SPOR - 19 Kasım 2018 Pazartesi 19:27

Lucescu: 'Çalışmaya devam'

A
A
A
Lucescu: 'Çalışmaya devam'

Türkiye A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Mircea Lucescu, "Bu tarzdaki fikirlerimi herkesle dışarıda paylaşmam, böyle bir konuşma yok. Geleceğime aslında ben karar veririm. Yararlı olamayacağımı görürsem zaten kimseye bu konuda şey yapmama gerek yok. İnanmasam bu şekilde devam etmezdim. Doğal olarak şu an işime devam ediyorum" dedi.

Lucescu, yarın Antalya’da Ukrayna ile oynayacakları hazırlık maçı öncesinde kamp yaptıkları otelde Wolfsburg’da forma giyen milli oyuncu Yunus Mallı ile birlikte basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan Lucescu, çalışmaya devam edeceklerini ve başka bir durumun söz konusu olmadığının altını çizerek, liglerden yeni çıkacak oyuncuları milli takıma davet edeceklerini belirtti. 

Türkiye’de ve yurt dışında tüm oyuncuları izlediklerini dile getiren Lucescu, “Bu genç ekibe Mart ayından 6 aylık bir süreçtir, beraber artık oynamaya başladık. Uluslar Lig’inde zor gruptaydık. Rusya ve İsveç Dünya Şampiyonasından döndüler. Bu iki takımda 3 yıldır aynı hoca ve futbolcu grubuyla devam ediyorlar. Ve bizim baktığımız zaman bizim gruplardaki gibi diğer gruplarda 2 takım bu şekilde yoktu. İki rakibimizde üst turlara kadar gittiler. Bizden daha tecrübeliydiler. Daha iyi değil, daha tecrübeliydiler. Oynadığımız 4 maçta oyunun tamamını domine ettik, oyuna hükmeden bizdik. Biz sadece konsantrasyon durumundan goller yedik, goller de attık. Milli takıma gelen gençlerin hepsi sevdiği için geliyorlar. Takımı sevmese gelmezler. Kontratları yok sevdiği için geliyorlar bir prestij meselesi. İyi bir grup kurduk. Birbirini seven bir gruptur” diye konuştu.

"Sorumlusu ben değilim" 

Bu seviyeye gelmede hatasının olmadığını savunan Lucescu,“ Türk milli takımında daha önce oynamış olan Tolga Ciğerci, şu an ortada yok. Ozan Tufan, Selçuk, Volkan Şen oynamıyor. Çok iyi oyuncular ama kendi takımlarında oynamıyorlar. Çözüm bulmak zorundaydım. Sonuçta bir gençleştirme içine girdik. Bu diğer arkadaşlara kapımızın kapandığı anlamına gelmiyor. Kendi kurduğum ekipten mutluyum. Son 4 maçımızda harika şeyler yaptık, iyi oynadık. Konsantrasyon eksikliği ve bunu 90 dakikaya yayamamamızdan kaynaklanan mağlubiyetler aldık. Şans güçlüden yana, ama güç bize gelecek ve bizde o şanslılar grubuna gireceğiz. Profosyonel olarak baktığımızda kolay değil rekabetçi üst seviyede bir takım oluşturmaya çalışıyoruz. Bunun içinde zaman gerekiyor” diye konuştu.

"Ukrayna örneği" 

Yarınki rakiplerini de değerlendiren Lucescu, ”Ukrayna gibi bir takımla oynayacağız. Ukrayna’nın bu periyotta 8 oyuncu var. İleri üçlüsü Shaktar Donetsk’ten değil. Bu çocuklar diğer 8 oyuncu 17-18 yaşından beri Ukrayna alt yapısından yukarılara kadar çıktılar. Bu şekilde yapmak lazım. İtalya ve Romanya’da öyle yaptım, kurmak zaman isteyen bir şey. Çalışmaya devam, yetenekleri bulup tekrardan milli takıma davet edip, onları milletler arası maçlarda maç seviyelerini, yerel şampiyonadaki seviye ile uluslararası futbol seviyesi aynı değil, bunları yapmak için çalışacağız. Şimdilik yurt dışından oyuncularla ve Türkiye liglerinde oynayan oyuncularla yolumuza devam etmek zorundayız. Türkiye’deki büyük takımlardan az oyuncu alabildik, doğal olarak fazla zamanımız yok. İşlemeye çalışıyoruz. Romanya bu konuda karar aldı. Çok büyük ekiplere karşı şampiyona kazandılar. U21’den çok oyuncu var. Bunu yapmaya çalışacağız. Ama dediğim gibi zamanla sabırla olması gereken şeyler” dedi.

"İnanmasam devam etmezdim"


"Görevi bırakma ihtimali var mı?" şeklindeki soruya Lucescu, “Böyle bir şey yok. Böyle bir deklarasyon yok. Dünyanın her yerinde olduğu gibi atmasyon diyeceğim yanlış bir haber. Bu tarzdaki fikirlerimi herkesle dışarıda paylaşmam, böyle bir konuşma yok. Geleceğime aslında ben karar veririm. Yararlı olamayacağımı görürsem zaten kimseye bu konuda şey yapmama gerek yok. İnanmasam bu şekilde devam etmezdim. Doğal olarak şuan işime devam ediyorum. Bu işin iyi gideceğine inanıyorum” cevabını verdi.

Mallı: "Çok üzgünüz" 

Milli futbolcu Yunus Mallı, sonuç alınmadığının da eleştirinin gelmesinin doğal olduğunu belirterek, “Oyuncu grubu olarak çok üzgünüz, son maçta yenilmemiz kötü oldu. Uluslar Liginde hedeflerimize ulaşmadık. Hepimiz kendimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Zamanla her şey iyi olacak. Zamanla sonuçlar iyi olacak. Sonuç olmazsa eleştirinin gelmesi gayet doğal” dedi.

İsa Akar - Mustafa Bürge
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Doç. Dr. Savaş Eğilmez; “Türk Devleti birçok bölgede barışı tesis ediyor” Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Türk devletinin bir çok bölgede barışı tesis ettiğini söyledi. Türklerin tarihleri boyunca coğrafi olarak çok geniş, ekonomik olarak zengin, nüfus olarak kalabalık ve çok uluslu, askeri olarak da çok güçlü devletler kurduğunu ifade eden Doç. Dr. Savaş Eğilmez, “Türk kültürünün ve Türk iktidarının en önemli unsurları adalet ve hoşgörüdür. Dolayısıyla kurdukları devletlerle hakim oldukları coğrafyalarda ve yönettikleri kavimler üzerinde adaleti, hoşgörüyü ve dolayısıyla da barışı tesis etmeyi başarmışlardır. Son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti, coğrafi olarak Türk tarihinin küçük diyebileceğimiz devletlerinden biridir. Türk Devleti yüz ölçümü olarak seleflerine nazaran küçük olsa da kültürel mirasının ortaya çıkardığı etki oldukça büyüktür. Türk ordusunun varlığı, Cumhuriyet döneminin en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Nitekim son yıllarda Türk Devleti’nin çeşitli alanlarda mesafe kat edip oldukça güçlenmesi, bahsettiğimiz güçlü mirastan gelen sorumlulukla birleşince, bulunduğu her bölgede barışı tesis eden Türk ordusunun varlığı, Cumhuriyet döneminin en geniş sınırlarına ulaşmıştır” diye konuştu. Türk Devletinin; KKTC, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Kosova, Arnavutluk, Libya, Suriye, Irak, Katar, Somali’de barışı koruma adına askeri varlığını sürdürmeye devam ettiğini anlatan Doç. Dr. Savaş Eğilmez, “Aynı zamanda Türk donanması, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum kesimi ile artan gerginliklerin tam da merkezinde, enerji ve bölgesel çıkarlar üzerinde çok önemli bir güç odağı olarak Akdeniz ve Ege denizlerinde devriye gezip, bölgenin tamamına güçlü varlığını hissettirmeye devam ediyor” diye konuştu. Libya Doç. Dr. Savaş Eğilmez, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter, ülke içinde daha fazla bölgeyi silah zoruyla kontrolü altına alırken, darbeci lidere bazı Avrupa ve bölge ülkeleri de destek veriyor. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, ve Fransa gibi ülkelerin desteğini alan Hafter’in, Nisan 2019’da milislerine Trablus’u ele geçirmek için saldırı emri vermesiyle, zaten uzun süredir istikrarsızlıkla boğuşan Libya yeni bir şiddet sarmalına sürüklendi. Hafter, bölgesel destekçilerinden tedarik ettiği mali kaynak, ağır silah, paralı asker, silahlı insansız hava araçları (SİHA), savaş uçakları ve bunları kullanacak askeri danışmanlık desteğiyle Trablus’un kapılarına kadar dayandı. Başından beri Hafter ve bölgesel destekçilerinin, başkenti ve ülkeyi silah zoruyla kontrol altına alma niyetindeki bu darbe girişimine karşı çıkan Türkiye, uluslararası meşruiyete sahip Libya hükümetine desteğini açıkladı. Türkiye, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan hükümeti desteklemek için Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı askeri uzmanlar Libya’ya gelerek, Libyalı muhataplarına danışmanlık hizmeti vermeye başladı. Türkiye’nin destekleri neticesinde Libya’da Başbakan Fayez al-Sarraj hükümeti Hafter’e karşı üstünlüğü ele geçirdi. Suriye Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesi, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleştirilen en büyük dış operasyonlardan biri. Türk devleti, 2016 yılında hem DEAŞ hem de ABD destekli PKK/PYD terör örgütüne karşı Suriye’nin kuzeyine yönelik barış harekâtları düzenlemeye başladı. Türk Devleti, Mart 2017 tarihinde Fırat Kalkanı, bir yıl sonra Zeytin Dalı ve Ekim 2019 tarihinde düzenlediği Barış Pınarı harekâtları ile Suriye’deki yerleşim yerlerine barış ve huzur getirdi. Türk birlikleri ayrıca, Suriye’deki savaştan Türkiye’ye kaçan 3 milyondan fazla Suriyeliyi evlerine dönmeye teşvik etmek ve yeni bir mülteci dalgasını önlemek ayrıca bölgede bir terör koridoru oluşmasını engellemek amacıyla Kuzey Suriye’nin önemli bir kısmını kontrol altında tutmaya devam ediyor. Irak Kuzey Irak bölgesi PKK terör örgütünün yapılanması nedeniyle hayati öneme sahiptir. Uzun yıllardır bölgeye yerleşen ve yayılan terör örgütü Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmektedir. İrili ufaklı birçok kamp bölgeye yayılmış durumdadır. Terör örgütü Türkiye, İran ve Suriye sınırlarının sağladığı avantajları kullanmaktadır. Her üç sınıra yakın olmak örgüte uygun coğrafya, maddi imkân ve silah temini açısından güvenli bir ortam sağlamaktadır. Uyuşturucu ticaretinden silah ve insan kaçakçılığına kadar birçok alanda önemli gelirler elde edilmektedir. Suriye ve Lübnan’dan Kandil bölgesine geçişle beraber Türkiye’yi hedef alan birçok terör eylemi bu bölgeden yönetilmiştir. Türkiye içine rahatlıkla geçilerek terör faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Kandil bölgesi sahip olduğu zorlu coğrafi şartlar ve İran-Irak sınırlarını kapsayan konumuyla PKK terör örgütünün rahatlıkla hareket edebildiği bir bölge konumundadır. Türkiye’nin bu bölge üzerinde direkt bir kontrolünün olmaması terör örgütünün kendini güvende hissetmesine yol açmaktadır. 1980’lerden itibaren TSK gerçekleştirdiği başarılı sınır ötesi operasyonlarla PKK’yı birçok kez dağılma noktasına getirdiyse de bu bölgenin sahip olduğu konum sayesinde örgüt yeniden toparlanabilme imkânı yakalamıştır. Bu durum karşısında terörle mücadeleyi daha etkin kılabilmek için Türkiye bölgede askeri üsler kurma yoluna gitmiştir. Katar Türkiye ile Katar arasında varılan anlaşma gereği Türk askerinin başkent Doha’da bulunan El Rayyan Üssü’nde bulunması kararlaştırıldı. Katar’da açılan askeri üsse izin veren ilk adım olan “Türkiye-Katar Askeri İş Birliği Anlaşması” 2015’in Mart ayında Meclis Genel Kurulu’ndan ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın onayından geçmişti. Resmi kaynaklara göre Katar’da bulunacak Türk birliğinin asli görevi; “Gerçekleştirilecek müşterek/birleşik tatbikatların ve eğitimlerin vasıtasıyla Katar’ın savunma imkânının ve kabiliyetlerinin geliştirilmesinin desteklenmesi, her iki tarafın da diğer ülkelerin silahlı kuvvetleri ile eğitim/tatbikatlar icra edebilmesi, terörizmle mücadele ile uluslararası barışa katkı sağlamak” şeklinde belirlenmiştir. Somali Türkiye, 2017 yılında en büyük denizaşırı üssünü Mogadişu’da açtı; burada Türk askerleri, onlarca yıldır süren iç çatışmalarla harap olmuş bir ülkenin yeniden inşasına yardımcı olmak amacıyla Somalili askerlere eğitim veriyor. Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Erdoğan’ın 2011’deki ziyaretinden bu yana Afrika Boynuzu’ndaki yerini güçlendirerek eğitim, sağlık ve güvenlik gibi hizmetlerin canlandırılmasına yardımcı oluyor. Türkiye 2015 yılında Somali ile savunma ve sanayi anlaşmaları da imzalandı. Azerbaycan Türkiye silahlı kuvvetlerinin ayrıca Kardeş ülke Azerbaycan’da faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye, işgalci Ermenistan ile mücadelesinde ortak askeri eğitim ve tatbikatların yanı sıra başta Türk yapımı insansız hava araçları, füzeler ve elektronik savaş cihazlarının da bulunduğu yeni savunma sistemleri sağlama noktasında Azerbaycan’ı bir çok alanda desteklemektedir.”