GÜNDEM - 08 Haziran 2019 Cumartesi 15:28

Naim Babüroğlu: 'Türkiye S-400 alımında kararlıysa 'Mütekabiliyet Esası' kapsamında adım atmalı'

A
A
A
Naim Babüroğlu: 'Türkiye S-400 alımında kararlıysa 'Mütekabiliyet Esası' kapsamında adım atmalı'

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Strateji Uzmanı Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, ABD Başkanı Trump’ın yönetim tarzı da dikkate alındığında, Türkiye’yi olumsuz etkileyecek ekonomik adımların geleceğini belirterek, “Türkiye S-400 alımında kararlı ise 'Mütekabiliyet Esası' kapsamında bir adım atmalı” dedi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Türkiye arasında yaşanan 'S-400 krizi'nde Washington, 'F-35 yaptırımlarıyla' karşılık vermeye hazırlanmasını değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Strateji Uzmanı Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, “ABD öteden beri bu yaptırımları dillendiriyordu. Bu kez, bir mektupta sıralamış oldu.

Bağımsız bir ülke olarak Türkiye’nin elbette S-400 sistemini alma hakkı var. Ancak, Türkiye bir NATO üyesi ve Rusya’dan stratejik düzeyde bir silah sistemi aldığında, bazı maliyetlerin olacağı beklenmeli. Yani, ABD ve NATO, Türkiye’nin S-400 sistemini alması durumunda ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını söylüyorlar. ABD Başkanı Trump’ın yönetim tarzı da dikkate alındığında, Türkiye’yi olumsuz etkileyecek ekonomik adımları da atacağını hesaba katmak gerekiyor” dedi.

Babüroğlu, “Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı ekonomik sorunlar; Doğu Akdeniz’de enerji ve güç mücadelesinde ABD’nin karşı cephede yer alması; Suriye’de Fırat’ın doğusunda oluşturulması öngörülen Güvenli Bölge/Tampon Bölge; Fırat’ın batısında Türkiye’nin var olan askeri varlığı; İdlib’in geleceği; Suriye’de Menbiç ve Fırat’ın doğusunda ABD’nin desteklediği PYD/PKK terör örgütünün varlığı; Kuzey Irak’ta PKK terör örgütünün durumu;Karadeniz’de güç mücadelesi; ABD’nin İran’a olası operasyon girişimleri Ortaya çıkan bu stratejik resimde, Türkiye’nin çevresinde tehdit üreten bir coğrafya var. S-400’ün Türkiye’ye konuşlandırılmasının başlamasıyla birlikte, ABD’nin ve NATO’nun her cephede gerginliği tırmandıracağını görmek sürpriz olmayacak. Bununla beraber, F-35, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığı ve caydırıcılığı yönünden, 2020’den itibaren TSK için kritik önemde” diye konuştu.

Peki, Türkiye ne yapacak?

Babüroğlu, bundan sonra Türkiye’nin neler yapabileceğini de şöyle sıraladı: Türkiye, ABD Savunma Bakanı’nın gönderdiği bu mektuba, 'Mütekabiliyet Esası' çerçevesinde bir adım atacaktır. Rusya’dan S-400 sistemini alma kararlılığı devam edecekse, bu durumda, ABD’de F-35 Savaş Uçağı eğitimi gören personel, 31 Temmuz 2019 tarihi beklenmeden geri çağrılmalıdır. Peki, tarih tekerrür eder mi? Yıl 1975, 25 Temmuz 1974’te uyguladığı silah ambargosunu kaldırmadığı için, ABD’nin Türkiye’deki 21 üs ve tesisi kapatılmıştı. Üs ve tesislerde ABD’nin beş bin sivil ve asker personeli vardı.

Bu durumda, Türkiye’nin Rusya ve İran’la işbirliğini artırarak, tehditlere karşı koyabilecek politika ve stratejilerin belirlenerek geliştirilmesi en doğru yöntem Suriye için, Adana Mutabaktı’nı aktif duruma getirmek ise önemli bir kilometre taşı olacak.
S-400 düne kadar etkili bir silah sistemiydi, şimdi ise bir tehdit durumuna geldi.

Mektupta yer alan yaptırımlar neler?

1- ABD’de F-35 Savaş Uçağı eğitimi alan 42 Türk personelinin 31 Temmuz 2019’a kadar eğitimlerinin sonlandırılması,
2- Türkiye’nin F-35 Savaş Uçağı eğitimi için Kasım ayına ABD’ye göndereceği 34 personelin ABD’ye gitmesinin durdurulması,
3- Türkiye’nin F-35 Savaş Uçağı toplantılarına davet edilmemesi,
4- Türkiye’nin F-35 Savaş Uçağı üretim projesinden çıkarılması, bu kapsamda Türk şirketlerine yeni siparişlerin durdurulması,
5- Türkiye’nin CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) yaptırımlarının uygulanması,
6- Türkiye’nin ABD ve NATO ile ilişkilerinin olumsuz etkilenmesi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da kontrolden çıkan otobüs bahçe duvarına çarptı: 8 yaralı Aksaray’da önüne aniden bir otomobilin geçmesi üzerine fren yapan tıra, arkadan gelen yolcu otobüsü çarptı. Çarpmanın etkisiyle kontrolden çıkan otobüs bir fabrikanın bahçe duvarına çarparak durabildi. Kazada otobüs sürücüsüyle birlikte toplam 8 kişi yaralandı. Kaza saat 02.00 sıralarında Aksaray - Adana Karayolunun 6. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ankara’dan Diyarbakır’a giden Muhammet T. (45) idaresindeki 42 EKB 68 plakalı demir profil yüklü tır, önüne aniden geçen Şammas A. (29) yönetimindeki 68 AE 610 plakalı otomobili son anda fark ederek ani fren yaptı. Ani fren yapmasıyla birlikte tırın arkasından seyreden İstanbul - Adıyaman seferini yapan Murat T. (43) idaresindeki 02 AG 525 plakalı yolcu otobüsü tıra arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle kontrolden çıkan otobüs bir fabrikanın bahçe duvarına çarparak durabildi. 21 yolcunun bulunduğu otobüs kazasında otobüs şoförü ve 7 yolcu olmak üzere 8 kişi yaralandı. Kazayı gören diğer sürücüler durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan 3 yaralı ambulanslarla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine kaldırılırken, hafif yaralanan 5 yolcuya olay yerinde ayakta müdahale yapıldı. Hastanede tedavi altına alınan otobüs sürücüsü ve 2 yolcunun da durumlarının iyi olduğu öğrenilirken, tır ve otomobil sürücüsü gözaltına alındı. Yaşanan kazayı anlatan tır sürücüsü Muhammet T., “Şahin bir gitti bir geldi derken, ben tanımıyorum sürücüsünü ama önüme durdu. Durunca da ben fren yaptım. Çok sert fren yapmadım aslında yavaştım ben, otobüs de vurmuş arkamdan. Ben Ankara’dan Diyarbakır’a gidiyordum” dedi. Otobüste bunulan yolculardan Kadir Göçer (54) ise “Şahin taksi tırın önünde ani fren yaptı. Tır şoförü de ona vurmamak için ani fren yapıyor. Otobüste ona vurmamak için sağa kırınca duvara vuruyor. İyi ki de duvara vurmuş. Direk tıra vursaydı çok kötü olurdu” diye konuştu. Kazanın ardından yolcular otobüs firması tarafından olay yerine tahsis edilen servis minibüsü ile terminalde bulunan başka bir otobüse taşındı. Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.
Tokat Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirterek, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, "Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu. Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu, 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüdü olmasın.” Öte yandan İçişleri Bakan Yardımcısı, açıklama yaptığı sırada deprem meydana geldi. Karaloğlu, "Şu anda artçı sarsıntıyı hep birlikte yaşadık. Rabbim hepimizi, ülkemizi korusun" dedi.