POLİTİKA - 03 Kasım 2019 Pazar 13:44

Milli Savunma Bakanlığı'ndan ABD ve Fransa'ya tepki

A
A
A
Milli Savunma Bakanlığı'ndan ABD ve Fransa'ya tepki

Milli Savunma Bakanlığı, "Tarihi gerçekleri dikkate almadan sözde Ermeni soykırımını kabul eden ABD Temsilciler Meclisi’ni ve terör örgütü PKK/YPG’yi 'müttefik' olarak tanımlayarak destek açıklamalarında bulunan Fransa Ulusal Meclisi’ni kınıyor, aklıselime davet ediyor, bu tarihi ve vahim hatalardan bir an önce dönmelerini umuyoruz" açıklamasını yaptı.

Milli Savunma Bakanlığı, ABD Temsilciler Meclisi ve Fransa Ulusal Meclisi'nin kararlarına ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Fırat’ın doğusundan Türkiye'ye yönelik ciddi DEAŞ ve PKK/PYD-YPG tehdidinin mevcut olduğu belirtilen açıklamada, yaklaşık 70 yıllık NATO üyesi bir ülke olarak Türkiye’nin önceliğinin bu terör tehdidini müttefikleri ile birlikte hareket ederek ortadan kaldırmak olduğu kaydedildi. Bu amaçla uzun görüşmelerin gerçekleştirildiği, ortak birtakım çalışmaların yapıldığı anımsatılan açıklamada, "Ancak birçok konuda anlaşma sağlanmasına rağmen nihai noktada mutabakat sağlanamamış ve maalesef Türkiye terörle mücadelede yalnız bırakılmıştır. Bunun üzerine bölgenin ve hudutlarımızın güvenliğinin sağlanması, oluşturulacak güvenli bölge/barış koridoru ile Suriyeli kardeşlerimizin evlerine, topraklarına güvenle ve gönüllü olarak dönmelerinin temini maksadıyla 9 Ekim 2019’da Barış Pınarı Harekatı başlatılmıştır" denildi.

"DEAŞ, Müslümanların, PKK/PYD-YPG de Kürt kardeşlerimizin temsilcisi değildir"

Barış Pınarı Harekatı'nın Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, BMGK’nın terörle mücadeleye yönelik kararları ile BM sözleşmesinin 51’inci maddesinde yer alan “meşru müdafaa hakkı” çerçevesinde yapıldığına işaret edilen açıklamada şunlar kaydedildi:
"Bu harekat ile sadece ülkemizin ve milletimizin güvenliği değil, aynı zamanda bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Asuriler, Hristiyanlar, Aramiler, Yezidiler ve Keldaniler gibi diğer dini ve etnik grupların da güvenliğinin sağlanması hedeflenmiştir. FKH ve ZDH’da olduğu gibi harekatın planlama ve icrasında sadece teröristler ile bunlara ait barınak, sığınak, mevzii, silah, araç ve gereçler hedef alınmış; sivil/masum kişilerin ve harekat bölgesindeki tarihi, kültürel, dini yapılar, altyapı tesisleri ile bölgede bulunması muhtemel dost/müttefik ülke unsurlarının ve çevrenin zarar görmemesi için hiçbir ülkenin göstermediği derecede dikkat ve hassasiyet gösterilmiştir. DEAŞ, Müslümanların, PKK/PYD-YPG de Kürt kardeşlerimizin temsilcisi değildir, olamaz. Fırat Kalkanı Harekatı ile 3 binden fazla radikal DEAŞ’lı teröristi, buna ilave olarak Irak’ın kuzeyinde 700 DEAŞ’lıyı etkisiz hale getiren kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, DEAŞ terör örgütü ile göğüs göğüse mücadele eden tek koalisyon ve NATO ülkesi ordusudur. Bunun yanında DEAŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyona hava sahasının açılması, üslerin kullanılması ve lojistik her türlü destek verilmiştir."

"Kimyasal silah kullanmak gibi bir durum asla söz konusu değildir"

Suriye’deki terörle mücadele operasyonlarının hedefinin başta DEAŞ olmak üzere PKK/YPG terör örgütleri olduğu vurgulanan açıklamada, "PKK/YPG’nin hapishanelerden serbest bıraktıkları da dahil tüm DEAŞ’lı teröristler yakalanmakta ve adalete teslim edilmektedir. DEAŞ mensubu yabancı teröristlerin ülkelerine gönderilmesi için söz konusu ülkelerden işbirliği beklenmektedir. DEAŞ’lı yabancı teröristlerin vatandaşlıklarını sonlandırarak kurtulmaya çalışmak terörle mücadele yöntemi olamaz. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları ile bölge halkını zalim, cani terör örgütlerinin zulmünden kurtaran ve gücünü asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından alan kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, Fırat’ın doğusunda da Suriyeli kardeşlerinin yanında, terör örgütlerinin karşısındadır. Buna rağmen Barış Pınarı Harekatı’nın başlangıcından beri Türkiye yalan ve taraflı haberlere dayalı çok ciddi bir dezenformasyon kampanyasına maruz kalmış, kimyasal silah kullanıldığına dair asılsız ve yalan haberler ortaya atılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde ne kimyasal silahların atma vasıtaları ne de mühimmatı vardır. Kimyasal silah kullanmak gibi bir durum asla söz konusu değildir. TSK’da bu konuda bir konsept, doktrin, eğitim de yoktur. Her şeyden önce masum insanları gözetmeksizin toplu katliama neden olan kimyasal silah kullanma caniliğinin, şanlı tarihimizde de ahlaki değerlerimizde de yeri yoktur" ifadeleri kullanıldı.

"İlişkilerimizi son derece olumsuz şekilde etkileyecek böylesi bir tarihi hatadan bir an önce dönmesini umuyoruz"

"Etnik ve dini kökene göre ayrımcılık da Türkiye'nin tarihinde ve kültüründe görülmemiştir" denilen açıklamada şunlar kaydedildi:
"Türkiye Cumhuriyeti’nin tek hedefi teröristlerdir. İşgal, etnik temizlik, ilhak, insani krize neden olma gibi saçma iddialar kesinlikle gerçek değildir ve kabul edilemez. Bu tür iddialar TSK'nın kahramanlığı karşısında aciz kalanların iftira ve yalanlarıdır. Tüm operasyonlarımızda olduğu gibi bu harekatımız da milli, manevi, mesleki değerlerimize uygun icra edilmiştir. Türkiye, Astana sürecinin garantörü olarak Suriye sorununa siyasi çözüm getirmeyi hedefleyen Cenevre sürecini desteklemektedir. Suriye’de anayasanın yapılması, Suriye içindeki ve dışındaki tüm Suriyelilerin katılacağı serbest seçimlerin yapılması ve meşru bir hükümetin kurulmasından sonra Türkiye de diğer ülkeler ile birlikte gereğini yapacaktır. Tüm bu gerçeklere rağmen ABD’nin Barış Pınarı Harekatı’nı bahane ederek Ermeni soykırımı yasa tasarısını gündeme getirmesi ile ülkemize ve yöneticilere yönelik yaptırım kararı alması; hem 17 Ekim 2019 tarihinde imzalanan mutabakata hem de stratejik ortaklık ve NATO müttefikliği ruhuna aykırıdır. 100 yıl önce Ermeni soykırımı olup olmadığını merak eden ABD, bahse konu olaylarla ilgili gerçekleri, tarihi olguları çarpıtarak yansıtan sözde kaynaklarda değil, ABD’li General James G. Harbord’un başkanlığındaki ABD askeri heyetinin bizzat yerinde yaptığı araştırmalarla hazırladığı raporlarda ve Amerikan Ulusal Arşivleri’nde (NARA) yer alan belgelerde aramalıdır. Özgür ve bağımsız düşündüğüne inandığımız Amerikalıların, Kongredeki temsilcilerini bu vahim karardan döndürmek için gerekli tepkiyi vereceğine inanıyor ve ABD’li dostlarımızın stratejik ortaklık ilişkilerimizi son derece olumsuz şekilde etkileyecek böylesi bir tarihi hatadan bir an önce dönmesini umuyoruz."

"ABD Temsilciler Meclisi’ni ve terör örgütü PKK/YPG’yi 'müttefik' olarak tanımlayan Fransa Ulusal Meclisi’ni kınıyoruz"

Aynı şekilde Fransa Ulusal Meclisi’nin de Barış Pınarı Harekatı’nı hedef alan kararının başta Fransız halkı olmak üzere dünya kamuoyundan gerçekleri saklama ve çarpıtma gayretinden başka bir şey olmadığı vurgulanan açıklamada, "Fransa tarafından 'müttefiklerimiz' olarak ifade edilenler Kürt kardeşlerimiz değil, bölgede yaşayan başta 400 bini Kürt milyonlarca Suriyeli sivili yerinden eden, yerel halka her türlü baskı ve zulmü yapan, istikrarsızlık ve kaosun baş kaynağı eli kanlı PKK/YPG terör örgütüdür. Tarihi gerçekleri dikkate almadan sözde Ermeni soykırımını kabul eden ABD Temsilciler Meclisi’ni ve terör örgütü PKK/YPG’yi 'müttefik' olarak tanımlayarak destek açıklamalarında bulunan Fransa Ulusal Meclisi’ni kınıyor, aklıselime davet ediyor, bu tarihi ve vahim hatalardan bir an önce dönmelerini umuyoruz. Dünyanın pek çok bölgesinde görev alarak barış ve huzura katkı sağlayan, 2024 yılına kadar savunma harcamalarının Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranının yüzde 2’ye ulaşmasını hedefleyen Türkiye, NATO’ya karşı sorumluluklarının tamamını yerine getirmektedir. NATO’nun ruhuna ve misyonuna uygun hareket eden Türkiye’nin müttefiklerinden de benzeri bir yaklaşım beklemesi en doğal hakkıdır. Şu asla unutulmamalıdır ki, 70 yıldır NATO üyesi olan Türkiye NATO’nun kenarında değil tam merkezindedir" denildi.

"Avrupa ile terörizm arasındaki son engel olan Türkiye terörizmle savaşın cephe ülkesidir"

Türkiye'nin sadece kendi sınırlarını değil, NATO sınırlarını da koruduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Türkiye’nin güvenliği, NATO dahil tüm Avrupa’nın güvenliğidir. Bilinmelidir ki Avrupa ile terörizm arasındaki son engel olan Türkiye, terörizmle savaşın cephe ülkesidir. Harekatın çok kısa sürede hedeflerine ulaşmasında en büyük pay aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize aittir. Şehadet mertebesine ulaşan asker-sivil tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz" ifadelerine yer verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman "Minik eller büyük hayaller” projesi Adıyaman’da devam ediyor Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü koordinesinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısı ile başlatılan proje kapsamında, ’Minik eller büyük hayaller’ temalı etkinliklerde çocuklar eğlenirken öğreniyor. 22-26 Nisan haftasında gerçekleşen etkinliklerde matematikten kodlamaya, kültür-sanattan eğitime birçok alanda sunulan etkinliklerle çocuklar hoşça vakit geçiriyor. 23 Nisan Çocuk Şenliği etkinlikleri kapsamında hafta boyunca Adıyaman’da halk eğitimi merkezlerince akıl zeka oyunları, bilim, sanat, seramik, ebru, çini, resim, mutfak atölyesi, geleneksel sanatlar ve kültürel mirasın tanıtılması, fotoğraf sergisi, ağaç dikimi ve spor faaliyetleri gibi birbirinden farklı etkinlikler düzenleniyor. Çocukların yenilikçi, problem çözen, farklı düşünen ve pozitif kişilik özelliklerine sahip olmalarının hedeflendiği "Minik eller büyük hayaller" programı kapsamında hafta boyunca gerçekleştirilen etkinliklerle, 4-14 yaş aralığındaki çocuklar ve gençlerin bireysel yeteneklerini fark etmesi ve doyasıya eğlenmesi bekleniyor. Konuyla ilgili bilgi veren İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tosun, "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında, geleneksel sanatlar ile kültürel mirasımızı çocuklarımıza tanıtmak, çocuklarda yeni ilgi alanları oluşturmak ve çocukların yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olmak amacıyla yola çıkılan ’Minik eller büyük hayaller’ projesiyle Adıyaman’da çok farklı etkinliklere imza atıyoruz. Evlatlarımıza ebru, resim, çini, mutfak atölyesi, ağaç dikimi ve spor atölyeleri gibi pek çok alanda halk eğitim merkezlerimizin kapısını açarak geleceğimiz olan çocuklarımızla kültür ve sanatı buluşturuyoruz" ifadelerini kullandı.
Samsun Geleceğin mühendisleri için iş birliği Makina Mühendisleri Odası(MMO) Samsun Şube Başkanı Kadir Gürkan, SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde çalışmalarını yürüten Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği(MÜDEK) sayesinde ’daha iyi yetiştirilmiş ve nitelikli’ mühendislerin mezun edildiğini açıkladı. MMO Samsun Şubesi, Samsun Üniversitesi(SAMÜ) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Paydaş Toplantısı’na ev sahipliği yaptı. Toplantıya SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri ve MMO Samsun Şube yöneticileri katıldı. Toplantıda, SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Keleş, bölüm tanıtımını yaptıktan sonra MÜDEK başvuru hazırlıkları hakkında katılımcılara detaylı bilgi aktardı. Gürkan’dan MÜDEK’e övgü Toplantı ile ilgili basına bilgi veren MMO Samsun Şube Başkanı Kadir Gürkan, MÜDEK’in, farklı disiplinlerdeki mühendislik eğitim programları için akreditasyon, değerlendirme ve bilgilendirme çalışmaları yaptığını hatırlatarak, "MÜDEK, Türkiye’de mühendislik eğitiminin kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunuyor. Böylece güncel ve gelişmekte olan teknolojileri kavrayan, daha iyi eğitilmiş ve daha nitelikli mühendisler yetiştirilerek toplumun refahının ileri götürülmesine katkı sağlanıyor" dedi. Eğitim kalitesinde artış MÜDEK’in Avrupa Mühendislik Eğitimi Akreditasyon Ağı (ENAEE-European Network for Accreditation of Engineering Education) ile International Engineering Alliance(IEA) Washington Accord’a üye olduğunu da hatırlatan Kadir Gürkan, "SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü, bu kapsamda başladığı çalışmalarını devam ettiriyor. Bu çalışmalar, öğrencilerimizin eğitim kalitelerinde önemli artışa yol açacaktır" diye konuştu.
Niğde Niğde’de İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu Toplantısı yapıldı Mesleki eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi, istihdam politikalarının oluşturulması ve işsizliğin önlenmesine yönelik çalışmalar yapmak amacıyla oluşturulan İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu toplantısı gerçekleştirildi. 81 ilde eş zamanlı yapılan, İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan’ın çevrimiçi katılımı, ’İİMEK’lerin Etkinleştirilmesi Özel Gündemi’ ile Vali Cahit Çelik başkanlığında toplandı. Toplantıda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan’ın çevrimiçi katılımı ile ’İİMEK’lerin Etkinleştirilmesi Özel Gündemi’ görüşüldü, daha sonra Niğde’de yapılan ve yapılması planlanan çalışmalar değerlendirildi. İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurullarının engelli bireylerin mesleki eğitimi ve istihdamı alanında daha etkin görev almasına yönelik çalışmalar yapılması, kadın istihdamının artırılması, kadın girişimciliğinin desteklenmesi ve kadın kooperatiflerinin güçlendirilmesi amacıyla tüm paydaşlar ile işbirliği içerisinde Kadın Girişimciliği ve Kadın Kooperatifçiliği Çalıştayı düzenlenmesi kararı görüşüldü. Yapılan toplantıda ayrıca Niğde İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan Mesleki Eğitimde İş Sağlığı ve Güvenliği 2024 Mart ayı raporu ile İİMEK Denetim Kurulu faaliyetleri değerlendirildi. Bu çerçevede İİMEK’lerin daha etkin hale getirilmesi amacıyla tüm katılımcı kurumların işbirliğinde çalışılması yönünde karar alındı.
Zonguldak Pençe Kilit Operasyonunda şehit olan Mustafa Sezer’in adı kütüphanede yaşatılacak Zonguldak’ta şehit piyade uzman çavuş Mustafa Sezer’in anısına Erdemir Anadolu Lisesi’nde kütüphane açıldı. 2023 yılında Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde, bölücü terör örgütü mensuplarının taciz ateşi sonucu Zonguldaklı asker Mustafa Sezer şehit düştü. Şehit Sezer’in arkadaşı Bartın Üniversitesi Bilge ve Bilge Yönetimi öğrencisi Merve Cinel, şehidin anısı yaşatmak amacıyla kütüphane oluşturmaya karar verirdi. Ardından Cinal, sosyal medyada üzerinden şehit için kitap kampanyası başlatıldı. Kampanya kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından 2 bin kitap toplandı. Toplanan kitaplarlarla Erdemir Anadolu Lisesinde şehit piyade uzman çavuş Mustafa Sezer kütüphanesi oluşturuldu. Şehit Mustafa Sezer kütüphanesi bugün törenle açıldı Kütüphane açılışına, İl Jandarma Komutanı Kd. Alb. Cezmi Yalınkılıç, Vali Yardımcısı Mehmet Türk, Zonguldak Belediye Başkan Yardımcısı Erol Yılmaz, Kozlu Belediye Başkanı Altuğ Dökmeci, İl Kütür ve Turizm Müdürü Taner Dursun, Şehit Aileleri Derneği Başkanı Mustafa Yorulmaz, Erdemir Anadolu Lisesi Müdürü Erol Koç, şehit Mustafa Sezer’in annesi Yasemin Sezer, babası Mehmet Emin Sezer, kardeşleri Kerim Sezer, Yakup Sezer ve eşi Aleyne Sezer ve Şehit Sezer’in arkadaşı Bartın Üniversitesi Bilge ve Bilge Yönetimi öğrencisi Merve Cinel katıldı. Program saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başladı. Açılış öncesinde Vali Yardımcısı Mehmet Türk, şehit ailesine plaket takdim etti. Projenin mimarı olan Bartın Üniversitesi Bilge ve Bilge Yönetimi öğrencisi Merve Cinel, “Şehidimiz Mustafa Sezer, 1995 yılında Zonguldak Kozlu’da doğdu. Öğrenim hayatını Kozlu İlkokulu ve ardından Kozlu Endüstri Meslek Lisesi’nde tamamladı. Görevine 2016 yılında başlayan Mustafa Sezer, evli ve bir çocuk babasıydı.Şehit Mustafa Sezer, 9 Ağustos 2023 tarihinde vatan borcuna canını, hayallerini feda etti. Kütüphane açılışı sonrasında kütüphaneyi gezen şehit Mustafa Sezer’in annesi Yasemin Sezer, göz yaşlarına hakim olamadı.Anne Sezer açılış boyunca güçlükle ayakta durabildi.