POLİTİKA - 14 Haziran 2021 Pazartesi 15:20

NATO Liderler Zirvesi sona erdi

A
A
A
NATO Liderler Zirvesi sona erdi

Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan NATO Karargahında, korona virüs (Covid-19) salgınından bu yana ilk kez yüz yüze gerçekleştirilen NATO Liderler Zirvesi sona erdi. NATO ortak açıklamasında, "Türkiye'de NATO Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi'nin kurulmasını memnuniyetle karşılıyoruz" ifadelerin yer aldı.

NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, korona virüs (Covid-19) salgınından bu yana ilk kez Belçika’nın başkenti Brüksel'de yer alan NATO Karargahında başlamıştı. ABD Başkanı Joe Biden’ın ABD Başkanı olarak ilk kez, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ise görevinden ayrılmadan son kez katıldığı zirve olması bakımından önem taşıyan Zirve'de, Türkiye’yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan temsil etti. Aralarında Erdoğan’ın da bulunduğu liderler, İlk olarak NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafından karşılanmasının ardından aile fotoğrafı çekilmesinin ardından toplantı salonun geçmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise toplantıya geçiş sırasında Stoltenberg ve Biden ile kısa sohbet etmişti.

Liderler arasında birçok konunun masaya yatırıldığı NATO Liderler Zirvesi'nin sona ermesinin ardından NATO tarafından resmi internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada ise, Liderlerin aldığı ortak kararlara ilişkin bir bildiri yayınlandı. Ayrıca Genel Sekreter Stoltenberg, Zirve sonrası düzenlenen basın toplantısına katılarak, Zirve'ye ilişkin açıklamalarda bulundu.

"Türkiye'de NATO Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi'nin kurulmasını memnuniyetle karşılıyoruz"

Maddeleri arasında NATO'nun denizcilik duruşunu güçlendirmeye ve deniz iletişim hatlarını korumaya devam ettiğinin yer aldığı bildiride NATO, Türkiye'de NATO Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi'nin kurulmasını memnuniyetle karşıladıklarını bildirerek,"Türkiye'de NATO Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi'nin kurulmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Kritik denizaltı altyapımıza yönelik olası tehditlere ilişkin farkındalığı sürdüreceğiz ve bunları ulusal düzeyde ve gerektiğinde toplu olarak ele almaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"Türkiye için özel olarak hazırlanmış güvence önlemlerimize katkılarımızı artırdık"

Yayınlanan bildiride güvence önlemlerinin yürürlükte kalmaya devam ettiğini ve Türkiye için özel olarak hazırlanmış güvence önlemlerine katkılarını arttırarak, bu önlemlerin uygulanmasına olan bağlılığın sürdüğüne dikkat çeken NATO, "Tatbikatlar ve çeşitli hava, kara ve denizcilik faaliyetleri dahil olmak üzere güvence önlemlerimiz yürürlükte kalmaya, güvence ve caydırıcılık için temel gereksinimi sağlamaya devam ediyor. Türkiye için özel olarak hazırlanmış güvence önlemlerimize katkılarımızı artırdık ve bunların tam olarak uygulanmasına olan bağlılığımızı sürdürüyoruz. Herhangi bir beklenmedik duruma yanıt vermek ve Müttefikleri güçlendirmek adına kısa sürede görevlendirilmeye hazır olan Çok Yüksek Hazırlıklı Müşterek Görev Kuvveti (VJTF) de dahil olmak üzere bir dizi gücümüz var" dedi.

"Suriye'den Türkiye'yi tekrar vurabilecek füze atışlarına karşı teyakkuz halindeyiz"

Menzili, NATO üye ülkelerinin topraklarını kapsayan bir takım füzelere sahip olan Suriye'den gelen balistik füze tehdinin değerlendirilmeye devam ettiğini ve Suriye'den Türkiye'yi tekrar vurabilecek veya hedef alabilecek füze atışlarına karşı teyakkuz halinde olduklarını kaydeden NATO bildiride, "Suriye, menzili NATO topraklarının bir kısmını ve bazı ortaklarımızın topraklarını kapsayan kısa menzilli balistik füzelerin bir envanterini elinde tutuyor. Suriye, kendi nüfusuna karşı bu füzeleri yoğun bir şekilde kullandı. Suriye'den Türkiye'yi tekrar vurabilecek veya hedef alabilecek füze atışlarına karşı teyakkuz halindeyiz. Suriye'den gelen balistik füze tehdidini izlemeye ve değerlendirmeye devam ediyoruz" ifadelerini kaydetti.

"Milyonlarca Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığı için müttefikimiz Türkiye'ye minnettarlığımızı yineliyoruz"

Suriye'de yaşanan çatılmaların 11. yılına girdiğini, bu durumun ise bölgenin istikrarı ve NATO'nun güneydoğu sınırının güvenliği üzerinde önemli sonuçlar oluşturmaya devam ettiğini belirterek, ateşkes çağrısında bulunan NATO Liderleri yayınlanan bildiride, "Suriye'deki çatışmalar 11. yılına girdi ve bölgenin istikrarı ve NATO'nun güneydoğu sınırının güvenliği üzerinde önemli sonuçlar oluşturmaya devam ediyor. Sonuçları konusunda endişeli ve ihtiyatlı olmaya devam ediyoruz. NATO topraklarını ve sınırlarını her türlü tehdide karşı savunma ve Suriye'den kaynaklanan zorlukları ele alma kararlılığımızı yineliyoruz. Suriye halkının ihtiyaçlarını karşılamak adına ülke çapında bir ateşkes ve Birleşmiş Milletler (BM) sınır ötesi insani yardımın en az 12 aylık bir süre için yeniden yetkilendirilmesi ve genişletilmesi çağrısında bulunuyoruz. Milyonlarca Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığı için müttefikimiz Türkiye'ye minnettarlığımızı yineliyoruz" dedi.

NATO Liderler Zirvesi sona erdi

NATO Liderleri, Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın bakımı için fon sağlamayı kabul etti

Bildiride, NATO Liderleri'nin Afganistan'ın başkenti Kabil'de yer alan Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın çalışmaya devam etmesini sağlamak adına geçiş finansmanı sağlamayı kabul ettiğini kaydeden NATO, "Afganistan'ın dünya ile bağlantısının yanı sıra, kalıcı bir diplomatik ve uluslararası varlığın önemini kabul eden NATO, Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın sürekli çalışmasını sağlamak için geçiş finansmanı sağlayacaktır. Ayrıca, ilgili uluslararası ve bölgesel ortaklarla Afganistan konusunda diyaloğu hızlandıracağız" dedi.

"Okuldaki ilk gün gibiydi"

NATO Liderler Zirvesi sonrası düzenlenen basın toplantısında sözlerine Zirve'ye ilişkin görüşlerini dile getiren Stoltenberg, Zirve'nin gerçekten transatlantik bir aile olarak veya İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın nitelendirdiği şekilde, toplantının okuldaki ilk gün gibi geçtiğini kaydetti. "Çok güzel bir toplantıyı yeni bitirdik, NATO Zirvesi. Gerçekten transatlantik bir aile olarak ya da İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın da dediği gibi, birlikte olmak ve yüz yüze tekrar bir araya gelmek gerçekten harikaydı, okuldaki ilk gün gibiydi, eski arkadaşlarınızı tekrar görmek gibiydi. Ve odadaki atmosfer gerçekten buydu" ifadelerini kullandı.

Ayrıca konuşmasında, NATO ittifakı adına yeni bir sayfa açıldığını ve güvenlik konusunda önemi surları ele alarak, kapsamlı kararlara varıldığını aktaran Stoltenberg, Biden'ın ABD'nin NATO'ya bağlılığı konusunda güçlü bir mesajlar verdiğini kaydetti. Stoltenberg, "Bugün İttifakımız için yeni bir sayfa açıyoruz. Güvenliğimiz için önemli sorunları ele aldık ve kapsamlı kararlar aldık.

Başkan Biden'dan, ABD'nin NATO'ya bağlılığı konusunda güçlü bir mesaj ve karşılığında diğer Müttefiklere de aynı derecede güçlü bir bağlılık duyduk. Tüm liderler, küresel rekabet çağında değerlerimizi ve çıkarlarımızı savunmak için Avrupa ve Kuzey Amerika'nın NATO'da birlikte güçlü durması gerektiği konusunda hemfikirdi. Özellikle Rusya ve Çin gibi otoriter rejimlerin kurallara dayalı düzene meydan okuduğu bir zamanda. Müttefikler, Cenevre'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapacağı görüşme öncesinde Biden ile bugünkü istişareleri memnuniyetle karşıladı" dedi.

"Rusya ile ilişkimiz Soğuk Savaş'tan bu yana en düşük noktasında"

Konuşmasında, Rusya ile NATO ilişkilerine değinerek, taraflar arsındaki ilişkilerin Soğuk Savaş'tan bu yana en düşük olduğu dönemde olduğunu ve Moskova'nın saldırgan eylemlerinin NATO'nun güvenliği için bir tehdit olduğunu aktaran Genel Sekreter Stoltenberg, "Rusya ile ilişkimiz Soğuk Savaş'tan bu yana en düşük noktasında ve Moskova'nın saldırgan eylemleri güvenliğimiz için bir tehdittir. NATO, savunma ve diyalog konusundaki ikili yaklaşımımıza bağlılığını sürdürmektedir. Konuşmaya hazır kalırken, konumlarımızı netleştirmek, yanlış anlaşılmaktan kaçınmak ve tırmanmayı önlemek için savunmamızı güçlü tutacağız" ifadelerini kullandı.

Ayrıca Ukrayna'nın, NATO'ya girmesine izin verilip verilmemesinin Rusya'ya bağlı olmadığını ve Moskova'nın böyle bir karar üzerinde "veto" yetkisi olmadığını bildiren Stoltenberg, "Her ulusun kendi yolunu seçme hakkı vardır. Mesaj ise, Ukrayna'nın ne zaman NATO üyesi olabileceğine karar vermenin, Ukrayna ve 30 müttefike ait olduğudur. Rusya, komşularının yapabileceklerini veto edemez" dedi.

"Yeni Başlangıç anlaşmasını uzatma kararını tamamen destekliyoruz"

NATO'nun, ABD ile Rusya arasındaki son nükleer güç anlaşması olan Yeni Başlangıç (New START) anlaşmasının 3 Şubat tarihinde alınan uzatılması kararını tamamen desteklediğini bildiren Stoltenberg, "Yeni Başlangıç anlaşmasını uzatma kararını tamamen destekliyoruz. Gelecekteki silahların kontrolüne ilişkin yeni stratejik görüşmeleri memnuniyetle karşılarız" dedi.

Ayrıca Ukrayna ve Gürcistan ile dayanışma içinde olduklarını aktaran Stoltenberg, "Değerli ortaklarımız Ukrayna ve Gürcistan ile dayanışma içindeyiz ve reformlarını desteklemeye, onları NATO'ya yaklaştırmaya devam edeceğiz" ifadelerini aktardı.

"Türkiye elbette bu çabalarda kilit rol oynuyor"

Türkiye'nin, Afganistan'daki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın çalışmaya devam etmesini sapğlamak adına yapılan çalışmalarda kilit rol oynadığını aktaran NATO Genel Sekreteri Stoltenberg basın toplantısında yaptığı konuşmada, "NATO ve müttefikleri şuan Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın çalışmaya devam etmesinin nasıl sağlanacağı üzerinde çalışıyorlar. Bugün zirvenin oturum aralarında da görüşmeler oldu. Türkiye elbette bu çabalarda kilit rol oynuyor. Tam olarak nasıl yapılacağı üzerinde çalışıyoruz, fakat uluslararası bir havalimanı işletmemizi sağlamak adına NATO ve NATO müttefiklerinden güçlü bir taahhüt var" dedi.

"Bugünkü zirvede Çin'i de ele aldık"

Liderlerin, Çin'in artan etkisi ve uluslararası politikalarının İttifak'ın güvenliğine meydan okuduğu yönünde görüş birliğine vardığını aktaran Stoltenberg, Çin'in, Washington Antlaşması'nda yer alan temel değerlerle çelişen zorlayıcı politikalarından endişe duyduklarını ve Çin'in, nükleer cephaneliğini daha fazla savaş başlığı ve gelişmiş atım sistemleri ile hızla genişlettiğini kaydetti. Stoltenberg, "Bugünkü zirvede Çin'i de ele aldık. Müttefikler arasında güçlü bir görüş birliği var. Çıkarlarımıza dayanarak, silah kontrolü ve iklim değişikliği gibi konulara girme fırsatları görüyoruz.

Fakat Çin'in artan etkisi ve uluslararası politikaları, İttifak'ın güvenliğine meydan okuyor. Liderler, bir İttifak olarak bu tür zorlukları birlikte ele almamız ve güvenlik çıkarlarımızı savunmak için Çin ile ilişki kurmamız gerektiği konusunda anlaştılar. Çin'in, Washington Antlaşması'nda yer alan temel değerlerle çelişen zorlayıcı politikalarından endişe duyuyoruz. Çin, nükleer cephaneliğini daha fazla savaş başlığı ve daha fazla sayıda gelişmiş atım sistemi ile hızla genişletiyor. Bu, askeri modernizasyonunu uygulamada şeffaf değildir. Bu, Avrupa-Atlantik bölgesindeki tatbikatlar da dahil olmak üzere Rusya ile askeri işbirliği yapıyor. Çin'in dezenformasyon kullanması konusunda da endişelerimiz devam ediyor. NATO Liderleri, Çin'i uluslararası taahhütlerini yerine getirmeye ve uluslararası sistemde sorumlu davranmaya çağırdı. Büyük bir güç olarak rolüne uygun bir şekilde, uzay, siber ve deniz alanları da dahil olmak üzere" ifadelerini kullandı.

Ayrıca Genel Sekreter Stoltenberg, NATO'nun Çin'in ekonomik ve askeri yükselişini görmezden gelmesinin hiçbir yolu olmadığını ve Çin'in, savaşın doğasını değiştirme potansiyeline sahip yeni yıkıcı teknolojilere yaptığı yatırımın altını çizdi. Stoltenberg, "Çin yakında dünyanın en büyük ekonomisi olacak, zaten en büyük 2. savunma bütçesine ve en büyük donanmaya sahipler. Otonom sistemler, otonom sistemler, yüz tanıma ve yapay zeka gibi yeni yıkıcı teknolojilere yatırım yaparak ve bunları daha önce neredeyse hiç görmediğimiz bir şekilde savaşın doğasını değiştirme sürecinde olan farklı silah sistemlerine yerleştirmek de dahil olmak üzere, yeni modern yeteneklere büyük yatırım yapıyorlar" dedi.

"8 kilit alanda somut kararlar aldık"

Konuşmasında, Liderler Zirvesi'nde NATO 2030 gündemi üzerinde Liderlerin, 8 kilit alanda samut karar aldığını ve bu alınan kararların neler olduğuna ilişkin açıklamada bulunan Stoltenberg, "Bugün Liderler, iddialı NATO 2030 gündemimizi ittifakın bugünün ve yarının zorluk ve tehditleriyle yüzleşebilmesini sağlamak için kabul etti. 8 kilit alanda somut kararlar aldık.

İlk olarak, güvenliğimizle ilgili tüm konularda istişareler ve ortak eylemler için NATO'yu transatlantik forum olarak geliştirme konusunda anlaştık. Siyasi istişaremizi ve koordinasyonumuzu güçlendirmeye ve genişletmeye karar verdik.

İkincisi, Avrupa-Atlantik bölgesinin savunmasında çerçeve olarak NATO'yu güçlendirerek, caydırıcılığımızı ve savunmamızı güçlendirmeyi kabul ettik ve 2014'te verdiğimiz Savunma Yatırım Taahhüdü'nü yeniden taahhüt ediyoruz.

Üçüncüsü, NATO liderlerinin yeni bir dayanıklılık taahhüdü ile toplumlarımızın direncini güçlendirme konusunda anlaştık. Kritik altyapımızı korumak için NATO çapında dayanıklılık hedefleri ve somut ulusal hedefler geliştireceğiz. Dördüncüsü, teknolojik üstünlüğümüzü keskinleştireceğiz. Müttefikler, Kuzey Atlantik için Savunma İnovasyonu Hızlandırıcısı (DIANA) başlatmayı kabul ettiler. Yeni kurulan şirketler, endüstri ve üniversitelerle birlikte çalışan bu merkez, transatlantik işbirliğini teşvik edecek ve Müttefikler arasındaki boşlukların önlenmesine yardımcı olacaktır.

Müttefikler ayrıca, gelişmekte olan ve yıkıcı teknolojiler üzerinde çalışan yeni şirketlere yatırım yapmak için bir NATO İnovasyon Fonu kurmaya karar verdiler. Beşincisi, kurallara dayalı uluslararası düzeni korumak için çalışmalarımızı hızlandıracağız. Bu amaçla, Asya-Pasifik'te Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve Kore ile ortaklıklarımızı güçlendireceğiz ve Latin Amerika, Afrika ve Asya'daki ülkelerle yeni ilişkiler arayacağız. Ayrıca, Avrupa Birliği (AB) ile işbirliğimizi daha da derinleştirmeye kararlıyız. Altıncısı, ortaklar için eğitim ve kapasite geliştirmeyi önemli ölçüde artıracağız.

Ukrayna ve Gürcistan'dan Irak ve Ürdün'e. Yedinci olarak, liderler iklim değişikliğinin güvenlik üzerindeki etkisini ele almanın ilk kez NATO için önemli bir görev olacağı konusunda anlaştılar. Bu, iklim değişikliğinin tesislerimiz, misyonlarımız ve diğer faaliyetlerimiz üzerindeki etkisinin düzenli değerlendirmelerini, iklim değişikliğini tatbikatlarımıza, savunma planlamamıza ve tedarikimize entegre etmeyi ve askeri faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını değerlendirmek için bir metodoloji geliştirmeyi içerecektir.

Son olarak, 2022'deki zirvemiz için NATO'nun bir sonraki Stratejik Konseptini zamanında geliştirme konusunda anlaştık. Değerlerimizi yeniden teyit ederek ve son 10 yılda güvenlik ortamımızdaki önemli değişiklikleri yansıtarak. NATO 2030 gündemi daha yüksek bir hedef düzeyi belirliyor ve İttifakımızın gelecekteki uyarlaması için net bir yön sağlıyor" İfadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, meclis toplantısında 2023 Yılı Faaliyet Raporu’nu açıkladı. İmamoğlu, "101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık. Hane halkına 33 milyar 425 milyon TL’lik cari transfer gerçekleştirdik. 115 milyar 380 milyon TL ile ulaşımı destekledik” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilk meclis toplantısının son gününde 2023 Yılı Faaliyet Raporu açıklandı. Fatih Saraçhane’de bulunan binada gerçekleşen toplantı, Meclis Başkanvekili Nuri Aslan’ın başlatmasıyla gerçekleştirildi. “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık” 2023 yılına ilişkin faaliyet raporunu açıklayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık. Hane halkına 33 milyar 425 milyon TL’lik cari transfer gerçekleştirdik. 115 milyar 380 milyon TL ile ulaşımı destekledik. Çevre için 31 milyar 540 milyon TL kaynak kullandık. Sağlık ve sosyal hizmetler için kullandığımız kaynak 25 milyar 475 milyon TL. Spor, kültür, eğitim hizmetlerimiz için gerçekleştirdiğimiz harcamalarımızın toplamı 19 milyar 645 milyon TL. 37 milyar 545 milyon TL raylı sistemlerimize sermaye yatırımı yaptık. Fen işleri eliyle 29 milyar 945 milyon TL sermaye yatırımı gerçekleştirdik. Yol yapım ve bakımı için gerçekleştirdiğimiz harcama 14 milyar 355 milyon TL. Ulaşımı 21 milyar 415 milyon TL ile sübvanse ettik. Toplumsal dayanışmayı güçlendiren ve böylece insanların sosyal destek sistemine daha az ihtiyaç duymalarını önceleyen bir anlayışla son 5 yılda olduğu gibi, 2023 yılında da çok yoğun sosyal destek hizmetleri sunduk” dedi. “156 bin 322 çocuğumuza ücretsiz süt ulaştırdık” İmamoğlu konuşmasının devamında, "Örneğin, 2023 yılında 231 bin 354, toplamda ise 1 milyon 59 bin 612 haneye Sosyal Destek İstanbulkart ile periyodik olarak nakdi destek sağladık. Karakış Desteği, Ramazan Ayı Desteği, Yaşlı Sanatçılar Desteği, Kadın Sığınma Evi Desteği, Deprem Desteği gibi düzenli ve tek seferlik nakdi destekleri 2023 yılında 353 bin 864 yurttaşımıza, 5 yıllık dönemimizde toplamda 733 bin 41 yurttaşımıza ulaştırdık. 100 bin üniversite öğrencisine 7 bin 500 TL nakdi destek sağladık. Toplamda ise 279 bin 198 üniversite öğrencisine nakdi destek verdik. 156 bin 322 çocuğumuza ücretsiz süt ulaştırdık. Toplamda ise 623 bin 553 çocuğumuza ücretsiz süt dağıtımı yaptık. Evlilik Desteği kapsamında, ihtiyaç sahibi 8 bin 682 çifte nakdi destek sunduk” şeklinde konuştu. “11 kent lokantasıyla yaklaşık 2,5 milyon kişiye 40 TL’ye 4 kap yemek desteği verdik” Kent Lokantası’nın hizmetlerine dikkat çeken İBB Başkanı İmamoğlu, “Dezavantajlı mahallelerdeki okulların çevresinde 823 bin adet Beslenme Desteği dağıtımı yaptık. Açtığımız 11 Kent Lokantası ile yaklaşık 2,5 milyon kişiye 40 TL’ye 4 kap yemek desteği verdik. Açtığımız 14 yurtta 5 bin 619 öğrenciye kamu güvencesiyle barınma imkanı sağladık. Sayıları artık 100’ü geçen Yuvamız İstanbul, ders atölyelerimiz, teknoloji atölyelerimiz ve gençlik ofislerimizle çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim ve gelişimlerine katkı sunduk. 0-4 yaş arası çocuğu olan 614 bin anneye toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanmalarını sağladık. İBB Kadın, Kadın Dayanışma Evi ve kadın danışma birimleri ile binlerce kadına barınma hizmeti ve sosyal hizmetler sunduk” ifadelerini kullandı. İBB Meclisi’nde Filistin’e destek çağrısı Daha sonra söz hakkı alan Büyük Birlik Partisi Grup Başkan Vekili Dursun Çağlayan, “Biz Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolluk ücretimizi, Büyükşehir Belediye Başkanımız Filistinli çocuklara yapmaya başlayacakları yardım kampanyası hesap numarasını bize ilettikleri takdirde sonuna kadar onların hesaplarına yatmasını talep ediyoruz. Buna katılacak olan meclis üyelerimizi arkadaşlarımızdan, kardeşlerimizden siyasi görüş ayırt etmeden emeği geçen katkısı olan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu. "Sandıktan çıkan mesajları herkes kendi zaviyesinden değerlendirecektir, muhasebesini yapacaktır" AK Parti Grup Başkan Vekili Zeynel Abidin Okul ise konuşmasında, “Sandıktan çıkan mesajları herkes kendi zaviyesinden değerlendirecektir, muhasebesini yapacaktır. Bizler de kendi değerlendirmelerimizi çok ciddi bir şekilde yapmaktayız. Her biri 250 yatak kapasiteli 10 huzurevi açacağız denmiş, sadece bana gelen bilgi 1 tanesinin açıldığı birinin de sadece temeli atıldı. Biz görevi devrettiğimizde İstanbul’daki verilere baktığımızda 11 milyona yakın ücretsiz yemek dağıtıldığı, bugün ise bu rakamın 9 buçuk milyona düştüğü görülmektedir. Kent lokantalarını destekliyoruz. Güzel faaliyetlerde bulunuyorlar. Sayılarının arttırılmasını bekliyoruz. Ama bu aradan geçen 1 buçuk milyon eksik yemek acaba kent lokantalarında anlatılan 1,6 milyonluk uygun yemeğin reklamı yapılırken bu kadar yemek neden dağıtılmadı?” cümlelerini kulandı.
İstanbul Emine Erdoğan: "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş bitkiler alemidir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" dedi. Emine Erdoğan, İstanbul’da Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ev sahipliğinde düzenlenen "Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) - Bitkisel İlaçlar İçin Düzenleyici İşbirliği Ağı (IRCH) 15. Yıllık Toplantısı ile Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Kılavuz ve Strateji Geliştirme Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’den ve dünyanın farklı yerlerinden gelen, bilim insanları ile buluşmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi. Sağlığı korumanın ve hastalıklardan arınmanın, var olduğu günden bu yana insanlığın ortak derdi olduğunu dile getiren Erdoğan, bu yolda birbirine eklenerek kar topu gibi büyüyen tecrübelerin insanlık tarihinin tüm birikiminden izler taşıdığını belirtti. Erdoğan, sahip oldukları bu hazinenin, Doğu’nun ve Batı’nın, geleneksel ve modernin ahenk içinde yoğurulmasının eşsiz bir sembolü olduğunu kaydederek, "Yüzyıllar boyunca hekimler, ’Biz insanı en güzel biçimde yarattık’ ayeti kerimesinin bir tezahürü olarak, kutsal kabul edilen sağlığı korumak ve bu uğurda tedavi yöntemleri geliştirmek için tabiatı incelemiş, yaratılan her şeyi hikmet nazarıyla satır satır okumuştur. Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" diye konuştu. "Sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" Bugün birçok hastalığın tedavisinde bitkilerden elde edilen ilaçlar kullanıldığını bildiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Anadolu toprakları, sahip olduğu 3 bini endemik, toplam 12 bin bitki türüyle bitkilerle tedavi alanında müstesna bir yere sahiptir. Sadece bitki çeşitliliği açısından değil, üzerinde birçok önemli hekim ve bilim insanının yaşamış olması hasebiyle de Anadolu toprakları kadim tıp kaynakları açısından önemli bir konumdadır. Razi’den İbni Sina’ya, Hipokrat’tan Galen’e sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, buna bir örnek olarak, geçen yıllarda tercümesini gerçekleştirdikleri "Kitabül Cemi Fil Edviyetül Müfrede" kitabından bahsetmek istediğini aktararak, şöyle devam etti: "13. yüzyılda yaşayan ve botanik biliminin kurucusu olarak kabul edilen İbnü’l Baytar’ın bu değerli eserinin ne yazık ki Türkçe tercümesi bulunmuyordu. 19. yüzyılda Batılı bilim insanları tarafından önemi fark edilerek çeşitli dillere çevrilmiş olan bu eseri Türkçeye kazandırmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ancak elbette yeterli görmüyoruz. Ülkemizin bu anlamda büyük bir potansiyeli ve mirası var. Bu mirasın modern bilimin süzgecinden geçerek günümüze kazandırılmasının, insan hayatına eşsiz bir katkı sunacağı kanaatindeyim." "DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" Tıp alanında miras aldıkları bu köklü geçmişe sahip çıkmayı, milli ve vicdani bir sorumluluk olarak gördüklerine işaret eden Erdoğan, bu nedenle yürüttükleri çalışmaların bu sorumluluk duygusunun bir sonucu olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, hastalıklarla mücadelenin, biçim değiştirse de her dönem insanlığın temel uğraş konularından biri olduğunu dile getirerek, "Teknolojinin gelişmesiyle teşhiste kat edilen mesafenin önemini yadsıyamayız. Ancak diğer taraftan artan kronik hastalıklar ve aşırı ilaç kullanımı tüm dünyada sağlık politikalarını yeniden gözden geçirmenin zorunlu olduğu kanısını güçlendirmiştir. Bu noktada DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" ifadelerini kullandı. Tarihi öğretilerin gün yüzüne çıkarılıp, modern uygulamalara entegrasyonunda üzerlerine düşeni yerine getirmek için 2012 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığı kurulduğunu aktaran Erdoğan, gerekli mevzuat düzenlemesi yapıldığını vurguladı. "GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli" Emine Erdoğan, 2014 yılında yürürlüğe giren Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nin bu çerçevede önemli bir adım olduğundan bahsederek, şunları söyledi: "Bu sayede Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, birçok üniversitede Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları (GETAT) eğitim ve uygulama merkezleri açıldı. Ancak GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli. Bu minvalde geçtiğimiz aylarda ülkemizin saygın araştırma kuruluşlarından biri olan TÜBİTAK Başkanlığımız tarafından geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın araştırılmasına yönelik proje çağrısına çıkıldı. Akademik çalışmaların ve bilim insanlarının GETAT uygulamalarına gösterdiği ilginin son derece önemli olduğunu düşünüyorum." Bu sayede Türkiye’nin GETAT uygulamalarında önde gelen ülkelerden biri ve tüm dünya için bir cazibe merkezi olacağına emin olduğunu vurgulayan Erdoğan, topraklarının zengin şifa birikiminin, Sağlık Bakanlığınca patenti alınan "Anadolu Tıbbı" markası altında daha da geliştirilerek, insanlığın istifadesine sunulacak olmasının ümit verici bir gelişme olduğunu dile getirdi. Emine Erdoğan, başta Sağlık Bakanlığı ve DSÖ olmak üzere organizasyonda emeği geçen herkese ve katılımcılara katkıları için teşekkür etti. Hazreti Muhammed’in "Sağlık, vücutları sağlam insanların başına konmuş bir taçtır. Onu ancak hastaların gözü görür" Hadis-i Şerifi’ni aktaran Erdoğan, "Hastalığın değil, şifanın merkeze alındığı, geleneğin hak ettiği itibara yeniden kavuşarak, hayatımıza hikmeti ve şefkati kazandırdığı bir dünyayı, hep birlikte inşa edebilmeyi diliyorum" şeklinde konuştu. Emine Erdoğan, katılımcılarla aile fotoğrafı çektirdi Emine Erdoğan, programa katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakanı Yardımcısı Huzeyfe Yılmaz, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İhsan Ateş, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, DSÖ Geleneksel, Tamamlayıcı ve Entegratif Tıp Birimi Sorumlusu/ Dünya Sağlık Örgütü Bitkisel İlaçlar İçin Uluslararası Düzenleyici İşbirliği Ağı (DSÖ-IRCH) Sekreterya Grup Başkanı Dr. Kim Sungchol ve DSÖ-IRCH Sekreterya Grup Başkan Yardımcısı Dr. Charles Wu ile aile fotoğrafı çektirdi. Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) tarafından mini konser verilen programda, çalıştayla ilgili tanıtım videosu izletildi. Programda, Sağlık Bakanı Koca ve DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Kluge konuşma yaptı. Konuşmaların ardından, Sağlık Bakanı Koca Emine Erdoğan’a geleneksel tıbbın simgesi olan "hayat ağacını" hediye olarak takdim etti. Emine Erdoğan daha sonrasında beraberindekilerle, Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan "Anadolu’da Tıbbın Tarihi" sergisini ziyaret etti. Sergide, geleneksel tıp yöntemlerinin yer aldığı kitaplar ve bitkiler tanıtılıyor.