GÜNDEM - 06 Temmuz 2020 Pazartesi 10:15

Korona belirtilerini ağrı kesici ile geçiştirenler virüsü bulaştırıyor

A
A
A
Korona belirtilerini ağrı kesici ile geçiştirenler virüsü bulaştırıyor

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Şenyiğit, ezbere ağrı kesici alınmaması uyarısında bulunarak, "Siz, hafif derecede korona virüsü geçiren hasta olabilirsiniz. Belki hastalığın size bir zararı olmaz ama etrafınıza bulaştırdığınızda 70 yaşındaki akrabanızın, dostunuzun ölümüne sebep olabilirsiniz” dedi.

Çin’nin Wuhan kentinden çıkıp dünyaya yayılan korona virüs vak'ası birçok ülkede kontrol altına alınmışken, ikinci dalga baş gösterdi. Türkiye, 11 Marttan itibaren ilk vak'aların görülmeye başlamasıyla salgınla mücadele dönemi de başladı. Salgının kontrol altına alınmasıyla 1 Hazirandan itibaren yeni normalleşme sürecine girildi. Yeni normalleşme süreci ile birlikte son günlerde bazı kentlerde vak'a sayısında artış yaşandı. Bu kentlerin başında gelen Diyarbakır'da vatandaşlar kontrolü elden bırakmışken, bazı vatandaşların salgın bulgularının görülmesini ağrı kesici kullanarak gidermeye çalıştığı belirlendi.

Korona belirtilerini ağrı kesici ile geçiştirenler virüsü bulaştırıyor

“Salgın bulgularında ağrı kesici kullanmak doğru değil”

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Şenyiğit, bazı vatandaşların salgın belirtilerini ağrı kesici ile geçiştirdiğini bunun doğru olmadığını söyledi. Prof. Dr. Şenyiğit, aksine hastanın kendisini ağrı kesiciyle iyi hissedip topluma karışarak salgını yayma riskinin çok yüksek olduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Abdurrahman Şenyiğit, 11 Marttan beri Türkiye olarak, devlet olarak korona virüs ile çok başarılı bir mücadele yürütüldüğünü ifade etti. Son zamanlarda normale geçiş aşamasında maalesef hiçbir kurala uyulmadığını aktaran Prof. Dr. Şenyiğit, bununla birlikte vaka sayısında da bir miktar artışın olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Şenyiğit, “Korona virüsün farklı bulgularla karşımıza çıkma ihtimali var. Yaz döneminde bulantı, kusma ve ishalle gelen vak'a sayısı çok. Bazı korona virüs vak'aları da hiç bir şekilde öksürük, nefes darlığı ve ateş yapmadan şiddetli vücut ağrısıyla karşımıza gelebilir. Toplumda bizim duyduğumuz kadarıyla bazı insanların sadece ağrı kesiciyle kendilerini iyi hissettiği ve koro virüsü engellediğiyle ilgili bir takım görüşler mevcut. Bu son derece yanlış bir kanaattir. Bakın, eğer sizde korona virüs bulguları varsa bu dönemde, mesela öksürüğünüz, ateşiniz, nefes darlığınız varsa, biz eğer ağrı kesici alırsak bu ağrı kesici sadece ateşimizi düşürür ve bizi iyi hissettirir, biz kendimizi iyi hissettiğimiz için tam tersine doktora gidip de korona virüs tedavisi görmediğimiz için maalesef bu hastalığı daha fazla yayabiliriz” diye konuştu.

Korona belirtilerini ağrı kesici ile geçiştirenler virüsü bulaştırıyor

"Vücut ağrılarını ağrı kesiciyle geçiştirmeyin”

Hastaların öksürüğü, ateşi, nefes darlığı varsa veya izah edilemeyen, kişiyi yatağa düşürecek yatırmayacak kadar şiddetli vücut ağrıları varsa bu durumun ağrı kesici ile geçiştirilmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Şenyiğit, "Çünkü bunlar bazen sizin ateşinizi kısmi olarak düşürdüğü için kendinizi iyi hissettirebilir. Ama siz kendinizi iyi hissettiğiniz için daha çok topluma katılırsınız ve daha çok bulaştırıcı olursunuz. Onun için kullandığınız ağrı kesiciler hastalığın daha fazla yayılmasına neden olabilir. Şikayetleriniz varsa ezbere ağrı kesici almayın, lütfen biran önce doktorunuza başvurun. Siz, hafif derecede korona virüsü geçiren hasta olabilirsiniz. Belki hastalığın size bir zararı olmaz ama etrafınıza bulaştırdığınız 70 yaşındaki akrabanızın, dostunuzun, ahbabınızın ölümüne sebep olabilirsiniz. Bunun çok ciddi bir manevi yükü de olabilir" şeklinde konuştu.

Rıdvan Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Başkan Sadıkoğlu: “Yerinde dönüşüm desteği artırılmalı” Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın Mart ayı olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Hakan Er başkanlığında düzenlendi. Toplantıya davetli olarak katılan Malatya Vergi Dairesi Başkanı Ahmet Balıkçı, Malatya TSO Meclis Üyelerinin vergi dairesi özelinde karşılaştığı sorunlar hakkında yönelttiği sorularına cevap verdi. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Mart ayı olağan Meclis Toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, yerinde dönüşüm desteğinin artırılması gerektiğine vurgu yaparak, “Müteahhit üyelerimizden aldığımız bilgiye göre bugün 100 metrekare bir dairenin ortalama bedeli vatandaşa 2,5 milyon TL. Haydi, bu maliyetin 1,5 milyon TL’sini hibe artı kredi olarak devletimiz karşılıyor. Geriye kalan 1 milyon TL vatandaşa kalıyor. Büyük depremler yaşamış, işini ve evini kaybetmiş depremzede vatandaşımız bu 1 milyonu nasıl karşılayabilecek?” diye sordu. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın Mart ayı olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Hakan Er başkanlığında düzenlendi. Toplantıya davetli olarak katılan Malatya Vergi Dairesi Başkanı Ahmet Balıkçı, Malatya TSO Meclis Üyelerinin vergi dairesi özelinde karşılaştığı sorunlar hakkında yönelttiği sorularına cevap verdi. Toplantıda konuşan Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Malatya ve ülke gündemine dair değerlendirmeler yaptı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın deprem bölgesinde yerinde dönüşüm yapmak isteyen depremzedelere verdiği 750 bin TL hibe artı 750 bin TL kredi desteğinin yetersiz olduğuna vurgu yapan Başkan Sadıkoğlu, “6 Şubat’ta yaşadığımız deprem 11 ili etkiledi ancak Malatya, Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman’ı daha derinden etkiledi. Ayağa kalkma mücadelesi veren şehirlerimiz için bugüne kadar verilen desteler için devletimize müteşekkiriz ancak yeterli değil. Yerinde dönüşüm için verilen 750 bin TL hibe artı 750 bin TL kredi, yani toplam 1,5 milyon TL’lik destek yeterli değil. Müteahhit üyelerimizden aldığımız bilgiye göre bugün 100 metrekare bir dairenin ortalama bedeli vatandaşa 2,5 milyon TL. Haydi, bu maliyetin 1,5 milyon TL’sini hibe artı kredi olarak devletimiz karşılıyor. Geriye kalan 1 milyon vatandaşa kalıyor. Büyük depremler yaşamış, işini, evini kaybetmiş depremzede vatandaşımız bu 1 milyonu nasıl karşılayabilecek. Üstelik enflasyonist bir zeminde bu destek her geçen gün eriyor. İnşaat maliyetleri ortada, seçimden sonra doların yükseleceği yönünde spekülasyonlar var. Buna bağlı olarak inşaat malzemesinde yine bir artış olacaktır. Dolayısıyla 1,5 milyon TL desteğin yetersiz kaldığını ve günümüz maliyetlerine göre yeniden belirlenmesinin şart olduğunu bir kez daha yineliyoruz” dedi.
Bursa Mustafa Bozbey: “İnegöl’ün raylı sistemle tanışmasını istiyoruz” Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, “İnegöl’ün sanayi ile merkezi arasında raylı sistem ile tanışmasını istiyoruz. İnegöl-Kestel arasında da banliyö treninin işliyor olması gerekiyor” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, İnegöl Posof Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ni ziyaret etti. Burada İnegöl’ün sorunlarına değinen Bozbey, “Mobilya sanayisi önemli. 2019’da da söyledim ama o günden bugüne hiçbir değişiklik olmadı. Nitelikli ve İnegöl’e yaraşır bir fuar alanı ihtiyaç var. Uluslararası rekabet üst düzeyde. Mobilyacı esnafımızın bu konuda büyük emeği ve çabası var. Uluslararası ilişkiler kurarak burada gençlerin yetişmesini sağlamamız gerekiyor. Bu konuda da projemiz var. Bugüne kadar bu konuda adım atan bireysel bazı fabrikalar oldu ama bunu bütünsel düşünmek lazım” şeklinde konuştu. “Kimseyi ötekileştirmeden hizmet edeceğiz” “Gençlerin dizayn ve tasarım konusunda daha ön plana çıkacak bilgi birikimine sahip olması gerekiyor” diyerek sözlerini sürdüren Mustafa Bozbey, “Bu sayede de çok daha farklı ürünlerin ortaya çıkması söz konusu olacak ve daha fazla ihracat yapacağız. Daha fazla ihracat demek bu ülkeye daha fazla döviz girmesi demektir. Birçok gencin de daha fazla kazanması demektir. Bunları yapmak zorundayız. Onun için sizlerden ricam tanıdıklarınıza, iş insanlarına, dostlarınıza bizi anlatın. Bizim niyetimiz kimseyi ötekileştirmeden hizmet etmek. Nilüfer’de bunu nasıl başardıysak hiç merak etmeyin İnegöl’de de başaracağız. Ali başkan ile birlikte başaracağız” ifadelerini kullandı. Sanayi ile merkezi arasında raylı sistem İnegöl’ün sanayi ile merkezi arasında raylı sistem ile tanıştıracaklarını dile getiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, “İnegöl-Kestel arasında da banliyö treninin işliyor olması gerekiyor. BursaRay’a binecek Kestel’e gelecek, Kestel’den İnegöl’e gelecek. Bunun gibi projeler ile İnegöl daha fazla gelişecek. İnegöl insanı daha fazla ve ucuza hareket etme kabiliyeti olacak ve Görükle’ye kadar kesintisiz ulaşımı da sağlamış olacağız. Projelerimiz hazır. İnegöllülerden destek bekliyoruz. Sizlerden isteğimiz bu değişimi yapalım. Bu değişim İnegöl’den başlasın. Bursa’yı sarsın istiyorum. Bursa 4 milyon nüfusa yaklaşmış ama üretim kabiliyeti ve önemli gelirlere sahip bir kent. Yeter ki siz çalmayın çırpmayın. Çünkü çocuklar için yapılan her proje, her hizmet büyükler için de geçerlidir. Çocuklar bizim geleceğimizi oluşturuyor. Onların iyi yetişmesi, nitelikli mahallelerde oturması, sosyal, kültürel ve spor alanları olan yerlerde yetişmesi bizi en büyük arzumuz ve isteğimiz” diye konuştu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Depreme hazırlık için kullanılması gereken kaynaklar bavul bavul dolar oldu" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultanbeyli İlçe Mitinginde vatandaşlarla bir araya geldi. Erdoğan, "Ulaşımıyla, depreme hazırlığıyla İstanbul içler acısı hale gelmiştir. Lazım olduğunda ya tatilde ya cumhurbaşkanı yardımcılığı peşinde ya büyükelçilerle Sarıyer’de balıkta" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sultanbeyli İlçe Mitinginde vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, AK Parti Sultanbeyli Belediye Başkan Adayı Ali Tombaş ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe katıldı. "Gazze’deki mazlumlara her türlü yaptığımız yardım için mimlendik" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde Sultanbeyli milletvekilliğinde yüzde 64, cumhurbaşkanlığında yüzde 67 oy oranıyla destek verdi. Ahde vefanız için sizlere teşekkür ediyorum. Buraya gelen insanlarımız hep sahipsiz bırakıldı. Bu ilçemiz bir dönem ülkemizdeki hak ve özgürlük gasplarının adeta sembol yeri haline getirildi. Sultanbeyli vakur duruşuyla bu badireleri geri bıraktı. Bugün Sultanbeyli İstanbul’un yıldızı parlayan ilçelerinden biri olarak kendini istismar edenlere adeta nazire yapıyor. Bizim hikayemizde Sultanbeyli’nin durumuyla farklı değil. Emperyalistlerin uzantıları, vesayetçilere ve darbecilere eyvallah etmediğimiz için önümüze tuzak üzerine tuzak kuruldu. Dünyadan 5’ten büyüktür diyerek küresel sistemin çarpıklıklarına itiraz ettiğimiz için ambargolara uğradık. PKK, DEAŞ gibi örgütlere teslim olmadığımız için pek çok acıyla sınandık. Gazze’deki mazlumlara her türlü yaptığımız yardım için mimlendik. Milletimizden aldığımız güçlü hepsinin üstesinden geldik, geliyoruz. Türkiye Yüzyılı aynı zamanda Belediyecilik hizmetlerinde yapacağımız tarihi hamlelerle şehirlerimizin de yüzyılı olacak" dedi. "30 yıl önce başlattığımız yerel yönetim hamlesi maalesef son 5 yıldır durmuş" Erdoğan, "İstanbul’da 30 yıl önce başlattığımız yerel yönetim hamlesi maalesef son 5 yıldır durmuş, hatta ibre tersine dönmüştür. Şehri yönetenler İstanbul’dan başka her şeyle uğraştıkları için devraldıkları sorumlulukları yönetememişlerdir. Büyükşehir Belediyesi’nden ne diyor tam ileri, sen tam gaz geri gidiyorsun. Sultanbeyli’yi hiçbir zaman sahiplenmedin ki. Ulaşımıyla, depreme hazırlığıyla İstanbul içler acısı hale gelmiştir. Lazım olduğunda ya tatilde ya cumhurbaşkanı yardımcılığı peşinde ya büyükelçilerle Sarıyer’de balıkta. İstanbul’un yönetimi yarı zamanlı işle olacak değil. Bu şehir hiç kimsenin şahsi ihtirasları, oyuncağı, finans kaynağı haline getirilemez. İstanbul’a böyle bir zulüm yapılmasına müsaade edemeyiz. Bunun için Yeniden İstanbul diyoruz" dedi. "650 bin konutu dönüştüreceğiz" Erdoğan, "Bu şehrin beklentisi ve ihtiyacı çoktur. Ama bazı öncelikleri vardır. Birinci önceliği depreme hazırlıktır. Son dönemde bu konuda bir çaba, proje gördünüz mü? Hayır. Çünkü depreme hazırlık için kullanılması gereken kaynaklar bavul bavul dolar oldu ve bir yere götürülüyor. Depreme hazırlık için gereken vakit DEM’le pazarlıkta, kazanma değil kaybettirme hırsıyla hareket edenleri yemlemekle harcanıyor. Bilim insanları İstanbul’u her gün depreme hazırlayın diye ikaz ediyor. Şimdi de emin eller Murat Kurum kardeşimle ve tüm ilçe belediyeleriyle gerçekleşecek. Önümüzdeki 5 yılda İstanbul’da depreme dayanıksız yapıların hepsini dönüştürecek. 650 bin konutun dönüşümünü 5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlayacak. İstanbul’un ikinci gündemi artı hayatı çekilmez hale getiren trafiktir. Mevcut yönetim bizden devraldığı metroları yapamadığı, yeni metrobüsler alamadığı için şehir adeta kilitlendi. Bir de ne diyor ‘akıllı belediyecilik tam ileri’ nasıl tam ileri? İstanbul bu sizin zevkinizi çekmek zorunda mı?" dedi. "İstanbul’u işporta pazarına düşürmek bu şehre ihanettir" Erdoğan, "Sultanbeyli’ye kadar ilerlemedikleri gibi uyduruk sebeplerle hastane önünden geçecek durakları iptal ettiler. Diğer pek çok proje gibi metro hatlarını da ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Beceriksizliklerini hafriyat alanına çevirdikleri metro hatlarını saymıyorum. Boğaz’ın altına yapacağımız yeni tünelle iki yaka arasındaki raylı sistem geçişlerini bir araya toparlayacağız. İstanbul’un yeni gündemi bu şehrin dezavantajlı kesimlerinin sahipsiz kalması. Biz Murat Kurum kardeşimle merkezi irade de yaptığımız gibi kimsesizlerin kimsesi olacağız. İstanbul’un diğer anlayışı insani vizyonla çalışmasıdır. Haliç’i biz temizledik. İstanbul havalimanına faaliyete geçirip, Çamlıca Cami’yi yaparak şehre birçok eser kazandırarak bunun adımlarını attık. Biz böyle şu andaki belediye başkanı gibi değil Cumhurbaşkanınız olarak tüm bakan arkadaşlarımla hep beraber bu adımları attık, atıyoruz, atacağız. Önümüzdeki dönemde yeniden kendine değer katan böyle bir iradeye kavuşacaktır. İstanbul’u kirli pazarlıklardan uzak tutmak gerekir. Başka amaçlar için deste deste para savurmak bu şehri üzer. İstanbul’u işporta pazarına düşürmek bu şehre ihanettir. İstanbul’a bu kötülüğü yapmamak gerekir. Tüm bunları ve daha fazlasını 1 Nisan itibarıyla hemen hayata geçirmeye başlayacağız. Bunun için sizlerden 31 Mart’ta sandıkları sıkı tutmanızı, en küçük bir kayıp kaçağa meydan vermemenizi istiyorum" dedi. "Biz milletimize gitmekte yorulmuyoruz, adeta huzur buluyoruz" Erdoğan, "Bir dönem bizim yanımızda olup bize kaybettirmek için CHP’nin yanında olanlara itibar etmeyin. Geçtiğimiz 2 ayda 52 il ziyareti yaparak vatandaşlarımızla buluşarak hasbihal ettik. Çoğu zaman bu sayı 60 bini buldu. Biz ister genel seçim ister mahalli seçim olsun tüm seçimlere milletimizle ruberu, yüz yüze gelme fırsatı olarak bakıyoruz. Haksız halkçılık, yeşilsiz çevre peşinde koşanlar milletimizle aramızdaki muhabbeti elbette anlayamaz. Biz milletimize gitmekte yorulmuyoruz, adeta huzur buluyoruz. Her vatandaşımızla aramızda bir gönül köprüsü kurulur. Biz, o gönül vasıtasıyla insanımızın derdini anlarız, sevincine ortak olur, heyecanını paylaşırız. Tüm dünya gibi bizim de sorunumuz olan enflasyonun yol açtığı sıkıntıların farkındayız. Sancaktepe’yi kaybedemeyiz, orayı da alacağız. Aynen yola devam edeceğiz. Dünden itibaren kamu bankalarımız başvuran emeklilerimizin yeni banka promosyonunu ödüyor. Sizler de 2 Nisan’dan itibaren bunu alma imkanına sahipsiniz. Bu emeklerimiz için önemli bir kaynak olacak. Biz Murat Kurum’u bir kenardan bulup getirmedik. Bakanlıklarının dışında bu süreç içerisinde adımlar var mı? Dolayısıyla onlar kayağa gitsin, başka işleri yok" dedi.