SPOR - 15 Haziran 2021 Salı 15:00

Mustafa Cengiz: 'Başkanlık sürecimi yönetimsel olarak çok başarılı buluyorum'

A
A
A
Mustafa Cengiz: 'Başkanlık sürecimi yönetimsel olarak çok başarılı buluyorum'

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, başkanlık süreçlerini yönetimsel olarak başarılı bulduğunu söyledi. Cengiz ayrıca teknik direktörlük konusu gelecek yönetimlere bıraktığını ifade etti. Başkan Cengiz tüm başkan adaylarına da eşit mesafe olduğunu sözlerine ekledi.

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, GS TV’de gündem özel programında basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı. Seçim ortamının sertleştiğini belirten Cengiz, "Bu ortamdan mutlu değilim, rahatsız oldum. Galatasaray’a zarar verdiğini gördüm. Galatasaray his takımı. Diğer rakibe çatarak bir yere gelebilir miyiz? Bence gelemeyeceğiz. Stratejilerini benim üzerime kurmuşlar. Erkenden ilan ettim. İnanmadılar, beklediler son güne kadar. Devamlı bana çattılar. Bunu anlamadım. Galatasaray etiği ne, bana anlatın bileyim. Bu hoş mu? Adaylar niçin aday oluyor Galatasaray’a hizmet için oluyor. Galatasaray başkanlığına aday oluyorlar. Benim bunlar saygısızlık etme hakkım yok. Senin benim başkanım olduğunda ben onu desteklemek durumundayım. ‘Ben 3.5 senedir bu zihniyetle çalışıyorum’ demeyeceksiniz. Hangi zihniyet?. Sen bu zihniyete karşı ne mücadele veriyorsun. Avrupa’da başarılı olamadık, eleştir" diye konuştu.

"Yapamayacağınız vaatleri vermeyin"

Seçilecek başkana en önemli uyarısının ne olacağının sorulması üzerine Başkan Cengiz, "Mülkiyeli bir abim lafı aklıma geldi. 'Ülkede bazı kesimler adamı Yezid diye öldürürler, şehit diye gömerler' dedi. Çok büyük bir laf. Buna hazırlansınlar. Siz istediğiniz kadar vaat eden. Yapamayacağınız vaatleri vermeyin. Vaatlerin maliyeti sıfırdır. Biri 300 milyon Dolar diyor, biri hemen 1 milyar diyor. Bu müthiş bir şey. Bize güvenmiyorsanız, bize vermeyin. Niye bize şimdi veriyorsun. Sen bana vermiyorsun. Bizim her şeyimiz meydanda. Hatta fazla şeffafız. SPK bizi uyarıyor. Adam alıyor futbolcu. Ne verdiği, ne sattığı belli. Kesinlikle limit aşıyor fakat borçlandırmayı geçiyor, lisans alıyor. Ben biliyorum nasıl geçtiğinizi. Biz açık ve şeffafız. Bir kuruşu bile titizlikle izliyoruz. Tarihin en iyi denetleme kurulu bizde. Bu adamları denetim yapmadınız diye ibra etmediler. Çok büyük yara aldı. Bilinçli ibrasızlık verenlere çok üzüldüm. İbrasızlık lav edildi, iyi ki edildi. Tavsiyem lütfen bizim de henüz yapamadığımız şeyler var. Teknokent’i yapamadık. Kapalı spor salonu yapamadık. Adada dün bizim tahliye davasına itirazı ret edildi. Kemerburgaz’ı zaten hallettik. Geçen hafta kapıyı kırdılar girdiler. Bana değil, devlete baş kaldırıyor. Valimiz araya girdi. Sakladığımız hiçbir şey yok. Bizim kesinlikle abdestsiz namazımız yok. Birbirimizi eleştirirken, kırarken lütfen cam kulede oturduğumuzu unutmayalım. Kemerbugaz’da, spor salonunda bir noktaya geldik ama açıklamıyoruz" diye cevap verdi.

"Başkanlığa aday olmamamın tek nedeni sağlık"

Başkanlık döneminde birçok üzüldüğü olay olduğunu ifade eden Mustafa Cengiz, "Başta kendi yaptıklarım dahil. Avrupa’daki başarısızlıklarımız çok üzdü. İnanılmaz bir gelir elde edecektik. Galatasaray, Türkiye’de değil, bütün dünyada çok büyük bir marka. Zaman yetmedi. Çok olay var. 3 seneye sığdırmak mümkün değil. 3.5 senedir Kemerburgaz ile uğraşıyoruz. Şu anda bize mayıs sonuna kadar yapılandırma için 170 milyon TL gerekiyor. Hala icra ve hacizleri bitiremedik. Öde öde bitiremedik. Geçmiş yönetimleri suçlamıyorum, sürekli ertelemişler. Bana oy atan, beni destekleyenlere teşekkür ederim. Başkanlığa aday olmamamın tek nedeni sağlık. Buraya gelecek başkanlar masanız evraktan dolu olacak. Tam zamanlı olacaksınız. Kaç başkan iflas etti biliyor musunuz? Kaç başkan hasta oldu? Özhan abiyi gömdük. Kaçırmayın sonra da kaçtı demeyin" açıklamasında bulundu.

"Falcao transferi şimdi önümüze gelse daha sıkı pazarlık ederim"

‘Keşke yapsaydım ya da yapmasaydım dediğiniz bir transfer oldu mu?’ sorusuna ise Cengiz, "Bizde en tartışılan transfer Falcao. Açık ve net. Falcao olayı, daha F yok, menajerleri sosyal medyada iyi çalıştı. Helal olsun. Taraftar etkileniyor. Falcao’yu kim istemez. Değerli bir karakter. Dünyanın kabul ettiği bir yıldız. Falcao’ya kim hayır der. Teknik heyetin sözü o. Emniyet verdiği rakamlar, o gün 70 bin kişi geldiğini söylediler. Şimdi bu transfer önümüze gelse daha sıkı pazarlık ederim. Ben haysiyetsiz ve şerefsiz demedim. Ben bunu hatırlayın dedim. Ben bunun motive edip, etmediğini bilmiyorum. Hele ki teknik heyetime asla demedim, demem. Futbolculara bozuldum, son maçta. Bazı oyuncuların oyunu, sahaya kendi vermemesi çok ağrıma gitti. Bunda sızlanacak ne var. Şerefsiz demedim. Şerefli ve haysiyetli insanlar olduğu için bunu bilin dedim. Tam tersine onları onore ettim. Yapmayın, benim dediğimi tam okuyun. Burada çok üzülüyorum. Dediğimi çarpıtmayın. Etki etti diye yüzlerce kişi aradı. Çocuklar ölümüne oynadılar. Paranın yıktığını para ile tamir edersiniz ama şerefiniz, haysiyetiniz yıkılırsa tamir edemezsiniz. Galatasaray’ı kaos ortamına götürecek bir başkan değilim" dedi.

"Bütün adaylara eşit mesafedeyim"

Bütün adaylara eşit mesafe olduğunu açıklayan Cengiz, "Şu an için yok. Herkese eşit mesafedeyiz. Cumaya kadar bakalım. Kendisi beni tanımıyor ama en eski tanıdığım Yiğit Şardan’dır. Şimdiden onu destekliyorum dersem, eksi de artı da yazar. Adayı yıpratmak tehlikesi de var. Hoca ile hocaya karşı olanlar arası geçiyor de deniliyor. Bu onun tasarrufu. Ben şahsi tasarrufumu söyledim. Ben de olsam, 20 kişi Mustafa Cengiz’in çalışma arkadaşı derim. Yiğit bey biraz daha geç oldu. Çünkü benim seçime girip, girmeyeceğim belli değildi. Sanırım diyorum artık onu mu bekledi. Biraz geç girdi sanırım. Benim arkadaşlarıma müracaat gayet doğal. Benim arkadaşlarımım beni aradığında girin, girmeyin demem. Arkadaşlarımın orada olması tabi ki beni etkiler. Yarışmacılar kaosa düşmesin diye çok çalışıyorum. Bu nedenle bekleyeceğim, söylemleri bekliyorum. Biz baya işler yaptık. UEFA’yı bir an evvel yapmanız lazım. Biz 3. yıldayız. Çok ciddi yazılar yazdık. UEFA’dan 31 Haziran’a kadar borçsuzluk kağıdı alacağız. Bunun da parasını hazırlıyoruz. Gelecek yönetimi açığa düşürmemek için" şeklinde konuştu.

"Başkanlık sürecimi yönetimsel olarak çok başarılı buluyorum"

Başkanlık dönemini değerlendiren Mustafa Cengiz, "Son 10 yıldır bütün divanlarda konuşurum. Genel kurullarına katılanlar beni çok iyi tanır. GS TV’den özellikle açıklama yapıyorum. Hep çağırıyorlar. Ben bilerek ve bilinçli olarak GS TV’den yapıyorum. Bana izin versinler, biraz daha insanların açıkça ve mertçe fikirlerini ortaya koymasını bekliyorum. Normal bir adam ve ekiplerinin yapacağı iş değil. Abdurrahim Albayrak, Yusuf Günay, 3’müzün akıl hastanesine girip, rapor almamız lazım. Biz kurumsal çalışmaya başladık. Başkanlık sürecimi yönetimsel olarak çok başarılı buluyorum" diye aktardı.

"Teknik direktörlük konusunu gelecek yönetime bıraktım"

Florya ile temasının Abdurrahim Albayrak ile olduğunu belirten Başkan Cengiz, "Bulunduğum ortamda, aile ortamı dahil belki serzenişte bulunmuştum, bu adam oynatılır mı diye? Abdurrahim beyin dışına kim ulaştırıyor bilmiyorum. Nasıl ulaştırıyor onu da bilmiyorum. Bizde çalışan kızcağızın, ‘Bak çattık belaya, gelip çocukları konuşuyor’ diye demecini görünce yerimden hopladım. Ben hocama ve teknik heyete, destek ve güç vermek için. ‘Çattık belaya’ demişler. Hoca bana 'Gel yemekteyiz' dedi. Bunu da şimdi söylüyor, yalan. Galatasaray kültürüne bu yakışmaz. Ben bir şey söylemezsem içime atarsam içimde patlar. Hem hoca hakkında 3 ay sonra göndeririz diyeceğim, hem de hoca buyur gel diyeceğim. Ben gelecek yönetime bıraktım. Ben asla görüşme yapmadım. Ben Fatih Terim varken, ikinci teknik direktörle görüşmedim. Ben yalan söylememem. Okan Buruk ile telefon görüşmesi bile yapmadım. Benim çalışma tarzımda, açık ve net olarak ‘Benim düşmanım’ derse, ben onla çalışmam. Aç bana sor. Niye kamuoyuna açıklıyorsun sevgili hocam. Yanıt vermezsem Galatasaray makamı biter. Ayın 1’ine kadar bekledim. İmzalamayacağımı söyledim. Opsiyonu imzalayıp bana göndermedi. Bu da haysiyetli bir davranış. Galatasaray başkanlık makamını benim üzerimden yok etmeyin, yıpratmayın" şeklinde konuştu.

Aboubakar ile Billong arasındaki olayı TFF’ye 3-4 sayfa delileriyle birlikte belge gönderdiklerini ifade eden Cengiz, "TFF’den her zaman haber alan bir kardeşimiz yayınladı. TFF’ye başvurduk, bu aydınlatılmazsa ilgili uluslararası makamlara başvuracağız dedik. Beşiktaş camiasından özür dilerim. Hakkı ve şerefiyle yürüdüğünü biliyorum. Bir şey yaptınız demiyorum. ‘Şu kuşkularımız var siz lütfen bunu aklayın’ dedik. Ben yapmadığımdan eminim" dedi.

"Belhanda'nın gönderilmesinden asla pişman değilim"

Faslı futbolcu Younes Belhanda’nın gönderilmesinden dolayı pişman olmadığını belirten Başkan Cengiz, “Belhanda’nın o konuşması çok hazır bir kalıptı. Onu da biliyoruz. Belhanda ve Feghouli bizi FIFA’ya verdi. 3 kişi yapılandırma yüzde 15’i kabul etmedi. Eleştirdiğimiz Falcao da indirim yaptı. Muslera ilk yaptı. Muslera’nın demeç vermesinden de rahatsız oldum. Onu dediğinde birikmişti, son damlaydı. Taraftar hareket çek, küfür et. Asla pişman değilim, en doğru yaptığım işlerden biridir" açıklamasında bulundu.

"Ben güzel iş yapanı takdir ederim"

Son olarak camiaya, taraftara mesaj veren Mustafa Cengiz, "Kaos yapmayalım. Değerli başkan adayları hepinizi Galatasaray için elinizi taşın altına koyuyorsunuz. Yarın birçok imzayı atarak aile risklerini de göreceksiniz. Ben güzel iş yapanı takdir ederim. Kim seçilirse seçilsin. Divan başkanımızdan tutun, en son ilan eden Yiğit Şardan’a kadar. Lütfen ona destek olan. Birbiriniz aleyhinde Galatasaray’a zarar verecek söylemlerde bulunmayın. Çok ağır bir saldırı olursa düzeltin. Şu an dengeli gidiyor. Bana ters gidecek şeyler hariç. Bir aday ‘Teşekkür edecek bir şey bulamadım’ diyor. Ben bana ne yazdığını biliyorum. Senin rezil olmanı samimi olarak istemem. Kimseye kötü, düşman değilim. Kalbim her zaman Galatasaray ile" diyerek sözlerini tamamladı.

Oğuzhan Ort
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İYİ Parti Genel Başkanı Akşener: “Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur" İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında, "Bugün geldiğimiz noktada Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Ankara’nın Keçiören ilçesinde gerçekleştirilen iftar programına katıldı. Burada konuşan Akşener, her dönemde zorbalığa ve zorbalara karşı durduklarını belirterek, “Milletimizin istikbaline kastedenler mücadele etmek için her türlü fedakarlığı yapanlar olduk. Bir yerde haksızlık gördüğümüz vakit kim olduğuna bakmaksızın hakkı savunanlar, haksızlığa uğrayanların yanında kaya gibi duranlar olduk. 2019 yılında Ankara büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, istifayı bastığı CHP’den yeniden aday olması engellendiğinde yanında biz vardı. 2020 yılında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ayağını kaydırmak isteyenlerin karşısında bir tek biz vardık. 2022 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na hapis cezası haberini aldığımda Saraçhane’ye koşan bir tek biz vardık. Ama heyhat, bugün geldiğimiz noktada aldığımız karara saygı göstermek yerine hepsinin teker teker hainlik ettiği de biz olduk, İYİ Parti oldu” ifadelerini kullandı. “Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” Seçimlere hür girme kararı aldıklarından beri Antalya’daki ve İstanbul’daki meclis üyelerinin CHP’den liste garantisiyle istifa ettirildiğini ifade eden Akşener, “Pazarlıkların en çirkini burada Ankara’da oldu. Hatta ABB Başkanı Mansur Yavaş, geçenlerde çıktığı televizyon programında kendi ağzıyla olanı biteni itiraf etti. Partimizden istifa ettirdiği il, ilçe başkanlarının, Ankara teşkilat mensuplarımızın şu anda kendisiyle çalıştığını söyledi. Biz bunları zaten biliyorduk. Bunu alenen televizyonda itiraf etmesine, bu pişkinliğe şaşırdım. Böyle bir ahlaksızlıkla böbürlenen bu şuursuzluğa şaşırdım. Bundan daha 12 ay önce görmek isteyipte maalesef göremediğimiz bu cesarete de ayrıca şaşırdım. Bugün geldiğimiz noktada Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” açıklamasında bulundu. “Bana abla demeyin, istemiyorum” "İşi düşen hemen abla edebiyatına başlıyor” diyen Akşener, sözlerine şöyle devam etti: “Ben artık CHP yöneticilerinin yüzüne ‘abla, abla’ deyip sonra yoldaş medyalarında bana ve partime küfür kıyamet sövdürmelerinden gerçekten sıkıldım. İYİ Partililere CHP’ye kazandırdığı sürece iyi insanlar deyip kendi yolumuzda yürüdüğümüzde ‘bunlar AKP’li, faşist ve sağcı’ diye saldırmalarından artık bıktım. Beni, partimi ve bizi destekleyen vatandaşlarımızı sürekli CHP’ye bir şeyler kazandırmak zorunda olan paryalar olarak görme şımarıklığından da artık usandım. Bana abla demeyin, istemiyorum. Çünkü sizin bana vıcık vıcık riyakarlıkla abla demeniz beni samimiyetle ablası, kardeşi ve annesi gören milletimize yapılmış koca bir hakarettir.”
İstanbul Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu: "Kilyos Tüneli, 2026 yılı sonunda hizmete açılacak" Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Sarıyer-Kilyos Tüneli ile vatandaşlarımız Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulundu. Uraloğlu, incelemenin ardından yaptığı İncelemenin ardından açıklama yaptı. Uraloğlu, Bakanlık olarak İstanbul’da yaptıkları yatırımlar ile İstanbul’un trafiğine önemli ölçüde nefes aldırdıklarını belirterek, “15 Temmuz Şehitler Köprüsünden günde yaklaşık 200 bin civarında araç, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden 250 bin, Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarı, Marmaray’da günde yapılan 300 sefer ile günde yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden günde yaklaşık 150 bine yakın bir araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de ağır taşıt trafiği. Bir yandan da bu yapılan yatırımların yapılmadığını düşünelim, bırakın İstanbul’u tüm Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu hep beraber yaşayarak görüyoruz” diye konuştu. “Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz” Avrasya Tüp Tüneli, Marmaray, Kuzey Marmara Otoyolu başta olmak üzere çok büyük projeleri hayata geçirdiklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, "Bugün baktığımızda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden günde yaklaşık 180-200 bin civarında araç geçişi oluyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden yaklaşık 250 bin araç geçiyor. Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarında araç geçiyor. Marmaray’da 300 sefer yapılıyor günde ve orada yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde günde yaklaşık 150 bine yakın araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de araç taşıt trafiği. Bunların bir an olmadığını düşünelim. Bütün Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz. Ancak bir ihtiyaçtan öte sadece bir siyasi duruş ile bu projeyi eleştirdiler. Projemiz bugün Avrupa’nın birincisi, dünyanın altıncı büyük havalimanlarından. Geçen yıl 78 milyon kişi seyahat ettirmişiz. Hedefimiz 200 milyon ve ona yönelik yeni terminal binası ve pistlerin yapımına devam ediyoruz” dedi. “Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” Bakan Uraloğlu, İstanbul ile ilgili bir deprem riskinin bulunduğuna da işaret ederek, “İstanbul depremine yönelik ulaştırma yapılarıyla ilgili bütün önlemlerimizi aldık. Eski yapılmış olanları güçlendirdik. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün tabliyesini askıya aldık yeniden yaptık. Gece çalıştık, İstanbullu vatandaşlarımızın fark etmemesini sağladık. Bütün viyadüklerdeki deprem takozlarından tutun güçlendirilmesine kadar bütün çalışmalarımızı yaptık. Normal kullanımda ne lazımsa bunu planlarken bir taraftan da deprem durumunda İstanbul’un, öncelikle İstanbul’a acil yardım ekiplerinin ve malzemelerinin nasıl gireceği ve vatandaşların ulaşımı için projeler yapıyoruz. Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” diye konuştu. Sarıyer-Kilyos Tüneli hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, ”Projemiz Kilyos’tan başlayıp Karadeniz’den İstanbul’un kuzey noktalarından başlayıp Sarıyer’e oradan Çayırbaşı Tüneli devamında da Beşiktaş’a kadar uzanacak. O güzergahtaki bütün yerleşime hizmet edebilecek. Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek olan ve Murat Kurum Başkanımızın de bahsettiği ‘İki Yakaya İki Tünel’ projesinden bir tanesidir. İlk etapta burayı bitirdiğimizde ciddi bir hizmet görecektir. Devamında Beşiktaş’a kadar uzatılması gündemimizde olan işlerden bir tanesi” ifadelerini kullandı. “Zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız” Bu projeyle ilgili sahilden başlayarak yaklaşık 8 bin 200 metrelik bir güzergahta yapılan 7 bin metrelik tünelin yaklaşık yüzde 30’unu bitirdiklerini açıklayan Uraloğlu, iki tüpte toplam 3 bin 850 metrelik kazı gerçekleştirdiklerini bildirdi. Çalışmaların 7 gün 24 saat devam ettiğini de belirten Uraloğlu şöyle konuştu: “İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Bir kısmını tünel delme makinesi TBM ile bir kısmını ise normal aç kapa yöntemi ile yapacağız. TBM ile yüzde 60’ını geçiyoruz. Onun da imalatı yapılarak Çin’den geldi ve kurulumunu yapacağız. 110 civarında makine ve 550 kadar çalışanımızı 24 saat çalışıyor. Tüneli bitirdiğimiz de 350 bin nüfusa hizmet edecek. Devamını Beşiktaş’a kadar düşündüğümüzde İstanbul’un sahil şeridinin tamamına, Avrupa tarafının tamamına hizmet etmiş olacak. Tamamlandığında Sarıyer’den 35 dakika süren seyahat süresi sadece 5 dakikaya düşecek. Bunu Kilyos’tan Kuzey Marmara Otoyolu’na bağlayacağız. İsterseniz doğu istikametine ister batı istikametine gidin. İstanbul’un kuzeyindeki, Zekeriyaköy, Uskumruköy gibi yerleşimlere bağlantısı kolaylıkla sağlanmış olacak. En kıymetlimiz zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız. Yakıttan ve karbon emisyonundan da önemli tasarruf sağlayacağız.” “1 Nisan’dan Sonra Daha Verimli Çalışmalara İmza Atacağız” Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak İstanbul’da hiçbir yatırıma ara vermediklerini ve çalışmalar devam ettiklerini söyledi. Uraloğlu, “Bildiğiniz gibi İstanbul’da tüm çalışmalarımızı yapıyoruz. Ancak daha iyi hizmet edebilmemiz için tüm belediye başkanlarımızla birlikte çalışabilmek önemli. Bizim için onlarla yapacağımız birliktelik çok kıymetlidir. Bu nedenle biz Cumhur İttifakı olarak gerek Sarıyer’de gerek İstanbul’un tamamında, inşallah 1 Nisan’dan itibaren de daha verimli daha iyi çalışmalara beraberce imza atmış olacağız” dedi. Öte yandan Kilyos Tüneli’ni ziyaretin ardından Bakan Uraloğlu, Sarıyer Merkez Mahallesi’nde esnaf ziyaretinde bulunarak Sarıyerliler ile bir araya geldi.
Mardin Uzmanından "1 milyon varil petrol" iddiası Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, yaptığı araştırmalar sonucunda Türkiye’de 2 sene içinde günlük 1 milyon varil petrol üretimine ulaşılacağını iddia etti. Jeolojik konumuna bakıldığında Türkiye’yi kalkındıracak en büyük projenin petrol olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, "Güneydoğu bölgemizde ve Türkiye’nin bazı noktalarında yaptığım araştırmalar sonucunda güzel veriler elde ettim. Türkiye’de yaklaşık 80 bin varil petrol üretimi yapılıyor. Geçen haftalarda Cumhurbaşkanı konuşmalarında Şırnak’ta günlük 100 bin varil çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye yaklaşık olarak kendi ihtiyacını yüzde 10 ve yüzde 15 oranında karşılayabiliyor. Mardin, Batman ve Hakkari bölgelerinde yaptığımız araştırmalar sonucunda 2 sene içinde günde 1 milyon varil petrol çıkabilecek kapasite keşfettik. 4 sene sonra da günlük 1 milyon 500 bin varil petrol üretimi gerçekleşecek imkan var. Bu gerçekleştiği taktirde 1 milyonu ülke için kullanılsa, kalan 500 bin varil de dış ülkelere satılır" dedi. Türkiye’nin en büyük sorununun petrol ve doğalgaz çıkarılmaması olduğunu dile getiren Çelik, ülkenin çok zengin yer altı kaynaklarına sahip olduğunu söyledi. Çelik, "Sondaj kuyuları açılmalı ve petrol noktalarında jeoloji mühendislerinin araştırması ile iyi şekilde çalışmalar yapılarak petrolün hangi formasyonda olduğu belirlenmelidir. Yer altı zenginliklerimizi kullanabilirsek Türk parası değer kazanacaktır" diye konuştu.
Ankara Ülkü Ocakları Genel Başkanı Yıldırım’dan, ABB Başkan Adayı Turgut Altınok’a destek Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, ülkücü hareketin Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkan adayının Turgut Altınok olduğunu ifade etti. Genel Başkan Ahmet Yiğit Yıldırım, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 31 Mart Pazar günü yapılacak olan seçimlerin Türkiye’nin istikbali için hayati önemde, stratejik bir seçim olduğunun altını çizdi. Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye’nin bölgesinde etken bir ülke olduğunu kaydetti. Yıldırım, Türkiye’nin Cumhur İttifakı ile siyasette yakaladığı güçlü liderlik ve istikrar ile Türk Devleti’ni çağın şartlarına hazır hale getirerek, dosta güven düşmana verir bir yapıya kavuşturduğunu söyledi. “Devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz” Türk ve Türkiye düşmanlarının yer aldığını ve adına ‘kent uzlaşı’ denilen oluşumun belediyelere sızma girişimine şahit olduklarını belirten Yıldırım, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve milletinizin helal hazinesini; terör örgütü PKK’ya aktaran siyasetçi görünümlü bölücü teröristlerin; vatan, millet, din ve devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Bu bağlamda kendisini; milliyetçi, vatan sevdalısı gibi pazarlayarak bölücülerin kullanışlı bir aparatı olmuş, ihanetin değirmenine su taşıyan ‘Kent Uzlaşısı’ ürünü olan bu kişilerin kutsal davamızla, ülkümüzle ve Türk milliyetçiliğiyle zerre kadar alakası yoktur, olamaz” ifadelerine yer verdi. Yıldırım açıklamalarının devamında şunları kaydetti: "‘40 yıllık geçmişimi geride bıraktım’ diyerek kendini Kandil’in uzlaşıcısı pozisyonuna düşürmüş, CHP’ye pazarlayan, DEM’cilerle omuz omuza yürüyen, bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşı terörist Abdullah Öcalan’dan ’Apo Bey’ diye bahseden, maneviyatsız kişilik Mansur Yavaş ve onun beslemelerinden de asla ’Türk Milliyetçisi’ olmaz olamaz. Bölücülerin oylarıyla seçildikten sonra Ankara’daki 5 yılını hizmetsiz, projesiz tamamlayan Mansur Yavaş olsa olsa Birleşik Krallığın dostu ‘Yoldaş Mansur’ olur. Ankara’da avukat kimliği altında akçeli işler kovalayan, sahte senet, vergi kaçırma, kaset satma, tehdit, şantaj işlerine adı karışan, belediye başkanlığı döneminde adı rüşvet skandalıyla anılan Mansur Yavaş’ın Londra’da görüştüğü siyasilerin genelde terör örgütü PKK’ya destek veren Unmesh Desai, Jeremy Corbyn gibi kişiler olması ve Chatham House’da kurgulanması aslında onun küresel çetenin bir uşağı ve piyonu olduğunun en büyük kanıtıdır ve göstergesidir." Yıldırım, "‘Yerel özerklik şartını getireceğim’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından terör örgütü PKK’nın en büyük talebi olan ‘Belediyelerde mali özerklikten yanayım. Yerel yönetimler özerkliğini öncelikle mali özerklik yaparak belirlersiniz’ diyen Mansur Yavaş’tan başkası değildir. Mansur Yavaş, Ankara’ya hiçbir hizmeti ve hayrı dokunmayan, terör örgütlerinin elinde oyuncak olmuş, iradesini bölücü oylar için ipotek vermiş, çapsız, siyasi mankurttan başka biri değildir. Hal böyle iken Mansur Yavaş gibi birine milliyetçi ve vatanperver yakıştırması yapmak, Türk milleti ve devletine hakarettir” dedi. Ahmet Yiğit Yıldırım, Cumhur İttifakı’nın ABB Adayı Turgut Altınok’a desteklerini yineleyerek şunları söyledi: “Milliyetçi Ülkücü Hareketin Ankara’daki adayı bellidir; çalışkan, üretken ve saygın bir kişi olan Cumhur İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Turgut Altınok’tur. Liderine, davasına ve teşkilatına bağlı Ankaralı her bir ülküdaşımın gönlü de, duası da, oyu da Cumhur İttifakı’nın kıymetli adayı Sayın Turgut Altınok’tan yanadır. İnanıyorum ki; 31 Mart seçimleri Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’mızda, terör örgütleriyle kol kola girmiş, ’Kent Uzlaşısı’ adı altında DEM’lenenlerin değil, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefine inanmış, üretken belediyecilik anlayışına sahip Cumhur’un zaferiyle sonuçlanacaktır."