SAĞLIK - 08 Ekim 2019 Salı 09:52

“Meme kanseri riski yaşam tarzı değişiklikleriyle azaltılabilir”

A
A
A
“Meme kanseri riski yaşam tarzı değişiklikleriyle azaltılabilir”

Tüm dünyada kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olan meme kanserine farkındalık oluşturmak için Dünya Sağlık Örgütü tarafından ekim ayı ‘ Meme Kanseri Hakkında Bilinçlendirme Ayı’ olarak kabul edilmiştir. Bu önemli bilinçlendirme programı çerçevesinde açıklama yapan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Erpek, erken tanı ile meme kanserinden kurtulmanın mümkün olduğunu belirtti.

Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Erpek, son yıllardaki cerrahi teknik değişimler, kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarındaki gelişmelerin özellikle erken evrede tanı konan hastalarda hem memenin ve koltukaltı lenf düğümlerinin tamamını almaya yönelik girişimleri ve tedaviye bağlı sorunları azalttığını ve hem de yüzde 100’e yakın tedavi şansı verdiğini kaydetti. Erpek, ayrıca kanser genetiğindeki yeni bilgiler ve testlerin daha kanser ortaya çıkmadan yüksek risk taşıyan olguları daha yakından takip etmeye veya önleyici tedavilere olanak sağladığını söyledi.

“Meme kanseri riski yaşam tarzı değişiklikleri ile azaltılabilir “
Erpek, genel olarak yaşam tarzı değişiklikleri ile azaltılabilecek meme kanseri riskini artıran nedenleri; obezite, hareketsiz yaşam, hiç veya geç yaşta doğum yapmak, uzun süre doğum kontrol hapı kullanmak, menapoz sonrası hormon tedavisi almak ve sürekli alkol kullanmak olarak sıraladı. Erpek, bunun dışında ilk adet yaşının 12’den az veya menapoz yaşının 50’den fazla olmasının, ailede birinci derece akrabalarda meme kanseri görülmesinin kanser riskini daha da arttırdığını belirtti. Erpek “Her ne kadar 40 yaş üzeri olmak kanser riskini artıran bir özellik olsa da ailede birden fazla 1. derece akrabada 45 yaş altında kanser öyküsü olması, genetik taramalarında BRCA-1 ve BRCA-2 gen mutasyonu saptanmış kişilerde 40 yaş altı meme kanseri riskini artıran bir unsurdur” dedi.

“ Meme kanserinde en sık rastlanan bulgu meme kitlesidir”
Meme kanserinin belirtilerine de değinen Erpek, en sık rastlanan bulgunun birey veya hekim tarafından saptanan bir meme kitlesi olduğunu ifade etti. Bu kitlenin sert, hareketsiz, düzensiz kenarlı ve ağrısız olmasının kanser lehine bir bulgu olduğunu söyleyen Erpek, kitleye eşlik etsin veya etmesin meme ucundan kanlı akıntı gelmesi, meme derisinde çökme fark edilmesi, meme ucunun içe dönmesi, meme derisinde kızarıklık ve kabarıklıklar ve koltuk altında şişlik saptanmasının da kanser varlığını düşündüren bulgular olduğunu vurguladı.

Erpek, bu risk faktörlerine sahip kadınların en azından ayda bir kez bu bulguların varlığı açısından kendilerini kontrol etmeleri ve en az birinin varlığından şüphe etmeleri durumunda en kısa zamanda bir genel cerraha görünmelerinin erken tanı için önemli olduğunu hatırlattı. Erpek, fark edilen hiçbir bulgu olmasa bile 40 yaş üstü kadınların meme tarama merkezlerine başvurarak hekim kontrolünden geçmelerinin de erken tanı konmasına yardımcı olduğunun altını çizdi.

Erpek, sözlerini şu hatırlatmaları yaparak tamamladı: “ Bu merkezlerce daha yakın takip gerektiren bir risk faktörü saptanmadıkça, 40-50 yaş aralığında 2 yılda bir, 50 yaşından sonra ise her yıl kontrolden geçmeye devam etmeleri önerilir. Sonuç olarak erken tanı ile meme kanserinden kurtulmak mümkündür. Erken tanı bunun için en önemli gerekliliktir. Erken tanı konabilmesi için kendi kendini kontrol etmek ve kanser tarama merkezlerine düzenli başvurmak gereklidir. “
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Osmaniye’de çiftçilere soya tohumu desteği Osmaniye’de tarım arazilerinin kullanımının etkinleştirilmesi projesi çerçevesinde, 340 çiftçiye 34 ton soya tohumu dağıtıldı. Osmaniye Tarım ve Orman İl Müdürlüğünde düzenlenen programa Vali Erdinç Yılmaz, Tarım Kredi Kooperatifi Mersin Bölge Müdürü İsa Güler, Tarım ve Orman İl Müdürü Erdem Kolabaş ve üreticilerimiz katıldı. Programda bilgi veren Tarım ve Orman İl Müdürü Erdem Kolabaş, "Kıymetli bir baklagiller bitkisi olan soya toprağın dinlenmesini sağlar. Köklerinde yaşayan bakteriler vasıtasıyla toprağa azot bağlar. Ayrıca hasat artıkları kıymetli bir hayvan yemi olarak kullanılabilmektedir. Soya yüzde 40-45 oranında protein, yüzde 18-20 oranında da yağ içermektedir. Gıda ve yem sanayinde oldukça fazla kullanılan kıymetli bir endüstri bitkisidir. Bakanlığımız çok kullanılan ama yeterli üretime sahip olmayan soya üretimini teşvik etmek için sertifikalı tohum desteği, ilave gübre mazot desteği, yüksek ürün prim desteği vererek soya üretimini artırmaya çalışmaktadır. 2023 yılında toplam ekim alanımız 18 bin dekara ulaşmıştır. 2024 yılında ekim alanının artacağı tahmin edilmektedir. Bugün bu projeyle 340 çiftçimize 34 ton soya tohumu dağıtılacaktır. Toplam proje bütçesi 2 milyon 400 Bin TL olup, 1 milyon 800 bin TL’si Bakanlığımız tarafından karşılanmıştır" dedi. Soya üretiminde Osmaniye’nin önemli bir yeri olduğunu söyleyen Vali Erdinç Yılmaz, "Bakanlığımızın destekleriyle, arkadaşlarımızın gayretleriyle hep beraber sizlere nasıl faydalı olabiliriz, ne kadar destek olabiliriz, bunun gayreti içinde çalışıyoruz. Size destek olabiliyorsak ne mutlu. Bu desteklerimizi her zaman sürdüreceğiz. Çünkü şunu çok iyi biliyoruz; tarım, gıda toplumumuzun, Ülkemizin geleceği açısından olmazsa olmaz. Hamdolsun Osmaniye olarak da bereketli topraklardayız. Biz bu bereketli topraklarımızı, Allah’a şükredip en güzel şekilde değerlendirmeyi ve milletimize sunmayı bir görev biliyoruz. Soya üretiminde de Osmaniye’miz en önde gelen illerden birisi. İnşallah bu dağıtacağımız soya tohumu desteğinin de sizler açısından en güzel şekilde değerlendirileceğini, inşallah bereket olup kazanç olup sizlere dönmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Bu mübarek Ramazan gününde Ramazanınızı kutluyorum. Her zaman yanınızdayız, yanınızda olmaya da çok gayret ediyoruz. Bu projenin gerçekleştirilmesinde emeği geçen arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum" dedi. Konuşmaların ardından çiftçilere soya tohumu dağıtıldı.
İstanbul Kedi Eros’u tekmeleyerek öldüren sanık hakkındaki karara başsavcılık itiraz etti Başakşehir’de bir sitede Eros isimli kediyi dakikalarca tekmeleyerek öldüren İbrahim Keloğlan hakkında verilen karara Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. İtirazda, sanık hakkında verilen kararın bozulması ve sanığın tutuklanmasına yönelik karar verilmesi talep edildi. Başakşehir’de bir sitede 1 Ocak’ta meydana gelen olayda, İbrahim Keloğlan, Eros isimli kediyi dakikalarca döverek ölmesine neden olmuştu. Sanık Keloğlan hakkında Küçükçekmece 16. Asliye Mahkemesi tarafından 1 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti. Verilen ceza iyi hal indirimi uygulanarak 1 yıl 3 aya düşürülüp hükmün açıklanması geri bırakılmıştı. Karara itirazlar üzerine yeniden yapılan yargılamada İbrahim Keloğlan hakkında ‘evcil hayvanı kasten öldürme’ suçundan 2 yıl 6 hapis cezasına hükmedilmişti. Verilen karara Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz edildi. “Öldürmeye yönelik davranışına devam etti” Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, sanık İbrahim Keloğlan’ın site sakinleri tarafından beslenip bakımı yapılan kediye asansör içerisinde tekme vurduğu ve kedinin can havliyle koridora kaçtığı kaydedildi. Dilekçede, sanığın kedinin kaçmasını engelleyecek şekilde, koridor kapılarını kapattığı ve kendisinden kaçmaya çalışan kediyi tekmelemekten vazgeçmeyerek öldürmeye yönelik davranışına devam ettiği belirtildi. Dilekçede sanık hakkında üst hadden hapis cezası verilmesi gerekirken ceza adaletine ve kamusal vicdana uygun olmayacak şekilde temel ceza tayinine gidildiği kaydedildi. Dilekçede “Canavarca hisle, hunharca, eziyet çektirerek, yoğun kast altında işlenen eyleme yönelik üst hadden ceza verilmemesi durumunda hangi daha vahim eylem ve hadisede bu miktar ceza verileceği de anlaşılamamıştır” ifadeleri kullanıldı. “Olayın son derece ağır ve vahim olduğuna dair bir kuşku yok” Sanığın olayda yoğun kast altında canavarca hisle acı çektirerek eylemi gerçekleştirme biçiminde olayın son derece ağır ve vahim olduğuna dair bir kuşku olmadığı da dilekçede aktarıldı. Dilekçede, temel cezanın belirlenmesinde şikayetçi olup olunmaması ile zararın karşılanıp karşılanmamasına bakılmadığına, sanığın olay sonrasında gösterdiği kişilik özelliklerinin ölçüt olarak sayılmadığına işaret edilerek temel cezanın belirlenmesinde yanılgıya düşüldüğü aktarıldı. Kararın bozulması ve sanığın tutuklanması talep edildi Sanık hakkında takdiri indirim yapıldığı belirtilen dilekçede, canavarca hisle ve eziyet çektirerek eylemini gerçekleştirmesi, suçun işleniş biçimi, güttüğü amaç ve kastının yoğunluğu da dikkate alındığında cezada yetersiz gerekçe ile indirim uygulanmasının usul ve yasalara aykırı olduğu belirtildi. Toplum bilinci ve ahlakının geniş tepkisini çeken, amacı itibariyle tehlikeli ve vahşi, kötülük eylemini sergileyen, psikolojik bir güdüyle hareket eden sanığın merhametsiz ve acımasız bir şekilde, canavarca hisle ve eziyet çektirerek kediyi öldürdüğü de dilekçede kaydedildi. Dilekçede sanık hakkında verilen kararın bozulması ve bozma kararı ile birlikte sanığın tutuklanmasına yönelik karar verilmesi talep edildi.