GÜNDEM - 10 Nisan 2021 Cumartesi 11:29

Kunduracı Salih Amca zamana direniyor

A
A
A
Kunduracı Salih Amca zamana direniyor

İzmirli 77 yaşındaki Salih Ören, tam 62 senedir doğup büyüdüğü ilçe Buca’da kunduracılık yapıyor. Yaşına rağmen hünerli ellerini konuşturup deriye hayat veren Ören, kunduracılık mesleğinde son temsilcilerden biri olduğunu söylüyor.

İzmir’in Buca ilçesinin tarihi Dumlupınar Mahallesinde yaşayan 77 yaşındaki Salih Ören, 62 yıldır kunduracılık yapıyor. Tamamen el işi ve sipariş üzerine üretilen kunduralar, Türkiye’nin dört bir yanından alıcı buluyor. Ören’in eşinin yeğeni 58 yaşındaki Erol Yenipala da, 7 yaşından bu yana Salih Ören’in yanında çalışıyor. Hünerli elleri ile deriye hayat veren Ören ve Yenipala, kunduracılık mesleğinde çırak yetişmediğini, kendilerinin son temsilciler olduğunu belirtiyor.

“İyi ki bu mesleği seçmişim”

Kunduracılığa ilkokula giderken çırak olarak başladığını ifade eden Ören, “İlkokula giderken, benden daha büyük arkadaşlarım kunduracıda çalışıyordu. Benden de çıraklık yapmamı istediler. Anneme sorup okuldan önce kunduracıda çıraklık yapmaya başladım. İlkokulu bitirdikten sonra da mesleğe devam ettim. 10 yıllık çıraklık ve kalfalık yaptım, 1959 yılında da ilk dükkanımı açtım. Hayatımda ilk kez borç para alarak dükkanımı açtım, bir daha da işim nedeniyle kimseden borç para almadım. Mesleğimden çok memnumum. İyi ki bu mesleği seçmişim. Bu meslek sayesinde 10 nüfus baktım” dedi.

Kunduracı Salih Amca zamana direniyor

Mahkumlara kundura, jokeylere çizme

Dükkanda sadece sipariş üzerine çalıştıklarını söyleyen Ören, “Müşteri gelip ayak yapısından, ayaklarındaki sorunlardan bahsediyor. Biz o kişiyi tedavi edecek değiliz ama ölçüsünü alıyoruz, ne istediğini öğreniyoruz ve ayakkabısını yapıyoruz. Müşteri ayakkabıdan memnun olmazsa bir daha yapıyoruz. Bizde hazır ayakkabı yok. Hepsi elişi ve deri. Bütün ayakkabılarımız sahipli. Ayak altında çiğnenen mesleğin garantisi olmaz ama bizim ayakkabılarımız yine de uzun süre kullanılıyor. Ben yıllarca eski külhan beylere ayakkabı yaptım. Şu anda jokeylerin çizmelerini, cezaevindeki mahkumların ayakkabılarını yapıyoruz. Allah’a şükür Türkiye’nin her yerinden müşterimiz var” diye konuştu.

"Çırak yetişmiyor"

Kunduracılık mesleğinde artık çırak yetişmediğini kaydeden Ören, şöyle konuştu: “Eskiden babalar çocuklarını getirir, ‘eti senin kemiği benim’ derdi. Çocuğu yetiştirmemizi isterlerdi. Bazı babalar el altından 25 kuruş fazladan verip ‘çocuğun haftalığına bu parayı ekle ki mesleğe sarılsın’ derdi. Benim babam da bunu yapmış. Ustam bana haftada 25 kuruş verirdi, 25 kuruşu da babam verirmiş. O şekilde çalıştım ve yetiştim. Şu anda yetişen çırak yok. Biz bence son temsilcileriz. Eşimin yeğeni ile 50 yıldır çalışıyoruz. Biz kenara çekilince bu meslek bu şekilde devam etmez.”

Kunduracı Salih Amca zamana direniyor

“Baba-oğul bizim gibi geçinemez”

Erol Yenipala ise, 7 yaşında Ören’in yanında çıraklığa başladığını ve halen Ören ile birlikte çalıştıklarını belirterek, “Baba-oğul bizim gibi geçinemez ama biz geçiniyoruz. 7 yaşından beri burada çalışıyorum. Mesleği sevdim ve devam ettim” sözlerine yer verdi.

Ceren Atmaca - Halil Karahan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Yaylada kadın cesedi bulunmasına ilişkin bir kişi tutuklandı Sakarya’nın Sapanca ilçesindeki Soğucak Yaylası’nda 27 yaşındaki kadının ölü bulunmasına ilişkin gözaltına alınan 3 kişiden biri tutuklandı. 21 Nisan günü Soğucak Yaylası girişinde bulunan kulübenin yakında meydana gelen olayda, bitki toplamaya gelen bir vatandaş, yerde hareketsiz yatan kadını görünce durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Bölgeye gelen ekipler, kadının hayatını kaybettiğini belirledi. Yapılan incelemeler neticesinde Betül Kurt (27) olduğu tespit edilen kadının Serdivan ilçesinde ikamet ettiği öğrenildi. Kurt’un vücudunda herhangi bir kesici ve delici bir yara görülmediğini tespit eden ekipler, kadının cenazesini Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Korucuk Ön Otopsi Merkezine kaldırdı. Hususa ilişkin inceleme başlatan ekipler, Kurt’un yaylaya 1’i kadın, 3 arkadaşıyla birlikte gittiğini belirledi. Yapılan çalışma çerçevesinde 3 kişi gözaltına alınırken uyuşturucu kullanmaktan suç kayıtları olduğu da öğrenildi. Şahıslar jandarmada merkezinde, yaylada uyuşturucu kullandıklarını, aralarında çıkan tartışma sonrasında Betül Kurt’un yanlarından ayrıldıklarını, ölümüne ilişkin alakaları olmadıklarını ve arkadaşları Kurt’un öldüğünü sonradan duyduklarını ifade ettikleri öğrenildi. Jandarmadaki işlemleri sonrasında adliyeye sevk edilen kişilerden B.D.(31) isimli kadın tutuklanırken iki erkek şahıs adli kontrolle serbest bırakıldı.
Antalya Alanya’da duvara asılı cezalı otomobile teklif yağıyor ANTALYA (İHA) – Antalya’nın Alanya ilçesinde yaşayan vatandaşın yaptığı trafik kazası sonrası ceza olarak yaşadığı evin duvarına astığı otomobil, yaklaşık 3 aydır aynı şekilde duruyor. Çevreden geçen vatandaşlar asılı halde duran aracı ilk kez gördüklerini belirtirken, araç sahibi ise otomobil için çok sayıda teklif geldiğini ancak satmayı düşünmediğini söyledi. Sugözü Mahallesi’ndeki iki katlı apartmanda yaşayan Mehmet Aydın (47) isimli vatandaş, yaklaşık 3 ay önce kazaya karışan otomobilini ceza olarak evinin duvarına astı. Otomobil, vinç yardımıyla ön bölgesinden yukarı bakacak şekilde duvara asılı halde sergileniyor. Fileyle etrafının kapatıldığı aracın ilginç görüntüsü çevredeki vatandaşların ilgisini çekiyor. Aracın asılı olduğu sokaktan geçen bazı vatandaşlar ise gördükleri manzaraya anlam veremiyor. “Ben böyle bir şeyi ilk kez gördüm” Aracın asılı olduğu evin sokağından geçen Muzaffer Süs isimli bir vatandaş, aracın o halini gördüğünde şaşırdığını belirtti. Süs, hayatında ilk kez asılı bir araçla karşılaştığını dile getirerek, “Ben de arabayla ilgilenen birisi olduğum için arabayı böyle görünce dikkatimi çekti. Düzeltme amaçlı mı hobi amaçlı mı ne için astığını ben de öğrenmek istiyorum, merak ediyorum. Ben böyle bir şeyi ilk kez gördüm. Ben o kadar araba işi içindeyim, arabanın bu şekilde ikinci kata kadar asıldığını ilk kez görüyorum” diye konuştu. “1 milyon euro versen arabayı vermem dedim” Zaman zaman duvarda asılı olan aracın ses sistemini açarak müzik dinleyen Mehmet Aydın ise yurt dışından aracı görmeye gelenlerin olduğunu ifade ederek, “Gelen giden çok. İran, Irak, Almanya’dan fotoğraf çekilmeye geliyorlar. İzmir’den buraya yaklaşık 300 araba geldi. Gelip bakıyorlar, hoşlarına gidiyor. Arabayı sat diyorlar, satmam diyorum. 1 milyon euro versen arabayı vermem dedim. Çünkü dursun burada, ben ona ders vereceğim. En az 2 yıl kalacak ama uzayabilir. Uzama şansı yüzde 80. Çocuklar istiyor, anne babası getiriyor onları. Çok gelen var. Milletin dikkatini çekiyor. Niye astın diyorlar” dedi.
Van Van’da, sözde ’Ermeni Soykırımı Anma Günü’ programlarına tepki Van Küresünniler Tarih ve Kültür Araştırma Derneği ve Oğuz Çepni Federasyonu Doğu Anadolu Bölge Başkanlığı, sözde "Ermeni Soykırımı Anma Günü" nedeniyle düzenlenen programlara tepki gösterdi. Ermenilerin Van’da yaptığı katliamlarda hayatını kaybedenlerin anısına yapılan Zeve Şehitliğini ziyaret eden Küresünniler Tarih ve Kültür Araştırma Derneği ve Oğuz Çepni Federasyonu Doğu Anadolu Bölge Başkanlığı üyeleri, daha sonra dernekte açıklama yaptı. Burada kalabalık adına açıklamayı okuyan Küresünniler Tarih ve Kültür Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı Selim Kenan, bir dönem ‘Sadıkayi Milli’ unvanıyla anılan ama daha sonrasında katliamları ile tanınan Ermeni topluluğunun sözde Ermeni soykırımını anarak her yıl 24 Nisan’da anma programları gerçekleştirdiğini hatırlattı. Kenan, “Topraklarımızda yaşadıkları dönemde silahlı ve örgütlü bir şekilde halkı kin ve nefrete sürükleyerek yaptıkları katliamları unutmadık, unutmayacağız. Ayrıca Hınçak ve Taşnak gibi hain örgüt yapılanmaları yetmezmiş gibi topraklarımızda iç karışıklık çıkarmak adına diğer etnik grupları da Osmanlıya karşı kışkırtmalarını tarih kara harflerle yazmıştır” dedi. Ermenilerin emperyalist güçlerin desteklerini alarak bölgede bir devlet kurma hayaliyle yıllarca komşuluk ve akrabalık ilişkileri geliştirdiği insanları hiç acımadan katlettiğini aktaran Kenan, “Bu topluluk karşısında, onlar gibi katliamcı olmayan ecdadımız, tehcir kararına mecbur kalarak, bu topluluğu tarih ve gelenek anlayışımıza yakışır şekilde sürgün etmiştir. Buna rağmen hakkına razı gelmeyen bu topluluk, bugün hala 24 Nisan tarihlerinde sözde Ermeni soykırımı yalanını tüm dünyaya anlatmaya devam etmektedir. Oysa katledilen binlerce şehidimizin acısı henüz yüreğimizdeyken, elleri kanlı bu topluluk yakın tarihimizde dahi Azerbaycan’da, Hocalı’da, Karabağ’da, Gence’de birçok şehidimizin kanına girmeye devam etmiştir. Bugünlerde dahi devam eden kazı çalışmalarında Ermenilerce katledilen şehitlerimizin cenazeleri bulunmakta iken, arşivler ve tarih gerçeklerinden kaçamayacak olan bu topluluk, kendi uydurdukları yalanlara kimseyi inandıramayacaktır. Biz Küresünniler olarak, bölgemizde ve Azerbaycan’da yapılan katliamları unutmadık, unutturmayacağız. Hangi dine ve ırka mensup olursa olsun zalimce katledilen her mazlumun yanında olacağımızı buradan haykırmak istiyoruz. Bütün zalimleri ve zalimliklerini lanetliyor ve ‘Zalimler için yaşasın cehennem’ diyor, bu vesileyle geçmişten günümüze kadar şehadete yürümüş tüm şehitlerimizi minnet ve rahmetle yad ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Tokat Reşadiye, kaplıca turizminde önemli bir merkez olacak Reşadiye Belediye Başkanı Ergül Ünal, ilçedeki kaplıca suyunun potansiyeline dikkat çekti. Ünal, “Reşadiye’yi turizmde farklı bir yere getireceğiz” dedi. Reşadiye Belediye Başkanı Ergül Ünal, ilçenin eşsiz doğal kaynaklarından biri olan kaplıca suyunun potansiyelini vurgulayarak, Reşadiye’nin turizmde önemli bir noktaya yükseltilmesi hedeflerini açıkladı. Başkan Ünal, İhlas Haber Ajansı’na yaptığı özel açıklamada, Reşadiye’nin Türkiye genelinde eşi benzeri bulunmayan bir kaplıca suyuna sahip olduğunu belirtti. “Suyumuz çok güzel ve kaynağı bol bir suya sahiptir” diyen Ünal, bugüne kadar Reşadiye’nin bu doğal kaynaktan yeterince faydalanamadığını düşündüğünü ifade etti. Seçim kampanyası sürecinde bu konuya sürekli olarak değindiklerini dile getiren Başkan Ünal, göreve geldikleri süre içinde hem kaplıca suyuna hem de daha önce yapılan termal otele önemli bir ağırlık vereceklerini vurguladı. "Kaplıca suyumuz ve termal otel başta olmak üzere Reşadiye’yi turizm noktasında farklı bir yere getirmeyi düşünüyoruz" diyen Ünal, ilçenin doğal güzellikleriyle öne çıkan bir coğrafyaya sahip olduğunu da ekledi. Ünal, ilçenin yaylaları, şelaleleri ve dağlarının çok güzel olduğunu belirterek, “Biz istiyoruz ki bu cennet toprakları ülke ve hatta yurt dışındaki herkesin görmesini sağlayalım. İlerleyen dönemde güzel projelerle ilçemizi tanıtacağız” şeklinde konuştu. Reşadiye’nin turizm potansiyelini harekete geçirmek için çalışmaların başladığını belirten Başkan Ünal, ilçenin bu doğal zenginliklerini daha geniş kitlelere tanıtmak için çeşitli projelerin hayata geçirileceğini ifade etti. Başkan Ünal, son olarak, Reşadiye’nin turizmde önemli bir destinasyon olması için ellerinden gelen gayreti göstereceklerini ve ilçenin bu alandaki potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için çalışacaklarını sözlerine ekledi.