Galatasaray Yıllık Olağan Genel Kurulu’nda üyelerin konuşmalarının ardından Başkan Mustafa Cengiz, kürsüye çıkarak cevap verdi. Toplantıda yaşanan gerginlikleri hayretle karşıladığını belirten Cengiz, “Birlik ve beraberlik içinde olmamız lazım. Beni istemeyebilirsiniz. İstifa davet edebilirsiniz, bu gayet doğal. Bundan rahatsız değilim. Benim için kedi dendi. Temsil kabiliyeti yok dendi. Ben sizi temsil ediyorum. Siz neyseniz ben oyum” diye konuştu.
"Ben tehdit etsem açık ve net ederim"
“Kulübü kötü temsil etseydik bugün burada olabilir miydik?” diyen Cengiz, sözlerine şöyle devam etti:
“Kem sözü, ayrılığı, hakareti, küfrü, aşağılamayı temsil edemem. Ben sizin düzgün, dürüst, mert, korkusuz kanadım. Ben tehdit etsem açık ve net ederim. Öyle bir şey asla yok. Divanı yakın, sizleri çok yakın görüyorum. Hızlı düşünürken düşünemiyorum. Ben geri adım atmıyorum. Başkan olmadan önceki kasetlerim yayınlandı. Hepsinin arkasındayım. Hepsinin gelişimi var. O lafların gelişi var. Beni yok etmek, yönetimi düşürmek ise hiçbir şey demiyorum” şeklinde konuştu.
Çalışmalarının küçük görüldüğünü vurgulayan Mustafa Cengiz, “Biz bu işe gönüllü talip olduk. Kapıyı açıp, içeri girip kimsenin koltuğunu kapmadık. Tehditi yiyen biziz. Ben buna rağmen bir şey demedim, demiyorum” dedi.
“4 gün içinde 4 uluslararası transfer yaptık”
4 günde 4 transfer yaptıklarını hatırlatan sarı-kırmızılıların başkanı, "Teknik Direktör Fatih Terim ile sözleşmeyi 16 Ekim’de KAP’a bildirdik. KAP’ı okumuyor musunuz? Bana niye saldırıyorsunuz. KAP bildirisi açık. Açıp okuyun. Siz şeffaftınız, Marcao ve Emre’yi niye bildirmiyorsunuz diyorlar. Marcao’nun transferi pazar günü transferine bağlıydı. Pazar günü maçı vardı, pazartesi bize geldi. 4 gün içinde 4 transfer yaptık, hem de uluslararası. Biz sizi onurla, şerefle temsil ediyoruz. Marcao’yu bildirdik. Açıkladık ne alacağını. Çok düşük alıyor. Bir tek Emre’yi açıklamadık” şeklinde görüş belirtti" dedi.
“Lisesi-lisesiz kavgası büyük tehlike”
Başkan Mustafa Cengiz, toplantıda birçok üyenin dile getirdiği lise konusu hakkında, “Benim torunumun elinden tutup götüreceğim yerdir Galatasaray Lisesi. Ben ‘liseci’ lafını bile kullanmam. Arkadaşlarıma da bunu kullanmamaları gerektiğini söyledim. Lisesi-lisesiz kavgası büyük tehlike. Kim bu kavgayı ateşliyorsa onu susturun. O Galatasaray’a büyük zarar veriyor. Bizim bunun altını ateşlememiz gerekir” dedi.
Başkan Cengiz Taçspor Tesisleri hakkında ise, “Biz göreve başladık tesislere yıkım emri geldi. 7 milyon Dolar’ın 5 milyon Dolar’ı ödendi 2 milyon Dolar’ı davalık. Sürekli zarar var. Biz orada her şeyi düzelttik. Fiziki el koyma olayı vardı camiaya söylemeden bu olayı durdurduk. Bugün sizlerden istirham ediyorum, çocuklarınızı, ailenizi alın gidin. Ve bugün oradan kar elde ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Biz yabancı sınırına karşıyız”
Kulüpler Birliği ile çatıştıklarını belirten Cengiz, “Toplantıya ben gitmedim. Bir özür de beklemedim. Beyaz bayrak çekene bir şey yapamazsınız. Ali Dürüst’ün ayrılığını bizden bildiler. Birleri böyle istedi. Ama acı olan o metni kimse üstüne alınmıyor. Ama biz o metnin nasıl yazıldığını biliyoruz. Ali Dürüst’ün tekrar dönüşüne müteakip üç hakem askıya alındı diyorlar. Yok öyle bir şey. Biz yabancı sınırına karşıyız. rekabete açık olsun diyoruz. İlk beyanatı ben verdim. TFF bizden 2.5 milyon Euro aldı yabancılardan. Biz bu paranın altyapıya verilmesini istedik” değerlendirmesinde bulundu.
“Ada için 6. davayı açıktık”
Galatasaray Adası davasında 6. davayı açtıklarını ifade eden Mustafa Cengiz, “Maalesef şunu söyleyeyim, açık ve net davranıyoruz. Hazine parselleri için irtifak talebinde bulunduk. Anıtlar kurulundan olumlu yanıt aldık. Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nden olumlu yanıt aldık. Tabiat varlıkları kurulunda süreç değerlendirilecek. Eninde sonunda o davayı kazanacak. Yıllarca süren sorun 18 aylık yönetimimize yıkılıyor” dedi.
Mustafa Cengiz son olarak Fenerbahçe Başkan Vekili Semih Özsoy’un “Sokak kabadayısı" açıklamalarına cevap vererek, “Kimse benim teknik direktörüme sokak serserisi diyemez. Onu diyen en büyük serseridir” açıklamasında bulundu.
Oğuzhan Ort - Güven Mert Ercan - Mehmet Şirin Topaloğlu
