DÜNYA - 14 Mayıs 2013 Salı 13:48

Mavi Marmara davası Lahey'e taşındı

A
A
A
Mavi Marmara davası Lahey'e taşındı

2010 yılında yaşanan Mavi Marmara olayından sonra mağdurların avukatlarından Avukat Ramazan Arıtürk ve Avukat Cihat Gökdemir Lahey’de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvuruda bulunarak İsrail adına dava açtı. Avukatlardan Ramazan Arıtürk başvuru sonrası yaptığı açıklamada, “İhlal edilen insan hakları hukuku bir şekilde tecelli edecek olan adaleti bekliyor” dedi.

Başvuru sonrası açıklama yapan avukatlardan Ramazan Arıtürk bireysel başvuru sonrası Mavi Marmara’nın bayrak devleti olan Komor adına başvuruda bulunduklarını ifade ederek, “Bugün Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne 31 Mayıs 2010 tarihinde Akdeniz’in uluslar arası deniz sahasında İsrail deniz kuvvetleri tarafından yapılan saldırı neticesinde ölen, yaralanan ve bundan zarar gören kişiler adına Komor Devleti adına Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuruda bulunduk. Bu bağlamda almış olduğumuz randevu çerçevesinde Uluslararası Ceza Mahkemesi savcılığınca taleplerimiz kabul edildi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin savcılarınca elde etmiş olduğumuz deliller, belgeler ve Komor Devleti adına bize verilen vekalet çerçevesinde Roma Sözleşmesi’nin 14. maddesi çerçevesinde başvurumuzu gerçekleştirdik. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kuruluş amacı çerçevesinde devletler arasında yapılan bu tarz haksız uygulamalar ve haksız fiiller neticesinde bu haksız fiile sebep olan kişilerin yargılanması ve ceza alması noktasında süreç başlamış bulunuyor” dedi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi savcıları tarafından belgelerin alındığını ve sürecin başladığını ifade eden Arıtürk, “Bizden alınan belgeler ve daha sonra başka mağdurlardan elde edilen belgeler çerçevesinde yapılacak olan araştırmanın sonucu olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde bu olaya karışan ve 31 Mayıs tarihinde Akdeniz açıklarında saldırı emri veren İsrail Başbakanı ve Milli Savunma Bakanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Genel Kurmay Başkanı da dahil olmak üzere ilgililer hakkında soruşturma başlatılması hakkındaki talebimiz Uluslararası Ceza Mahkemesi savcıları tarafından kabul edilmiş bulunup bundan sonraki aşamada Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin soruşturması başladığından dolayı önümüzdeki zamanlarda bundan çok daha iyi sonuç alacağımızı düşünüyoruz. Bundan önce de Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yapmış olduğumuz bireysel başvuru savcılığın ilgili tarafları tarafından bizlere bildirilmiş bulunuyor” dedi.

Beklentilerinin adaletin bir an önce tecelli etmesi olduğunu belirten Arıtürk, “Bizim beklentimiz şudur ki ihlal edilen uluslar arası hukuk, ihlal edilen insancıl hukuk, ihlal edilen insan hakları hukuku bir şekilde tecelli edecek olan adaleti bekliyor. Lahey’de Uluslararası Ceza Mahkemesi savcıları tarafından yapılacak olan araştırma ve ilgililer hakkında açılacak soruşturma hakkında önümüzdeki günlerde önünde bulunduğumuz bu binada saldırı emrini verenlerin yargılanması bekliyoruz. Umuyoruz ve bekliyoruz ki uluslararası ceza mahkemesi görevini ifa eder. Yapmış olduğumuz bu başvuru şunu açıkça gösterecektir ki uluslararası ceza mahkemesi sadece güvenlik konseyi üyelerinin bir takım ülkeleri ve liderlerini terbiye aracı olarak mı kullanmakta yoksa gerçekten uluslar arası hukukun, uluslar arası adaletin sağlanması amacına dönük olarak mı çalışmakta bunu da göstermesi açısından çok önemli bir gösterge olacaktır. Uluslararası Ceza Mahkemesi savcıları tarafından yürütülecek olan bu soruşturma akim kalması durumunda Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin varlığı da sona erecek ve sadece belli ülkelerin, belli devletlerin hegomenyası altında mahkeme olmaktan daha çok siyasi terbiye aracı olarak kullanılan bir mahkeme olduğu da tespiti yapılacaktır. Biz umuyoruz ki uluslararası ceza mahkemesi savcıları tarafından yapılacak olan araştırma neticesinde BM İnsan Hakları Konseyi tarafından ve İnsan Hakları Genel Konseyi tarafından kabul edilen savaş suçu ve insanlığa karşı işlenmiş suçlardan dolayı ilgililer hakkında dava açılarak gerçekten Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kuruluş amacına uygun olarak bir sonuç çıkartılması yönünde sonuç alacağına inanıyoruz. Bu davanın sonucu Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin varlığı ve yokluğunu da belirleyeceğini düşünüyoruz. İnanıyoruz ki mağdur insanlarda yapmış olduğumuz başvuru sonucu haklarını alacaklar ve gerçekten kendilerine karşı uygulanmış olan haksız fiilleri, haksız uygulamaları ve katillerin yargılanacağını düşünüyoruz” dedi.

Mağdurların avukatlarından olan Cihat Gökdemir ise açıklamasında, “Bugün itibariyle 2. başvurumuzu yapmış olduk. Daha önce gemideki yolcular ve mağdurlar adına başvuru yapmıştık ki bu bireysel başvuruydu. Şimdi de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bir tarafı olan ve Mavi Marmara gemisinin bayrak devleti olan Komor Devleti adına başvurumuzu yaptık. Komor Devleti’nin şahsıma ve avukat Ramazan Arıtürk’e verdiği vekalet doğrultusunda bugün başvuru yapılmış oldu. Biz kamuoyunun şunu bilmesini istiyoruz, dünya kamuoyunun. Her ne kadar İsrail Mavi Marmara saldırısı dolayısıyla kendisini yargı bağışığı gibi görmesi ve bu anlamda hem bürokratik, hem diplomatik hem siyasi olarak bu yargılamadan kurtulmak için her türlü yola başvurmasına rağmen biz hem Türkiye’de hem uluslar arası mahkemelerde hem de gemideki diğer mağdurların kendi ülkelerinde İspanya gibi, Güney Afrika gibi, Endonezya gibi ülkelerde yargısal olarak da peşinde olduğumuzu buradan duyurmak istiyoruz. İsrail kendi suçunu hem Mavi Marmara’da hem Filistin’de halen daha işlemekte olduğu suçlarını kabul edecek, bunlarla ilgili hem kamuoyunda hem Filistinlilerden hem de Mavi Marmara mağdurlarından siyasi olarak da geri adım atmadığı sürece bu davalar her platformda devam edecektir” dedi.

İsrail deniz güçleri 31 Mayıs 2010 tarihinde uluslararası sularda Mavi Marmara’ya saldırarak 8 Türkiye, 1 ABD vatandaşı öldürmüştü. Mart ayında ABD Başkanı Obama’nın İsrail gezisi sırasında İsrail Başbakanı Netanyahu’da Başbakan Erdoğan’ı arayarak Mavi Marmara olayı hakkında Erdoğan’dan özür dilemişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirterek, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, "Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu. Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu, 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüdü olmasın.” Öte yandan İçişleri Bakan Yardımcısı, açıklama yaptığı sırada deprem meydana geldi. Karaloğlu, "Şu anda artçı sarsıntıyı hep birlikte yaşadık. Rabbim hepimizi, ülkemizi korusun" dedi.
İstanbul Jose Mendilibar: "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık" Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, Fenerbahçe ile çok zor bir maç oynadıklarını belirterek, "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe ile karşılaşan Olympiakos, penaltı atışları sonunda galip gelerek yarı finale yükseldi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, "Çok zor bir oyun oynadık. Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. 10. dakikada golü yemiştik fakat dayandık. İlk devrede dayanma gücümüzü iyi kullandık. Topu rakibe verip yorma yoluna gittik. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" ifadelerini kullandı. "Kendimi şanslı hissediyorum" Mendilibar, "Avrupa kupalarında yarı finale kalmasında takımın başında antrenör olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım daha ileriye taşıyabiliriz. Şu anda kalemizi koruyan Tzolakis, başta ikinci kalecimizdi. Sonra kaleyi devraldı. Topun auta gitmesine şans diyebilirsiniz ancak kalecinin kurtarışına şans diyemeyiz. Bir çalışma sonucu oluyor bunlar" diye konuştu. "Kariyerim boyunca penaltılara bakmadım" Penaltı atışlarını izlemediği ve sırtını dönmesiyle ilgili sorulan soruya İspanyol teknik adam şu yanıtı verdi: "Ben bütün kariyerim boyunca penaltılara bakmadım. Bunu totem olarak yaptığımı size açıklamak isterim."
İstanbul İsmail Kartal: “Turu geçmek adına her şeyi hak etmiştik” Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Olympiakos maçında oyuncuların 2. golü bulamamanın stresini yaşadığına dikkat çekerek, “Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı” dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe, sahasında karşılaştığı Yunan temsilcisi Olympiakos’a penaltı atışları sonunda kaybederek turnuvaya veda etti. Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. İlk yarı iyi futbol oynadıklarını belirten Kartal, "Bugün oyuna çok iyi başladık. İlk devre muhteşem bir Fenerbahçe vardı. Muhteşem taraftar önünde golü de bulduk. İkinci yarı oyun dengelendi. Sonra tempoyu arttırdık sadece 2. golü bulamadık. Oyuncuların turu geçebilmek adına rahatlığı, o golü bulamamanın stresini yaşadık. Uzatmalarda mecburi değişiklikler yaptık. Uzatmalar iki takım adına dengeli geçti. Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Oyuncularımı tebrik ediyorum. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı. Sadece 2. golü bulamadığımız için turu geçemedik. Taraftarlarımıza karşı mahcup olduk. Her şeye rağmen önümüze bakıyoruz. Ligde devam edeceğiz" diye konuştu. “Bugün bazı oyuncular karşılık veremedi” Müsabakada yapılan değişiklikler ile ilgili Kartal, “Bazen oyuncuları değiştirirsin, hamlelere karşılık bulursunuz. Bazen de istediğiniz verimi alamazsınız. Bugün de bazıları karşılık verdi, bazıları veremedi. Bunlar futbolun içinde olan doğal şeyler” ifadelerini kullandı. "Mecburi değişiklikler oldu" Tadic’in vuruş stili ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kartal, “Tadic’in çok fazla şut atma değil de ayak içi plase vuruşları var. Onun kendine göre vuruş stili var. 86. dakikada Fred ile konuştuk uzun zaman sakatlık yaşadı. Uzatmaları da düşünerek yerine daha mücadeleci birini alarak tüm planlarımız buydu. Szymanski’ye kramp girdi, Becao’nun kasığında ağrı oldu. Mecburi değişiklikler oldu” şeklinde konuştu. “En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçırdı” Penaltı atışlarını da değerlendiren Kartal, “Bonucci çok kariyerli oyuncu, Cengiz de aynı şekilde. Tadic penaltı atışlarında, kariyerinde kaçırdığı penaltı sayısı çok az. Beni şaşırtan bunlar oldu. En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçıran isimler oldu. Bu kadar mücadele ettik. Bu mücadelenin karşılığında 2. golü atarak turu geçebilmek varken, penaltılarla elenmek üzücü oldu” diyerek sözlerini noktaladı.