ASAYİŞ - 05 Ağustos 2021 Perşembe 23:30

MSB: 'PKK/YPG, Fırat Kalkanı bölgesinde sivilleri hedef aldı'

A
A
A
MSB: 'PKK/YPG, Fırat Kalkanı bölgesinde sivilleri hedef aldı'

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), terör örgütü PKK/YPG'nin, Fırat Kalkanı bölgesinde tanksavar füzesiyle bir vinci ve bir ambulansı hedef aldığını, saldırıda 2 sivilin öldüğünü 2 sivilin de yaraladığını açıkladı.

MSB, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Terör örgütü PKK/YPG, Fırat Kalkanı bölgesinde konteyner taşıyan sivil bir vinci tanksavar füzesiyle hedef aldı. Vince yardıma giden sivil bir ambulansı da aynı şekilde vuran teröristler 2 sivili katlederken 2 sivili de yaraladı. Teröristlerin masum sivilleri hunharca katleden bu saldırılarına karşılık belirlenen terör hedefleri obüs, top ve havan atışlarıyla etkili bir şekilde vuruldu” denildi.

Ömer Faruk Karataş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Alaşehir İlçe Sağlık Müdürlüğünden Ramazan ayında beslenme önerileri Alaşehir İlçe Sağlık Müdürlüğü Diyetisyeni Dilek Koz Hayta, Ramazan ayı dolayısıyla beslenme konusunda dikkat edilmesi gereken hususları hatırlatarak, "Ramazan ayında, mideyi rahatsız etmemek ve kalori alımını kontrol etmek için en doğru pişirme yöntemleri ızgara, fırınlama, haşlama veya buğulamadır. Fazla yağ alımına sebep olacak kızartma ve kavurma yöntemlerini uygulamamaya özen göstermeliyiz" dedi. Ramazan ayının başlamasıyla birlikte, uzmanlar da beslenme konusunda yaşanabilecek olumsuzluklara karşı uyarılarda bulundu. Ramazan’da beslenmeye karşı daha dikkatli ve duyarlı olunması gerektiğini belirten Alaşehir İlçe Sağlık Müdürlüğü Diyetisyeni Dilek Koz Hayta, "Ramazan ayında toplu oturulan sofralar, gün boyu oluşan açlık, iftar sonrası tatlı istekleri, öğün düzeni ve yiyeceklerin tüketim miktarları değişkenlik göstermektedir. Uzun saatler aç kaldığımız için bu dönemde dengeli beslenmek büyük önem taşıyor. İlk olarak sahuru atlamamalıyız. Sahur gün boyunca sürecek olan uzun açlık için vücudumuzun enerji ve besin ihtiyacını karşılayacağımız bölüm olacak. Bu nedenle sahurda bizi uzun süre tok tutacak başta yumurta olmak üzere; peynir çeşitleri, yoğurt, ayran, süt gibi protein değeri yüksek besinleri sahurumuza eklemeliyiz. Aynı şekilde kan şekerimizin çok fazla dalgalanmaması için tam tahıllı ürünlere yer vermeliyiz. Mevsim sebzelerinde oluşacak salatalarımızı hem iftar hem de sahurda tüketmeliyiz ki tokluk süremizi uzatabilelim. Sahurda gün boyu susuzluk hissi oluşturacak çok tuzlu-baharatlı yiyeceklerden ve kalorisi yüksek hamur işi grubu yiyeceklerden uzak durmalıyız. En az 1 litreye yakın su tüketmeliyiz. İftar öğününü de en az sahur kadar önemli. Orucu bir çorba ile açmak ve bir süre ara verdikten sonra ana yemeğe geçmek daha doğru bir tercih olacaktır. Ana yemekte tavuk, balık, köfte gibi et grubu yemekler, etli sebze yemekleri veya kurubaklagil yemekleri tercih edilmelidir. Yoğurt, ayran veya cacık gibi süt ürünleri yine iftarda da tüketilerek protein ihtiyacı karşılanmalıdır. Tam tahıllı ekmek, çavdar ekmeği, kepekli makarna, kepekli pirinç, kuru baklagiller, sebze ve meyve gibi kan şekerini yavaş yükselten ve posa içeriği zengin olan besinler tercih edilmelidir. Hamur işlerinden, kızartmalardan, aşırı yağlı ve şekerli besinlerden, çok baharatlı ve tuzlu yemeklerden, asitli içeceklerden uzak durmak mide yanmalarını, hazımsızlıkları, reflüyü engelleyecektir. İftardan 1,5-2 saat sonra küçük bir ara öğün yapmak kan şekeri dengemizi düzenler ve artan tatlı isteğimizi giderir. Bunun için meyve, kuruyemiş ve süt ürünlerinden oluşan ara öğünler yapılabilir. Rutine bindirmemek şartıyla arada şerbetli, yoğun tatlılar yerine daha hafif olan sütlü, meyveli tatlılar veya 1 dilim güllaç tercih edilebilir. 1,5 litre kadar iftardan yatana kadar olacak şekilde bolca su tüketmeliyiz. Ramazan ayında, mideyi rahatsız etmemek ve kalori alımını kontrol etmek için en doğru pişirme yöntemleri ızgara, fırınlama, haşlama veya buğulamadır. Fazla yağ alımına sebep olacak kızartma ve kavurma yöntemlerini uygulamamaya özen göstermelisiniz. Ramazanda hareketsizlik, bağırsak hareketlerinin yavaşlamasına neden olabilir. İftardan sonra yarım saatlik yürüyüşler yapmak hem sindirimi kolaylaştırır hem de bu ayı hareketsiz geçirmemizi engeller" dedi.
Ankara Bakan Bak, down sendromlu milli sporculara başarılar diledi Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Türkiye’nin ev sahipliğinde Antalya’da düzenlenecek olan Down Sendromlular Dünya Spor Oyunları’nda yarışacak milli sporculara başarılar diledi. Down sendromlu sporcuların olimpiyat oyunları olarak adlandırılan 2. Down Sendromlular Dünya Spor Oyunları (2024 Trisome Games), 33 ülkeden 858 down dendromlu sporcu, antrenör ve idarecinin katılımıyla Antalya’da düzenlenecek. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, 4 yılda bir yapılan ve ikinci kez yapılacak Down Sendromlular Dünya Spor Oyunları’na ev sahipliği yapacak olmanın gururunu yaşadıklarını belirterek, Türkiye’nin düzenlediği başarılı organizasyonlarla dünya çapında bir marka haline geldiğini söyledi. "Önemli şampiyonalara ev sahipliği yapıyoruz" Türkiye’de spor devrimi yaşandığına söyleyen Bakan Bak, "Son yıllarda yapılan stadyumlar, spor salonları, yüzme havuzları, sahalarla ülkemiz büyük bir değişim yaşadı. Avrupa’nın ve dünyanın en yeni, en modern tesislerine sahibiz. Bunun neticesinde hem sporcularımız uluslararası alanda madalyalar kazanıyor hem de önemli şampiyonalara ev sahipliği yapıyoruz. Bu gurur ülkemizindir. Yaşanan tesis devriminde başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. "Kendi evlerinde hissedecekleri bir ortam bulacağına yürekten inanıyorum" Oyunlarda mücadele edecek tüm sporculara başarılar dileyen Bakan Bak, şunları kaydetti: "Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; özel sporcularımız kaybedeni olmayan bir organizasyonda mücadele edecek. Hepsi bizim gözümüzde gerçek birer şampiyondur. Turnuva denilince akıllara hep rekabet gelir ancak, sporun özünde dostluk ve kardeşlik vardır. Down sendromlu sporcularımızın kazanma azmi, centilmence mücadeleleri tüm madalya ve kupaların üzerindedir. Down sendromlular Dünya Spor Oyunları için ülkemize gelen değerli konuklarımızın, Anadolu halkının misafirperverliği ile kendi evlerinde hissedecekleri bir ortam bulacağına yürekten inanıyorum. Güzel ülkemizden unutulmaz anılarla, dostluklarla ayrılacaklardır. Tüm sporculara, antrenörlere başarılar diliyorum."
Elazığ Elazığ’ın camileri mukabele halkalarıyla şenlendi Elazığ’da Ramazan ayında camilerde 14 asırlık mukabele geleneği sürüyor. Elazığ’da Ramazan ayında camilerde mukabele geleneği devam ediyor. Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) ve Hz. Cebrail’in Kur’an-ı Kerim’i karşılıklı okumaları anlamına gelen mukabele geleneği, Elazığ’da İmam-ı Azam ve tarihi İzzet Paşa ile Saray camilerinde de yaşatılıyor. Öğle namazının ardından başlayan mukabele halkalarına yoğun şekilde katılan Elazığlılar, genç hafızların Kur’an-ı Kerim tilavetinin huzurunu yaşıyor. Din görevlilerinin yanında hafızlık eğitimi alan öğrencileri de Kur’an okuyarak halkaya katılıyor. İmam-ı Azam Camisinde Altınçevre Kur’an kursu öğrencilerinden yaşları 12-16 arası olan hafızlardan Burak Arda Bay, Mevlüt Efe Gür ve Miraç Aydın, Kur’an okuyor, hatim yapmak isteyen vatandaşlar da namazlarını kıldıktan sonra camide mukabeleye katılıyor. Camii İmam Hatibi Şinasi Bay, ’’Burada hafız kardeşlerimiz ezbere Kur’an-ı Kerim okuyorlar. Bu manada hocalarını da takdir ediyoruz. Ramazan-ı Şerif’in İslam alemine hayırlar getirmesini niyaz ediyorum’’ dedi. Cami cemaatinden Ali Kaya ise ’’Yıllarca hep aynı şekilde süregelen, her Ramazan ayında Cebrail ile Peygamber Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) karşılıklı okumuş oldukları ayetleri bizler de günlük bir cüzü genç hafız kardeşlerimizin mukabelesini takip ediyoruz. Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu bir aydayız. Evveli rahmet, ortası mağfiret olan Ramazan ayına bizi buluşturan Mevla’ya hamdolsun. Bizler her gün İmam-ı Azam Camisinde sabah, öğle ve ikindi vakitleri olmak üzere günde üç kez mukabele yapıyoruz. Cemaat de bunu yakinen takip etmektedir. Bir ay boyunca günlük bir cüz okumak itibariyle devam ediyoruz. Ay sonunda 30 cüzü tamamladıktan sonra hatim duaları ile bunu tamamlamış olacağız’’ diye konuştu. Mukabeleye katılan vatandaşlardan Esat Aslan da ’’Her sene Ramazan ayında mukabele okuyoruz. Genç hafızlarımız okuyor, biz de takip ediyoruz. Bu bir gelenektir. Her Ramazan ayında okunur” şeklinde konuştu.
Bursa Bozbey: “Kayapa’ya çöplük yapılmayacak” Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, “Kayapa’da çöplük yapılmayacak” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, Nilüfer ilçesi Kayapa Mahallesi’nde vatandaşlarla bir araya geldi. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Kayapa’da yapılması planlanan Katı Atık Geri Kazanım ve Bertaraf Tesisi’nin vatandaşlar tarafından istenmediğinin altını çizen Bozbey, Kayapa’da çöplük yapılmayacağını dile getirdi. Bilim insanlarına ve bilimsel raporlara göre hareket edilmediği belirten Mustafa Bozbey, “Eğer bilimsel hareket etmiş olsaydılar Hamitler’de yaşayan insanlar o mağduriyeti yaşamazlardı. Onun için merak etmesinler. Hamitler bölgesine de selam gönderiyorum. Oradan yayılan çöp kokusu bütün mahallelere yayılıyor. Zaman zaman koku Özlüce’ye kadar geliyor. Bunları yaşadık, biliyoruz. O çöp alanı rehabilite edilecek ve yeşil alan olacak. Bursalıların kullanacağı yeşil bir alan yapacağız. Kayapa’ya bu mağduriyeti yaşatmak isteyenlere de buradan selam gönderiyorum; sakın ola öyle bir şeye kalkışmasınlar. Seçime çok az bir zaman kaldı. Öyle bir şeye imza atmasınlar. Biz bu sorunu çözüyoruz. Kayapa’ya da çöplük yaptırmayacağız” diye konuştu. Kayapa’ya bağlantı yolunun da yapılacağını belirten Bozbey, sabah ve akşam saatlerinde yoğun trafik olduğu bunu da çözeceklerini ifade etti. Bir vatandaşın toplu taşımada fiyatlardan kaynaklı yaşadığı sorunu dile getirmesinin üzerine Bozbey, “Burada maliyetten öte, insanların zaman ve bir yere güvenli ulaşmasını sağlamamız lazım. İlla belediyenin para kazanacağı bir sistem yapmak zorunda değiliz. Kamu hizmet eder. Kamu para kazanmaz. Bu hizmeti yaparken de en doğru şekilde hizmeti yürütmesi gerekiyor” dedi. Ayrıca Bozbey, Kayapa’da yer alan ormanlık alanın da gerekli yerlerle görüşülerek bir ‘Kent Ormanı’ yapılarak korunacağının altını çizdi.
Samsun Obezite ameliyatı olanların oruç tutması Obezite ve şeker hastalığı ameliyatı geçiren kişilerin oruç tutup tutamayacaklarına doktorlarına danışarak karar vermeleri gerektiğini belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Recep Aktimur, “Normal şartlarda ameliyat olmayan bir birey iftarda bir anda tüm açlığını gidermeye çalışırken, ameliyat olmuş bir kişi iftardan sahura kadar yavaş ve bıkmadan kendisini bir sonraki gün ayakta tutacak miktarda gıdayı ve sıvıyı mutlaka ve mutlaka almalıdır” dedi. Liv Hospital Samsun Genel Cerrahi ve Metabolik Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Recep Aktimur, obezite ve şeker hastalığı ameliyatı olmuş kişilerin oruç tutup tutamayacakları konusunda bilgilendirmede bulundu. “Ameliyat sonrası beslenmede farklılıklar yaşanıyor” Prof. Dr. Aktimur, “Bizim hastalarımızın çokça merak ettiği ve çeşitli bilgilerle yanlış algıların etkilediği bir konuda size net ve anlaşılabilir gerçekleri vermeye çalışalım. Öncelikle biz tüm obezite ve şeker hastalığı ameliyatlarını mide ve bazen ince bağırsaklar üzerinde yapıyoruz. Tabii ki beslenme ile ilgili organları ameliyat ile değiştirdiğimiz için ameliyat sonrasında beslenme ile ilgili bazı farklılıklar yaşanıyor. Böyle bir altyapı olduğu düşünüldüğünde, dinimizin gereklerinden olan oruç tutmanın ameliyat olan kişilerde ilk etapta zorlaşabileceğini düşünmek yanlış olmayacaktır” ifadelerini kullandı. “Hastalarımın bazıları oruç tutuyor” Mide ameliyatı uyguladığı hastalarının oruç tuttuğunu belirten Prof. Dr. Aktimur, “Peki, hakikaten ‘ameliyattan sonra oruç tutulamayacak mı?’ Bu soruya yıllardır benim birçok hastam oruçlarını tutarak ‘hayır’ cevabını veriyorlar. Diğer yandan, bazı hastalarım zorlandıkları için oruç tutamıyorlar. Bu noktada zorlayıcı olmak yerine, her kişiyi kendi özelinde değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Obezite ya da şeker hastalığı için yapılan mide ameliyatlarından sonra bazı özel yaklaşımlarla oruç tutmanız mümkün” diye konuştu. “Ameliyat olmuş kişiler gıdaları çok çiğnemeli” Kurallar vermek yerine hastalarının yeni vücutlarında uygulayacakları yaklaşımın mantığını anlatmayı daha doğru bulduğunun altını çizen Prof. Dr. Recep Aktimur, “Hepimizin yaptığı gibi iftardan sahura kadar olan vakti ameliyatlı bir kişinin ameliyat olmayan bir kişiye göre çok daha etkili ve mantıklı kullanması gerekiyor. Yani normal şartlarda ameliyat olmayan bir birey iftarda bir anda tüm açlığını gidermeye çalışırken, ameliyat olmuş bir kişi iftardan sahura kadar yavaş ve bıkmadan kendisini bir sonraki gün ayakta tutacak miktarda gıdayı ve sıvıyı mutlaka ve mutlaka almalı. Tıkanmamak ve rahatsız olmamak için yavaş davranması ve gıdaları çok çiğnemesi oldukça önemli. Bu şekilde kendimizi 1 gün sonra ayakta tutacak temel gıda ve sıvıyı alabildiğimiz takdirde oruç tutmamızda herhangi bir mahsur yok. Dikkatli davranarak birçok hastam yıllardır orucunu tutuyor. Herkese hayırlı ramazanlar dilerim” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.