SAĞLIK - 26 Mart 2020 Perşembe 12:00

Koronavirüsün Türkiye’de yayılımına dair 3 senaryo hazırlandı

A
A
A
Koronavirüsün Türkiye’de yayılımına dair 3 senaryo hazırlandı

Econix Araştırma, Türkiye özelinde koronavirüsün (kovid-19) bugüne kadarki yayılım verileri ve tıp literatüründen hareketle vaka sayısının değişimine dair 3 senaryo hazırladı. Sosyal izolasyonun yeterli düzeyde sağlanmaması durumunda vaka sayısının Haziran ayı sonunda 3 milyonu aşabileceği tahmin ediliyor. Ancak etkin tedbirlerle salgının Mayıs ayı başında kontrol altına alınabileceği belirtiliyor.

Türkiye’de kovid-19 virüsüne dair ilk vakanın açıklandığı 11 Mart 2020 tarihinden bu yana 2 bin 433 vaka tespit edilirken virüs nedeniyle 59 can kaybı yaşandı. İlk vakanın görülmesinden sonra arttırılan önlemler ile sosyal izolasyon sağlanırken vaka sayısında artış belirli bir oranda gerçekleşmeye devam ediyor. Sosyal izolasyon tedbirlerine uygun olarak salgının yayılımına dair bir öngörüde bulunmak amacıyla sağlık ekonomisi ve sağlık çıktıları alanında araştırmalar ve analizler yapan Econix Araştırma, sağlık uzmanları eşliğinde hazırlanan Türkiye kovid-19 kaynaklı muhtemel vaka sayıları ve sağlık hizmeti ihtiyaç analiz raporunu açıkladı.

Analiz kapsamında Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından 11-23 Mart 2020 tarihleri arasında açıklanan veriler, salgının dünya genelindeki gidişatı, sağlık sisteminin mevcut kaynakları ve tıp literatüründeki verilerden hareketle vaka sayısının değişimine dair muhtemel 3 senaryo hazırlandı. Her üç senaryoda 30 Haziran 2020 tarihine kadar sürdürülerek modellendi. Türkiye özelinde modellenen senaryolarda temel değişkenin sosyal izolasyon olduğu görülüyor.

Etkin önlemlerin devam ettirmesi ile vaka artışının nisan sonunda kontrol altına alınabilecek
Sosyal izolasyonun etkin yapıldığı varsayımı üzerine kurgulanan birinci senaryoda yeni vaka sayısının artış hızının mart ayı itibari ile hızlı düşüş göstererek vaka sayısının azalan bir ivme ile artacağı yönünde tahminlendi. Salgınla yoğun mücadelenin öngörüldüğü bu varsayımda Türkiye’de 30 Haziran 2020 tarihine kadar 52 bin 614 vaka ve 2 bin 616 ölüm gözlenebileceği belirtildi. Etkin önlemlerin devam ettirmesi ile vaka artışının nisan sonunda kontrol altına alınabileceği ve vaka sayısının platoya ulaşabileceği belirtildi. 3'üncü senaryoda salgının en hızlı yayıldığı zaman diliminde yoğun bakım yatak ihtiyacının 856, nitelikli yatak ihtiyacının ise 3 bin 975 olacağı öngörülüyor. Türkiye'nin mevcut sağlık altyapısının kapsamında vakaların ülke genelinde nüfus oranında dağılması durumunda bu ihtiyaca cevap verebileceği tahmin ediliyor.

Kısıtlı tedbirler neticesinde vaka sayısı 183 bine ulaşabilir

2'nci senaryo ise sosyal izolasyonun kısıtlı uygulandığı ve günlük muhtemel vaka artış oranının düzenli bir şekilde azaldığı varsayımına göre planlandı. Senaryo, yeni vaka sayısının artış hızının mart ayı dahil nisan, mayıs ve haziran aylarında daha hızlı azalacağı ve vaka sayısının daha kontrollü artacağı öngörüsüyle modellendi. 2'nci senaryoya göre, Türkiye’de Haziran ayı sonuna kadar 183 bin 922 vaka ve 9 bin 143 ölüm yaşanabileceği belirtiliyor. Sosyal izolasyonun kısıtlı olsa bile yapılması ile Mayıs sonunda vaka artışı kontrol altına alınabilir ve vaka sayısı platoya ulaşabilir. Bu senaryoda vakaların zirve yaptığı dönemde yoğun bakım yatak ihtiyacı 2 bin 586, nitelikli yatak ihtiyacı ise 12 bin 8 olarak ortaya çıkıyor. Bu ihtiyaçlar kapsamında vakaların ülke genelinde nüfus oranında dağılması durumunda sağlık sisteminin kapasite aşımına uğramayabileceği belirtiliyor.

Sosyal izolasyona uyulmayan senaryoda Haziran sonunda vaka sayısı 3,5 milyonu aşabilir

Üçüncü senaryo sosyal izolasyon tedbirlerine uyulmadığı ve vaka artış hızının ise yavaş bir şekilde düşeceği öngörüsüyle hazırlandı. Yeni vaka sayısının artış hızının mart ayı sonuna kadar mevcut artış oranında, nisan, mayıs ve haziran aylarında azalarak vaka sayısının artacağı öngörüsü ile tahmin edildi. 1'inci senaryo varsayımına göre, Türkiye'de 30 Haziran 2020 tarihine kadar 3 milyon 705 bin 555 vaka ve 184 bin 213 ölüm gözlenebilir ve Haziran sonu itibari ile halen vaka artışının kontrol altına alınamayabileceği söylenebilir. Gözlenen vakaların zirve zamanında yoğun bakım yatak ihtiyacı 47 bin 891, nitelikli yatak ihtiyacı 222 bin 421 olarak hesaplandı. Söz konusu öngörüye göre, yoğun bakım ve nitelikli yatak ihtiyacı kapsamında Türkiye ‘deki sağlık sisteminin kapasite aşımına uğrayacağı belirtiliyor.
Tüm senaryolarda yeni hasta hızı azalıyor. Ancak azalma hızları arasında çok az bir fark olsa bile muhtemel vaka sayılarında ciddi farklılaşmalar ortaya çıkıyor. Bu durum önlem almanın ve özellikle erken adım atmanın önemini ortaya koyuyor.

"Tedbirler azami düzeyde uygulanırsa nisan-mayıs ayında kontrol altına alınabilir"

Araştırma ekibinin başında yer alan ECONiX Ortağı ve Yöneticisi, Dr. Güvenç Koçkaya, alınacak önlemlerin düzeyine bağlı olarak Türkiye’nin koronavirüsü en az zararla atlatabilmesi için vatandaşlara ciddi sorumluluk düştüğünü vurguladı.

Koçkaya, "Elimizde bulunan veriler ışığında varsaydığımız üç senaryo arasında en olumlu tabloya yaklaşmak ve daha az vakanın olabilmesi için Sağlık Bakanlığı’nca alınan ve önerilen tedbirlerin vatandaşlarımızca istisnasız uygulanması ve önlemlere azami desteğin verilmesi gerekiyor. Bilinçli ilerlememiz durumunda vaka sayımızın en fazla 50 binlerde seyretmesini ve salgının kontrolünü nisan sonunda veya en geç mayıs içerisinde yapabileceğimizi öngörüyoruz. Ancak önlemlere uyulmadığı veya hiçbir önlem alınmadığı takdirde vaka sayısının kontrolden çıkabileceği ve haziran sonunda vaka sayısının 3.7 milyona kadar çıkması, hatta kontrol altına alınamamış olması da olası senaryolar arasında. Bu da sağlık sisteminin kitlenmesi, hastaların tedavi olamaması, sürecin yönetilememesi ve salgının ne zaman sonlanabileceğinin belirli olmaması anlamına gelir. Böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmamak için durumun ciddiyetini tam anlamıyla kavramamız ve Sağlık Bakanlığınca yapılan uyarıları dikkate almamız ve harfiyen uymamız çok önemli. Dileriz bu senaryoların hiç biri gerçekleşmez ve Türkiye çok daha az vaka ile koronavirüs salgınını atlatır." dedi.

Sağlık hizmetlerinde kapasitenin yeterliliği tedbirlere uymaya bağlı

Rapora göre, Türkiye sağlık sistemi içerisinde 24 bin 71’i erişkin yoğun bakım yatağı, bin 625’i çocuk ve 12 bin 402’si yenidoğan yoğun bakım yatağı olmak üzere toplam 38 bin 98 yoğun bakım yatağı ve 139 bin 403 nitelikli yatak bulunuyor. Yatakların yıllık ortalama doluluk oran ise yüzde 66.9 olduğu belirtildi.

Koronavirüs kaynaklı yoğun bakım ihtiyacının yüksek oranda erişkin ve ileri yaş bireylerde olduğu göz önünde bulundurulduğunda ise 24 bin 71 yoğun bakım yatağının ve 139 bin 403 nitelikli yoğun bakım yatağının kullanılabileceği öngörüldü. Kapasitenin yeterli gelmesi ve salgının sınırlandırılabilmesi için sosyal etkileşimin olabildiğince kısıtlanması, tüm toplumun ve özellikle yüksek risk grubu bireylerin izolasyonunun arttırılması kritik önem taşıdı.

Koronavirüste en riskli grup kalp hastaları

 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) analizine göre; koronavirüse bağlı mevcut ölüm oranı yaklaşık yüzde 3,4 olarak tahmin ediliyor. Ek hastalıklar ise bu oranı etkiliyor. Ancak Türkiye’de diğer ülkelere göre genç yaş nüfusu yoğun olmasına rağmen diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıkların yüksek olmasından dolayı ölüm ve hastane yatış risk oranları DSÖ'nün tahminleri üzerinde seyredebileceği tahmin edildi. Econix Araştırma'nın hazırladığı rapora göre, en yüksek ölüm riski yüzde 10,5 oranla kalp rahatsızlıkları olarak tanımlanan kardiyovasküler hastalıklarda görülürken, diyabet yüzde 7,7, kronik solum rahatsızlıkları yüzde 6,3, hipertansiyon yüzde 6 ve kanser yüzde 5,6 risk teşkil ediyor. Ancak bu tablo, ek hastalıkları olmayan bireylerin risk altında olmadığı anlamına gelmiyor. Sağlıklı bireylerde de dahi ölüm risk oranı düşük olsa bile yüzde 0,9 olarak seyretti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Gazi Stadı’nda 23 Nisan coşkusu Kastamonu’da bulunan Gazi Stadı’nda yüzlerce çocuk ve ailenin katılımıyla düzenlenen programda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı. Kastamonu’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Gazi Stadı’nda düzenlenen törende coşku ile kutlandı. Törene yüzlerce çocuk ve ailesi katıldı. Stadı dolduran çocuklar hazırladıkları gösterileri sergiledi. Çocuklar gösterileri ile trübünlerdeki vatandaşlardan büyük alkış aldı. Programa Katılan Kastamonu Valisi Meftun Dallı, “Bugün birliğimizin, beraberliğimizin, millet oluşumuzun nişanesi, milli irademizin kalbi Gazi Meclisimiz 104 yaşında. Bugün; yarınımız olan her bir çocuğumuzunsevinci, umudu, gururu 104 yaşında. Bugün çocuklarımız için, hepimiz içinbir onur, bir coşku günü. En önemli gayemiz, dünyayı çocukların masumiyetiyle güzelleştirmek, hayalleriyle süslemek, umutlarıyla yeşertmek. Onlara gözyaşlarıyla ıslanmamış bir dünya bırakmak. Bu varlığa kast edenlere fırsat vermeden mazlum coğrafyalardaki yaraları sarmak, acıları dindirmek ve çocukları yeniden güldürmek. Sizler gözlerimizin aydınlığı, sevginin ve mutluluğun değerini hatırlatan en güzel hediyesiniz. Gözlerinizdeki ışık ve kalplerinizdeki umut, Kastamonumuzun, Türkiyemizin ve hepimizin en büyük ilham kaynağı. Bayramınız kutlu olsun” dedi.
İstanbul TFF Fair Play Ödülleri’nin Mart 2024 dönemi sahipleri belli oldu Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Fair Play Ödülleri’nde Mart 2024 döneminin ’en centilmen futbolcusu’ Konyaspor’dan Sokol Cikalleshi, ’en centilmen teknik direktör’ de Kasımpaşa’nın başarılı çalıştırıcı Sami Uğurlu oldu. Türkiye Futbol Federasyonu’nun Fair Play’in teşvik edilmesi, yaygınlaştırılması ve farkındalık oluşturması amacıyla düzenlediği TFF Fair Play ve Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nin Mart 2024 Dönemi sahipleri, TFF Fair Play ve Sosyal Sorumluluk Kurulu tarafından belirlendi. Kurul Başkanı Ali Erten ile birlikte Prof. Dr .Mustafa Sait Gönen, Prof. Dr. Burhanettin Hacıcaferoğlu, Prof. Dr. Fatma Ayanoğlu, Banu Yelkovan, Attila Gökçe, Ömer Üründül, Berrin Altınöz ve Metin Tekin’den oluşan TFF Fair Play ve Sosyal Sorumluluk Kurulu Mart ayı değerlendirmelerini yaptı. Kurul üyelerinin yaptığı değerlendirmeler sonucunda ’En Centilmen Futbolcu’ ve ’En Centilmen Teknik Direktör’ kategorilerinde ödüle layık görülenler ve gerekçeleri şu şekilde belirlendi: En Centilmen Futbolcu: Sokol Cikalleshi (Konyaspor) Gerekçe: Trendyol Süper Lig’de 9 Mart 2024 tarihinde Konya’da oynanan Konyaspor - Adana Demirspor karşılaşmasında, Konyaspor futbolcusu Sokol Cikalleshi’nin, takımının hücumu sırasında, rakibi Gravillon’un istemeyerek eline bastığını fark ettikten sonra takımının atağına katılmayarak sakatlanan rakibinin başında beklemesi ve maç sonrasında yaptığı, "Atağa çıkarken elinin üstüne bastığımı düşünüyorum. Bundan dolayı bir çığlık duydum. Burada oyundan ziyade insan ve hümanist olmak çok daha önemli. Onun sağlığı için onunla orada durdum. Bu anı onunla paylaştım. Bu durumda gol atsam da benim için mutlu bir hissiyat değil" şeklindeki fair play değerlerini yücelten açıklamaları için bu oyuncu kurul üyeleri tarafından Mart 2024 ayının ’En Centilmen Futbolcusu’ olarak seçilmiştir. En Centilmen Teknik Direktör: Sami Uğurlu (Kasımpaşa) Gerekçe: Çok öz anlatımı ile futbolda fair play; - Rakibe ve rakibin emeğine, takım arkadaşlarına, görevlilere, seyircilere, oyunun bütün paydaşlarına saygı duymak, - Rakibin haksız dezavantajlarından faydalanmadan, şans ve fırsat eşitliğini bozmadan oyunda kalmak, skordan bağımsız olarak rakibi, oyunun eşit ve vazgeçilmez diğer paydaşı olarak görmek, - Kazanana saygı duymak, - Her koşulda ve daima doğrudan yana, dürüst ve adil olmak, gibi etik üstü değerler ve davranışlar bütünüdür. Oyunun bütün paydaşlarından, en yoğun mücadele ortamında ve baskı altında bile bu değerleri terk etmemeleri, içselleştirerek sahip çıkmaları beklenir. Bu açılardan bakıldığında, oyundan zaman çalmanın; önce rakibe, sonra tribündeki taraftara, görsel mecralardaki izleyicilere ve oyunun diğer paydaşlarına karşı saygı içermeyen olumsuz davranış örnekleri olarak değerlendirilebileceği açıktır. Bu açıdan bakılarak Kasımpaşa’nın Profesyonel Takım Antrenörü Sami Uğurlu, Trendyol Süper Lig’de 17 Mart 2024 tarihinde oynanan Kasımpaşa - Galatasaray maçı sonrasında, "Futbolcularıma ayakta kalmayı, düşmemeyi söylüyorum. Tempo futbolu güzelleştiriyor. Bunun da ödüllendirilmesi lazım. Kaybettik ama keyifliyiz. Çünkü çok iyi oynadık, biz oynadığımız futboldan keyif alıyoruz. Galatasaray’ı da tebrik ediyorum." şeklindeki oyundan süre çalmanın fair play’e aykırı olduğunu hatırlatan, rakibe, izleyicilere ve stadyumu dolduran futbolseverlere saygının da oyunun bir parçası olduğunun altını çizen açıklamasıyla Mart 2024 ayında ’En Centilmen Teknik Direktör’ kategorisinde ödül almaya layık bulunmuştur.