POLİTİKA - 22 Ocak 2019 Salı 12:16

MHP'nin seçim sloganı belli oldu!

A
A
A
MHP'nin seçim sloganı belli oldu!

MHP'nin seçim sloganı "Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar" olarak belirlendi.

 MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "31 Mart Yerel Seçimleri için kampanya çalışmalarını yürütmek üzere MHP milletvekilleriyle MDK ve MYK üyeleri ve partimize hizmeti şiar edinmiş dava arkadaşlarımız, Genel Merkezimiz tarafından farklı ekipler halinde görevlendirilmişlerdir. Kampanya ekipleri, 81 ilde faaliyette bulunmak üzere bütün yurt sathında sahada olacaklar, il başkanlarımızla koordineli olarak çalışacaklardır. Görevlendirilen arkadaşlarımız, gönüllü ülküdaşlarımızla beraber gece gündüz demeden sahada olacaktır" dedi. 

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Seçim Kampanyasıyla İlgili Görevlendirmeler konulu bir basın açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 24 Haziran 2018 Seçimleriyle hayata geçmesinde belirleyici unsurun Cumhur İttifakı olduğunu ifade eden Yalçın, kurulduğu tarihten bu yana farklı siyasi görüşlere sahip partiler ve farklı aidiyetlere sahip toplumsal katmanlar arasındaki tabuların yıkılmasına, Türkiye’de uzlaşma kültürünün demokratik siyasi geleneklerimizin bir parçası haline gelmesine önemli katkılarda bulunan MHP'nin, ittifak olgusunun yasal temellerinin atılmasına da önayak olduğunu kaydetti.

"Bu sadece bir siyasi kombinezon değildir" 

MHP, 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinin kampanya stratejisini bu doğrultuda hazırlandığını ifade eden Yalçın, kampanya konsepti olarak, "Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar" temel sloganının belirlendiğini açıkladı. Bu ana temanın yanı sıra "Sağduyunun Birlikteliği Cumhur İttifakı" ve "Türkiye Ehline Emanet" gibi tali sloganların da seçim sathı mahallinde kullanılacağını aktardı. Yalçın, "Bilindiği gibi MHP gibi köklü fikir ve dava partilerinde bağlılık, mensubiyet ve aidiyet daima belirleyici faktördür. Türk toplumunun çoğunluğunda da sosyolojik olarak aidiyet olgusu önemli yer tutmaktadır. Bu itibarla MHP seçmeni hangi seçimlerde olursa olsun, adaydan çok partisinin politikalarına, tutarlılığına, duruşuna, kurumsal kimliğine oy vermektedir. Şimdi buna bir de Cumhur İttifakı faktörü eklenmiştir. Cumhur İttifakı’nın başarısındaki etkin MHP rolü, mensuplarımızın hafızasına kazınmıştır. İki parti arasındaki mutabakatın korunmasına yönelik seçmen eğiliminin yerel seçimlerde de sandığa yansıması sürpriz olmayacaktır. Diğer taraftan buna sadece iki siyasi parti arasındaki siyasi anlaşma uzlaşma yolu gözüyle bakmak Cumhur İttifakı’nın fonksiyon ve çerçevesini sınırlamak olacaktır. Bu sadece bir siyasi kombinezon değildir. Cumhur İttifakı’nın Türkiye’de istikrar ve güveni sağlamada, yeni hükümet modeli olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kalıcı olmasında anahtar rol oynayan bir siyasi denklem olduğu görülmüştür. Türk seçmeni, gerek Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde gerekse Milletvekili Genel Seçimleri’nde ittifakın başarısının yerel seçimlerde de tekrarını görmek isteyecektir. Alınacak sonuçlar aynen 24 Haziran’da olduğu gibi; sadece AK Parti veya MHP’nin başarısı olarak değil, aynı zamanda Cumhur İttifakı’nın performansı olarak kabul edilecektir. O bakımdan, 31 Mart 2019 Mahalli Seçimleri’nde de ekseriyetle parti ve ittifak tercihinin öne çıkacağını öngörmekteyiz" ifadelerine yer verdi.

"Ekipler halinde görevlendirmeler yapıldı" 

Yerel seçimlerde başta İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere önemli illerde ve genel olarak da yurt çapında 30 Mart 2014’te oluşan tablonun korunması hem yerelde istikrarın, hem de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin devamı açısından önem arz ettiğinin altını çizen Yalçın, "Bu çerçevede 31 Mart Yerel Seçimleri için kampanya çalışmalarını yürütmek üzere MHP milletvekilleriyle MDK ve MYK üyeleri ve partimize hizmeti şiar edinmiş dava arkadaşlarımız, Genel Merkezimiz tarafından farklı ekipler halinde görevlendirilmişlerdir. Kampanya ekipleri, 81 ilde faaliyette bulunmak üzere bütün yurt sathında sahada olacaklar, il başkanlarımızla koordineli olarak çalışacaklardır. Görevlendirilen arkadaşlarımız, gönüllü ülküdaşlarımızla beraber gece gündüz demeden sahada olacaktır. Tarihin hafıza kaybına tahammülü olmadığı, geçmişte yaşanan acıların unutulmasının geleceğimizi kararttığı aziz milletimize sabır ve kararlılıkla anlatılacaktır. 'Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür' sözünün milli iradenin 31 Mart’taki tecellisine gölge düşürmemesi için şimdiden kolları sıvayan MHP teşkilatları, üçüncü evresine giren Cumhuriyet’imizin temel prensiplerinin ve kazanımlarının muhafazası için 31 Mart Yerel Seçimlerinin taşıdığı değeri olanca gücüyle halka anlatmaya gayret edecektir. Toplumun her kesiminden vatandaşlarla yüz yüze, bire bir görüşülecek; 2016’dan 2019’a kadar gelinen sürede maziden ve yakın tarihten alınan dersler yanında, binlerce yıllık tarihimiz ve zengin kültürümüzün terakümünden edinilen tecrübelerin ışığında atılan hayati adımların önemi üzerinde ısrarla durulacaktır. Milli mutabakat ruhunun yaşatılması, uzlaşma kültürünün korunması için çaba gösteren MHP kadroları sahada azimli, istekli ve müteyakkız olacaktır" diye belirtti.  

Yağmur Yıldız
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Yolda yatan köpeğin üzerinden otomobili ile geçti Sakarya’nın Karasu ilçesinde bir otomobilin yolda yatan köpeğin üzerinden geçip yoluna devam ettiği anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Ezilen köpeğin sahibi ve mahalle sakinleri, yaşanan acı olaya tepki gösterdi. Olay, Karasu Yalı Mahallesi Barbaros Caddesi üzerinde meydana geldi. Mahalle sakinlerinden Güler Yaşar’ın sahibi olduğu köpek, yol kenarında yattığı sırada bir arabanın üzerinden geçmesi sebebiyle yaralandı. Ayakları kırılan köpek, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne ait Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi altına alındı. Otomobil sürücüsünün, köpeğin üzerinden geçerek hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ettiği anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, üzerinden otomobil geçen köpeğin acı içerisinde yerde kıvrandığı anlar yer aldı. "Hızlı gelse, fren yapamasa kaza deriz ama öyle bir şey olmadı" Yaşanan olaya mahalle sakinleri ve köpeğin sahibi Güler Yaşar tepki gösterdi. Yaşar, “Köpek yol kenarında yatıyordu, araba 14.58’de köpeğin üzerinden geçmiş. Tümseğin üzerinden geçtikten sonra hiç fren yapmadan geçti, hiç durmadı. Köpeğin sesini duyunca aşağıya indik, tedaviye gönderdik. Hızla gelip çarpmıyor. Yavaş yavaş geliyor, üzerinden geçiyor. Mahalle içinde çocuklar var, yaşlılar var. Bir hayvanın üzerinden geçiyor ve durmuyor. Tepkimiz bu yüzden. Telefonuna mı bakıyordu, önündeki hayvanı görmüyor. Nereye bakıyordu? Hızlı gelse, fren yapamasa kaza deriz. Öyle bir şey de olmadı” diye konuştu.
İstanbul Dilan Polat mahkemede gözyaşlarına boğuldu Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında Dilan ve Engin Polat çifti savunma yaptı. Dilan Polat’ın savunması sırasında sık sık ağladığı görüldü. Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde başlandı. Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanıklar Dilan, Engin ve Sezgin Polat ile müşteki Banu Parlak hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı. Duruşmada kimlik tespiti esnasında Engin Polat “aylık ortalama gelirim 200 bin” dedi. Dilan Polat da aylık gelirinin 200 bin TL olduğunu söyledi. Engin Polat duruşma salonunda küçük oğlu ile telefonda konuşup konuşamayacağını sorarak “6 aydır konuşmuyoruz” dedi. Hakim bu talebin üzerine “her türlü temas yasak” dedi. Dilan Polat ise ağlayarak duruşma salonuna girdi ve eşinin elini tuttu. Polat, duruşma salonunun izleyici kısmında oturan kızının da elini tutmak istedi ancak jandarma izin vermedi. Dilan Polat kızına sık sık “Kızım seni çok seviyorum, hepsi geçecek, yapmadık biz yapmadık” dedi. Sanık Polat duruşma salonunda göz yaşlarına hakim olamadı. Dilan Polat savunmasında “Ben Banu Parlak’ı tanırım kendisi 6 yıllık arkadaşım. Küsüp barıştığımız dönemler oluyordu. İş yeri kurşunlanmadan önce işleri konusunda benden yardım destek istemişti. Ben de kendisine seve seve yardım edeceğimi söyledim. Daha sonra sosyal medyada haberleri görünce haberim oldu. Can güvenliğinin olmadığını ve bizi sorumlu tuttuğuna dair paylaşımlar gördüm. O ana kadar aramızda problem yoktu. İş yerinin kurşunlandığını da basın ve sosyal medyadan öğrendim. Bu sırada yargılandığımız kişilerle de hiçbir bağlantımız yoktur. Daltonlar çetesi eşimi ve beni de tehdit etmiştir. Bununla alakalı mesajlar da mevcut” dedi. Polat savunması sırasında da zaman zaman duygulanarak ağladı. Dilan Polat savunmasının devamında “Can Dalton bana senin namusunu elinden alacağım diye mesajlar da iletmişti. Bizi tehdit eden kişilerle aynı dosyada neden yargılanıyoruz bilmiyorum. Gürcistan’a 2018-2019 yıllarında hamilelik dönemimde gittim. Yemek yedim ziyaret ettim döndüm. Sosyal medyada ön planda bir hayat yaşıyorum. Maddi durumumuzun iyi olmasından dolayı farklı yollarla Halil İbrahim Kalkan’ın haraç kesmek istediğini düşünüyorum. Pendik şubemize giderek tabelaları indirin demişti. Çalışanların elinde ses kayıtları da mevcut. Benim Banu Parlak ile husumetim yoktu. Neden böyle bir konuda beni ve ailemi hedef gösterdi anlamıyorum. Dosyada bahsi geçen kimseyi aile üyelerim dışında yani tanımıyorum. Video için de ben sosyal medyada o dönemde aleyhime paylaşımlar yapılıyordu. Çocuklarım ve ailem için. Kafam çok karışıktı herkes saldırı halindeydi. Suçlamayı kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı. Dilan Polat müşteki avukatının “tedbir kararının anasını danasını göreceksin sözlerini kime söylediniz sorusu üzerine “ Benim orada direkt muhatabım yoktu. Kara para aklandığımıza, illegal işler yaptığımıza dair paylaşımlar yapılıyordu. Genel söyledim” dedi. Engin Polat ise savunmasında “Banu Parlak’ı tanımam. Görüşmüşlüğüm yoktur. Bir gün sosyal medyada ‘benim başıma bir şey gelirse Dilan ve Engin Polat sorumludur’ diye açıklamalar yapıyor. Ben de eşime ‘bu kadın senin arkadaşın değil mi neden böyle yapıyor ara kendisi ile görüş’ dedim. Eşim ‘ben aramam dedi’ ben de üzerine düşmedim. Ama karım iyi niyetli olarak aramış benim sonradan haberim oldu. O ara çok mesele vardı. Kara para aklama. Onun da gerçek olmadığını yakında göreceğiz. Bu arkadaşın dükkanı kurşunlanmış. Akabinde bizden şikayetçi olmuş. İfadeye çağırdılar gittik. Olay bundan ibaret bizim hiç kimse ile bir alakamız yok. Ben diğer sanıkların olduğunu bu mahkemede öğrendim şu an. Yalancı tanık Halil İbrahim Kalkan, bizi tehdit edip şubelerimizi arayıp Sezgin ve Engin Polat ile görüşeceğim diyerek tehdit ediyordu. Bu daha önceden de başımıza geldi. ‘Onları şöyle yapacağım böyle yapacağım, bu tabelaları indirin bundan sonra burada Dilan Polat yazmayacak Halil İbrahim Kalkan yazacak’ diyormuş. 2-3 ay devam etti. Biz telefon sapığı diye dikkate almadık. Lakin bir gün Pendik şubemize gidip tehditte bulunmuş. Babama ‘bu böyle olmaz gidelim şikayetçi olalım fiziken de üzerimize gelmeye başladı’ dedim. Gayrettepe’ye gidip şikayetçi olduk. Açılan davalar sonucu bu şahıs ceza aldı öyle biliyorum. Bu şahıs ‘ben Sezgin Polat’a 500 bin TL borç verdim bunu almak için arıyorum’ diye kılıf uydurmuş. Bu kılıfına daha sonra Banu Parlak’ı ekledi. Güya Banu Parlak’ın vurulmasını istemişiz karşılığında para teklif etmişiz. Yalancı bir tanıktır" şeklinde konuştu. Gürcistan ile hiçbir bağlantısının olmadığını söyleyen Engin Polat, "Bağlantımı bırakın orada olan birini 1 kere bile telefon ile aramadım. Gürcistan’a 4-5 sene evvel 6 aile çift olarak tatile gittik” dedi. Engin Polat devamında “Ben Daltonlar çetesini de tanımam. 2 ay önce gazete okurken öğrendim. Can Dalton daha önce eşimi tehdit etmişti. 2 dükkanım 3 ayrı zaman diliminde kurşunlandı. Ben de bunun üzerine şerefsizler diyerek video paylaştım. Bu adam daha sonra bana yanıt verdi. ‘Bundan sonraki mermi sana’ diye cevap verdi. Bu dosyada iftiraya uğradık. Ticari itibarımız zedelendi. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum. Yalanın ve iftiranın delili olmaz. Ben ve ailemde en ufacık bir delil bulunursa her türlü cezaya razıyım” şeklinde konuştu. Müşteki avukatının sorusu üzerine Engin Polat “Emirhan Döner diye birini tanımıyorum böyle biri ile görüşmedim. Fatih Gezer benim çocukluk arkadaşımdır. Cezaevinden beni aradı. Medyada dükkanımızın kurşunlandığını görmüş. Bana kendi çabasıyla yardımcı olmaya çalıştı şunu tanıyorum bunu tanıyorum diye ama konuşmada Daltonlar çetesi adı geçmedi” dedi. Duruşma Engin Polat’ın babası Sezgin Polat’ın savunması ile devam ediyor.