SAĞLIK - 29 Kasım 2019 Cuma 11:46

'Obezite cerrahisi estetik bir cerrahi değildir'

A
A
A
'Obezite cerrahisi estetik bir cerrahi değildir'

Op. Dr. Hüseyin Kapu, obezitenin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sigaradan sonra önlenebilir en önemli ikinci ölüm nedeni olarak değerlendirildiğini belirterek, "Obezite cerrahisi estetik bir cerrahi değildir. Obezite cerrahisinde amaç hastayı ideal kilosuyla beraber sağlığına kavuşturmaktır." dedi.

Türkiye’de obezite oranı resmi rakamlara göre, erkeklerde yüzde 20,5, kadınlarda ise yüzde 41,0 olup toplamda yüzde 30,3 olarak bulunuyor. Toplamda fazla kilolu olanlar yüzde 34,6, fazla kilolu ve şişman olanlar yüzde 64,9, çok şişman olanların oranı ise yüzde 2,9 olarak hesaplandı. Medicana Avcılar Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Kapu, obezite, obezite cerrahisi ve iyileşme süreci ile ilgili bilgi verdi.

Obezitenin vücuttaki yağ dokusunun aşırı fazlalaşması sonucu kişinin sağlık problemleri yaşamasına neden olan bir hastalık olduğunu belirten Op. Dr. Hüseyin Kapu, "Obezite ülkemizde ve dünyada ciddiye alınması gereken bir sağlık sorunudur. Obezite hastalığının boyutu ise boy ve kilo değerleri üzerinden yapılan Vücut Kitle İndeksiyle hesaplanır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen oranlara göre; Vücut Kitle İndeksi 30 üzeri olanlar obez, 40 üzeri olanlar morbid obez, 50 üzeri olanlar ise süper obez olarak adlandırılır. Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sigaradan sonra önlenebilir en önemli ikinci ölüm nedeni olarak değerlendirilmektedir. Obezitenin derecesine göreyse cerrahi ya da cerrahi olmayan yöntemlerle tedavi mümkündür." dedi.

Kullanılan cerrahi yöntemler
Op. Dr. Hüseyin Kapu, obezitenin tedavi yöntemlerini şöyle açıkladı: "Tüp mide ameliyatı, mide balonu, gastrit bypass, revizyon cerrahisi, mide botoksu ve metabolik cerrahi obezite tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemlerdir. Obezite cerrahisinde hangi yöntemlerin uygulanacağına gerekli analizler ve testlerden sonra karar verilir."

Ameliyat sonrası iyileşme süreci
Op. Dr. Kapu, hastalığın ameliyatla tedavisi sonrası yaşanan süreci şöyle anlattı: "Obezite cerrahilerinden sonra hastalar genellikle 3 gece hastanede kalırlar. Ameliyatlar laparoskopik olarak gerçekleştiği için ameliyat sonrası ağrılar minimum seviyededir. Obezite cerrahilerinden sonra ilk aylarda hastalar çok hızlı kilo verirler, özellikle tüp mide ve gastrit bypass ameliyatlarından sonraki ilk 6 ay içerisinde fazla kilolarının yarısını verebilmektedirler."

"Obezite cerrahisi estetik bir cerrahi değildir"
Obezite cerrahisinin estetik bir cerrahi olmadığının altını çizen Op. Dr. Kapu, "Obezite cerrahisinde amaç hastayı ideal kilosuyla beraber sağlığına kavuşturmaktır. Bu yüzden iyileşme süreçlerinde varsa diyabet, uyku apnesi, hipertansiyon, reflü gibi hastalıklarda da iyileşme görülür." şeklinde konuştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Okula gitmek için evden ayrıldı, bir daha da dönmedi: Acılı anne 15 yaşındaki kızını arıyor Kırıkkale’de okula gitmek için evden ayrılan 15 yaşındaki lise öğrencisi Gözde Nehir Akbulut’tan iki gündür haber alınamıyor. Acılı anne Nuray Akbulut, kayıp kızının bulunmasını istiyor. Edinilen bilgiye göre, Kırıkkale yaşayan Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencisi Gözde Nehir Akbulut, bir süredir kaldığı ablasının evinden dün sabah saatlerinde ayrıldı. Okula gitmediğini öğrenen Nuray-Şinasi Akbulut çiftçi, 15 yaşındaki kızlarından haber alamayınca durumu polise bildirdi. İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yapılan kayıp ihbarı sonrası Gözde’yi bulmak için arama çalışması başlattı. Polis, okul ve çarşı merkezindeki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Acılı anne Nuray Akbulut, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kızının bir süredir doğum yapan ablasının yanında kaldığını belirtti. Okula hiç gitmediğini ifade eden Akbulut, "Ablası doğum yaptığı için ablasında kalıyordu okulda yakındı. Okula gidiyor diye çıkıyor, okula gitmiyor. Gitmeyince de dönüş saatinde ’anne kaçta geliyordu" dedi. Bende ’4.5’ dedim. Baktık okula o gün hiç gitmemiş. Sonra ben geldim okul idaresine kimseyi bulamadım. Emniyete gittik haber verdik. Herkes ’şuarada görüldü’ diyor. Oraya gidiyoruz aslı yok hiçbir şey bulamıyoruz" dedi. Akbulut, "Arkadaşının bir tanesi ’dolmuş durağında saat 9.30 gibi gördüm gidiyordu’ dedi. Tek başına deniliyor, yanında bir kişi var denildi. Okuldan da kimse ’kızının geldi gitti’ diye arama olmadı. Aramaya ulaşmaya çabaladım. Görenlerin duyanların yardımını istiyorum" diye konuştu. (HA
Bursa Psikososyal gelişimin eğitimdeki önemi Bursa’da düzenlenen ’Türkiye yüzyılda öğretmen olmak’ konulu panelde konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe, “Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişim için programların yeniden düzenlenmesi ve daha fazla yer verilmesi önem arz ediyor” dedi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Orhangazi Salonunda gerçekleştirilen panelin sunuculuğunu Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe yaparken, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Tan ve Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, salonu dolduran akademisyen ve öğretmenlere bilgi birikimlerini aktardı. "Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişime önem verilmeli" Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe, “Dünyanın çok hızlı bir biçimde değiştiğini hepimiz biliyoruz. Bu hızlı gelişen dünyadaki bilgileri, becerileri, davranış kalıpları farklılaşıyor. Bu duruma etkili olarak hızlı cevap vermek için çocuklarımızı bu dünyaya hazır hale getirmemiz gerekiyor. Yeni dünyanın dijital dünya olduğunu iyi biliyoruz. Bir yandan çocuklarımıza dijital becerileri kazandırırken, öbür taraftan da onların psikososyal gelişimlerini de sağlayacak bir biçimde bir eğitim yapılanmasına ihtiyaç var. Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişim için programların yeniden düzenlenmesi ve fazla yer verilmesi önem arz ediyor. Eğitimde ve toplumsal refahı üst düzeyde olan milletlere bakıldığında onların eğitim sistemlerinde bu gelişime, akademik gelişimin dışında çok önem verildiğin görüyoruz. Japonya ve Güney Doğu Asya ülkelerinde de bunu görüyoruz. Bunun içinde üniversitelerden ve akademik dünyadan yardım alınması önem kazanıyor. Bugün burada üniversite ve il milli eğitim müdürlüğü işbirliğiyle Türkiye’de öğretmen olmak adı altında yaptığımız panelin faydalı olduğunu düşünüyorum” dedi. "Bursa Uludağ Üniversitesi olarak Türkiye’ye örnek iş birliği yapıyoruz" Panelde konuşma yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, “Uludağ Üniversitesi olarak gerçekten Türkiye’ye örnek olabileceğimiz iş birlikleri yapıyoruz. Sizlerin eğitim öğretim sürecinde problem olarak gördüğünüz her şeyi biz eğitim fakültesinde bir proje olarak kabul edip sizlerle birlikte projeleri yürütüyoruz. Bugün burada Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğünün kurmuş olduğu öğretmen akademisi ile güzel bir çalışma içindeyiz. Fakültemize yeni bir program geldiğinde o programdaki tüm becerileri, tüm kavramları bizler akademik olarak çalışıyoruz. Öğretmen akademisi çerçevesinde yürütülen çalışmaları da çok gecikmeden, geciktirmeden Bursa’daki öğretmenlere bu konuda kısa sürede farkındalık kazandırmış olacağız” diye konuştu. "Bu panellerin devamında da katkımız olacak" Arena Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Celal Arslan, “Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz panelle eğitime katkımız olsun istiyoruz. Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa İl Milli Eğitim müdürlüğünün birlikte yürüttüğü çalışmaya bizde destek olmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin, Bursa’nın kazanmasını istiyoruz. Öğretmen ve öğretmen adaylarımızın mesleki gelişimlerine destek olmak için bu panellerin devamını getirmeyi planlıyoruz. Ne kadar gelişirsek, öğrencilerimize o kadar katkı sunarız diye düşünüyorum. Korana virüs salgınında yaşadığımız sorunları ileride yaşamamak için çalışmalar yürütüyoruz. Öğrenmek için sınır yok. Öğrenmeye devam ediyoruz. Ben 20 yılı geride bıraktım. Biz öğrencilerimize ve velilerimize dokunmak istiyoruz. Şu anda da belli bir yol aldık. Ülkemize yani memleketimize olan borcumuzu ödüyoruz. Biz eğitim kurumumuzda Finlandiya ve Japonya ile işbirliği halindeyiz. Onların uyguladığı eğitim modelerlerinden faydalanıyoruz. Teknolojinin nereye varacağını bilemiyoruz. Ancak öğrenciye ne kadar dokuna bilirsek o kadar faydalı olacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.