ASAYİŞ - 09 Temmuz 2020 Perşembe 10:10

Milli antrenör salonuna sığınan kadına böyle sahip çıktı

A
A
A
Milli antrenör salonuna sığınan kadına böyle sahip çıktı

Sevgilisinden kaçan genç kadın yaşadığı korkuyla gördüğü ilk yere, Kick Boks Milli Takım Başantrenörü Cemal Daşdan’ın spor salonuna sığındı. Kadının arkasından salona gelerek saldıran öfkeli adamı tecrübeli antrenörün etkisiz hale getirdiği o anlar ise güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Yaşananları anlatan Daşdan, "Ofisime kadar girdi bayanın üzerine saldırmaya çalıştı, boğuşma oldu ama yine de kadına dokundurmadık" dedi.

Olay 30 Haziran günü saat 20.30 sıralarında Bağcılar’da meydana geldi. İddiaya göre sevgilisi olduğu belirtilen adamdan kaçarak Özbekistan’a gitmek isteyen genç kadın, adam peşine takılınca yaşadığı korkuyla valizleriyle birlikte gördüğü ilk yere sığındı. Kapının önünde hiçbir şeyden habersiz çay içen Kick Boks Milli Takım Başantrenörü Cemal Daşdan ise büyük bir korku ile koşarak gelen kadının salonuna girdiğini gördü. O anlarda içeride olan antrenörün 2017 Kick Boks Avrupa Kupası şampiyonu ve 2018 Kick Boks Dünya Kupası 3’ncüsü olan kızı Gizem Daşdan, genç kadını sakinleştirmeye çalıştı.

Bir süre sonra ise genç kadının kendisinden kaçtığı Özbek uyruklu kişi koşarak salon önüne geldi. Sonrasında salona hızla girerek kadının olduğu odaya yönelen Özbek adamı antrenör Daşdan durdurmaya çalıştı. Adamın kadına vurmaya çalıştığı o anlarda arbede yaşandı. Genç kadın çığlık çığlığa kalırken antrenör, adamı yere yatırarak kadından uzaklaştırdı. İçeride olan kızının ise polisi çağırmasını istedi. Daşdan, adamı etkisiz hale getirince korkudan ağlayan kadın, masanın arkasına geçti. İddiaya göre kadının pasaportunu alarak ülkesine gitmesini engellemek isteyen adam, pasaportun olduğunu düşündüğü çantayı alarak kaçtı.

Yaşananlar güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı

Daşdan, saldırganın geri gelme ihtimaline karşı ruhsatlı tüfeğini salonunun girişine koyarak genç kadın ve kızının başında bekledi. Ekipler gelene kadar baba ve kızı genç kadını rahatlatmaya çalışırken su verdi. O anlar ise güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde adamın zorla içeri girmesinin ardından yaşanan arbede de gözler önüne serildi. Adam kadına saldırmaya çalışırken, antreönün Özbek adamı yere serdiği görülüyor. Kick boksta üst üste Türkiye şampiyonluklarının yanı sıra Avrupa Kupası şampiyonluğu ve dünya üçüncülüğü bulunan hem kendi hem de yetiştirdiği öğrencilerin başarılarıyla dikkat çeken Kick Boks Milli Takım Başantrenörü Cemal Daşdan’ın kadına şiddete karşı gösterdiği duyarlılık ise büyük takdir topladı. Özbek kadın da kendisini koruyan baba kıza teşekkür etti. Edinilen bilgiye göre kadının şikayetçi olmak istediği ancak işlemlerin uzun sürebileceğini düşünüp bir an önce ülkesine dönmek için kararından vazgeçtiği öğrenildi. Tecrübeli antrenör ise salonunda yaşanan o anları anlattı.

“Her gün dövüyor beni, resmi nikah yok”

Yaşadıklarını salona gelen polis ekiplerine anlatan genç kadın, “Polis gelsin yoruldum bundan, çok korktum. Girdim kocam evde yok, hızlı hızlı çantalarımı aldım gitmek istedim. Ben buradan çıktım, kocam geliyor, ondan korkuyorum. Her gün dövüyor beni, resmi nikah yok. O da ben de Özbekistanlıyız, pasaportum var. Memlekete gitmek istiyorum gitmeyeceksin diyor. Orada benim çocuklarım var” diye konuştu.

“Gözlerinde bir korku sezdim”

Kadınla göz göze geldiğinde yaşadığı o korkuyu hissettiğini ifade eden Kick Boks Milli Takım Başantrenörü Cemal Daşdan, “Bağcılar emniyet güçlerimiz, polislerimiz burada eğitim alıyorlar, onların antrenmanı bittikten sonra dezenfekte işlemimizi tamamladıktan sonra oturdum, çay içiyordum. Karşıdan bir kadının geldiğini gördüm elinde bavulları vardı, gözlerinde bir korku sezdim. Beni gördü ve salonuma doğru yöneldi. Salonumdan içeriye girdi ben anladım, birinden kaçıyor. Hemen arkasından bir beyefendi bir sağ bir sol yaptı koştu geldi. Anladım bu kadını arıyor, içeri girmeye çalıştı. Hemen müdahale ettim, eşi olarak düşündüm önce ama herhalde değilmiş. Ofisime kadar girdi bayanın üzerine saldırmaya çalıştı bende onu müdafaa etmek zorunda kaldım. Boğuşma süresi oldu içeride ama biz yine de kadına dokundurmadık. Polisi aradık ekiplerimiz 3 dakika içerisinde burada oldu. İşlemleri yaptılar. Bizde onun akrabalarını arayarak kendisini teslim ettik. Bizim müsabakalarda bu çok olur rakipten korkarsan gözlerin donar. Ben gözlerinde onu gördüm. Donuk donuk baktı, bunun yardıma ihtiyacı var dedim. Karşımızdaki bir kadın bir ana adayı ne olursa olsun bizim görevimiz onu savunmak” diye konuştu.

“Beni göndermiyor pasaportuma el koymaya çalıştı’ dedi”

O anları içerideki kızıyla birlikte yaşadıklarını belirten Daşdan, “Biz haberlerde görüyoruz hiç müdahale etmeden yanından geçip gidenleri çok üzülüyoruz. Sporcu olsa ona göre biz de gardımızı alırdık, öyle olsa tüm tekniğimi kullanmak zorunda kalırdım. Ufak 1-2 hareketle onu etkisiz hale getirmeye çalıştım. Kızım kendisi de Avrupa şampiyonu, dünya üçüncüsüdür, çok rahattı. Polisi aramasını istedim o da aradı. Ben ona ‘kızım arabadan tüfeğimi getir’ dedim. Ruhsatlı tüfeğimi çünkü bu tür insanlar gidip kalabalık gelebiliyorlar. Sonuçta bu bir kadın, kızım ve ben buradayım. Polis arkadaşlarımız gelene kadar o kadını burada savunmasız bırakamazdım, bekledim. Ben eşin mi kardeşin mi ağabeyin mi diye sordum, resmiyette hiçbir şeyim değil ben artık bu ülkeden gitmek istiyorum dedi. Bu beni göndermiyor pasaportuma el koymaya çalıştı dedi. Yarım yamalak Türkçe ile anlattı. Benim gitmemem için bana uyuşturucu veriyor dedi. Muhtemelen çantada kadının pasaportunun olduğunu düşünüyor, gitmemesi için bir engel koymak istemiştir. Ayakkabısını giymeye çalıştı, çantayı kapıp kaçtı, polisler gelince kadını güvenli bir şekilde teslim ettik” dedi.

Hasibe Karadağ - Emre Baba
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya Amasya’da hastanelerin temizlik malzemesi kimyacı liselilerden Amasya’da hastanelerin ihtiyacı olan temizlik malzemeleri, kimyacı lise öğrencilerinin üretimiyle karşılanıyor. Şehrin sembolü elmadan esinlenip “elma’s” markasıyla ürettikleri temizlik ile hijyen malzemelerini hastanelere ve fabrikalara satan Merzifon Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, bu yıl 3 milyon liranın üstünde gelir hedefliyor. İl Sağlık Müdürlüğü ile protokol yapıldı Kimya teknolojisi eğitimi alan öğrenciler ve öğretmenleri, okulda oluşturulan atölyede dezenfektan, sıvı el sabunu, çamaşır suyu ile kolonya gibi 25 farklı malzemenin üretimi yapıyorlar. Bu ürünlerden 15’i Amasya İl Sağlık Müdürlüğü ile yapılan protokolle ildeki hastanelere gönderiliyor. Bakanlık üretimi destekliyor Amasya Milli Eğitim Müdürü Mehmet Türkmen, Amasya’daki hastanelerin temizlik ve hijyen malzemelerinin tamamının öğrenciler ile öğretmenlerin emekleriyle hazırlandığını söyledi. Okulun yılsonuna kadar 3 milyon liranın üstünde satış yapmayı hedeflediğini anlatan Mehmet Türkmen, “Okulumuzdaki imalata Milli Eğitim Bakanlığımız gereken desteği sağlıyor. Artacak kapasiteyle birlikte satışların da büyümesini planlıyoruz” dedi. Okul müdürü Sadık Turan ve kimya teknolojisi alanı şefi Fatma Nakır’dan çalışmalarla ilgili bilgi alan Türkmen, satış sonrası ürünlerden memnun kalınmasının da kaliteli bir iş çıkartıldığının kanıtı olduğunu vurguladı. “Kimya bir slogan değil hayat tarzıdır” “Kimya bir slogan değil hayat tarzıdır” düşüncesiyle üretimde görev alan öğrencilerden 9. sınıf öğrencisi Hilal Bıcıl, çalışmalarının kozmetik alanında gelişeceğine inandığını anlatırken üniversite eğitimini kimya alanında sürdürmeyi hedeflediğini söyledi. Arkadaşı Mustafa Yusuf Töre de ürettikleri temizlik maddelerinin anneleri tarafından da beğenildiğine işaret etti.
Ankara TZOB Başkanı Bayraktar:" Sera ürünlerinde fiyatlar düşüyor" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Sebze seracılığının yoğun olarak yapıldığı Antalya ve Mersin illerinde bulunan Ziraat Odalarımızdan alınan bilgilere göre, bayram sonrasında örtü altı sebze ürünlerinde önemli fiyat düşüşleri görülüyor" dedi. TZOB Başkanı Bayraktar, Türkiye’de örtü altı üretimini, sera ürünlerindeki fiyat düşüşlerini ve çiftçilerin belediyelerden beklentileri ile ilgili bir açıklama yaptı. Seracılık dünyada önemli bir sektör hâline geldiğini belirten Bayraktar şunları dedi: “Seracılık ülkemizde de son yıllarda hızla atılım ve gelişme göstermiş olup, dünyada dördüncü, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından ikinci sırada yerini aldı. Ülkemizde 73 ilde, toplam 764 bin 207 dekar alanda örtü altı üretim yapılıyor. Örtü altı üretim alanlarının yüzde 40,7’si Antalya’da, yüzde 24,6’sı Mersin’de, yüzde 15,6’sı Adana’da ve yüzde 4,3’ü Muğla’da bulunuyor. 2023 yılında seralarda yapılan toplam üretim 8 milyon 956 bin 951 ton olup bu üretimin yüzde 89’unu sebzeler oluşturuyor. Sebze seracılığının yoğun olarak yapıldığı Antalya ve Mersin illerinde bulunan Ziraat Odalarımızdan alınan bilgilere göre, bayram sonrasında örtü altı sebze ürünlerinde önemli fiyat düşüşleri görülüyor. Bu illerde son 15 günde biber ortalama 45 liradan 15 liraya, salatalık ortalama 17 liradan 3 liraya, domates 21 liradan 15 liraya, patlıcan 27 liradan 6 liralara kadar düştü. Bu fiyatlarla çiftçilerimiz zarar ediyor. Mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen hava sıcaklığıyla sera üretiminde artan verim ve ürünlerin erken hasat olgunluğuna gelmesiyle arzda artış görülüyor. Arzda yaşanan artışın yanı sıra, bu günlerde ihracata giden ürünün azalması ve özellikle Ramazan Bayramı nedeniyle zincir marketlerin alımlarında görülen azalmayla fiyat düşüşleri yaşanıyor.” “Çiftçinin ürettiği yok pahasına satılmaması için pazarlama sorunu çözülmelidir” “Çiftçimiz her zaman olduğu gibi üreterek ülkemizin gıda ihtiyacını karşılamak adına gereğini yapıyor. Ancak, zaman zaman ürettiği ürün çiftçilerimize sorun oluyor. Özellikle yaş sebze ve meyve çabuk bozulduğu için pazarlama sorunu daha fazla yaşanıyor" diyen Bayraktar şöyle devam etti: "Bu nedenle yaş sebze ve meyve pazarlamasının ayrı bir önemi bulunuyor. Örtü altı üretimin yaygın olduğu illerde yaş sebze ve meyve pazarlanmasına yönelik üretici birlikleri ve kooperatifler mevcut olsa da, bu birliklerin piyasayı etkileyecek ve düzenleyecek gücü bulunmuyor. Hatta kurulan bazı birlikler ne yazık ki varlığını sürdüremeyerek, kapandı. Ürün pazarlamaya yönelik örgütlerin mali ve idari yönden güçlenmesi ve tarımsal pazarlamada etkin olması için mevzuatlarda gereken düzenlemeler yapılmalıdır.” “Semt pazarlarında üreticilere daha fazla yer ayrılmalı, üretici pazarları her ilçede kurulmalıdır” Çabuk bozulabilen sebze ve meyvelerde arzda dönemsel yaşanan yoğunluklarda çiftçilerin zarar etmemesi ve yetiştirilen ürünlerin heba olmaması için, belediye adına alımlar yapılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar şu değerlendirmeyi yaptı: "Pazar Yerleri Hakkında Yönetmelik hükümlerinde pazar yerlerinin en az yüzde 20’sinin özel satış yeri olarak üreticilere ayrılması hükmü bulunuyor. Ürettiği ürünü doğrudan semt pazarında satmak isteyen üreticimize tüm belediyeler yer ayırmalı ve ayrılan alan yüzde 20 ile sınırlandırılmamalıdır. Bu sınırlama özellikle ürün arzındaki artış nedeniyle kendi ürününü pazarda satmak isteyen üreticilerimize engel teşkil ediyor. Yine belediyelerce belirlenecek günlerde sadece üreticilerimizin ürettiği ürünü halka doğrudan sunabileceği üretici pazarlarının her il ve ilçede kurulması sağlanmalıdır. Gıda fiyatları üzerinden haksız kazanç elde etmeye yönelik hareketler konusunda belediyelerde denetimlerini artırmalı, piyasa üzerinde bozucu etkisi olanlara ceza uygulamalıdır.” “Belediyeler ilinde ilçesinde üretim yapan çiftçisine destek vermelidir” Yerel seçimler öncesi 6360 Sayılı Kanunla Büyükşehir belediyelerinin tarım sektörüne yönelik sorumluluklarının arttığını, çiftçilerin belediyelerden beklentileri olduğunu dile getirdiklerine dikkat çeken Bayraktar, "Bugün tekrar ifade etmek istiyorum ki Belediyeler ilinde ilçesinde üretim yapan çiftçisine her türlü desteğini yapmalıdır” diye konuştu. Bayraktar, çiftçilerin ana başlıklar halinde belediyelerden beklentileri ise şöyle sıraladı: "-Tarım arazileri ve mera alanları korunmalı, her ne gerekçeyle olursa olsun bu alanların imara açılmasına izin verilmemelidir. -Kırsalda genç nüfusu tutabilmek için sosyal alanlar artırılmalıdır. -Belediyeler ve Ziraat Odaları birlikte hareket etmelidir. -Pazarlama kooperatiflerinin kurulmasına destek olmalıdır. -Girdi, tarım alet, fide, fidan vb. destelerini düzenli olarak vermelidir. -Kırsal Alanlara altyapı hizmetleri artırılmalıdır. - Belediyeler, DSİ ile birlikte hareket ederek tarımsal sulama kanallarının bakım ve temizliği konusunda destekte bulunmalıdır. -Tarımsal ürün işleme tesisleri kurulmalıdır. -Yenilenebilir Enerji kaynaklarının kurulmasına destek olmalıdır. -Kırsal Turizm ile kırsalda gelirin artırılması sağlanmalıdır.”
Hakkari Yüksekova’da sürü halindeki yılanlar, Brezilya’nın ’Yılan Adası’nı andırıyor Hakkari’nin Yüksekova ilçe merkezine 30 kilometre uzaklıkta bulunan ’Yılan Pınarı’ bölgesinde sürü halinde güneşlenen yılanlar, Brezilya’nın Yılan Adası’nı andırıyor. Yüksekova’nın Yürekli ve Karabağ köyleri arasındaki ’Yılan Pınarı’ bölgesinde yılanların sürü halinde görünmesi, görenleri hem korkutuyor hem de şaşırtıyor. Yol boyu sürü halinde bulunan yılanlar, Brezilya’nın ’Yılan Adası’nı andırıyor. Sıcak havayla birlikte ortaya çıkmaya başlayan yılan sürüleri, hem korkutuyor hem de görenlerin ilgisini çekiyor. Özellikle insanların olmadığı zamanlarda açık alanlara çıkan ve zehirsiz olduğu bilinen yılanlara zarar verilmemesi noktasında çağrıda bulunan Yüksekova Ziraat Odası Başkanı Perviz Geçirgen, “Yüksekova`ya bağlı Yürekli köyünde bulunan `Yılan Pınar`ındayız. Her sene nisan ayının ortalarında mayıs ayının başlarında bu zararsız yılanlar ortaya çıkıyor. Burası Brezilya’nın Yılan Adası’na da benziyor. Bu zararsız yılanlar özellikle saat 13.00 ve 14.00 gibi ortaya çıkıp güneşliyorlar. İnsanlar olmadığı zaman hem taşların üzerine hem de yol üzerine geliyorlar. Her sene olduğu gibi onları görmek için tekrar buraya geldik. Aslında burada muazzam bir manzara var. Buraya resim video çekmeye gelenler oluyor. Bu gelenler arasında bazı şahıslar yılanlara zarar veriyorlar. Lütfen fotoğraflarınızı çektiğinizde, yılanlara zarar vermeden yeniden bölgeden ayrılın" dedi.