli ürünler hakkında bilgi aldı. Etkinliğe Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten, Gölbaşı Kaymakamı Erol Rüstemoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreter Vekili Emine Doğrukök ile yetkililerin yanı sıra öğrenciler, şefler ve turizm gönüllüleri katıldı.
Samsun Rafting eğitim kamplarına Samsun ev sahipliği yapıyor Türkiye Kano Federasyonu rafting sporunun geliştirilmesi için 9 ilde eş zamanlı olarak 15-23 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan ‘Rafting Bölgesel Eğitim ve Gelişim Kampları’na Samsun Büyükşehir Belediyesi ev sahipliği yapıyor. Türkiye’de rafting spor organizasyonlarını düzenleyen ve özellikle gençleri rafting sporuyla tanıştırarak bu sporu geliştirmeyi hedef edinen Türkiye Kano Federasyonu tarafından düzenlenen ‘Rafting Bölgesel Eğitim ve Gelişim Kampları’ Samsun’da gerçekleştiriliyor. Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 15-23 Nisan tarihlerinde düzenlenen organizasyon kapsamında 70 sporcuya eğitim veriliyor. 9 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen eğitim çalışması Samsun’da Büyükşehir Belediyesi Su Sporları Merkezi’nde yapılıyor. “Türkiye’yi temsil edecek sporcular yetiştiriliyor” Genç sporculara eğitim veren Rafting Antrenörü, Avrupa Şampiyonu Milli Sporcu Mert Alper Sarı, “Türkiye Kano Federasyonumuz gençlerin rafting sporuyla tanışması ve ülkemizi temsil edecek sporcular yetiştirilmesi amacıyla açmış olduğu bu eğitim seminerinde sporcu kardeşlerimizin gelişim gösterdiği görmek gerçekten çok güzel. Özellikle şunu söyleyebilirim ülkemizin dört bir yanı sularla çevrili ve bunu çok iyi değerlendirmeliyiz. Avrupa sahnesinde şehirleri ve ülkemizi en iyi şekilde temsil edecek sporcuların çıkması doğrultusunda federasyonumuzun yaptığı bu eğitim seminerine genç kardeşlerimizi bekliyoruz. 15 Nisan’da başladık ve 23 Nisan tarihine kadar Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin Su Sporları Merkezi’ndeyiz, sadece gençleri değil tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz” dedi. “Eğitim programlarını çok önemsiyoruz” Samsun Büyükşehir Belediye Spor Kulübü Kano Antrenörü Zafer Benli ise yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Samsun Büyükşehir Belediyesi olarak su sporlarında çok başarılı işler yapıyoruz ve bunlardan birisi de bu eğitim seminerinin burada gerçekleştirilmesidir. Kano ve dragon bot branşlarında sporcularımız bulunuyor. Hem bu branşlara hem de raftinge ilgilinin artması amacıyla böyle bir eğitim seminerinin şehrimizde olmasını çok önemsiyoruz. Yaklaşık 70 sporcu ve vatandaşımıza burada eğitimler verilmeye devam ediyor. 23 Nisan Salı günü sona erecek eğitim seminerinde eminim ki rafting branşında da başarılı sporcular çıkartacağız.”
Tokat Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina da ağır hasar aldı Tokat’ta incelemelerde bulunan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şuana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat’ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Tuzcuoğlu’na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat’ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine sayın valimizin, yine AFAD’ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz." dedi. "Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda" Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekip, "Gerek Tokat’ta gerek Yozgat’ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunlar çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege’deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalardan Alp’lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz." dedi. "500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı" Tuzcuoğlu, depremin ardından 500’e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi. "Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek. Ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can olamaması" .