SPOR - 09 Ocak 2019 Çarşamba 19:35

Mustafa Cengiz'den flaş Galatasaray Adası açıklaması

A
A
A
Mustafa Cengiz'den flaş Galatasaray Adası açıklaması

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Divan Kurulu'nda yaptığı açıklamada, "Fenerbahçe basketbol maçından sonra konuşmak zorunda kaldım, 20 yıl demek istemedim, 20 katı bütçe demek istedim. Ben, Galatasaray'ın tarihini biliyorum, bana buradan vurmaya çalışmayın" dedi. Cengiz ayrıca Galatasaray Adası için yeni bir dava açacaklarını söyledi.

Galatasaray Divan Kurulu toplantısı, Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu’nda gerçekleştirildi. Burada açıklamalarda bulunan Galatasaray Başkanı Musatafa Cengiz, önemli açıklamalarda bulundu. Cengiz, "Öfkeleniyoruz, yönetime kızıyoruz! Neden? Galatasaray için. Ne bir siyasi, ne de bir ticari çıkarımız var. Benden haz etmiyor olabilirsiniz, bunları saygıyla karşılıyorum, ben böyle bir kültürden geliyorum. Galatasaray başkanlığı benim planlı olarak geldiğim bir makam değil, üç hafta içerisinde bir tepki olarak bu göreve geldik. Fenerbahçe basketbol maçından sonra konuşmak zorunda kaldım, 20 yıl demek istemedim, 20 katı bütçe demek istedim. Ben, Galatasaray'ın tarihini biliyorum, bana buradan vurmaya çalışmayın" diye konuştu.

"Galatasaray'ın tek bir kuruşunu sektirmeyiz"

Türkiye Futbol Federasyonu ve Bankalar Birliği’nin borç yapılandırma projesi ile ilgili olarak, birkaç ay önce gündeme gelen bir konu olduğunu ve bilgileri dahilinde geliştiğini belirterek, “Bu proje 14 Süper Lig kulübünün durumu ile ilgili olarak gündeme geldi. Projenin özü şu şekilde, toplam borcu faktöring faizleriyle değil uygun faizle ötelemek. Galatasaray’ın menfaatleri çerçevesinde değerlendirmek, karar vermek gerek. En az ihtiyacı olan biziz, en az biz kullanırız. Bu yapılandırma projesi ile ilgili üyelerimiz endişelerini dile getirdiler. 4 yıl ödemesiz, 10 yıl vade önerisini sunan benim. Ancak biz durumumuza bakacağız. Faiz koşullarına bakar ona göre karar veririz. Gireriz veya girmeyiz. Hiçbir endişeniz olmasın. Galatasaray’ın tek bir kuruşunu sektirmeyiz” şeklinde konuştu.

"2018 sonuçları için sevindirici rakamlar açıklayacağız"

Galatasaray’ın toplam borcunu yüzde 60 enflasyona rağmen 2.9 milyardan 2.7 milyara düşürdüklerini vurgulayan Cengiz, “380 milyon TL kredi aldık. Kredi bulunmayan bir dönemde. 199 milyon TL borcumuz vardı. Bugün 130 milyon TL vergi borcunu ödedik. 66 milyon TL’yi de yapılandırdık. Bizim yeniden şampiyon olmamız, Şampiyonlar Ligi’ne katılmamız gerek. Eğer şampiyon olamazsak bile en iyi durumda olan Galatasaray’dır. Borsaya kote olan rakiplerimiz arasında en iyi durumdayız. 2018 sonuçlarında açıkladığımızda size çok sevindirici müjdelerimiz olacak" ifadelerini kullandı.

"Galatasaray Adası için yeni dava açacağız"

Galatasaray Adası konusundaki açıklamaları da yanıtlayan Mustafa Cengiz, "Eleştirilerinizi, önerilerinizi duydum. Bu konuyu bir şekilde çözümleyeceğiz. Yeni bir dava açacağız. Bizim dönemimizde ikinci, toplamda altıncı dava olacak. Bundan sonra çok daha sıkı takipçisi olacak ve sonuç alacağız. İşletmeciye de bir Galatasaraylı olarak sesleniyorum. Buradaki haklarından feragat etsin ve bizleri mahkemelerde yormasın. Biz de kendisine Galatasaray üyeliği konusunda itibarını iade edelim" sözlerini sarf etti.

"Hiçbir hakem hiçbir camianın üstünde değildir"

Cengiz, hakemler konusuna da değinerek, şunları söyledi:

"TFF için konuşurken ceza alacağımı biliyordum. TFF ile kişisel hiçbir sorunum yok. 15 üyenin hepsiyle yıllardır tanışırım. Sayın Demirören’in Antalya’da ettiği bir söz var. ‘Ben hiçbir takım için hakemimi yedirmem’ açıklaması yaptı. Ben de diyorum ki hiçbir hakem hiçbir camianın üstünde değildir."

"Kulüpler Birliği bildirisinde 10 kulübün imzası yok"

Kulüpler Birliği Vakfı’nın Galatasaray aleyhindeki bildirisi hakkında da konuşan Mustafa Cengiz, “17 kulübün imzası var dendi. Kulüplerle de görüştüm. Gerçeği söylüyorum 10 kulüp bu bildiriyi imzalamadı. Orada bir bilgi yanlışlığı var” diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.