GÜNDEM - 03 Temmuz 2020 Cuma 11:28

Koronavirüsü iki ayda yenen muhtar: 'İlk on beş gün neredeyse her gün ölümü hissettim'

A
A
A
Koronavirüsü iki ayda yenen muhtar: 'İlk on beş gün neredeyse her gün ölümü hissettim'

Kartal’da Hürriyet Mahallesi Muhtarı Fatih Ekiz, korona virüsü iki aylık tedavi sonucunda yenebildi. Tedavi sürecinde öksürük, kanlı kusma, ishal, kilo kaybı gibi yıpratıcı belirtiler yaşadığını belirten Ekiz, “İlk on beş gün neredeyse her gün ölümü hissettim” dedi. Muhtar Ekiz aynı zamanda yetim bir çocuğun kendisine gönderdiği “Babamı kaybettikten sonra ilk defa yeni bir bayramlıkla bayrama girdim. Ne olursunuz bayrama kadar ölmeyin” mesajıyla duygulandığını belirtti.

Kartal’da Hürriyet Mahallesinde muhtarlık görevini yürüten Fatih Ekiz, Türkiye’de korona virüsün yayılmaya başladığı ilk günlerde korona virüse yakalandı. Muhtarlığa yardım talep etmek için gelen vatandaşlarla ilgilendiği sırada Fatih Ekiz virüse yakalandığını fark etti. Belirtileri yaşamasının ardından test yaptıran ekiz, pozitif sonucunu görünce kendisini eve kapattı. Toplam iki ay kadar süren zorlu tedavi sürecinin ardından negatif test sonucunu alarak korona virüsü yendi. Muhtar Fatih Ekiz tedavi sürecinde yaşadığı zorlukları İhlas Haber Ajansı’na anlattı.

Korona virüse nasıl yakalandığını anlatan Fatih Ekiz, “Sabah muhtarlığımızı açtığımızda üç dört bin kişinin muhtarlığımızın önünde olduğunu gördük. Burası en fazla işçi kesiminin olduğu bir mahalle. İşten çıkartılan merdiven temizliğine giden garson ve benzeri gibi birçok işçi burada yığıldı. Kendimiz, güvenlik güçlerimiz emniyet güçlerinden yardım istedik, kat görevlilerinden yardım istedik ama alanımız da çok küçük bir alan. Fakat talepler çok yoğun olduğu için bu süreçte bu hastalığa yakalanmış olduk.

Genelde dinamik olarak çalışıyoruz. Üçüncü veya dördüncü günüydü artık herkesle uğraşıyorduk. Fakat öyle bir hale geldik ki ayaklarımızın artık çalışmadığını hissettik. O süreçte hastaneye gittim ilk testim negatif çıktı fakat kendimi bildiğim için yani bir şeylerin ters gittiğini fark ettim. Negatif çıktıktan sonra akşamleyin bir daha gittim bu sefer bir gün sonra pozitife döndüğümüzü öğrendik. Vücut kırgınlığı, ishal, baş ağrısı, el titremesi gibi belirtiler vardı” dedi.

Hastalık sürecinin zor geçtiğini belirten Ekiz, “İlk yakalandığım anda zaten sonuçlar beklemeden kendi kırgınlıklarımı hissedince kendimi eve kapattım. Zaten hafta sonuna denk geldi cuma günüydü. Bana sonuç çıkınca kendimi evde muhafaza etmeye başladım. Biraz ağır geçirdim çünkü ondan bir hafta önce de bir gribal enfeksiyona yakalanmıştık koli dağıtımı sırasında” dedi.

“İlk on beş gün neredeyse her gün ölümü hissettim”

Öksürük, kan kusma, ishal, aşırı kilo kaybı, el titremesi gibi belirtileri olduğunu söyleyen Ekiz, “Kendi ailem dahil binada on dört kişide korona çıktı. Onlarınki birazcık daha hafif geçti hatta hiçbir belirti olmadan geçti fakat benimki öksürük, kan kusma, ishal, aşırı kilo kaybı, zor bir süreçten geçtim. İlk on beş gün neredeyse her gün ölümü hissettim diyebileceğimiz kadar ağır geçti.

Bizim mahallemizde birçok aile koronaya yakalandı. Bu süreçte yakalananlar ve yenenler muhtarlık üzerinden whatsapp üzerinden sosyal medyalar üzerinden nasıl atlattığına dair fikir alışverişinde bulunduk. Şükürler olsun yirminci günün sonundan sonra yavaş yavaş kendimize gelmeye başladık. İki aylık bir süreci buldu atlatma ve yakalanma sürecimiz. İkinci negatif sonucunu üçüncü testten sonra alabildik” dedi.

“Ne olursunuz bayrama kadar ölmeyin”

Mahalleden yetim küçük bir çocuğun tedavi sürecinde kendisine attığı duygusal bir mesajdan bahseden Ekiz, “Ufacık bir mesaj gelmişti. Bizim sürekli düzenli olarak baktığımız yetim çocuklar var. Onlardan birisinin bir mesajı benim hala gözümün önünden gitmez. “Muhtarım geçen bayram sizinle tanıştık, ben babamı kaybettim. Babamı kaybettikten sonra ilk defa yeni bir bayramlıkla bayrama girdim. Ne olursunuz bayrama kadar ölmeyin” diye bir mesajı vardı. Tabii bu bizi çok mutlu, onore etti, duygusallaştırdı” şeklinde konuştu.
Maske ve sosyal mesafeye uymayanları uyaran Ekiz, “Rabbim kimseye yaşatmasın öncelikli olarak bunu söyleyeyim. Benim yaşadıklarımın onda birini yaşamış olsalar kesinlikle devletimizin uyguladığı bütün kanuni hakları kendi sağlıkları açısından uymuş olurlardı” dedi.

Cem Güney Kılıç - Halit Arslan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.