GÜNDEM - 23 Haziran 2021 Çarşamba 14:03

O kahraman İHA’ya konuştu

A
A
A
O kahraman İHA’ya konuştu

Kuzey Irak’ta teröristlerin drone ile saldırısında atılan bombayı fark ederek diğer silah arkadaşları zarar görmesin diye bacaklarının arasında sıkıştırarak patlatan ve vatan için bir ayağını feda eden Uzman Çavuş Yusuf Yayla İHA’ya konuştu. Kahraman uzman çavuş duygularını, “Bu ülkeyi bölmeyecekler, bu bayrak inmeyecek ve bu ezan susmayacak. Gururluyum, bu vatana ve millete feda olsun” sözleri ile anlattı.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Kuzey Irak’ta yürütülen Pençe Yıldırım Harekâtı’nda kapsamında 10. Komando Tugay Komutanlığı’nda görevli Piyade Uzman Çavuş Yusuf Yayla, drone ile yapılan bombalı saldırı sonrası gazi oldu. Kuzey Irak’ın Hakuk bölgesinde bölücü terör örgütü PKK ile önceki gün meydana gelen sıcak temasta Mehmetçiğe hainler bombalı drone ile saldırdı. Birlikte görevli Afyonkarahisar Uzman Çavuş Yusuf Yayla, çatışma esnasında drone ile havadan atılan bombayı fark ederek diğer silah arkadaşları zarar görmesin diye büyük bir kahramanlık örneği gösterip patlayıcıyı iki bacağının arasında sıkıştırdı. Patlayan bomba Yayla’nın sağ bacağının diz altından kopmasına sebep oldu. Olayın ardından Hakkâri Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınan Yayla’nın sağlık durumu iyiye gidiyor.

O kahraman İHA’ya konuştu

“Bu vatana ve millete feda olsun”

İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirinin ulaştığı kahraman uzman çavuş Yayla, cep telefonu ile yaptığı görüntülü görüşmede olay anını ve sonrasını anlattı. Yayla “Kaderimi böyle yazılmış vatan sağ olsun söyleyecek başka söz yok. Bu ülkeyi bölmeyecekler, bu bayrak inmeyecek ve bu ezan susmayacak. Gururluyum, Peygamberlikten sonra en büyük mertebe şehitlik ve gazilik Allah’ta bizlere gaziliği nasip etti çok şükür. Bu vatana ve millete feda olsun” dedi.

“Arkadaşları dronenin üzerine bastığını ve kendilerini kurtardığını söyledi”

Yayla’nın, Jandarma Özel Harekâttan uzman çavuş olarak emekli olan ve Afyonkarahisar'da yaşayan babası İlyas Yayla (50) oğlunun bacağının kopmasına üzüldüğünü, ama ömür boyu gazilik bir unvanının da gururunu taşıyacaklarını kaydetti. Baba Yayla, “Yaralanması ve engelli kalacak olması bizi üzdü. Fakat her şekilde bu onuru biz taşıyacağız. Gurur duyuyoruz evladımızla. Arayan soran herkese teşekkür ediyorum. Olay gece 21.45 civarı gerçekleşmiş. Drone ile saldırı gerçekleştirilmiş. Oğlum droneyi fark ettiğinde de müdahale etmek istemiş ve bir şekilde de yaralanmış. Arkadaşlarından öğrendiğimi kadarı ile onlarda oğlumun büyük bir cesaret gösterip, dronenin üzerine bastığını ve kendilerini kurtardığını’ söylediler. Oğlumla telefon ile görüştüm ve sağlığı çok iyi. Daha iyi olacak inşallah hep birlikte iyi olacağız ve onu ayağı kaldıracağız” diye konuştu.

“Böyle acılar ben de yaşadım ve birçok arkadaşımın başında refakatçi kaldım”

Kendisinin emekli asker olduğunu ve oğlunun durumunu çok iyi anladığını belirten Yayla, kendisinin de görev yaptığı dönemde yaralanan birçok arkadaşının başında refakatçi kaldığını, şimdi de oğlu için refakatçi olacağını dile getirdi. Yayla duygu dolu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ben de özel harekâttan emekli uzman çavuşum. 23 yıl terörle mücadele de hizmet vermiş bir kişiyim. Bundan önce böyle acılar ben de yaşadım ve birçok arkadaşımın başında refakatçi kaldım. Gerçekten ağır bir duygu. Şimdi evladımın başında kalıp onu ayağa kaldıracağım. Bu bir bayrak yarışı, kendisi mesleğe girdiğinde ben de o yıl emekliliğimi istedim ve ayrıldım. Aynı kapıda iki kişi olmaz diye düşümdüm, 5 yıldır emekliyim. Evladımda 6 yıldır hizmet veriyor, terörle mücadelenin içinde. Allah’a şükür kendisi sağ, en azından sarılabileceğimiz bir evladımız var. Gidip kendisine sarılıp hep birlikte ayağı kaldıracağız evladımı.”
Hakkâri’de tedavisi süren Uzman Çavuş Yayla’nın hafta içinde Ankara GATA’ya sevk edileceği ve tedavisine bir süre burada devam devam edileceği öğrenildi.

Gökten Ceylan

O kahraman İHA’ya konuştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir merkezli “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İzmir merkezli 3 ilde gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütünün çökertildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından paylaşım yaparak operasyonlar hakkında bilgi verdi. Bakan Yerlikaya’nın verdiği bilgilere göre, İzmir merkezli olarak Mersin ve Van’da gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında elebaşılığını Tahsim Aktaş ve Murat Hanaylıoğlu’nun yaptığı 2 ayrı suç örgütü çökertildi. Operasyonlarda toplam 25 şüpheli yakalanırken 16 adet tabanca, 2 adet tam otomatik uzun namlulu silah, 10 adet tüfek, çok sayıda fişek, tüfek kartuşu ve muhtelif miktarda uyuşturucuya ise el konuldu. Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İzmir merkezli Mersin ve Van’da düzenlenen operasyonlarda, organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, eğlence mekanlarını cebir ve tehdit kullanarak ele geçirmeye çalıştıkları, esnaflara ait işyerlerini kurşunladıkları, silahlı tehdit ile mağdur şahıslara zorla senet imzalattırdıkları, 3’üncü şahıslar adına para tahsilatı yaptıkları, silah ticareti yaptıkları, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlarını işledikleri tespit edildi.
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."