ASAYİŞ - 20 Mayıs 2019 Pazartesi 15:26

Minik Evrim’den 315 gündür haber alınamıyor

A
A
A
Minik Evrim’den 315 gündür haber alınamıyor

Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Yenisu Köyünde kaybolan Evrim Atış’tan 315 gündür haber alınamıyor.

Turhal ilçesine bağlı Yenisu köyünde Burhan ile Dilek Atış 3.5 yaşındaki kızları Evrim Atış, 10 Temmuz 2018 tarihinde kayboldu. İddiaya göre; anne Atış kızını çadırda kardeşinin yanına bırakarak hayvanlara bakmak için ayrıldı.

Bir süre sonra döndüğünde çadıra dönen anne kızını bulamadı. Bunun üzerine aile fertleri çevrede yaptıkları aramalarda bir sonuç alamayınca güvenlik güçlerine haber verdi. Yaylada İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekiplerinin yanı sıra Jandarma ekipleri ilk gün arama yaptı. Jandarma ve AFAD ekiplerine daha sonra JAK, UMKE ve Komando ekipleri dahil oldu. Özel eğitimli hassas burunlu köpekler, gece görüşlü dronla arama yapıldı. Köydeki boş ahırlar, evlerin yanı sıra ormanlık alanda ekipleri titiz bir çalışma yürüttü. Arama çalışmaları devam ederken çelişkili ifadeler veren Evrim'in annesi Dilek ve babası Burhan Atış gözaltına alındı. 23 Temmuz 2018 tarihinde çelişkili ifadeler verdikleri gerekçesiyle tutuklanan anne Dilek Atış 109 gün, baba Burhan Atış ise 166 gün cezaevinde kaldıktan sonra Zile Ağır Ceza Mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Yaklaşık 4 ay ormanlık alanlarda, köyde, mağaralarda yapılan arama çalışmalarında bugüne kadar bir ip ucuna ulaşılamadı. Soruşturma devam ediyor.  

Minik Evrim’den 315 gündür haber alınamıyor

Minik Evrim’den 315 gündür haber alınamıyor

Nurhan İçmez
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.