SPOR - 10 Temmuz 2019 Çarşamba 10:48

Mehmet Yiğiner: "Altay'ı, Galatasaray ve Beşiktaş da istedi"

A
A
A
Mehmet Yiğiner: "Altay'ı, Galatasaray ve Beşiktaş da istedi"

Olağanüstü Genel Kurul öncesinde açıklamalarda bulunan MKE Ankaragücü Başkanı Mehmet Yiğiner, “35 Milyon TL ile gelecek olan Ağcabağ’a dedik ki; ‘Buyur gel. Parayı bankaya yatır. Biz aday olmayacağız” ifadelerini kullandı.

Ankaragücü Beştepe Tesisleri'nde İHA'ya MKE Ankaragücü'nün gündemine dair konuşan Başkan Mehmet Yiğiner, Hector Canteros, Dever Orgill ve Michal Pazdan’ın sözleşmeleri devam ettiğini, haklarında çıkarılan transfer haberlerinin de kasıtlı yapıldığını belirtti.

“Mühim olan Ankaragücü’nün menfaatidir”

MKE Ankaragücü başkan adayı Murat Ağcabağ’ı disiplinsiz davranışlarından sebep yönetim kurulu olarak ihraç etiklerini hatırlatan Başkan Yiğiner, “Daha sonra yönetim olarak tekrar kayıt ettik ki demokratik ortamda yarışsın diye. Geçmişten bu yana 35 milyon Türk Lirası vaadi var. Kendisi, ’70 milyon liramız var, 35 milyon lirası hazır’ dedi. Biz de dedik ki burada mühim olan Ankaragücü’nün menfaatidir. Koltuk sevdamızda yok. Zaten kaldı ki dönem dönem bazı genel kurullarda da salona dahi gelmedim. Delegeler son ana kadar beklediler aday çıkmayınca liste sundular. Beni arayıp rica ettiler, 'tamam' dedim. Salona gelmeden başkan seçilmişliğimizde oldu” dedi.

Açık ve net söylüyorum, her türlü destek veririz”

Kendileri için en önemli şeyin MKE Ankaragücü’nün yaşaması ve iyi şekilde temsil edilmesi olduğunu vurgulayan Başkan Mehmet Yiğiner, şöyle devam etti:
“Biz 35 milyon TL ile gelecek olan Ağcabağ’a dedik ki; ‘Buyur gel. Parayı bankaya yatır. Biz aday olmayacağız.’ Bunu bir kez daha söylüyorum. Kendileri söz verdiler, sadece sözlerini yerine getirsinler. Hacizler varmışta para borca gidermiş. Kesinlikle öyle bir şey yok. Direkt banka hesabına yatırsın. Biz oradan futbolcuların hesabına yatırırız. Direkt futbolcu alacaklarına gider. Örnek veriyorum, Altay Bayındır satıldı. Ondan gelecek parayı nereye ödeyeceğiz? Biz bunu yönetici alacaklarına mı ödeyeceğiz? Hayır. Söylediğimiz gibi içerideki futbolcuların tamamına ödeyeceğiz. Aynı şekilde öyle bir 35 milyon TL gibi para geldiği zaman transfer yasağı önündeki engelleri tamamen kaldırmış oluruz. Bizim için de iyi olur. O zaman, ‘Buyur gel devam et’ deriz. Biz de destekleriz. Salonda da destekleriz. Seçim biter tesislere gelir, ‘Hayırlı olsun’ deriz. Ekonomik olarak destek veririz. Açık ve net söylüyorum her türlü destek veririz.”

“Kongreyi 30 Temmuz’da yapacağız”

Yapılacak olan Olağanüstü Genel Kurul hakkında da konuşan Mehmet Yiğiner, “Kongreyi 30 Temmuz’da yapacağız, gelen olur, gelmeyen olur. Tatilde olanlar olabilir. Verilen saatte genel sayının yarısını geçmek lazım. İşi sağlam yapmak lazım. İki kere insanları yormamak gerek. Allah’ın izniyle 30 Temmuz’da bu iş biter” ifadelerinde bulundu.

“Gençlerbirliği ile Eryaman Stadı'nda oynayıp giderleri yarı yarıya indirmek istiyoruz”

Eryaman Stadyumu'nun tahsisi için bakanlığa başvurduklarını söyleyen Yiğiner, “Ulusal Lisans almamız için stadı bildirmemiz lazım. Biz de Gençlerbirliği ile Eryaman Stadı'nda oynayıp giderleri yarı yarıya indirmek istiyoruz. Bununla ilgili Gençlik ve Spor Bakanlığı'na başvurduk. Onlardan gelecek tahsisi bekliyoruz. Tahsis geldiği zaman hem kombine satışlarımızı yapacağız hem de reklam vereceğiz panolara. Tahsis olmadığı için gerek biz gerekse Gençlerbirliği bekliyoruz” şeklinde konuştu.

“Bugün kupa finali burada oynanır, yarın milli maçlar”

Süper Kupa Finali’nin Ankara’ya verilmesi sebebi ile Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’e teşekkür ettiğini dile getiren Yiğiner, “Bazı taraftarlar tepki gösterdi. Bu da bir organizasyondur. Ankaralı futbolseverlerin de buna katılma hakkı vardır. Ankara’da olması bizi sevindirir, mutlu eder. Bizden bir şey götürmez. Bu bir başlangıç olur, bugün kupa finali burada oynanır, yarın milli maçlar. Yıllardır biz Ankara’da milli maç izleyemedik. Hem de stadın ciddi eksikleri vardı. Bunlar da giderilmiş olur” dedi.

“Sözleşmesi devam futbolcuların bir yere gitme şansı yok”

Son dönemde sözleşmeli oyuncuları Michal Pazdan, Dever Orgill ve Hector Canteros hakkında ortaya atılan transfer haberlerinin kasti olarak yapıldığını düşündüğünü dile getiren Yiğiner, şunları söyledi:
“Bu şekilde bizleri yıpratıp kulübü ele geçirme planları bunlar. Bunlarının hepsinin üstesinden geliriz. 2-3 güne kadar futbolcularımız gelmeye başlar. Ante Kulusic kampta, antrenmandaydı. Günlerce Gençlerbirliği’ne gitti diye haber yaptılar. Yarın Pazdan gelir. Diğer gün kalan futbolcular gelir. Çünkü bunlar kupa finallerinde oynadıkları için, ‘Ailemize zaman ayıramadık. Kendimiz de dinlenemedik’ diyerek bizden izin istediler. Biz de izin verdik, ileride sıkıntı yaşanmaması için aileyi görmek adına gidip gelme anlamında. Kimsenin bir yere gitmişliği yok. Onlar kendi futbolcularımız. Sözleşmesi devam eden futbolcuların bir yere gitme şansı zaten yok. Mantıklı da değil. Biz bu futbolcuların alacaklarını yatırdığımız sürece hiç kimse bir yere gidemez.”

“Altay Bayındır için 3 milyon Euro istedik”

Altay Bayındır transferinden elde edilen 1.5 milyon Euro’nun iyi bir para olduğunu söyleyen Başkan Mehmet Yiğiner, “Biz Altay’ı amatör kulüpten aldık. Yetiştirdik, çalıştırdık. Kendi dönemimizde aldık. Kendi dönemimizde sattık ve kulübe 1.5 Milyon Euro para kazandırmış olduk. Demek ki alt yapıdan çıkıyor. Bundan sonrada çıkacak. Altay Bayındır için 3 Milyon Euro istedik. Diğer takımlar da istedi, Galatasaray, Beşiktaş ama 1.5 milyon Euro’ya çıkan Fenerbahçe oldu. Altay, ‘Başkanım siz anlaşın, kulübüm kazansın sonrasında biz anlaşırız’ dedi. Altay o anlamda çok fedakar davrandı" diye konuştu.

“Yapılandırmaya girdiğimiz zaman hiçbir problem kalmayacak”

Geçtiğimiz günlerde Trabzonspor’un borçlarını yapılandırdığını hatırlatan Mehmet Yiğiner, açıklamasına şöyle devam etti:

“Biliyorsunuz onların borcu bizden daha fazla. Başkan da bildiğim kadarıyla kefalet verdi. ‘Bu borç artmayacak, eksilecek’ diye bir imza attı. Diğer kulüpler de bundan faydalanacak. Biz de ivedilikle faydalanmak için 12. ayda dosyamızı verdik. Eksikler tamamlandı. Bekliyoruz. Biz de bankalar birliğinin yapılandırmasına girmek istiyoruz. Yapılandırmaya girdiğimiz zaman hiçbir problem kalmayacak. İlk öncelik Trabzonspor’a verildi, umarım ikinci biz oluruz. Zaten yapılandırma olduktan sonra kulübün ekonomik anlamda geçmiş borçları ile ilgili bir sorun olacağını düşünmüyorum. Çünkü burada başkanlar, yöneticiler sorumlu olduğu için bu borcu arttıramazsın. Çok fazla para verip transferler yapamazsın. Yani kulübü fazla borçlandırmaz. Bu fazlalığı başkan ve yöneticiler kendi ödemiş olacak. Yapılandırmadan faydalanacak olursak ilk yapacağımız iş borçları ve futbolcu alacaklarının tamamını ödemek. Transfer yasağını kaldırarak bütçemize uygun transferler yapmak. Yani bunlar çok uzak işler değil.”

“Kulübün ekonomik problemlerini çözüp ondan sonra bir teknik direktör getirmek istiyoruz”

Bazı teknik direktörler ile görüşme halinde olduklarını da belirten Yiğiner, “Önceliğimiz transfer yasağının kalkması. Biliyorsunuz teknik direktörle anlaşırsınız ama transfer yasağı kalkmaz, bu da onun bahanesi olur. Kulübe bir katkı sağlayamaz. Belki de ligin başında ayrılma ihtiyacı duyabilir. Bunların önüne geçmek adına biz hocalarla görüştük. Fakat kulübün ekonomik problemlerini çözüp ondan sonra bir teknik direktör getirmek istiyoruz. Daha önce takımımızı çalıştıran hocalar var. Şu an futbolcularımıza idman veriyor. Kamptalar. Futbolcuların hazırlanmasında problem yok. Mühim olan ikinci kampa tam kadro gidebilmek” açıklamasında bulundu.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile görüştüğünü söyleyen Başkan Yiğiner, sözlerine şöyle devam etti:
“Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız tanıtım programında atkısını boynuna takıp, ‘Ankaragücü’nü Şampiyonlar Liginde oynatacağız’ diye konuştu. Sözler verdi. Gerek İngiltere’de, gerek Rusya’da gittiği ülkelerde maçlar ayarlıyor. Kendisi ile görüşme yaptık. Yardımcı olacağını söyledi. ‘Belediye meclisinde sıkıtı var ama şirketlerden yardımcı olacağız’ dedi.”

“Amacımızın sadece Ankaragücü’nü desteklemek olması lazım”

MKE Ankaragücü Kulübünden beklenti içerisinde olanlar ile mücadele ettiklerini vurgulayan Başkan Mehmet Yiğiner, “Artık bizim de taraftarlarımızın da amacı Ankaragücü’ne destek olabilmek olmalı. Başka bir niyetimizin olmaması lazım. Emin olun sadece bunu düşündüğünüz zaman bir problem çıkmaz. Herkes Ankaragücü’nü yaşatmak için maddi manevi destek olur. Açıkça söylüyorum, beklentisi olanlar varsa onlarla zaten mücadele ediyoruz. O kişiler de bizi biliyor, biz de onları biliyoruz. Ankara çok büyük bir yer değil. Burada yapılacak şey birlik, beraberlik içerisinde gürültüsüz genel kurul sürecini atlatalım. Sonrasında güzelce ailelerin gelebileceği ortam sağlayalım. Bu ortamı da taraftarımız sağlayacak. Yepyeni stadın kırılmaz denilen koltukları kırılıyor. Ne gereği var? Böyle kişileri aramızda barındırmayalım. Bu tür kişileri uzaklaştırdığımız zaman göreceksiniz taraftar profili olduğu gibi değişecek. Herkes ailesini alıp stada koşacak. Ankara’da bu potansiyel var, bizim biraz daha sağduyulu olmamız lazım. Amacımızın sadece Ankaragücü’nü desteklemek olması lazım. Başka niyet olmamalı. Bu şekilde olursa başarı da huzur da mutluluk da gelir” diyerek sözlerini noktalandırdı.  

Yunus Emre Kartal - Ömer Çetin - Emre Yüzügüldü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Karısını ve kayınpederini öldüren damat adliyeye sevk edildi Bolu’da tartıştığı eşi ve 65 yaşındaki kayınpederini bıçaklayarak öldüren, olayı ayırmak isteyen kayınvalidesini ise yaralayan damat adliyeye sevk edildi. Olay, saat 00.30’da Sağlık Mahallesi Songül Sokak üzerinde bulunan apartmanda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, fabrikada işçi olarak çalışan Meltem Zengin ile 14 yıldır evli olduğu Serkan Zengin, bir süredir aralarında yaşanan tartışmalar nedeniyle geçimsizlik yaşamaya başladı. Tartışmaların son günlerde artmasıyla 2 çocuk annesi Meltem Zengin’in durumu ailesine anlattı. Baba Turgut Doğanyiğit, Zengin’in çalıştığı fabrikanın gece vardiyasından çıkan kızını alarak evine götürdü. Eşini, kayınpeder ve kaynanasını bıçakladı Baba evine giden Meltem Zengin ile konuşmak için gece saatlerinde Serkan Zengin kayınpederinin evine gitti. Konuşmanın başlamasıyla birlikte taraflar arasında tartışma yaşandı. Tartışma sırasında Serkan Zengin, evde bulunan bıçakla eşi Meltem Zengin ile kayınpederi Turgut Doğanyiğit’e saldırdı. Zengin, araya giren kayınvalidesi Emine Doğanyiğit’i de kolundan bıçaklayarak kaçtı. Apartmandan yükselen çığlıklar üzerine Doğanyiğit’in komşuları polise ihbarda bulundu. İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Eşini ve kayınpederini öldürdü Vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanan kayınpeder Turgut Doğanyiğit olay yerinde hayatını kaybetti. Bıçaklı tartışmada ağır yaralanan Meltem Zengin ise ambulansla İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi’ne sevk edildi. Hastaneye kaldırılan ağır yaralı kadın, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Emine Doğanyiğit ise durumunun iyi olduğu öğrenildi. 2 kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olan damat, polis ekiplerinin takibi neticesinde kısa süre içerisinde yakalanarak gözaltına alındı. Serkan ve Meltem Zengin çiftinin 13 ve 15 yaşlarında 2 kız çocuklarının olduğu öğrenildi. Polis ekipleri tarafından yakalanan Serkan Zengin’in emniyette verdiği ifadesinde eşiyle sık sık geçimsizlik yaşadıklarını, olayın da bu nedenle yaşandığını söylediği öğrenildi. Gözaltına alınan Serkan Zengin, adliyeye çıkartılarak mahkemeye sevk edildi.
Ankara "Genç Şefler ile Ankara’nın Coğrafi İşaretli Lezzetlerinin İzinde" etkinliği ilgi gördü Ankara Kalkınma Ajansı, Gölbaşı Kaymakamlığı ve Gölbaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde düzenlenen "Genç Şefler ile Ankara’nın Coğrafi İşaretli Lezzetlerinin İzinde" etkinliği büyük ilgi gördü. Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ev sahipliğinde Ankara’nın coğrafi işaretli ürünlerinin tanıtımı amacıyla düzenlenen etkinlikte yemek yarışmaları, tematik sunumlar ve tanıtım faaliyetleri gerçekleştirildi. Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında yapılan organizasyonun açılışında konuşan Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten, turizmin ekonomilerdeki değerine vurgu yaptı. Ökten, bakanlık olarak ihtiyaç duyulan insan kaynağını yetiştirmek için mesleki eğitimde önemli adımlar atıldığını kaydetti. "Coğrafi işaretli ürünler ve turizm birbirini destekleyen ve birlikte büyüyen iki alandır" Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek ise, coğrafi işaretli ürünlerin öneminden bahsetti. Geleceğin şeflerine seslenen Şimşek, coğrafi işaretli ürünleri tercih etmeleri için çağrıda bulunarak, şunları kaydetti: "Coğrafi işaretli ürünler, bölgenin tanıtımının yapılmasında güçlü bir araçtır. Coğrafi işaretli ürünler ve turizm birbirini destekleyen ve birlikte büyüyen iki alandır. Coğrafi işaretli ürünler, yerel tohumlar, yöreden elde edilen hammadde ve üretim teknikleri kullanılarak üretildiğinden, biyoçeşitliliğin korunmasına ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlar. Yeni nesillerin zengin kültürel mirasımızı keşfetmelerine ve bu mirası daha geniş kitlelere taşımalarına olanak sağlayacak bu tür etkinlikler, yerel kalkınmanın yanı sıra kültürel mirasımızın sürdürülebilirliğini de destekleyecektir. Coğrafi işaretli ürünlerimiz, yerel ve ulusal ekonomimiz için büyük bir değer taşımaktadır." Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreter Vekili Emine Doğrukök, konuşmasında Ajansın çalışmalarından bahsederek, coğrafi işaretli ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması için yürütülen faaliyetler hakkında bilgi verdi. Turizmin bölgesel kalkınmanın önemli araçlarından olduğunu kaydeden Doğrukök, bu alanda Ajansın çalışmalarının devam edeceğini bildirdi. Son olarak Ankara Kalkınma Ajansı Kırsal Kalkınma Birim Başkanı Zekai Efeoğlu bir sunum gerçekleştirerek, Ankara’da coğrafi işaretli ürünler hakkında bilgi verdi. Konuşmaların ardından öğrenciler tarafından halk oyunu gösterisi gerçekleştirildi. Alandaki stantları gezen katılımcılar, coğrafi işaretli ürünler hakkında bilgi aldı. Etkinliğe Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten, Gölbaşı Kaymakamı Erol Rüstemoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreter Vekili Emine Doğrukök ile yetkililerin yanı sıra öğrenciler, şefler ve turizm gönüllüleri katıldı.
Samsun Rafting eğitim kamplarına Samsun ev sahipliği yapıyor Türkiye Kano Federasyonu rafting sporunun geliştirilmesi için 9 ilde eş zamanlı olarak 15-23 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan ‘Rafting Bölgesel Eğitim ve Gelişim Kampları’na Samsun Büyükşehir Belediyesi ev sahipliği yapıyor. Türkiye’de rafting spor organizasyonlarını düzenleyen ve özellikle gençleri rafting sporuyla tanıştırarak bu sporu geliştirmeyi hedef edinen Türkiye Kano Federasyonu tarafından düzenlenen ‘Rafting Bölgesel Eğitim ve Gelişim Kampları’ Samsun’da gerçekleştiriliyor. Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 15-23 Nisan tarihlerinde düzenlenen organizasyon kapsamında 70 sporcuya eğitim veriliyor. 9 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen eğitim çalışması Samsun’da Büyükşehir Belediyesi Su Sporları Merkezi’nde yapılıyor. “Türkiye’yi temsil edecek sporcular yetiştiriliyor” Genç sporculara eğitim veren Rafting Antrenörü, Avrupa Şampiyonu Milli Sporcu Mert Alper Sarı, “Türkiye Kano Federasyonumuz gençlerin rafting sporuyla tanışması ve ülkemizi temsil edecek sporcular yetiştirilmesi amacıyla açmış olduğu bu eğitim seminerinde sporcu kardeşlerimizin gelişim gösterdiği görmek gerçekten çok güzel. Özellikle şunu söyleyebilirim ülkemizin dört bir yanı sularla çevrili ve bunu çok iyi değerlendirmeliyiz. Avrupa sahnesinde şehirleri ve ülkemizi en iyi şekilde temsil edecek sporcuların çıkması doğrultusunda federasyonumuzun yaptığı bu eğitim seminerine genç kardeşlerimizi bekliyoruz. 15 Nisan’da başladık ve 23 Nisan tarihine kadar Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin Su Sporları Merkezi’ndeyiz, sadece gençleri değil tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz” dedi. “Eğitim programlarını çok önemsiyoruz” Samsun Büyükşehir Belediye Spor Kulübü Kano Antrenörü Zafer Benli ise yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Samsun Büyükşehir Belediyesi olarak su sporlarında çok başarılı işler yapıyoruz ve bunlardan birisi de bu eğitim seminerinin burada gerçekleştirilmesidir. Kano ve dragon bot branşlarında sporcularımız bulunuyor. Hem bu branşlara hem de raftinge ilgilinin artması amacıyla böyle bir eğitim seminerinin şehrimizde olmasını çok önemsiyoruz. Yaklaşık 70 sporcu ve vatandaşımıza burada eğitimler verilmeye devam ediyor. 23 Nisan Salı günü sona erecek eğitim seminerinde eminim ki rafting branşında da başarılı sporcular çıkartacağız.”
Tokat Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina da ağır hasar aldı Tokat’ta incelemelerde bulunan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şuana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat’ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Tuzcuoğlu’na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat’ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine sayın valimizin, yine AFAD’ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz." dedi. "Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda" Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekip, "Gerek Tokat’ta gerek Yozgat’ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunlar çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege’deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalardan Alp’lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz." dedi. "500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı" Tuzcuoğlu, depremin ardından 500’e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi. "Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek. Ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can olamaması" .