EKONOMİ - 07 Mart 2018 Çarşamba 14:01

Maliye Bakanı Naci Ağbal: 'Katma Değer Vergisi istisnası getiriyoruz'

A
A
A
Maliye Bakanı Naci Ağbal: 'Katma Değer Vergisi istisnası getiriyoruz'

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Teknoparklarda, AR-GE ve tasarım merkezlerinde ve üniversitelerin araştırma laboratuvarlarında kullanılacak makine ve teçhizat alımlarında da Katma Değer Vergisi istisnası getiriyoruz. 2019 yılın sonuna kadar yatırımcılarımız da, AR-GE merkezlerimiz de bu istisnadan istifade edecekler. Yine, 2018 ve 2019 yıllarında yeni alınan makine ve teçhizattan dolayı indirilecek amortisman giderlerini de artırıyoruz" dedi.

Bakan Ağbal, TBMM Genel Kurulu’nda Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı hakkında hükümet adına konuştu. Ağbal, tasarının esnafından işçisine kadar, çiftçisinden öğrencisine, memurundan sanayicisine ve tüm vatandaşımızın yüzde 100'ünü ilgilendiren konular olduğunu belirterek, "Vatandaşımızın yüzde birini değil, vatandaşımızın yüzde 100'ünü ilgilendiren konular var ve vatandaş bu kanunu bekliyor, öğrenci de bekliyor, işçi de bekliyor, sanayicisi de bekliyor, yatırımcısı da bekliyor. İnşallah Genel Kurulumuzla bu görüşmeleri hızlı bir şekilde yapmak suretiyle bu kanunu yasalaştırmış olacağız. Bu kanun tasarısında yatırım, üretim, ihracat ve istihdamın teşvik edilmesine yönelik önemli düzenlemeler var. Tasarrufların artırılmasına dönük önemli düzenlemeler olacak. İş yapma kolaylığının artırılmasına dönük düzenlemeler var" ifadelerini kullandı.

Ağbal, enerji ve madencilikte etkinlik ve verimliliğin artırılmasına dönük düzenlemeler olduğuna dikkat çekerek, "Vergi konularıyla ilgili, vatandaşımızın işlerini kolaylaştıran, vergiye gönüllü uyumu destekleyen düzenlemeler var ve kamu taşınmazlarının daha etkin bir şekilde yönetilmesine ilişkin düzenlemeler var. Burada, öncelikle, yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı desteklemek üzere bu tasarıyla getirmiş olduğumuz düzenlemeler hakkında Genel Kurulumuzu bilgilendirmek istiyorum. Bunlardan en önemli düzenleme, tabii ki, sanayi sektöründe, imalat sektöründe faaliyette bulanan imalat işletmelerine sağlamış olduğumuz yeni makine ve teçhizat alımında KDV istisnasıdır. Biliyorsunuz, 2016 sonrası dönemde arka arkaya yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı destekleyecek çok sayıda düzenleme yaptık, yapmaya da devam ediyoruz, yapacağız. Ekonomi dinamiktir. Ekonominin değişen, gelişen ihtiyaçlarına uygun olarak, Hükûmet olarak, yatırımla ilgili, üretimle ilgili, istihdamla ilgili, ihracatla ilgili düzenlemeler getirmiş olmamızdan rahatsız olunmaması lazım; tam tersine, bizim bu düzenlemeleri daha fazla getirip ülkenin yarınlarını, ülkenin kalkınmasını sağlayacak bu düzenlemeleri de yapmamız lazım. Bu sene, 2018 yılında imalat sanayisinde yapılacak yatırım harcamalarında kurumlar vergisi teşvikini artırımlı olarak uygulayacağız. Burada yapmış olduğumuz düzenlemede de, 2018 ve 2019 yıllarında imalat sanayisinde faaliyette bulanan bir işletme yeni makine, teçhizat alırsa katma değer vergisi ödemeyecek. Bu, yüzde 18 oranındaki bir Katma Değer Vergisi yükünden işletmelerimizin kurtulması anlamına geliyor, son derece önemli bir teşvik" şeklinde konuştu.
Ağbal şunları kaydetti:  "Teknoparklarda, AR-GE ve tasarım merkezlerinde ve üniversitelerin araştırma laboratuvarlarında kullanılacak makine ve teçhizat alımlarında da Katma Değer Vergisi istisnası getiriyoruz. 2019 yılının sonuna kadar yatırımcılarımız da, AR-GE merkezlerimiz de bu istisnadan istifade edecekler. Yine, 2018 ve 2019 yıllarında yeni alınan makine ve teçhizattan dolayı indirilecek amortisman giderlerini de artırıyoruz. Daha fazla amortisman gideri yazılacak, işletmelerimiz böylelikle daha düşük kurumlar vergisi, gelir vergisi ödeme imkânına da kavuşmuş olacaklar. Böylelikle, 2018 ve 2019 yıllarında yatırım noktasında özelikle yeni yatırımların yapılmasını sağlayacak şekilde hem yatırım teşvik sistemindeki sağladığımız indirimli kurumlar vergisi teşviklerini artırıyoruz hem de makine ve teçhizat alımlarında teşvik belgesine bağlı olmasa dahi yeni makine teçhizat alımlarında Katma Değer Vergisi istisnası getirmiş oluyoruz. Bu tasarıda, organize sanayi bölgelerinde yapılacak altyapı yatırımlarında, küçük sanayi sitelerinde yapılacak iş yeri inşaatlarında KDV istisnası getiriyoruz. Organize sanayi bölgelerimiz için en önemli yatırım altyapı yatırımları. Bu yatırımlar sırasında yatırım için gerekli olan mal ve hizmet alımlarında bundan sonra organize sanayi bölgesi müteşebbis heyetleri KDV ödemeyecek. Yine, küçük esnafımızı ilgilendiren küçük sanayi sitelerimiz var. Küçük sanayi siteleri kooperatifleri ne yapıyor? İş yerlerini yapıyor, esnafımıza teslim ediyor. Burada da küçük sanayi sitesi kooperatiflerimiz bu iş yerlerinin yapımı sırasında herhangi bir Katma Değer Vergisi ödemeyecekler. Bu da yine yatırımın, üretimin teşvik edilmesi anlamında önemli bir düzenleme. Bu tasarıda istihdamın artırılmasına yönelik kapsamlı ve güçlü teşvikler getiriyoruz gerek 2018'de gerek 2019'da gerek 2020 yılında ilave istihdama çok güçlü yeni teşvikler getiriyoruz."

İmalat sektöründe ve bilişim sektöründe getirdikleri prim, vergi ve damga vergisi avantajını artırımlı olarak uygulayacaklarını söyleyen Ağbal, "Bugün imalat sanayisinde veya bilişim sektöründe bu yıl ve önümüzdeki yıllarda yeni sağlanacak istihdamda her çalışan başına yaklaşık 2 bin 400 liraya kadar imkân sağlıyoruz, teşvik veriyoruz, dolayısıyla bakın, biraz önce de söyledim, imalat sektöründe yatırım teşvik tutarlarını artırıyoruz. Yani yeni yatırım yaparsanız yatırım teşvik sisteminden kaynaklandığınız avantajları artırıyoruz. Makine teçhizat alımında KDV istisnası getiriyoruz, bir de yine imalat sanayisinde yeni istihdam yaparsanız bu durumda da ne yapıyoruz, istihdama da teşvikler getiriyoruz, prim ve vergileri de devlet olarak almıyoruz. Burada getirdiğimiz düzenlemede özellikle kadın istihdamını, genç istihdamını ve engelli istihdamını teşvik etmek üzere teşvik süresini on iki aydan on sekiz aya çıkarıyoruz. Yani bir işletmemiz bir kadın kardeşimizi istihdam ederse, bir genci istihdam ederse, bir engelliyi istihdam ederse teşvik süreci on iki aydan on sekiz aya da çıkmış olacak" diye konuştu. 

Ahmet Umur Öztürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Altınova Belediyesi Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nde fide dikim zamanı Yalova’nın Altınova ilçesinde bulunan ve 240 çeşit şifalı bitkiye ev sahipliği yapan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’ne baharın gelmesiyle birlikte fide dikimi işlemleri başladı. 2020 yılında kurulan ve Altınova Belediyesi tarafından işletilen Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nde 40 dönüm alanın 28 dönümünde şifalı bitkilerin üretimleri gerçekleştiriliyor. Yetiştirilen şifalı bitkilerin halka satışlarının da yapıldığı bahçeye, ziyaretçilerin ilgisi her geçen gün artıyor. Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Yalova Şubesi ile iş birliği yapılan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’yle ilgili bilgi veren Müdür Mustafa Sarıgül, bahçede ağaç, sarılıcı, sürünücü bitki gruplarının yer aldığını dile getirdi. Sarıgül, bahçede kekik, lavanta gibi mutfakta kullanabilen bitkileri yetiştirip vatandaşların satışına sunduklarını belirtti. Bahçede bulunan salonda üniversitelerle ortaklaşa halk ve çiftçileri bilinçlendirmek üzere konferanslar düzenlediklerini de kaydeden Sarıgül, “Kendi fidemizi yetiştirebileceğimiz üretim seramızı yaptık. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’yla ortak bir proje. Mürver bitkisi, kudret narı ve tıbbı nane dediğimiz bitkilerden aşamalı olarak çalışmalar yaptık. Tamamen insan sağlığına faydalı olabilecek çalışmalar yapıyoruz. Tabi bunu eczacılık ve tıp fakülteleri hocaları ile beraber yapıyoruz. Yurt dışından getirmiş olduğumuz, adapte etmiş olduğumuz, özel bitkilerimiz var. Şizandra üzümü dediğimiz, hamamelis cadı fındığı dediğimiz, çikolata sarmaşığı dediğimiz çok ilginç bitkiler de var burada. Alanımızda şeker otu steviayı zaten artış çok yaygınlaşmaya başladı. Vatandaşlarımızı bilinçlendirip özelikle diyabet hastası vatandaşlarımızı bunu kullanmaya yönlendiriyoruz. Tamamen sağlıklı, organik bitkiler bunlar” dedi. Sarıgül, bahçede baharla birlikte fide dikimi yaptıklarını anlatan bu yıl 25 bin civarında fide üretimi yaptıklarını ve bunları üniversitelerle de paylaşacaklarını kaydetti. Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca ise ilçeye ve Yalova’ya değer katan mekanlardan olan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nin Türkiye’de örnek bahçelerden birisi olduğunu ifade etti. Yıl boyunca çok sayıda kişinin ziyaret ettiği bahçenin ilgi odağı olduğunu söyleyen Fazlaca, vatandaşları da bu alanı gezmeye davet etti.
Zonguldak ZBEÜ’de 1. Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu başladı Zonguldak’ta ilki gerçekleştirilen Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu’nda iletişimin önemine vurgu yapıldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesince farklı disiplinleri iletişim zemininde buluşturmayı amaçlayan 1. Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu, Farabi Kampüsü İlahiyat Fakültesi Binası Doç. Dr. Ali Aslan Konferans Salonu’nda başladı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu sempozyumun açılış konuşmasını Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Tuğba Akdal yaptı. Akdal, sempozyumun düzenlenmesinde katkı sağlayanlara teşekkür etti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Vekili Profesör Dr. Hamza Çeştepe fakültelerinin öğretim faaliyetlerini yenilikçilik anlayışıyla gerçekleştirdiğine vurgu yaptı. Çeştepe, “Planlama ve uygulama ölçütlerinin yerel, ulusal ve ulus ötesi ihtiyaçlar ve gelişmeler perspektifinde belirleyen ve söz konusu ölçütleri kesinlikle tutarlılık ilkeleriyle uygulamaya konan fakültemiz gerek altyapı çalışmalarını gerekse öğretim faaliyetlerini yenilikçilik anlayışıyla gerçekleştirmektedir. Fakültemizin düzenlediği Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu ile sizlerle buluşmanın ve paylaşmanın onur ve mutluluğunu yaşamaktayız” dedi. İletişimin paylaşmak, öğrenmek, sosyalleşmek gibi birçok konuda var olmanın anahtarı olduğunu belirten Çeştepe, “Hayati nitelik taşıyan ve bu yönüyle yaşamın vazgeçilmez bir gereği olarak açıkladığımız iletişim, paylaşmanın, öğrenmenin, sosyalleşmenin, keşfetmenin kendimizi ve başkalarını tanımanın, kısacası var olmanın anahtarıdır. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde en ufak bir konuda dahil bir sorun ve çatışma varsa nedeni en temelde iletişime dayanmakta ve çözüm yolu da dolayısıyla iletişimden geçmektedir” ifadelerine yer verdi. Çeştepe, iletişimin multidisipliner bir alan haline geldiğini ve iletişime dair çalışmaların hız kazandığını da sözlerine ekledi. ZBEÜ Rektörü Profesör Dr. İsmail Hakkı Özölçer, iletişim kavramının insanlık tarihiyle yaşıt olduğuna dikkat çekti. Özölçer, “Mühendislik ve çevre ile ilgili olduğu kadar sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri de önceliğine alan güzide üniversitemizde ve emeğin başkenti Zonguldak‘ta böylesi bir etkinlikle sizleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim. Nitekim genel anlamda iletişim kavramının ve iletişim fakültelerinde verilen eğitimin en belirgin özelliklerinden biri disiplinler arası bir yapıya sahip olmasıdır. Dolayısıyla iletişimin çok yönlülüğünü temel alan söz konusu bu sempozyumda farklı disiplinlerin iletişim şemsiyesi altında tanık olmalı, ulusal ve uluslararası düzeyde birbirinden değerli davetli konuşmacıları ağırlamanın gururu ve mutluluğunu yaşamaktayız. İnsanlık tarihiyle yaşıt olan iletişim kavramı uygarlıkların oluşmasında ve bilginin nesiller boyunca aktarılmasında şüphesiz ki en önemli araçtır” dedi. İletişimin bireylere sosyal kişilik kazandırılmasının yanı sıra bilginin ve kültürün aktarılmasına, ihtiyaçların giderilmesinden toplum düzeninin devamlılığına pek çok işi yerine getirdiğini ifade eden Özölçer, “Özellikle son yıllarda ekonomi, eğitim, sağlık, teknoloji gibi alanlarda yaşanan toplumsal gelişmeler ve küresel etkiler meydana getiren deneyimler, iletişim ve iletişim çalışmalarının önemini daha da belirgin hale getirmiştir. Yine bununla birlikte 21. Yüzyılda yaşanan dijital dönüşümler bir yandan iletişim eğitiminde ciddi değişimler gerektirmekteyken diğer yandan da iletişim alanında faaliyet gösteren tarafların bu dönüşümün gereklerini en iyi şekilde anlamasını ve uygulamalarına yansıtmasını zorunlu kılmaktadır” diye konuştu. Sempozyum; açılış konuşmalarının ardından Profesör Dr. Nurettin Güz, Profesör Dr. Mine Demirtaş ve Doçent Dr. Nozima Muratova’nın katıldığı ilk oturumla başladı. Toplamda 16 oturumun gerçekleştirileceği sempozyum, 26 Nisan’da sona erecek.