EĞİTİM - 18 Şubat 2020 Salı 14:19

Mektebim Koleji'nden Antalya çıkarması

A
A
A
Mektebim Koleji'nden Antalya çıkarması

Mektebim Koleji Genel Müdürü Servet Özkök, eğitimde itibar ve sürdürülebilirliğin çok önemli olduğunun altını çizerek, ”Franchising sistemiyle değil, kendi kampüslerimizle büyüyeceğiz, çocuklarımız için en iyisini yapmaya çalışacağız” dedi.

Mektebim Kolejinin yeni yönetim kadrosu Genel Müdür Servet Özkök, Genel Müdür Yardımcısı Banu Gürün, Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Sancak, Yabancı Diller Müdürü Lale Muti, Antalya Kampüs Müdürü Serkan Uzun ve Müdür Yardımcısı Zeynep Öz, Antalya’da bir otelde düzenlenen toplantıda gazetecilerle bir araya geldi.

Toplantının açılışında konuşlan Servet Özkök, Türkiye’de ortalama insan ömrünün 78 olarak belirlendiğini, şirketlerin ömürlerinin ise genellikle 12 ile 14 arasında değiştiğine dikkat çekti.

Ankara Ticaret Odası’nın yaptığı bir araştırmaya göre yeni kurulan şirketlerin ilk 5 yıl içinde kapandığını aktaran Özkök, “İnsanlarda yaşlanma kavramı varsa, şirketlerde de yaşlanma önemli. Bunun içinde sürdürülebilirlik, kavramı üzerinde durmalıyız. Eğitim sektöründe sürdürülebilirlik çok önemlidir. 8 ay önce Mektebi’mde yönetim kadrosu değişti. Yeni yönetim kadrosu ilk toplantısını önceliğini çocuklar olarak belirledi. Ardından eğitim sektörünün olmazsa olması öğretmenler ortaya çıktı. Mektebim’de önceliğimiz çocuklarımız ve onlar için iyi olan ne varsa onu yapmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.

"Eğitime yatırım"
Çocukların geleceğine yön veren öğretmenlerin önemli olduğunun altını çizen Özkök, “Yüksek lisans programlarına öğretmenlerimiz devam ediyor ayrıca tamamlayıcı sağlık sigortası yaptık. Öğretmen çocuklarımızın tamamını yüzde 100 burslu olarak okutmaya başladık. Yönetim kadrosu ve hissedarlık değişti. Büyük ortağımız Sancak Grup, eğitimden kazandığını eğitimine yatıracağını bildirdi. Diğer yerlerde patron varken bizde hissedarlar var. Mektebim eğitimden kazandığını eğitime yatıran bir şirket” dedi.

“Kazandığımızı eğitime yatıracağız”
Eğitimde itibar ve sürdürülebilirliğin önemli olduğuna vurgu yapan Özkök, Mektebim’in bu noktada eğitimden kazandığını eğitime yatırdığını kaydetti.

Mektebim’in öğrencileri sınava hazırladığını ve yabancı dillere çok önem verdiğini işaret eden Özkök, aynı zamanda öğrencileri sosyal sorumluluk projeleri içinde yetiştirmeyi amaçladıklarını belirtti.

“Kampüslerimizle büyüyeceğiz”
Mektebim’in büyüyeceğini ama bunu Franchising sistemiyle yapmayacaklarının altını çizen Özkök, “Biz bu sistemin sağlıklı olduğuna inanmıyoruz. Biz kendi kampüslerimizle büyüyeceğiz, çocuklarımız için en iyisini yapmaya çalışacağız.” İfadelerine yer verdi.

“İşi eğitimciler yapıyor”
Türkiye’de karlı olan bir sektöre kısa sürede yığılmalar olduğundan yakınan Özkök, “İşi bilmeyen kısa vadede büyük paralar kazanma umuduyla sektöre giren yatırımcılar batıyor. Eğitim sektöründe de böyle oldu. Bu sektörde bakış açısı su kadar öğrenci gelir, bu kadar para alınır olmamalıdır. Bu sektör işi bilmeyen için sürdürebilir olmaz. Bizim patronumuz yok, yatırımcımız var. Sektördeki diğer kurumlardan farkımız bu işin eğitimcilere bırakılmasıdır. Bu kadro doğru olanı yapmaya çalışıyor. Eğitim kısa vadeli değil uzun vadeli sürdürülebilir bir iştir. Rekabet denilen şey fiyatla olmaz, kalitede taviz vermeyle olmaz. Yatırım yapmadıkça ve kaliteli eğitimci olmadıkça bu işin sürdürülebilir olması imkansız. Hediyelik eşya kupa satarak bu iş sürdürülebilir olmaz. Önce kaliteli eğitim vereceksiniz.”ifadelerini kullandı.

“Üreten nesiller”
Genel Müdür Yardımcısı Banu Gürün, Mektebim Kolejinin merkezinde üreten nesiller yetiştirmek olduğunun altını çizerek, ana okulundan liseye kadar yenilikçi eğitim programları uyguladıklarını belirtti.
Gürün, dünyada ve Türkiye’de sınav realitesi olduğunu ifade ederek, “Hem ülkemizin hem dünyanın en iyi okullarına hazırlıklar yapıyoruz. Dil eğitim programlarımız var. Bu çerçevede İngilizce, Almancanın yanı sıra bölgelere değişen modern yabancı diller eğitimi veriyoruz.” diye konuştu.

“150 milyonluk sermaye desteği”
Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Sancak, Sancak Grup olarak, bir çok alanda yatırımlarının olmasına rağmen daha çok istihdam ve bireye dokunması nedeniyle eğitim alanına yöneldiklerini bildirdi.

2015 yılında bu işe girdiklerinde 3 ortaklarının olduğunu kaydeden Sancak, Şuanda yüzde 90’u Sancak Grubuna ait bir yatırım. Buradaki yatırımı diğer yatırımlardan ayıran fark şu, burada kararları alırken çok dikkatli olmalısınız, çünkü çocuklarımızın geleceği söz konusu. Özel eğitim sektöründe son dönemlerde sıkıntılı bir süreç yaşanıyor. Biz buradan kazandığımızı yine eğitim işine yatırım yaparak bu işi büyütmeye devam edeceğiz. Bizim amacımız 200-300 okula ulaşmak değil, ilk etapta niteliğe önem vereceğiz. Uygun mali koşullarda iyi eğitimi, imkanlarla sunmayı hedefliyoruz. Sene başında 150 milyonluk bir sermaye artışı yapıldı. Mektebim’in odağında çocuklarımız var” dedi.

Eğitim alanına çok paralar kazanmak için girmediklerine vurgu yapan Sancak, şuanda bile Türkiye’deki özel eğitim veren okullar arasında finansal gücü en büyük olan kendilerinin olduğunu kaydetti.

“İngilizcenin önemi”
Mektebim Okulları Yabancı Diller Müdürü Lale Muti, konuşmasını daha çok yabancı dil eğitimi üzerine kurdu.
Türkiye’de İngilizce eğitiminin bilgi odaklı olduğundan yakınan Muti, “Türkiye’de üniversitelerden mezun olan öğretmenler bile dil konusunda donanımlı mezun olmuyor. Bizim eğitim anlayışımızda 4 yaşındaki ve 18 yaşındaki çocuğa aynı metotla İngilizce öğretilmesi var. Türkiye’nin en önemli sorunu da biz bu işe çok geç başlıyoruz. Biz okul olarak, 2020-2021 döneminde erken çocukluk döneminde 5 yaş gruplarına yarım dönem İngilizce edindirme yoluna gideceğiz. Sanatsal faaliyet, matematik, mutfak faaliyet gibi etkinliklerde dil edinecekler. 3’üncü sınıfta öğrencileri İngilizce konuşur hale getirmek istiyoruz” diye konuştu.

“Çift diploma”
Muti, yurt dışındaki çok sayıda üniversite ile çift diploma üzerine protokoller imzaladıklarını anımsatarak, bu çerçevede mezun olan öğrencinin uluslararası üniversitelerden kabul olma şansı kazandığının altını çizdi.

“Okul olarak tasarlandı”
Antalya Kampüs Müdürü Serkan Uzun, Antalya’nın okullarının kentin tam merkezinde olduğunu belirterek, o nedenle ulaşılabilir bir kampüs olduklarını söyledi.

Tam donanımlı bir kampüs olduklarını sonradan okula dönüştürülmediklerine değinen Uzun, “Tüm okullara okulumuz açıktır hizmetlerimizden yararlanabilirler. 1000 öğrenci kapasitemiz var anaokulundan üniversiteye kadar. 13 bin metrekare kapalı, 3 bin 500 metrekare açık alanı, kapalı spor salonu, yüzme havuzu, buz paten pisti, 350 kişilik konferans salonumuz var. Yerleşkemiz tamamen okula uygun olarak dizayn edilmiştir” dedi.
Antalya Kampüs Müdür Yardımcısı Zeynep Öz, bölgedeki kreş öğretmen ve öğrencilerine yönelik haftada bir gün yabancı dil eğitimi vereceklerini belirtti.

İsa Akar - Gazi Taş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Memur-Sen Heyeti Bakan Işıkhan’la kamu görevlilerinin çözüm bekleyen sorunlarını görüştü Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın beraberindeki heyet ile birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ı ziyaret etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapılan görüşmede Genel Başkan Ali Yalçın ve Bakan Işıkhan’ın yanı sıra Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Kenan Çalışkan ve Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan katıldı. Toplantıda; 7. Dönem Toplu Sözleşme’de hüküm altına alınan ve uygulanmasında aksaklıklar bulunan başta Koruyucu Giyim kazanımının önündeki engellerin kaldırılması olmak üzere; AYM tarafından iptal edilen ve iki aydır 345 lira eksik ödenen Toplu Sözleşme İkramiyesi’nin ek protokolle düzenlenmesi ve çalışmaları başlayan fakat nihai sonuca henüz ulaşmayan 4688 sayılı Kanun’un güncellenmesi, evrensel ilke ve normlara uyumlu hale getirilmesine ilişkin talepler Bakan Işıkhan’a iletildi. “Kanuna aykırı hareket ediliyor” Genel Başkan Yalçın; Türkiye’nin yüzyılında emeği, emekçiyi ve emek örgütlerini korumaya yönelik önlemler alınarak 4688 sayılı kanun sendikal haklara ve kavramlara uyumlu olarak güncellenmeli, Toplu Sözleşme masasına ve taraflarına tanınan haklar artırılarak, süre, kapsam ve örgütlenme özgürlüğü boyutuyla sınırlamalar gözden geçirilmelidir. Genel toplu sözleşme ve 11 hizmet kolunda yetkili sendikalarımızın 40’a yakın maddesi ya eksik ya da tamamen uygulanmıyor. Anayasa, Uluslararası Sözleşmeler ve Toplu Sözleşme Kanununa aykırı hareket ediliyor” dedi. Yalçın, CHP’nin talebi ve AYM’nin kararı doğrultusunda iptal edilen Toplu Sözleşme İkramiyesi konusuna da değinerek şunları söyledi: “2 milyon 200 binden fazla kamu görevlisini aylık 345 lira zarara uğratan iptal kararı bir an önce düzeltilmeli. Cumhurbaşkanımızın bu konunun çözümüne ilişkin beyanını da esas alarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ne; emekçilerin haklarının korunduğu, kayıplarının önlendiği bir düzlemde girmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu konuyu çözmek için Bakanlık ile bir araya gelerek ek protokol yaparak sorunu kökten çözmeliyiz.” “Gereken adımları atacağız” Bakanlık olarak kendilerine iletilen talepleri değerlendirdiklerini ve sorunların çözümü noktasında gereken adımların atılacağının altını çizen Vedat Işıkhan, “Çalışma barışının sürdürülmesi ve kamu çalışanlarımızın haklarının korunması yönelik adımlarımızı sosyal paydaşlarımızla birlikte atmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Toplantının ardından 7. Dönem Toplu Sözleşme’de kayıt altına alınan; 4688 Sayılı Kanun’un güncellenmesi, eksikliklerin giderilmesi, evrensel ilke ve normlara uygun hale getirilmesi noktasında 10 başlıkta alanında uzman akademisyenler, hukukçular ve uzmanlar tarafından hazırlanan "Uluslararası Normlar Işığında Kamu Görevlileri Sendikacılığı ve Toplu Sözleşme Düzeni Karşılaştırmalı Analiz Seti 4688" çalışması Bakan Vedat Işıkhan’a iletildi.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e dur demeleri gerekiyor" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Batılı ülkelerin, İran’ın misillemeleri karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e dur demeleri gerekiyor" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan ile ortak basın Toplantısı gerçekleştirdi. Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ı Türkiye’de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendisine ve kıymetli heyetine bir kez daha sizlerin huzurunda hoş geldiniz diyorum. Sözlerime Tanzanya’da 14 Nisan’da vuku bulan sel ve heyelan felaketiyle Arusha’da yaşanan trafik kazasında 8 ilkokul öğrencisinin hayatını kaybetmesinden duyduğum üzüntüyü ifade ederek başlamak istiyorum. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet kederli ailelerine sabır, yaralılara ise acil şifalar diliyorum" dedi. "Artışa rağmen mevcut rakamlar da gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor" Tanzanya’dan ülkemize, Cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan bu ilk ziyaretin yeni bir dönüm noktası olacağına inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2017 yılında ziyaret ettiğim Tanzanya ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir. İlişkilerimiz karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da gelişiyor. Bugünkü görüşme iş birliğimizi kapsamlı bir şekilde gözden geçirdik. Karşılıklı ticaret ve yatırımların arttırılması noktasında atılabilecek adımları ele aldık. ikili ticaret hacmimiz 2003 yılında 11 milyon dolardan geçen sene 345 milyon dolar seviyesine ulaştı. Artışa rağmen mevcut rakamlar da gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor" açıklamasını yaptı. "Türk firmaları Tanzanya’da 6,4 milyar dolar değerinde 14 adet projeyi başarıyla üstlendi" Tanzanya ile ticaret hacmini ilk etapta bir milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki dönemde çabalarını bu yönde yoğunlaştıracaklarını belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanı’nın katılımıyla yarın İstanbul’da düzenlenecek Türkiye Tanzanya İş Forumu bu açıdan önemli bir adım olacaktır. Türk firmaları Tanzanya’da bugüne kadar 6,4 milyar dolar değerinde 14 adet projeyi başarıyla üstlendi. Tanzanya Türk müteahhitlerince istenilen toplam proje bakımından Afrika’da üçüncü Sahra Altı Afrika’da ise birinci ülke konumundadır. Firmalarımız Tanzanya’da demir yolu inşaatı ve modernizasyonu, tersane ve gemi inşaatı yol yapımı gibi alanlarda önemli yatırımlara imza atmıştır. Ülkeyi baştan başa saracak standart aralıklı demir yolu projesinin büyük bir kısmının bir Türk şirketi tarafından inşa ediliyor olması bizler için bir iftihar vesilesidir" dedi. "FETÖ örgütüyle mücadele kapsamında Tanzanya’dan beklentilerimizi paylaştık" İstişarelerinde terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmayan Türkiye, bu alandaki tecrübelerini, dostlarıyla paylaşmaya da önem vermiştir. Tanzanya’nın kendi güvenliğini sağlamada atacağı adımlara yardımcı olmaktan da memnuniyet duyacağımızı belirttim. FETÖ örgütüyle mücadele kapsamında Tanzanya’dan beklentilerimizi paylaştık. Tanzanya’da Maarif Vakfımızın üstlenebileceği eğitim projeleri hakkında bilgi verdim. inşallah bu ziyaret sonrasında Tanzanya tarafından da etkili ve somut adımlar göreceğiz. Bu minvalde iki ülke kurumları arasındaki eş güdümün daha da geliştirilmesi gerektiği aşikardır. Dışişleri Bakanlarımız düzenli siyasi istişarelerin yürütülmesi noktasında yüksek düzeyli diyalog mekanizmasını başlatacak adımları atmaya karar vermişlerdir" değerlendirmesini yaptı. "Afrikalı kardeşlerimizin Filistin davasına ve adaletsizlere karşı hassasiyeti tüm dünyanın malumudur" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika kıtasının gönlünde hep müstesna bir yeri olduğunu söyledi. Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrika açılımımızın kıta ülkeleri tarafından da muhabbetle karşılandığını görmek biz sevindiriyor. Ticaretten eğitime, tarımdan sağlığa, her alanda kıtayla ilişkilerimizi geliştirme kararlılığımız bakidir. Uluslararası platformlarda, Afrika’nın sesinin daha çok duyulmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Dünya 5’ten büyüktür şiarımızın Afrikalı kardeşlerimiz ve dostlarımız nezdinde yankı bulması doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Tesis ettiğimiz bu samimi ilişkiler Gazze başta olmak üzere dünyada yaşanan adaletsizliklere karşı mücadele azmimizi güçlendiriyor. Afrikalı kardeşlerimizin Filistin davasına ve adaletsizlere karşı hassasiyeti tüm dünyanın malumudur" dedi. Tanzanya Cumhurbaşkanı’yla görüşmelerinde işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan vahşet karşısında atılabilecek adımları da ele aldıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı’ya Filistin konusunda çağrıda bulunarak şunları söyledi: "7 Ekim’den bu yana çoğu çocuk, kadın, yaşlı ve sivil 34 bin Filistinli, İsrail güçleri tarafından şehit edildi. 75 bin kardeşimiz yaralandı. 195 gündür son asrın en büyük katliamlarından biri Gazze’de yaşanıyor. Gazze’deki katliamları durdurmak için daha fazla çaba harcamalıyız. Bir an önce acil ve kalıcı ateşkes sağlanmalı, sonrasında ise 2 devletli çözümü hayata geçirmeye dönük adımları hemen atmalıyız. Bu hafta Batılı ülkelerin İran’ın misillemeleri karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e ‘dur’ demeleri gerekiyor. İsrail’in gündemi çarpıtma, Gazze’deki vahşeti gizleme, gündemden düşürme teşebbüslerine fırsat verilmemelidir. Bu düşüncelerle Sayın Cumhurbaşkanı’na ziyaretleri için bir kez daha teşekkür ediyorum. Bugünkü görüşmelerimizin ve imzalanan 6 anlaşmanın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Başta Tanzanya olmak üzere Afrika’daki tüm kardeş ve dostlarımıza en kalbi selamlarımı gönderiyorum."