GÜNDEM - 30 Mart 2019 Cumartesi 09:28

“Medya okuryazarlığı eğitimi yaygınlaştırılmalı”

A
A
A
“Medya okuryazarlığı eğitimi yaygınlaştırılmalı”

İstanbul Aydın Üniversitesi ve Üsküdar Üniversitesi ortaklığı, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü paydaşlığıyla gerçekleştirilen “Yeni Medya ve Aile” çalıştayında yeni medyanın aile içi ilişkilere etkisi ele alındı. Çalıştay sonunda açıklanan sonuç bildirgesinde medya okuryazarlığı eğitiminin yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı.

Son yılların en önemli mecralarından yeni medyanın aile ilişkileri ve yapısına gösterdiği etkiler, İstanbul Aydın Üniversitesi ve Üsküdar Üniversitesi iş birliği ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü paydaşlığıyla düzenlenen “Yeni Medya ve Aile” çalıştayında ele alındı. Çalıştayda; iletişim, tıp, adli bilimler, psikiyatri, çocuk gelişimi, psikoloji ve sosyoloji gibi farklı alandan 86 uzman, yeni medya ve aile ilişkisini her yönü ile değerlendirildi.

Duygusal bağlar zayıflıyor
Üsküdar Üniversitesi Güney Yerleşkesinde yer alan Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştay sonunda açıklanan sonuç bildirgesinde, yeni medyanın çocuklarda dikkat eksikliği ve davranış bozukluğuna yol açtığı, çocukların yetişkinler tarafından cinsel tacize açık duruma geldiklerine dikkat çekildi. Bildirgede yeni medyanın eşler arası duygusal bağların zayıflığından yararlandığı da vurgulandı. Ailelerin siber güvenlik konusunda bilgili olmadığına yer verilen bildirgede, siber zorbalıkla ilgili yeni bir yol haritasına ihtiyaç olduğu ve medya okuryazarlığı eğitiminin yaygınlaştırılması gerektiği de vurgulandı.

Prof. Dr. Yenğin: “Bir yaşam biçimi oluşturuyor”
Çalıştayda konuşan İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Yenğin iletişimde bir değişim ve dönüşümün yaşandığını, bu durumun toplumun temel taşı olan aileyi etkilediğini belirterek, “Toplumun her kesimini etkiliyor, bireylerin alışkanlıklarını da belirliyor, bir yaşam biçimi oluşturuyor. Toplumun temel taşı aile de yeni medyayı seviyor ve kullanıyor. Yeni medya aile yaşamının içine yerleşiyor. Bu çalıştayda yeni medyanın etkileri tartışıldı, oluşturduğu sorunlar belirlendi. Çözümler arandı, yeni medya bağımlığı tartışıldı. Yeni medya ve etik masaya yatırıldı, anne baba çocuk iletişiminde yeni medyanın etkisi belirlendi. Yeni medya ve sağlık sorunları irdelendi. Sosyal politikalar ve hukuki iyileştirmeler bağlamında tüm etkiler ve sorunlara çözüm önerileri üretildi” dedi.

Yazıcı: “Sonuçlardan yol haritası çıkaracağız”
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı ise bu tür çalışmaları her zaman desteklediklerini belirterek 2023 vizyonunda çok net belirttikleri gibi okul, çocuk, öğrenci ve ailenin bütünleşmesinin önemine vurgu yaptı. Üniversitelerin çoklu katalizör görevi gördüğü çoklu çalışmaların İstanbul’da yoğun bir şekilde devam ettiğini ifade eden Yazıcı, “Bu çerçevede yeni medyanın çocuğa olan özel etkilerini çok yönlü olarak birlikte görmek çok önemli. Bu sürecin gelişiminde birlikte değerlendirmeler yapmak, önümüze özellikle yeni yol haritaları çıkarmak için bizler de buradayız. Akademik çevrelerce üretilen yeni bilginin, yön verecek uygulamaların ancak buna inanmış, emek verecek insanlarla mümkün olabileceğine inanıyorum. Buradan çıkan çalışmaları yol haritası yapacağız. Burada elde edilen sonuçların yeni medya ve aileye yansımalarının mutlaka kendi stratejik çalışmalarımızda yer almasına gayret edeceğiz. Bu birlikteliği uygulama boyutlarında da ele alacağız” diye konuştu.

“Yeni medya” her yönü ile ele alındı
“Yeni Medya ve Bağımlılık”, “Yeni Medya ve Ebeveyn - Çocuk İlişkisi, “Yeni Medya ve Eşler Arası İletişim”, “Yeni Medya ve Sağlık Sorunları”, “Yeni Medya ve Etik” ve “Sosyal Politikalar ve Hukuki İyileştirmeler” başlıklı oturumlarda iletişim, tıp, adli bilimler, psikiyatri, çocuk gelişimi, psikoloji ve sosyoloji gibi birçok farklı alanda çalışmalarını yürüten 86 uzman bir araya geldi.

Çalıştay sonunda grup sözcüleri tarafından tespit, görüş ve çözüm önerileri paylaşıldı. Buna göre grupların tespit ve önerileri şöyle oldu:

“Yeni Medya ve Bağımlılık”
Tespitler:
Bağımlılık, bağlı olma, sosyal medya gibi alana özgü temel kavramların tanımlanmasında sorunlar görülüyor. Sosyal medya, mobil, dijital oyun gibi bağımlılık türlerini belirleyen kriterlerin standart hale gelmemesi. Bilişim teknolojilerinin doğru kullanımı ve bağımlılık konularında anne-babaların teorik ve uygulama boyutunda yetersiz olması. Güncel bilişim teknolojilerinin bilinçli ve güvenli kullanımı konusunda eğitimcilerin yetersiz kalması. MEB’e bağlı okullarda müfredatların güncel bilişim teknolojileri ile entegre hale gelmemiş olması. Medya Okuryazarlığı ve Bilişim Teknolojileri derslerini alan uzmanlarının okutmaması.

Öneriler: Temel kavramların tanımlanması ve kriterlerin belirlenmesi noktasında çeşitli akademik ve özel sektöre bağlı kurumlarda ölçek geliştirme çalışmalarının desteklenmesi ve geniş kitlelere uygulanması konusunda kolaylık sağlanmalı. Evlilik arifesinde kurulacak anne-baba okullarında eğitimler verilmeli. Aileler çocuklarını iyi gözlemlemeli yetenekleri doğrultusunda yönlendirmeli. Ailelerin yasaklamaya gitmek yerine aile fertlerinin bir arada dijital detoks yapması ve daha çok bir arada zaman geçirmeye özen göstermesi. Veli-sınıf toplantılarında konunun gündeme getirilmesi ve ailelere sosyal medya aracılığı ile ulaşılması. Eğitim Fakültesi müfredatlarının güncellenmesi, Yeni Medya Bölümü müfredatlarının güncellenmesi. Derslerin geleneksel öğretim yöntem ve araçları dışında güncel yöntem ve dijital araçlarla yönlendirilmesi. Üniversiteler, teknik sorumlular, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bağımlılık konusunda çalışan dernekler, İl Sağlık Müdürlükleri, müftülükler, sosyal yardımlaşma dernekleri ortak çalışmalar yürütmeli.

“Yeni Medya ve Etik”
Tespitler: Çocuklar da dahil herkes içerik üreticisi haline geldi. Bu da medya okuryazarlığını daha da önemli hale getirdi. Ciddi şekilde dijital emek sömürüsünün yanı sıra yeni medya ile doğru yanlış her tür bilginin/haberin teyit edilmeden yayılması söz konusu. Dijital oyunlarda çok fazla marka reklamı, şiddet, cinsellik ve cinsiyetçilik söz konusu. Yeni medyada özel yaşamın gizliliği ciddi bir şekilde ihlal ediliyor ve nefret söylemi çok fazla.

Öneriler: Medya okuryazarlığının yaygınlaştırılması gerekir. Medya Okuryazarlığı dersi zorunlu hale getirilmeli ve dersleri İletişim Fakültesi mezunlarının vermesi sağlanmalıdır. Ailelere ve din görevlilerine de Medya Okuryazarlığı eğitimi verilmelidir. Telif Hakları konusunda çalışma yapılmalıdır. Doğrulama mekanizmaları kurulmalıdır. Etik ilkeler geliştirilmeli. Reklam Öz Denetim Kurulu bir çalışma yapmalı. Sosyal medyadaki mahremiyet ihlallerini gidermeye yönelik Sosyal Medya Etik Konseyi kurulmalı. Habercilikteki etik ihlalleri gidermek için de medya öz denetim kurumları oluşturulmalı. Nefret söylemini tanımlayan ve önlemeye yönelik yasal çalışmalar yapılmalı. Aynı zamanda etik ilkeler içinde de nefret söylemini ortadan kaldırmaya yönelik öneriler geliştirilmeli. Talim Terbiye Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı Reklam Kurulu, Reklam Öz Denetim Kurulu, Sosyal Medya Etik Konseyi, gazetecilik meslek örgütleri ortak çalışmalar yürütmeli.

“Yeni Medya ve Ebeveyn Çocuk İlişkisi”
Tespitler: Çocuklarda dikkat eksikliği, davranış bozukluğu, kaygı problemleri ortaya çıkmaktadır. Birçok çocuk okula gitmek yerine Youtuber ya da gamer (oyuncu) olmak istemektedir. Araştırmalar sonucu siber zorbalık yaşayıp bunu paylaşacağını söyleyen öğrencilerin sayısının çok düşük olduğu görülmüştür. Çocuklar kendi cinsel fotoğraflarını yayınlamakta ve başkalarından da cinsel fotoğraflar kendilerine gelmektedir. Çocuklar yetişkinler tarafından cinsel tacize açık duruma gelmişlerdir.

Öneriler: Konuyla ilgili ebeveynler bilgilendirilmelidir. Olumlu anne-babalık becerilerine sahip olmaları gerekmektedir. Anne-babalık eğitimleri yaygınlaştırılmalıdır. Bu eğitimler de eğitim almış eğitimciler tarafından yapılmalıdır. Ebeveynlerin bilinçlendirilmesinin yanı sıra öğretmenler de bilinçlendirilmelidir. Okullar rehberlik servisiyle velileri bilinçlendirmeli, konuk çağırmalı. Çevrimiçi risklerden korunmak adına okullarda önleyici çalışmalar sürdürülebilir şekilde yapılmalıdır. Önleyici çalışmalara ek olarak müdahale de yapılmalıdır. Siber zorbalık vakalarında bir yol haritası olmalıdır. Alternatif içerik üretilmelidir. Ek tedbirlere ihtiyaç vardır.

“Yeni Medya ve Eşler Arası İletişim”
Tespitler: Yeni medya eşler arası duygusal bağların zayıflığından yararlanır. Yeni medyanın kimlik gizlenerek kullanılması. Ekonomik zorluklar insanların sosyal aktivitelerde bulunmasını zorlaştırmakta ve yeni medya mecralarına yönlendirmektedir.

Öneriler: Dijital Medya Okuryazarlığı eğitimleri yapılmalıdır. Bu eğitimler anaokulu ile beraber başlamalı, sosyal hayatta devam etmelidir. Ailede eşler arasındaki duygusal bağların güçlendirilmesi ve aile arasındaki etkileşimin geliştirilmesi gereklidir. Bunun için evlilik öncesi ve sürecinde kurslar ve eğitimler düzenlenmelidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ortak çalışmalar yürütmelidir.

“Yeni Medya ve Sağlık Sorunları”
Tespitler: Sosyalleşememe, sosyal yaşantının parçalanması. Yeni medyanın psikolojik ve ruhsal sorunları artırması. Fiziksel sağlık sorunlarını artırması. Artırılmış sanal gerçeklik uygulamalarının geleceğe yönelik sağlık sorunlarına yol açması. Sağlık hizmetlerinde hasta ve sağlık çalışanlarının mahremiyetine önem verilmemesi.

Öneriler: Aile fertlerinin birlikte zaman geçirmeye yönlendirilmesi. Aile içi iletişim konusunda topyekun eğitimler ve seminerler verilmesi. Hasta ve çalışan hakları yönetmeliklerinde yaptırımlar artırılmalıdır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ortak çalışmalar yürütmelidir.

“Sosyal Politikalar ve Hukuki İyileştirmeler
Tespitler: Emniyet Müdürlüğü ve yasal süreçlerde görev alacak nitelikli personel eksikliği bulunuyor. Aileler siber güvenlik konusunda bilinçli değil. Çocuklara sosyal medya kullanımı ve tehlikeleri konusunda farkındalık kazandırılması için bilinçlendirme yapılmalı. Maddi Hukuk ile ilgili olarak mevzuat belirsiz ve dağınık, süreçler yavaş ve mağduriyetleri ve suçu aydınlatma konusu zor. Medyada çocuğun korunmasına ilişkin yasal düzenlemeler yetersiz. Rehberlik ve psikolojik danışmanlık konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’nın politika anlamında müfredatına medyanın etkileri, siber zorbalık gibi konuların yerleştirmesi gerekir.

Öneriler: Nitelikli personel konusunda üniversitelerde yüksek lisans ve sertifika programları açılmalı. Temel Aile Eğitimi konusunda bilinçlendirme ve farkındalık çalışmaları yapılmalı. Siber zorbalık konusunda aile ve çocuklar duyarlı hale getirilmeli. İlk adım okulda atılmalı. Çocukların bilgisayar karşısında geçirdiği süre takip edilmeli. Ebeveynler çocukları hangi siteleri ziyaret edecekleri konusunda bilgilendirmeli, kural koymalı. Tanımadığı kişilerle iletişime geçmemesi konusunda uyarmalı, kişisel bilgilerin paylaşımı konusunda mutlaka bilgilendirmeli. Milli Eğitim Bakanlığı, ilgili bakanlıklar, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ortak çalışmalar yürütmelidir.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul 3 ton 224 kilo atık pil bilim setine dönüşüyor Duracell ve Doğa Koleji’nin sürdürülebilirliği vurguladığı atık pil geri dönüşümü “Battery Friend Forever” kampanyası 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda tamamlandı. 82 Doğa Koleji kampüsünde, 70 öğretmenin süreci takip ettiği, yirmi bin öğrencinin bir buçuk ayda katıldığı projede 3 ton 224 kg atık pil toplandı. Toplanan piller bilim setine dönüşecek, iyilik hareketi ile dezavantajlı bölgelerde eğitim alan çocuklara ulaştırılacak. Doğa ve bilim için yarıştılar Duracell’in Dünya Pil Günü çerçevesinde başlattığı, ‘atık pillerin dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklar için bilim setine dönüşmesi amacıyla toplanması projesi’ devam ediyor. Doğa Koleji de bu iyilik hareketine ‘Battery Friend Forever’ kampanyası ile destek oldu. Proje kapsamında başlatılan ‘atık pil toplama yarışması’ sonuçlandı. Doğa Kolejlerinin tüm kampüslerinin katıldığı yarışmada, öğrenciler ‘atık’ ve ‘sürdürülebilirlik’ alanında eğitimler aldı, bir buçuk ay boyunca atık pilleri topladı. Tüm kampüsler en çok atık pil toplayan kampüs olmak için çalıştı. Öğrencilerin ve velilerin desteği için çeşitli etkinlikler düzenlendi. Böylece kampanya sürecinde toplamda 3 ton 224 kg atık pil toplanmış oldu. "Çocukların daha fazlasına yapma gücüne inanıyoruz" Duracell Türkiye Ceo’su Kerem Sinanoğlu, “Duracell olarak bilimi merkeze aldığımız projeler yürütmekten, bu projeleri Doğa Koleji gibi köklü bir eğitim kurumu ile beraber sürdürmekten ve “Battery Friend Forever” kampanyasını 23 Nisan gibi özel bir günde tamamlamaktan dolayı çok mutluyuz. Sürdürülebilirlik bilincini nesilden nesile aktarmak için en doğru yolun da eğitim olduğunu biliyoruz. Buradan hareketle çocukların “daha fazlasını yapma gününe” inanıyoruz ve atık pilleri toplayarak, hem doğamızı koruyor hem de dezavantajlı bölgelerde zor koşullar altında eğitim alan çocuklarımıza destek oluyoruz. Bir buçuk ay gibi kısa bir süre içinde 3 ton 224 kg atık pil toplayarak, binlerce öğrenciye bilim seti ulaştırma hedefimize omuz veren tüm Doğa Koleji ailesine de sonsuz çok teşekkür ederiz“ dedi. “Hem atık çıkmasını sıfırlıyoruz hem de karbon salınımını düşürüyoruz” Sürdürülebilirliğin Duracell’in odağındaki en önemli konulardan biri olduğunu da vurgulayan Sinanoğlu, “Üç temel stratejimiz var; eğit, azalt ve topla. Gerek karbon emisyonunu ölçümleyen ve raporlayan ilk pil firması olmamız sebebiyle, gerekse Avrupa’da bulunan bütün üretim tesislerimizin yeşil enerji ile çalışıyor olması sebebiyle hem atık çıkmasını sıfırlıyoruz hem de karbon salınımını düşürüyoruz. Tüm ürünlerimizi yüzde 90 karton ve yüzde 100 geri dönüştürülmüş paketlerle tüketicilere ulaştırıyoruz” diye konuştu. Duracell Ar-Ge laboratuvarlarında geliştirilen ‘Optimum’ teknolojisinin, pil atıklarını azaltmadaki rolüne de değinen Sinanoğlu, “Verimsiz teknoloji ile üretilen piller ile karşılaştırdığınızda 1 Duracell Optimum pil, 30 tane sıradan çinko karbon pilin verdiği enerjiyi verebiliyor. Bu da 1 tane Duracell Optimum pil kullandığınızda 1 atık pil ortaya çıkartırken, diğerlerinde 30 tane atık pil çıkartıyorsunuz. Duracell Optimum pil kullanarak çevre kirliliğini de minimuma indiriyoruz” ifadelerini kullandı. Bilim seti kampanyasının yanı sıra Duracell’in deprem bölgesine yönelik başlattığı ‘Bilim Odası’ çalışması hakkında da bilgi veren Sinanoğlu, “6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinin ardından bölgedeki çocuklarımız için kalıcı bir proje yapmak için TOÇEV ile birlikte yola çıktık. TOÇEV’in, Türkiye genelinde yürüttüğü ‘GÜNEBAKAN’ projesi dahilinde ilköğretim okullarında var olup da yetersiz olan veya hiç olmayan kütüphane, müzik odası, spor alanı, oyun bahçesi, çok amaçlı kullanım odası ve benzeri alanların onarımına, Duracell olarak ‘Bilim Odası’ projesi ile katkı sunmak istedik. Proje deprem faciasında büyük yara alan Adıyaman Merkez Öğretmen İlkokulu ile başladı. Böyle bir proje ile deprem bölgesindeki çocuklarımıza bir bilim odası hediye ettiğimiz için çok gururluyuz” dedi. Doğa Koleji Ekoloji Bölüm Başkanı Merve Topçuoğlu, “Doğa Koleji’nde verdiğimiz ekoloji eğitiminde öğrencilerimizin doğa ile bağlarını güçlendiriyoruz. Sürdürülebilirlik projeleri ile olumlu ve olumsuz davranışların sorgulamasını sağlıyoruz. Her proje bizler için doğaya atılan büyük bir adım. Atık pil geri dönüşüm kampanyası gibi birçok proje hayata geçiriyoruz ve öğrencilerimizi süreci hayal edip, yönetmek ve yürütmenin tam ortasına koyuyoruz. Geleceğin Doğası için yaşamı sürdürülebilir biçimde iyileştirmek ve bugünden doğru seçimler yapmamızı sağlamak amacı ile yürütülen projede; sürdürülebilir yaşamın en önemli ipuçlarından biri çöp ve atık kavramlarının bilincinde olmak temel hedef oldu. Öğrencilerimize edindirmek istediğimiz en önemli kazanımlardan biri doğaya karşı sorumluluklarınızın farkında olunması” dedi.
Kocaeli Başkan Bıyık koltuğunu çocuklara bıraktı Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla koltuğunu çocuklara bıraktı. Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla çocukları makamında ağırladı. Çocukları kapıda karşılayan Başkan Bıyık, makamını Dede Korkut İlkokulu dördüncü sınıf öğrencileri Muhammet Ensar Çınar ve Rümeysa Ay’a bıraktı. Başkan Muzaffer Bıyık’a çiçek takdim eden Darıcalı minikler, daha sonra başkanlık koltuğuna oturarak başkan yardımcıları ve birim müdürlerine çeşitli talimatlar verdi. Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık koltuğunu çocuklara devretmekten dolayı mutlu olduğunu ifade ederek “Geleceğimizin teminatı olan tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor ve hepsini sevgiyle kucaklıyorum. Bugün iki yavrumuza koltuğumuzu bıraktığım için mutluyum. Darıca Belediyesi olarak çocuklarımızın daha iyi yetişmesi için canla başla çalışıyoruz. Yarının büyükleri olacak çocuklarımız inanıyorum ki ülkemizi daha güzel günlere taşıyacak. Bir kez daha başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere ülkemizin bölünmez bütünlüğü ve bağımsızlığımız için canlarını feda etmiş tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum” dedi. Başkan Muzaffer Bıyık, daha sonra çocuklara çeşitli hediyeler vererek eğitim hayatlarında başarılar diledi.
Denizli Duyarlı kuaför yetiştirme yurdunun ardından 23 Nisan çocuklarını sevindirdi DENİZLİ (İHA) – Denizli’de daha önce yetiştirme yurdunda hayata geçirilen anlamlı projede yer alan kuaför Mehmet Çağdaş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarına katılan çocukları sevindirdi. Denizli’nin sosyal projelere verdiği desteklerle tanınan kuaförü Mehmet Çağdaş, yine anlamlı bir etkinliğe imza attı. Pamukkale ve Merkezefendi ilçelerinde faaliyet gösteren Mehmet Çağdaş Hair Artist firmasının sahibi olan Çağdaş, daha önce bir yetiştirme yurdunda gerçekleşen etkinliğini bu kez bir köy okulunda sürdürdü. Ekibiyle birlikte Çal ilçesine bağlı Belevi Halil Uzun İlkokulu’nda 30 kişilik bir sınıfın öğrencilerini 23 Nisan’a özel ücretsiz tıraş eden Çağdaş, çeşitli hediyelerle sevindirdiği miniklere mesleği hakkında bilgilendirdi. Çocukların bir ülke geleceğinin umudu, milletin en değerli varlığı ve ümit kaynağı olduğuna dikkat çeken Mehmet Çağdaş, “Daha önceki etkinliğimiz olan yetiştirme yurduna gittiğimizde, orada tıraş ettiğim çocuğun bana anlattığı hayat hikayesinden çok etkilendim. Aklıma bir köy okulunda eğitim gören çocuklara mesleğimi tanıtmak, sevdirmek ve onların kalplerine dokunma fikri geldi. Çocuklara bir şeyler katabilmek ve onları topluma kazandırmak istedim. Milli Eğitim Müdürlüğüyle yaptığımız görüşmeler sonucu, proje çalışması için Çal - Belevi Halil Uzun İlkokulunu belirledik. Çocuklarımız çok mutlu oldular ve sevindiler. Bizlere çok sıcak kanlı davrandılar. Çocukların gözlerinde gördüğümüz mutluluk bizleri çok sevindirdi. Mesleğimizle ilgili merak ettikleri soruları cevaplandırdık. Hatta kuaförlük mesleğine olan ilgilerini artırmış olduk, bu mesleğe olan bakış açılarını değiştirdik. ‘Güçlü Çocuk, Güçlü Toplumdur’ düşüncesinden yola çıkarak, onların bayramı olan 23 Nisan’da onları mutlu etmeyi hedefledik. Tüm meslektaşlarımdan bulundukları illerdeki köy okullarına gitmelerini ve oradaki çocukların kalplerine dokunmalarını ve mesleğe olan sevgilerini arttırmalarını rica ediyorum” dedi.