GÜNDEM - 22 Mart 2020 Pazar 10:39

Korona virüs sonrası un üretimi iki kat arttı

A
A
A
Korona virüs sonrası un üretimi iki kat arttı

Türkiye’de un üretiminin iç pazar talebini karşılamak amacıyla Kalecik Belediyesi, korona virüse karşı aldığı tedbirler kapsamında ayda 6 bin ton un üretim kapasitesine sahip fabrikada mesai saatlerini 7 gün 24 saat esasına göre şekillendirdi. İlçedeki binin üzerindeki 65 yaş üstü yaşlı insanlara da temel gıda ihtiyaçları gibi un, ekmek ve makarna dağıtımına başlandı.

Türkiye’nin dört bir tarafına un gönderdiklerini anlatan Ankara’nın Kalecik İlçe Belediye Başkanı Dr. Durhan Kalkan, 7 gün 24 saat esasına göre un üretimine geçtiklerini söyledi.

“7 gün 24 saate dayalı un üretimine geçtik”

Çiftçilerden aldıkları buğdayların fabrikada una çevrildiğini belirten Kalkan, şunları kaydetti:
“Ayda 6 bin ton kırma kapasitesine sahip tesisten bahsediyoruz. Kalecik’teki köylerden özellikle çiftçimizin buğdaylarını alarak bu buğdayları una çevirip Türkiye’nin dört bir tarafına gönderiyoruz. İdlib’e Suriye’ye ve Elazığ, Malatya depreminden sonra deprem bölgesine ürettiğimiz unları ürettik. Tabi ülkemiz ve tüm dünya çok sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Biz de Kalecik halkı olarak Kalecik Belediyesi olarak 7 gün 24 saate dayalı un üretimine geçtik. Türkiye’nin neresinde olursa olsun un ihtiyacı olan yerlere burada un üretip gönderiyoruz. Bizim için tabi ki önemli bir süreç Kalecik her zaman devletinin milletinin yanında oldu. Şimdi de bu konuda desteğimiz devletimize milletimize devam ediyor.”

Korona virüs sonrası un üretimi iki kat arttı

“Ülkemizde un sıkıntımız yaşanmasın”

Başkan Kalkan, “Fabrika yeni kuruldu kısa bir süre önce faaliyete geçirildi. Buna rağmen arkadaşlarımız 24 saat esasına dayalı tüm güçleriyle çalışıyorlar. Bizim burada kar amacı beklentimiz yok. Önemli olan raflarda boşluk kalmasın. Önemli olan ülkemizde un sıkıntımız yaşanmasın. Elimizden geldiğince devletimiz milletimiz adına üretimimizi arttırarak inşallah bu boşluğu doldurma gayreti içerisindeyiz” dedi.

Korona virüs sonrası un üretimi iki kat arttı

“Ekmek, makarna, un gibi ihtiyaçları kendilerine ileteceğiz”

Korona virüs nedeniyle 65 yaş üstü yaşlı insanların dışarı çıkma yasağı gelmesinin ardından temel gıda ihtiyaçlarını evlerine ilettiklerini kaydeden Kalkan, “Özellikle 65 yaş üstü yaşlılarımızın sağlığı bizim için çok önemli. Biz onlara ‘evinde kal Kalecik’ diyoruz. Temel gıda ihtiyaçlarını özellikle fabrikamızda ürettiğimiz unumuzu dahil edip temel gıda ihtiyaçlarını kendilerine götürüyoruz. 7 tane mahallemiz var. Bugünden itibaren çalışmalara başladık. İnşallah ekmek, makarna, un gibi ihtiyaçları kendilerine ileteceğiz. Onlar evinde otursunlar torunları çocuklarını sevsinler. Dışarıya çıkmasınlar onların sağlığı bizim için çok önemli. Biz de belediye olarak hemşehrilerimizin emrindeyiz” diye konuştu.

“Acil ihtiyaçlarını belediyemizden talep edecekler”

Kalkan, “Bugün bin ailemizin kapısını çalacağız. Arkadaşlarımız hijyen kurallarına uymak suretiyle kendilerine temel ihtiyaçlarını iletecekler. Yine bizim ihbar hatlarımızla bu ihbar hatlarımızla acil ihtiyaçlarını belediyemizden talep edecekler. Kendilerine ne ihtiyaçları varsa bu imkanları sunacağız” ifadelerini kullandı.

Hasan Ay - Hilmi Çelikel

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul KAMİAD ‘Şehir Toplantıları Etkinliği’ni İstanbul’da gerçekleştirdi Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği paydaşları İstanbul’da düzenlenen Şehir Toplantıları Etkinliği’nde bir araya geldi. Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği (KAMİAD) paydaşları, İstanbul’da bir otelde düzenlenen Şehir Toplantıları Etkinliği’nde bir araya geldi. Toplantıya KAMİAD Genel Başkanı Ali Adıgüzel, İstanbul Ticaret Odası’nın 44, 45 ve 46 nolu meslek komitelerinin başkanları ve bir çok müteahhit katıldı. Etkinlik, dünyadaki 5 büyük yapı fuarından biri olan ’46. Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı’ vesilesiyle yapıldı. Başkan Adıgüzel toplantıda yaptığı konuşmada 6 Şubat’ta meydana gelen depremde inşaat sektörünün ne kadar önemli olduğuna değindi. Adıgüzel, kamu müteahhitliği sektörünün karşılaştığı sorunlara da yer verdi. Başkan Adıgüzel, toplantıda yaptığı konuşma sonrasında ise katılımcıları dinleyerek sorularını da yanıtladı. İstanbul Ticaret Odası’nın 44, 45 ve 46 nolu meslek komitelerinin başkanları ile gerçekleşen toplantıda konuşan KAMİAD Başkanı Ali Adıgüzel, “KAMİAD ailesi olarak şehir toplantılarımızın ilkini 6 Şubat depreminin yıl dönümü vesilesiyle 16-17 Şubat tarihleri arasında orada gerçekleştirdik. Toplantılarımızın ikincini ise ülkemizde her yıl düzenlenen, dünyadaki beş büyük yapı fuarından biri olan ‘46. Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı’ vesilesiyle İstanbul’da yapmaktayız” dedi. “Kamu müteahhitliği, istisna bir meslek gurubudur” Kamu müteahhitliğinin, altyapı ve yapı projelerinde devletin doğrudan veya dolaylı olarak rol aldığı bir yapılanma türü olduğunu kaydeden KAMİAD Başkanı Adıgüzel, “Kamu müteahhitliği, büyük ölçekli projelerin finansmanını sağlamak, teknik becerileri ve deneyimi kullanmak, kalite standartlarını sağlamak ve toplumun genel refahına katkıda bulunmak gibi önemli avantajlar sunan istisna bir meslek gurubudur. Ancak mesleki alanda uzun yıllardan beri karşılaştığımız ve çözüm aradığımız sıkıntılarımızın olduğu da su götürmez bir gerçektir” şeklinde konuştu. "Fiyat farkı hesabı reel piyasa artışlarını karşılamıyor" Kamu müteahhitliği sektörünün karşılaştığı sorunlara da değinen Başkan Adıgüzel, “Kamuya ait binaların yapım işinin asgari bir yıldan fazla sürmesi ve buna karşın anahtar teslimi götürü bedel işlerin yüksek enflasyon karşısında yapılamayışı, sözleşmelerde verilen fiyat farkı hesabının reel piyasa artışlarının karşılamaması. Kamu kurumları ile imzalanan sözleşmelerde her ne kadar yüklenici bir işin tarafı kabul edilse de ihale kanununun yükleniciyi koruyan hükümlerinin neredeyse hiç olmayışı ve tarafların eşitlik ilkesinin olmayışı sebebiyle hep alttan alan kurumun kamu müteahhitleri olmasıdır. Üçüncü en önemli problem, ihale kanunu uyarınca en düşük teklife işin verilmesi ve ülkemizde yüklenici bolluğu yüzünden yaşanan aşırı rekabet ortamı nedeniyle, işlerin çok düşük fiyatlarla ihale edilmesidir. Dördüncüsü yüklenici hak edişlerinde yaşanan ödeme gecikmeleri, altyapı eksiklikleri ve kamu ihale süreçlerindeki karmaşıklık. Beşinci en temel sorun ise kamu kurumlarının eksik proje ve şartnamelerle işleri ihale etmesi ve yapım süreçleri içinde bu eksikliklerin giderilmesi nedeniyle geciken süre ve olumsuz şartların yüklenicinin aleyhine işlemesidir” ifadelerini kullandı. “Kamuya ait binaların, deprem toplanma merkezi olarak seçilmiş olması bizler için kaynağı olmuştur” İnşaat sektörünün 6 Şubat’ta meydana gelen depremde ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken Başkan Adıgüzel, “Ülkemizde 6 Şubat depremi, inşaat sektörünün ne kadar önemli bir iş kolu olduğunu bir kez daha göstermiştir. Depremin yıkıcı etkisi ne kadar büyük olsa da; kamu müteahhitleri tarafından yapılan binaların çok az oranda hasar görmesi, afet bölgesinde özellikle Toplu Konut İdaresi tarafından yapılmış konutların nerdeyse hasarsız olarak ayakta kalması, elbette doğru yapılan uygulamaların bir sonucudur. Bölgede kamuya ait binaların, deprem toplanma merkezi olarak seçilmiş olması ve depremden etkilenen vatandaşlarımızın bu binalarda ağırlanması, yaşadığımız büyük acıyı dindirmese de bizler için bir nebze gurur kaynağı olmuştur” diye konuştu. “Sorunlarımızın çözülmesini talep etmekteyiz” Adıgüzel konuşmasının devamında ise, “Biz KAMİAD olarak, her şeyden önce kamunun yararına çalışan ve devletinin emrinde hizmet eden iş insanları olarak; öncelikle ‘yüklenici’ adının saygın bir meslek olması için 4734 ve 4735 sayılı yasanın bazı eksikliklerin giderilmesini, sorunlarımızın çözülmesini talep etmekteyiz. Özellikle son yıllarda yüksek enflasyon ile birlikte iş yapamaz bir hale gelen yüklenicilerin ve devlet ihalelerinin uygulamadaki sorunlarını içeren sektörel raporlarımızı başta Kamu İhale Kurumu Başkanlığı’na, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunmuş bulunmaktayız. Sonuç olarak; bizler bu çalışmaları yaparken siz meslektaşlarımızdan bize destek vermenizi, bir araya gelmenin ne kadar büyük bir güç oluşturduğunu görmenizi istiyoruz” diye konuştu.
Düzce 786 Milyon Euro hibe desteği sağlanacak DÜZCE(İHA) –Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından Düzce’de çiftçilere hibe desteği imkanları anlatıldı. Düzce Valiliği Toplantı Salonu’nda ki toplantıya Vali Selçuk Aslan, TKDK Ankara İl Koordinatörü Dr. Mehmet Ali Çakal ve Tarım Orman İl Müdürü Esra Uzun, İl protokolü, sivil toplum örgütleri temsilcileri, üreticiler ve girişimcilerin katıldığı bu toplantıda bölgedeki çiftçilere ve yatırımcılara yeni hibe imkanları hakkında bilgi verildi. IPARD III, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin ortak fonundan finanse edilen bir program olduğu ve 81 ilde uygulanacağı ve toplamda 786 milyon Avro hibe desteği sağlanacağı bildirildi. Vali Selçuk Aslan, toplantıda yaptığı konuşmada "IPARD III programı ile ilimizde kırsal kalkınma ve tarım sektöründe ek bir destek başlatmış oluyoruz. Düzce’nin bu programdan iyi fayda sağlayacak iller arasında yer alacağına inanıyorum" dedi. Dr. Mehmet Ali Çakal, programın yalnızca tarımsal üretimi desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda çevre koruma ve yenilenebilir enerji kullanımını da teşvik ettiğini belirtti. Çakal, "Yeni irtibat ofisimiz aracılığıyla, Düzce’den gelen projelerin değerlendirilmesini sağlayacağız" şeklinde konuştu. İl Müdürü Esra Uzun ise, Düzce’nin tarımsal potansiyeline vurgu yaparak, IPARD III’ün kırsal altyapı modernizasyonuna büyük katkı sağlayacağını ifade ederek "Bu desteklerle, ilimizdeki kırsal altyapımız daha modern hale gelecektir" dedi. Toplantı TKDK uzmanlarının IPARD III programının içeriği hakkında bilgi vermesinin ve soruların cevaplanmasının ardından sona erdi. IPARD III Programıyla; Tarım işletmelerinin rekabet gücünün artırılması, Yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılması, Gıda güvenliği, hijyen, çevre koruması ve hayvan refahı standartlarına uyum sağlanması, Yeni pazar fırsatları ve teknolojiye dayalı inovasyonun teşviki, AB standartlarına uyum, çevre dostu yatırımlar ve istihdamın artırılması ve Kırsal alanlarda ekonomik faaliyet düzeyinin yükseltilmesi ve kırsal nüfusun desteklenmesi gibi konularda projeler beklenmektedir.